Diğerleri birbirlerine ne verdiler
Boşluk,
Granger de Montag'la beraber durmuş geriye bakıyordu.
—Büyükbabam derdi ki, Ölen herkes ardında bir şeyler bırakmalıdır. Bir çocuk, kitap, ev.,, herhangi bir
şey, Ya da ekili bir çiçek bahçesi. Elinin dokunduğu bir şey bırakmalı. Ona dokunan kimse senin varlığını
hissetmeli.
Granger, Montag'ın kolunu bıraktı.
¦— Bundan elli yıl önce büyükbabam banaV-2 roketlerinin filmini göstermişti. Gökyüzünde iğneden
farksız görünüyordu. Büyükbabam, insanlar için dünyada çok az yer vardır, derdi. Anlıyorsun, ya?
Granger, Montag'a döndü.
— 145 —
— Büyükbabam öleli yıllar oluyor, ama kafamı açıp bakacak olursan orada onun bir abidesini bulursun.
Her zaman bana dokunduğunu hissederim.
Montag:
— Bak!, niye haykırdı.
Ve savaş başladı, göz açıp kapayıncaya kadar kısa> bir zamanda son buldu.
Daha sonra, Montag'm etrafındakiler gerçekten de bir geygörüp görmediklerini söyleyemediler.
Muhtemelen gök yüzünde şimşek gibi bir ışık görmüşlerdi. Belki bombalar oradaydı. Bombalar gerilerde
bıraktıkları uyuyan şehrin üzerine düşüyordu. Jetler hedeflerini bulun, uçaklar saatte beş bin mil hızla
uzaklaşırken savaş, otların üzerinde dolaşan bîr orağın hışırtısı gibi son bulacaktı. Bir kere bombalan tutan
kol hareket etti mi her şey bir anda biti-veriyordu. Bombaların yere düşmesinden önce düşman uçakları
ufkum diğer ucunda gözden kayboluyordu. Üç saniye. Dünya tarihine şimdiye kadar geçmemiş bir hızla
biten savaş.
Buna inanılamazdı. Sadece bir hareket olarak nitelendirilebilirdi. Montag uzakta kalan şehrin üzerindeki
demir yumruğu görüyordu. Bunun peşinden, Jetlerin ıslıklarını duyacağını da biliyordu. «Taş taş üstünde
bırakmayın», emri...
Montag, bombaları zihnen bir saniye kadar gökyüzünde tuttu. Ellerini çaresizlik içinde uzatmıştı.
Faber'e, Clarisse'e:
— Kaçın!, diye haykırdı. Kaçın! Milrîred'e:
— Çık, oradan çık!, diye bağırdı.
Fakat, Clarisse'in öldüğünü hatırladı. Faber'de beş otobüsüyle şehrin çok uzaklarında olmalıydı.
Otobüs-
Dostları ilə paylaş: