Giriþ
Romatoid artrit en sýk görülen inflamatuar eklem
hastalýðý olarak, dünya nüfusunun %1'ini etkilemek-
tedir.
(1)
Romatoid artrit (RA) dünyanýn hemen her
bölgesinde görülmekle beraber, prevelansý toplum-
lar arasý farklýlýklar göstermektedir. A.B.D. ve
Kanada da kadýnlarda romatoid artrit prevalansý %1
civarýnda olup, erkeklerden 3-4 kat daha sýktýr.
(2,3,4)
Literatürde Çin'in Kinmen adasýnda romatoid artrit
insidansý %0.3 iken, Arizona'daki Pima yerlilerinde
%5.3 gibi yüksek insidanslar da yayýnlanmýþtýr.
(5)
847
Aborjin üzerinde yapýlan bir çalýþmada ise, hiç
romatoid artrit vakasý görülmemiþtir.
(6)
Merkez ve
Güney Avrupa da prevalans %0.5 ile %1 arasýnda
iken, Kuzey Avrupa'da daha yüksektir.
(7,8)
Ýsveç te
Goteborg' da 79 yaþýndaki popülasyonda romatoid
artrit prevalansý %10'dur.
(9)
Ýnsidans oranlarý her iki
cinste yaþla beraber artýþ göstermektedir. 35 yaþýn
altýndaki popülasyonda %0,3 iken, 65 yaþ üzerinde
%10' dur. Ancak yeni insidans çalýþmalarý son yýllar-
da bir düþüþ göstermektedir. Ýngiltere ve Gallerde
yapýlan bir nüfus çalýþmasýnda kadýnlarda yýllýk
romatoid artrit insidansý 1970 ile 1972 ve 1980 ile
1981 yýlllarý arasýnda her 1000 kiþi/yýla göre yýlda
3.3 olgudan 2.6 olguya düþmüþtür. Bu bulgular son
on yýl içerisinde kadýnlarda romatoid artrit insidan-
sýnýn azaldýðýný göstermektedir.
(10)
1. Etiyoloji:
Romatoid artrit etiyolojisi henüz tam olarak açýk-
lýða kavuþmuþ deðildir. Tek baþýna veya birlikte,
romatoid artrit etiyolojisinde rol oynayan birçok
mekanizma vardýr. Romatoid artrit için risk faktör-
lerini belirlerken çevresel ve genetik faktörler göz
önünde bulundurulmalýdýr. Sigara içimi romatoid
artrit etiyolojisinde rol oynayan kanýtlanabilmiþ tek
çevresel faktör olarak saptanmýþtýr.
(11)
Hastalýk sürecinde etiyolojik faktörler çeþitli aþa-
malarda rol oynarlar. Bu faktörlerin sinovitin indük-
siyonu kadar premorbid dönemde de etkili olmalarý
muhtemeldir. Genetik olmayan faktörler büyük ihti-
malle artrit oluþumunu tetikleyen baþlangýç uyarýsýný
(artritojenik uyarý) yaparlar. Oysa genetik faktörler
hastalýðýn nihai görünüþünü belirler. Hastalýk kendi-
liðinden sýnýrlý, kronik veya eroziv olabilir. Romatoid
artritte genetik faktörlerin %15 oranýnda, genetik
olmayan faktörlerin ise %85 oranýnda etkili olduðu
tahmin edilmektedir.
(12)
a. Genetik
Romatoid artrit hastalýðýnýn oluþumunda birçok
genetik faktörün riski belirlediði düþünülmektedir.
Monozigotik ikizlerde romatoid artrit oluþmasýnýn
relatif riski, akrabalýk iliþkisi olmayanlara göre 12 ile
65 kat daha fazladýr. Oysa genlerinin %50 kadarýný
paylaþan dizigotik ikizlerde sadece 2-17 kat bir risk
artýmý söz konusudur. Bu fark romatoid artrit geliþi-
mindeki genetik temele iþaret etmektedir.
(7,12)
Bugüne kadar risk faktörü olarak en iyi belirlen-
miþ olan gen HLA (Human Leukocyte Antigen -
Ýnsan Lökosit Antijeni)'dýr. HLA genleri immün sis-
temde antijenlerin T hücrelerine sunulmasý ve bu
hücrelerin aktivasyonlarýnda rol oynarlar. Ayrýca
matür olmayan T hücrelerinin Timustaki seleksi-
yonunu da düzenlerler. 1978 yýlýnda yapýlan bir
çalýþmada, HLA-DR ve romatoid artrit arasýnda bir
genetik baðlantý tespit edilmiþtir.
(13)
Bu çalýþmada
HLA-DR4 romatoid artrit hastalarýnda %70 oranýn-
da pozitif iken kontrol hasta grubunda %28 oranýn-
da pozitift olarak bulunmuþ ve sonuç olarak HLA-
DR4 pozitif kiþilerde romatoid artrit oluþumu için
relatif riskinin 4-5 kat belirtilmiþtir.
(13)
Ancak yeni
çalýþmalarda HLA ve romatoid artrit arasýndaki
iliþkinin hastalýðýn geliþiminden ya da diðer bir de-
yiþle sinovite olan yatkýnlýðýndan çok, hastalýðýn þid-
deti ve kronikliðe gidiþ eðilimi ile iliþkili olduðu gös-
terilmiþtir. Örneðin HLA DRB1 pozitif hastalarda
romatoid artritin daha ciddi bir formu olan Felty's
sendromu geliþme riski daha yüksektir.
(14)
M. H. Özsoy, L. Altýnel, K. Baþarýr, A. T. Çavuþoðlu, V. E. Dinçel
2006 •• Cilt: 5 Sayý: 3-4
TOTBÝD (Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliði Derneði) Dergisi
101
Romatoid Artritte Eklem Hastalýðýnýn Patogenezi
M. Hakan Özsoy*, Levent Altýnel**, Kerem Baþarýr***, A. Turgay Çavuþoðlu*,
V. Ercan Dinçel*
* S.B. Ankara Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, 1. Ortopedi ve
Travmatoloji Kliniði, Ankara, Uzman Dr.
** Afyon Kocatepe Üniversitesi, Ortopedi ve Travmatoloji AD,
Afyonkarahisar, Yrd. Doç. Dr.
*** Hakkari Devlet Hastanesi, Ortopedi ve Travmatoloji Kl, Hakkari,
Uzman Dr.
b. Ýmmün Sistem (Baðýþýklýk Sistemi)
Sinoviumun lenfositik infiltrasyonu, dolaþýmdaki
immün kompleksler (klasik romatoid faktör antikor-
larý gibi) ve lenfositlerin poliklonal aktivasyonlarý
immün sistemdeki anormal bir aktiviteye iþaret
ederler. T hücreleri, B hücreleri, makrofaj benzeri
hücreler, mast hücreleri ve endotelyal hücreler,
romatoid artritli hastanýn inflamatuvar sinoviasýnda
bulunur. T hücreleri, makrofaj ve makrofaj benzeri
hücreler olan antijen-sunan-hücrelerin yüzeylerinde
bulunan antijeni tanýrlar. (Resim 1)
T hücrelerinin romatoid artrit patogenezinde kri-
tik önemi vardýr. Romatoid artrit patogenezini açýk-
layan bir hipotezde; romatoid artritin antijenler
tarafýndan yürütülen ve T hücre baðýmlý bir hastalýk
olduðu ve inflamatuar olaylarýn CD4+ T
hücrelerinin sinoviyal dokudaki antijenleri tanýmalarý
sonucu baþlatýldýðý öne sürülmüþtür. Ancak farklý
romatoid artrit hastalarýnýn sinoviyalarýnda özel ve
ortak bir antijene rastlanmamýþtýr.
(15)
Baþka bir
hipotezde ise bir lenfoproliferasyonun anomalisi ile
periferik tolerans mekanizmasýnýn bozulmasý ve
sonuçta T hücre homeostazýndaki bozulmanýn
hastalýðý tetiklediði öne sürülmüþtür.
(16)
Buna göre
romatoid artrit hastalarýnda immün sistem, kendi
kendine aktivite kazanan fazla sayýda fonksiyone T
hücresi içermektedir. (Resim 2)
c. Enfeksiyöz Ajanlar
Romatoid artritin olasý mikrobiyal patogenezi
için iki hipotez ortaya konmuþtur. Ýlkinde, enfeksiyöz
organizma hastalýðýn sadece erken evresinde mev-
cut olup daha sonra immün sistem tarafýndan
ortadan kaldýrýlmaktadýr. Ancak bir kez uyarýldýktan
sonra immün sistem cevabý artmakta ve eklem
içerisinde bulunan baþka "kendi" antijenlerine
yönelmektedir. Ýkinci hipotezde ise, eklem içerisin-
deki uzun süreli enfeksiyon doku hasarýna neden
olan kronik inflamasyona yol açmaktadýr.
Romatoid artrit geliþimini enfeksiyöz ajanlarýn
tetiklediði fikri uzun süre incelenmiþ ancak epi-
demiyolojik çalýþmalar sonucu enfeksiyonlarýn
romatoid artrit geliþiminde major bir rolü gösterile-
memiþtir.
(17)
Ancak sinoviyal dokudaki bakteriyel
DNA'nýn saptanmasýný saðlayan PCR (Polimeraz
Zincir Reaksiyonu) teknikleri, romatoid artritli hasta-
larýn sinovyal hücrelerinde yüksek oranda baþlýca
deri ve mukozal orijinli olmak üzere bakteriyel nük-
leotid dizilerinin bulunduðunu saptamýþtýr.
(18)
Mycoplasma gurubu mikroorganizmalarý tespit
etmek için yapýlan DNA araþtýrmalarý ise negatif
sonuç vermiþ ve bu organizmalarýn romatoid artrit
etiyolojisinde rol oynadýðýna dair herhangi bir kanýt
bulunamamýþtýr.
(19)
B-lenfositlerinin poliklonal bir aktivatörü olan
Epstein-Barr virüsü (EBV), romatoid artrit pato-
genezinde indirek olarak suçlanmýþtýr. RA hasta-
larýndan alýnan boðaz çalkalama suyunun
incelemelerinde yüksek oranda EBV içeriði bulun-
muþtur. Ayrýca kontrol hastalarý ile karþýlaþtýrmalý
olarak yapýlan kan incelemelerinde RA hastalarýnda,
virüs tarafýndan enfekte edilmiþ çok sayýda B-lenfo-
sit, EBV antijenlerine karþý geliþmiþ fazla miktarda
antikor ve anormal EBV-spesifik sitotoksik T hücre
Romatoid Artritte Eklem Hastalýðýnýn Patogenezi
TOTBÝD (Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliði Derneði) Dergisi
2006 •• Cilt: 5 Sayý: 3-4
102
Resim 2: T hücresi ve RA arasýndaki iliþki.
Resim 1: T Hücre ile antijen sunan hücre arasýndaki iliþki.
yanýtý gözlenmiþtir.
(20)
Ayrýca romatoid artrit hasta-
larýnda T-hücrelerinin EBV ile enfekte B-hücrelerini
temizlenmesinde problem olduðu tespit edilmiþtir.
Yakýn dönemde yapýlmýþ olan bir çalýþmada, roma-
toid artrit hastalarýnda periferik kanda gerçek
zamanlý PCR'la yapýlan incelemede artmýþ EBV
yükünün olduðu saptanmýþtýr.
(21)
Romatoid artritte parvovirüslerin rolü de aydýn-
latýlabilmiþ deðildir.
(22, 23)
Bazý çalýþmalarda erken RA
saptanan hastalarýn serumlarýnda yüksek serum
anti-parvovirus B19 seviyeleri gözlendiði ve bu
seviyelerin semptomlarýn baþlangýcýndan sonra 8 ay
kadar yüksek kaldýðý saptanmýþtýr. PCR incelemesi
ile de romatoid artrit hastalarýnýn %75'inde sinoviyal
dokuda B19 genleri tespit edilmiþtir.
(22)
Ancak baþka
bir çalýþmada; serum, sinoviyal sývýdan izole edilen
hücreler ve sinoviyal sývýda PCR uygulanmýþ ve
enzim immunoassay tekniði ile B19'a karþý antikor-
lar araþtýrýlmýþtýr. Erken dönem RA olan 65 hastada
sinoviyal sývýda parvoviral DNA bulunduðuna dair bir
kanýt elde edilememiþtir.
(23)
Bu nedenle RA pato-
genezinde parvovirus B19 un rolüne dair açýk bir
yorumda bulunulamamaktadýr.
Lentovirüsler, retrovirüslerin bir alt familyasý
olup, keçi ve koyunlarda deformite yapan artrit
nedenidirler. Bu enfeksiyonun patogenezinde,
virüsle enfekte monositlerin sinoviuma migrasyonu
ve sitokin üretimi sonucunda lenfosit birikimi
sonunda artrite neden olmasý vardýr. Bu virüs mono-
sitin içerisinde saklanýr ve saptanmadan baþka yer-
lere transfer olabilir. Lentoviral enfeksiyonlarýn
yayýlým ve devamlýlýðýný, kýsýtlanmýþ viral ekspresyon
mekanizmasý açýklamaktadýr.
(24)
Sonuç olarak virüsler genetik olarak duyarlý kiþi-
lerde artriti tetikleyici görev yapabilirler. Etken olan
virüsün karakteri, lentovirüslere benzer þekilde ve
hücre içerisinde kýsýtlanmýþ ekspresyonu olan ve
organizmanýn savunma mekanizmalarýndan etkin
olarak saklanabilen yapýda olmalýdýr.
d. Cinsiyet, Yaþ ve Gebelik
RA kadýnlarda baskýn olan kronik inflamatuar
hastalýklardan biridir. Kadýnlar erkeklerden 3 kat
daha fazla etkilenirler. Bu farkýn nedeni açýk deðildir
ancak kadýn hormonlarýnýn immün sistem üzerinde-
ki uyarýcý etkisine baðlý olduðu düþünülmektedir.
(25)
Gebelik ve oral-kontraseptiflerin romatoid artirt
geliþimde koruyucu etkisi vardýr.
(26)
Silman ve
ark.'larý hastalýðýn baþladýðý dönemleri incelemiþ
olup, gebelik sýrasýnda baþlangýç insidansýnda azal-
ma ve doðum sonrasý ilk 3 ayda ise artma tespit
etmiþlerdir.
(27)
Bu bulgular romatoid artritli hastalar-
da gebelik sýrasýnda semptomlarda baskýlanma ve
doðum sonrasý dönemde artýþla uyumludur.
(25, 28)
Duyarlý kadýnlarda ilk gebelikten sonra gözlenen art-
mýþ risk hormonal deðiþimlere veya fetusun pater-
nal HLA antijenlerine baðlý olabilir.
(27)
Doðum son-
rasýndaki artmýþ risk, emzirme döneminde artmýþ
olan prolaktin hormonunun etkisi ile de açýklan-
maktadýr.
(29, 25)
Bu durum proinflamatuar bir hormon
olan prolaktinin artmýþ seviyesine veya prolaktine
karþý artmýþ yanýta baðlý olabileceði düþünülmekte-
dir.
(29)
Çocuk sahibi olmamanýn (nulliparite) romatoid
artrit için risk faktörü olduðu gösterilmiþtir.
(4)
Çocuk
sahibi olmayan ve oral kontraseptif kullanmayan
kadýnlarýn, doðum yapmýþ ve oral kontraseptif kul-
lanan kadýnlara göre romatoid artrit için dört kat art-
mýþ risk taþýdýklarý saptanmýþtýr. Bu nedenle östrojen
içeren oral kontraseptifler hastalýðýn baþlangýcýný
yada seyrini etkilemekte ve bu durum da östrojen
hormonun hastalýk patogenezinde rolü olduðunu
düþündürmektedir.
(25)
Üreme faktörleri ile hormon tedavisinin romatoid
artritle iliþkisini inceleyen prospektif kohort çalýþma-
da 55 ve 69 yaþlarý arasýndaki 31.336 kadýnda; son
gebelik yaþý ve menapoz yaþýnýn RA ile ters korelas-
yon gösterdiði, buna karþýn geçirilmiþ polikistik over
hastalýðý, endometriosis ve hormon replasman
tedavisinin RA ile pozitif korelasyon gösterdiði sap-
tanmýþtýr.
(30)
Bu çalýþmada yaþlý kadýnlarda üreme
parametreleri ile RA arasýnda istatistiksel olarak
anlamlý iliþki bulunmuþtur. Polikistik over sendromu
ile RA arasýnda bulunan iliþki, endokrin-immün
aktivite ile RA geliþiminin iliþkisine iþaret etmekte-
dir.
(30)
Ancak bir baþka çalýþmada romatoid artritli
hastalarda oral kontraseptif kullanýmýnýn ve gebe-
liðin etkisi, radyolojik kötüleþme ve fonksiyonel
kýsýtlýlýk açýsýndan, ACR kriterlerine göre yeni RA
tanýsý alan 132 kadýn hasta 12 yýl boyunca takip edi-
lerek ortaya konmuþtur. Her ne kadar çoklu gebeliði
olan hastalarda ve uzun dönem oral-kontraseptif
kullananlarda daha az radyolojik eklem hasarý, daha
iyi fonksiyonel seviye gözlenmiþ olsa da, oral-kon-
traseptif kullanýmý ve gebeliðin uzun dönemde RA
sonucunu istatistiksel olarak anlamlý þekilde etki-
lemediði tespit edilmiþtir.
(31)
M. H. Özsoy, L. Altýnel, K. Baþarýr, A. T. Çavuþoðlu, V. E. Dinçel
2006 •• Cilt: 5 Sayý: 3-4
TOTBÝD (Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliði Derneði) Dergisi
103
2. Eklem Hastalýðýnýn Patogenezi
a. Sinovyal Patoloji
Romatoid artrit kronik poliartiküler sinovit, kýkýr-
dak ve kemikte ilerleyici erozyon ile karakterizedir.
Fibroblast benzeri sinovistler ve sinoviyal makrofaj-
lar kýkýrdak ve kemik hasarýnýn çoðundan sorum-
ludur. Her iki hücre popülasyonu matriks metallo-
proteinazlar (MMP), IL-1 (Ýnterlökin-1), TNF-α
(Tümör Nekroz Faktörü-α) ve cathepsin gibi roma-
toid artrit patogenezinde önemli rol alan doku
yýkýmýna neden olacak enzimleri üretebilirler.
(32)
Sinovyumun en önemli fonksiyonu, eklem kýkýr-
daðýnýn beslenmesini saðlayan ve eklemin sürtün-
mesiz hareketi için kayganlaþtýrýcý olan sinovial sývýyý
salgýlamaktýr. Sinovyanýn iki hücre katmaný vardýr. Ýç
hücre dizisi "intimal lining" olarak adlandýrýlýr, gevþek
organize olmuþtur ve avaskülerdir. Sinoviyal sývýnýn
üretiminden sorumludur. Ýç hücre dizisinde iki temel
hücre tipi mevcuttur.
Tip A hücreler "makrofaj ben-
zeri" hücrelerdir ve kemik iliðinden köken alýrlar.
Fagositoz, antijen sunumu, sitokinler, büyüme fak-
törleri ve inhibitörlerinin sentezi ve sekresyonu,
birçok inflamatuar mediatörün ve doku yýkýmýna
neden olan enzimlerin üretimi gibi çok sayýda
fonksiyonel karakteristikleri vardýr. Romatoid artritte
makrofajlar intimal, subintimal tabakalarda ve kýkýr-
dak pannus birleþiminde birikirler.
(32)
Baþlýca IL-1 ve
TNF-α salgýlarlar. Ayrýca yeni kan damarlarýnýn
oluþumunda (neoangiogenez) önemli rol oynarlar.
Yeni kan damarlarý kýkýrdak ve kemiðe komþu daha
derin alanlara girdikçe yýkýma neden olan maddeler
daha fazla hasar oluþtururlar. Diðer hücre tipi
Tip B
hücreler olup, mezenkimal kökenden gelirler ve
"fibroblast benzeri" morfolojileri vardýr. Granüllü
(rough) endoplazmik retikulum ve ribozom dizileri
gibi belirgin salgýlayýcý elemanlarý vardýr. Hyaluronik
asit sentezinde rol oynayan Uridin difosfoglukoz
dehidrogenaz (UDPGD) üretimini yaparlar.
Sitokinler, MMP'ler ve araþidonik asit metabolitleri
gibi birçok imflamatuar ve yýkým mediatörlerini sen-
tezleme kapasiteleri vardýr. Kýkýrdak ve kemik
yýkýmýnda birincil etkin rol oynayan hücrelerdir.
Ýkinci hücre katmaný dýþ hücre tabakasý olup,
"sublining" olarak adlandýrýlýr göreceli olarak
aselülerdir ve kan damarlarý ve fibroblastlar içeririler.
Sinoviyal yüzeyin altýnda zengin bir mikrovasküler
damar aðý mevcuttur. Ýntimal hücrelerin hemen
yakýnýnda kapiller damarlar mevcuttur. Bu kapiller
damarlar çocuklarýn sinoviyalarýnda belirgin olup
yaþla beraber sayýlarý azalýr ve doku fibrotik bir hal
alýr.
a- 1. Kronik Ýnflamatuar Artritte Sinovya
Romatoid artritte sinovyal doku ödem, çok sayý-
da katlantýlar ve villuslar nedeniyle kalýnlaþmýþtýr.
Hastalýðýn erken safahsýnda doku ödemi, yeni kan
damarý yapýmý ve intimal hücrelerin hiperplazisi
görülür. Kronik fazda ise intimal hücre hiperplazisi
daha belirgin hale gelir ve on sýra hücreden daha
kalýn diziler oluþturur. Bu hiperplazi Tip B hücrelerin
lokal olarak çoðalmasýna ve makrofaj benzeri Tip A
hücrelerinin kemik iliðinden migrasyonuna baðlýdýr.
Kronik inflamatuar hücrelerin infiltrasyonuna
baðlý olarak sublining yani dýþ hücre sýrasý hiper-
palzisi de belirgindir. Bu tabakada T lenfositler
(çoðunluðu CD4+), B-lenfositler, makrofajlar ve
plazma hücreleri birikir. Bu evrede artmýþ kan
damarlarý gözlenir. Ancak bu bulgular romatoid
artrit için spesifik deðildir ve bu nedenle sinovyal
biyopsi romatoid artrit hastalýðýnýn tanýsýnda yer
almaz.
(33)
a-2. Pannus
Eklem kýkýrdaðý, subkondral kemiði sinoviyal
invazyondan ve sinoviya tarafýndan salgýlanan bir
takým inflamatuar maddelerin yýkýcý etkilerinden
koruyan bir bariyer olarak görev yapar. Eklem kýkýr-
daðý ve sinoviyum arasýnda yer alan "çýplak alanlar"
hipertrofik sinoviyumun yýkýcý etkilerinden koruna-
maz. (Þekil 3) Romatoid sinovyumun kýkýrdaðý,
kemiði ve baðlarý erozyona uðratan invaziv kýsmýna
"pannus" denir. (Þekil 4) Kýkýrdak-pannus
bileþkesinde, fibroblast benzeri sinovistler ve makro-
fajlar kýkýrdaðý penetre eden dokuda kümeleþirler.
Sinoviyal doku tarafýndan salgýlanan yýkýcý enzimler
ve pannus kýkýrdak hasarýna neden olur. Bu enzim-
ler fibroblast benzeri Tip B hücreler tarafýndan sal-
gýlanan metalloproteinazlar (kolajenaz -1, kolajenaz
-2, stromelysin), ve makrofaj benzeri (Tip A) ve
fibroblast benzeri (Tip B) hücreler tarafýndan sentez-
lenen serin, sistin (katepsin-B) proteazlardýr.
(34)
Pannustaki sitokinler IL-1, IL-6, ve TNF-α olup,
pannositlerin (fibroblast benzeri sinoviyal hücre)
çoðalmasýna, kondrosit matriks üretiminin azal-
masýna ve metalloproteinaz üretiminin artýþýna
neden olur. Polimorfonükleer hücreleri ortama
çeken (chemoattractant) IL-8 veya T-hücre aktivas-
Romatoid Artritte Eklem Hastalýðýnýn Patogenezi
TOTBÝD (Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliði Derneði) Dergisi
2006 •• Cilt: 5 Sayý: 3-4
104
yonu yapan IL-15 gibi diðer sitokinler, enflamatuar
cevabýn oluþmasýnda etkili olurlar. Romatoid artritte
proteinazlar ve inhibitörleri arasýndaki denge eklem
yýkýmýna neden olan proteinazlar lehine bozulmuþ-
tur.
(35)
MMP'lerin kýkýrdak ve kemiðin matriks yapýsýný
yýkma özellikleri vardýr. Enflamatuar pannus kap-
süler sýnýra dayandýðýnda komþu kýkýrdak ve kemik-
te invazyon meydana gelir. Bu durum radyolojik
incelemede, romatoid artrit için tipik olan marjinal
erozyon þeklinde görülür. Sitokinler, nitrik oksit ve
prostaglandinler gibi enflamatuar maddelerin etki-
leri sonucu eklem kýkýrdaðýnda incelme görülür.
(Þekil 5)
b. Kemik Patolojisi
Kemik döngüsü, kemik yapan (osteoblastlar) ve
yýkan (osteoklastlar) hücreler arasýndaki dengeye
baðlýdýr. Osteoblastlar farklýlaþmamýþ mezenkimal
hücrelerden köken alýrlar. Parathormon (PTH), 1-
25-DH Vit D, glukokortikoidler, prostaglandinler ve
östrojen için reseptörlere sahiptirler. Tip 1 kollajen
ve osteokalsin üretirler. Kalistonin tarafýndan inhibe
edilirler. Osteoblastlar yeni oluþmuþ osteoid tarafýn-
dan çevrelendiklerinde osteosit halini alýrlar, kemik
yüzeyinde bulunan aktif hücreler de istirahat halin-
deki hücrelerle yer deðiþtirirler. Osteositler eriþkin
iskelet hücrelerinin 90% kadarýný oluþtururlar ve
kemik stoðunun korunmasýný saðlarlar. Ayrýca
ekstrasellüler kalsiyum ve fosfor düzeylerinin korun-
masýna yardýmcý olurlar. Kalsitonin tarafýndan
uyarýlýp, PTH tarafýnda inhibe edilirler. Osteoklastlar
hematopoetik dokudan köken alýrlar. Pürüzlü yüzey-
leri kemik rezorpsiyonu için önemli role sahiptir.
"Ýntegrin" adý verilen tutunma proteini aracýlýðýyla
kemik yüzeylere tutunurlar. Organik matriksi
proteolitik sindirim ile yýkarlar (sistein proteinaz,
katepsin K) ve hidroksiapatit kristallerinin çözünür-
lüðünü arttýrmak için hidrojen iyonlarý açýða çýkarýr-
lar. Bu fonksiyon kalsitonin tarafýndan direk olarak
regüle edilir. Kemikteki rezorptif ve sentetik olaylar
sitokinler ve hormanlar tarafýndan hassas bir þekilde
düzenlenir.
Romatoid artritte enflamasyon, enflamatuar
sitokinler aracýlýðýyla osteoklastik kemik yýkýmýný art-
týrýr. Enflamasyon osteoklastlarýn periferik kandan
gelmelerini, maturasyon hýzlarýný ve aktivite
seviyeleriný arttýrýr. Osteoklastik farklýlaþma için etkili
olan faktörlerden, Reseptör-Aktivatör Nükleer fak-
tör-B Ligand (RANKL), IL-1, ve TNF-α romatoid
sinoviyumda bulunmuþtur.
(37)
RANKL osteoklastik
farklýlaþmada önemli role sahiptir. IL-1 ve TNF-α,
RANKL üretimini artýrýrlar.
Romatoid sinovyumda fibroblastlar ve aktif T
hücreleri, RANKL sentezlerler ve bu þekilde osteo-
M. H. Özsoy, L. Altýnel, K. Baþarýr, A. T. Çavuþoðlu, V. E. Dinçel
2006 •• Cilt: 5 Sayý: 3-4
TOTBÝD (Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliði Derneði) Dergisi
105
Þekil 3: El bileði ve el kemiklerinde
"çýplak alanlar"
(36)
Þekil 4: RA'da diz ekleminde femoral kondillere invaze olmuþ pannus
görülmekte (beyaz oklar).
Þekil 5: IL-1 ve TNF-α' nýn romatoid artrit patogenezindeki rolü.
(32)
klast migrasyonunu ve aktivitesini arttýrýrlar. IL-1
osteoklastlarýn aktivasyonunu ve TNF-α erken
osteoklast öncüllerinin farklýlaþmasýný uyarýr.
Makrofaj koloni uyarýcý faktör (M-CSF) osteoklast
çoðalmasý ve farklýlaþmasýnda önemlidir.
(38)
IL-1 ve
TNF- α osteoklast çoðalmasý ve farklýlaþmasýnda
önemlidir ve her ikisi faktör de osteoblast apopi-
tozunu artýrarak yeni kemik yapýmýný engellerler.
(39)
RA'da bu inflamatuar sitokinler sinoviumda,
sinoviyal sývýda ve sistemik dolaþýmda artarak
rezorpsiyonun artmasý ve kemik yapýmýnýn azalmasý
sonucunda lokal ve sistemik kemik kaybýna yol
açarlar. (Þekil 6) Romatoid artritteki azalmýþ yeni
kemik yapýmý olmasý, subkondral skleroz ve ostofit
oluþumu gibi aþýrý kemik yapýmýyla giden osteoar-
tritten ayrýmýnda önemlidir.
Fokal ve sistemik kemik kaybý romatoid artritin
morbiditesine katkýda bulunur. Fokal erozyonlar
eklemlerin iki farklý kýsmýnda görülür. Bunlar eklem
kenarlarý ve subkondral kemiktir. Pannus marjinal
erozyonlarýn oluþumundan direk olarak sorumludur.
Pannus kemik iliðine de geçebilir ve burada infla-
matuar maddeler subkondral kemikte rezorpsiyona
neden olacak osteoklastik aktivasyona yol açarlar.
Subkondral kemik eklem kýkýrdaðýna mekanik
destek saðlar. Subkondral kemikteki mekanik yeter-
sizlik sinoviyal eklemlerde çökme ve deformiteye
neden olur. Bu da kýkýrdak kaybýný hýzlandýrýr. Eklem
kýkýrdaðý kenarýndaki kemik kaybý damarlanmada
artýþa, pannusun direk invazyonuna ve inflamatuar
moleküllerin eklem içinde veya çevresinde dolaþýmý-
na baðlýdýr.
(40)
Sistemik kemik kaybý inflamatuvar
olay sonucu üretilen sitokinlere baðlýdýr ve fonksiyo-
nel yetersizliðe baðlý olarak azalmýþ mobiliteye
neden olurlar.
(41,42)
Metotreksat ve steroidler gibi bazý
ilaçlar da yaygýn kemik kaybýna neden olurlar.
c. Tendon ve Bað Patolojisi
Proliferatif sinovit, tendonlarý infiltre eder,
nodüller oluþturur, yapýsal özelliklerini deðiþtirir,
fonksiyon bozukluðuna ve bazen de spontan rüptür-
lere neden olur. Romatoid artritli hastalarýn %50
kadarýnda el ve el bileði tendonlarýný çevreleyen
tenosinoviyal dokularda çoðalma görülür. Tendon
tutulumu olan hastalarýn yarýsýnda tenosinovyum
tendona invaze olur ve bu invazyon rüptüre neden
olur.
(43)
Romatoid artritte tendon tutulumunun üç
mekanizmasý vardýr. Ýlk mekanizmada tendonun
inflamatuar hücreler tarafýndan infiltrasyonu veya
pretendinöz inflamatuar hücreler tarafýndan salýnan
yýkýcý enzimlerin tendon matriks organizasyonun
bozulmasý ve orijinal matriksin skar dokusu ile yer
deðiþtirmesidir. Bu enzimatik aktivitenin baþlýca
romatoid sinoviyumda üretilen kollajenolitik matriks
metlloproteinazlarla (MMP-1 [kolajenaz -1] ve MMP-
13 [kolajenaz -3]) iliþkili olduðu düþünülmektedir.
(44)
Ýkinci mekanizmada hipervasküler ve inflame
sinovyum tendon yüzeyine doðru büyür ve orijinal
yoðun matriksin yerini alýr. Tendon matriksinde yýký-
ma ve zayýflamaya neden olur. Üçüncü mekanizma-
da tendon boyunca mevcut olan kemik çýkýntýlar
mekanik yýkýma neden olurlar ve aþýrý eklem yýkýmý
sonrasý tendon dislokasyonlarý görülebilir.
(43)
Klinik
serilerde Hagena ve ark, diz eklem replasmaný son-
rasý kesilen arka çapraz baðý (AÇB) biyomekanik
olarak test etmiþlerdir. Romratoid artritli hastalarda
AÇB'yi koparmak için gerekli kuvvetin normal dizler-
den 6 kat daha az olduðunu göstermiþlerdir.
(45)
Neurath, elektronmikroskopik olarak kollajen
ultrayapýsýnýn RA'lý hastalarda bozulduðunu göster-
miþtir.
(46)
Romatoid sinovitte eklem yan baðlarý da etkilen-
miþtir. Ancak diz eklem kapsülü içindeki inflamatuar
olaylardan direkt etkilenmezler, çünkü eklem dýþý
yapýlardýr. RA'da, proliferatif sinovit ligamentöz
yapýlarý gerer ve bu da uzamaya ve sonunda kop-
maya neden olabilir.
(47)
Bu ligamentöz gevþeme
eklem stabilitesini azaltýr ve progresif eklem defor-
mitesine neden olan erken faktörlerden biridir.
(48)
d. Kýkýrdak Patolojisi
Romatoid artritteki fonksiyon kaybý, kronik
infalamatuar olayýn neden olduðu eklem kýkýrdaðýn-
daki geri dönüþsüz hasarýn sonucudur. Kýkýrdak
erozyonu, kýkýrdak ile sinovyum birleþme yüzünde
Romatoid Artritte Eklem Hastalýðýnýn Patogenezi
TOTBÝD (Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliði Derneði) Dergisi
2006 •• Cilt: 5 Sayý: 3-4
106
Þekil 6: RA'da kemik kaybý mekanizmasý.
bulunan "çýplak alandan" baþlar (Þekil 3). Eklem
kýkýrdaðýnýn yapýsýnda eklemin tensil gücü ve yük
taþýma kapasitesinde sorumlu olan ve temelde tip II
kollajen ile proteoglikanlardan meydana gelen
hücre dýþý matriks bulunmaktadýr. Matriks içerisinde
yer alan kondrosit hücrelerinin fonksiyonu,
ekstraselüler yapýyý sentezlemek ve yýkmaktýr.
Normal koþullarda matriksin sentezi ve yýkýmý
sitokinler ve büyüme faktörleri tarafýndan bir
dengede tutulur. Romatoid artritte ise bu denge
yýkým lehine bozulmuþtur ve IL-1 ile TNF-α bu
yýkýmda baþrolü oynarlar.
(35)
(Þekil 7)
Romatoid artritte IL-1 ve TNF-α pannusta bulu-
nan sinovyal fibroblastý yýkýcý enzimler üretmesi için
uyarýrlar.
(49)
Ayrýca kondrositleri de aktive ederek
yýkýcý enzimler salmalarýný saðlarlar. MMP'ler (kollaje-
naz, jelatinaz ve stromelisin) kýkýrdak yýkýmýnda rol
alan en önemli yýkýcý enzimlerdir.
(50)
Kolajenaz-1
(MMP-1) tip II kollajenin üçlü heliks yapýsýný bozar.
Stromelizin proteoglikanlarý yýkar ve latent kollaje-
nazlarý aktive eder. Oysa jelatinazlar kollajenazlar
tarafýndan ayrýlmýþ olan kollajen yapýsýný yýkarlar.
MMP'lere ek olarak, kondorsitlerden IL-1, nitrik oksit
(NO) ve prostaglandin E2 (PGE2) yapýmýný uyarýr.
IL-1 ayný anda baþlýca tip II kollajen olmak üzere
diðer kollajen yapýlarý ve büyük proteoglikan
moleküllerinin de (accrecan) yapýmýný azaltýr. IL-6
varlýðýnýn IL-1'in proteoglikan sentezini azaltmasý
için gerekli olduðu gösterilmiþtir ve bu da IL-6'nýn
kýkýrdak yýkýmýnda bir ko-faktör olarak rol oynadýðý-
na iþaret etmektedir.
(51)
Artritteki kýkýrdak hasarý temel olarak yüzeyel
katlarda görülür. Yüzeyel katlardaki kondrositler IL-
1'e, derin katlarda bulunanlardan daha duyarlýdýrlar.
Bu hücreler ayný zamanda IL-1 reseptörlerine artmýþ
afinite gösterirler.
(52)
Sonuç olarak RA'daki eklem hasarý sinovyal inti-
mal tabakanýn komþu kýkýrdak ve kemiðe invazyon
yapan pannus oluþturmak için çoðalmasý sonucun-
da meydana gelir. Pannustaki temel hücreler fibro-
blast benzeri sinovitler ve makrofajlardýr. Fibroblast
benzeri tip B sinovisitler MMP'ler, sitokinler ve araþi-
donik asit metabolitleri gibi inflamatuar ve yýkýcý
enzimler üretirler.
(53)
Bunlar kýkýrdak ve kemik
yýkýmýnda etkili olan temel hücrelerdir. Makrofajlar
IL-1 ve TNF-α üreterek patolojik döngüyü hýz-
landýrýrlar, yeni kan damarlarý oluþumunu artýrarak
çoðalan pannusun daha derine inmesini saðlar-
lar.
(54,55)
3. Klinik Özellikler
Romatoid artritli hastalarýn deðerlendirilmesinde
ayrýntýlý öykü ve fizik muayene en önemli muayene
bölümleridir. Hastalýðýn baþlangýcý sýklýkla sinsidir.
Eklem veya sistemik þikayetler baþlangýç semptom-
larý olabilir. Sistemik ve spesifik olmayan bulgular
yorgunluk, yaygýn ekstremite aðrýsý, düþük dereceli
ateþ ve zayýflýktýr. Öncelikle bir eklem tutulur ve
sonra diðerleri onu takip eder. Sabah sertliði, uyku
sýrasýnda eklem içinde ödem sývýsýnýn birikmesi
sonucudur. Lenfatik ve vasküler sistem ödem
sývýsýný sýklýkla bir saat içerisinde toplar, böylece
ödem ve sertlik azalýr.
Aðrýnýn karakteristiði romatoid artritli hastalarýn
saptanmasýna önemli bir deðere sahiptir. Aðrý sýklýk-
la sabahlarý ve uzun istirahatten sonra fazla olup,
önemli derecede eklem sertliðiyle beraberdir
(genelde bir saatten fazla süren). Aksine mekanik
aðrýya sertlik ya eþlik etmez ya da çok azdýr. Yine
mekanik aðrý aktivite ile artar, istirahat ile azalýr.
Romatoid artritteki aðrý ise aktivite ile azalýr ve uzun
istirahatler sýrasýnda ayný kalýr.
Aþaðýdaki altý kriterden dördünün bulunmasý
halinde romatoid artrit tanýsý konulabilir. Birden
dörde kadar olan kriterler en az 6 hafta kadar mev-
cut olmalýdýr. (Tablo 1)
RA hastalarýndaki majör bulgular þiþlik ve has-
sasiyettir. Lokal ýsý artýþý olabilir, ancak eritem sýk bir
bulgu deðildir. Eðer eritem ve ýsý artýþý bir arada
bulunuyorsa romatoid artrit yerine septik artrit ve
gut ayýrýcý tanýda düþünülmelidir. Eklem tutulumu
sýklýkla simetriktir. Ýlk tutulan eklemler metakarpo-
falangeal, interfalangeal ve el bileði eklemleridir.
M. H. Özsoy, L. Altýnel, K. Baþarýr, A. T. Çavuþoðlu, V. E. Dinçel
2006 •• Cilt: 5 Sayý: 3-4
TOTBÝD (Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliði Derneði) Dergisi
107
Þekil 7: RA'da T lenfosit ile kýkýrdak yýkýmý arasýndaki iliþki.
Daha büyük eklemler sýklýkla hastalýðýn ileri
safhalarýnda tutulurlar. Dirsek, omuz, diz ve ayak
bileði eklemleri en sýk tutulan büyük eklemlerdendir.
Ancak kalça ve sakroiliak eklemler sýklýkla etkilen-
mezler ve spinal tutulum servikal bölge ile sýklýkla
sýnýrlýdýr. Eklemlerde þiþlik, pasif hareket sýrasýnda
hassasiyet ve aðrý saptandýðýnda aktif inflamasyon
düþünülür.
Kas atrofisi artrite eþlik eden önemli diðer bir
bulgudur. Ýnflamasyonun þiddeti kas atrofisi ile
doðru orantýlý deðildir. Atrofi eklem aðrýsýna sekon-
der olarak ekstremitenin kullanýlmamasý sonucu
geliþmektedir.
Eklem ve eklem dýþý patolojiler ile ilaçlar roma-
toid hastanýn fonksiyonunu etkiler. Romatoid artritli
hastalarýn fonksiyonel durumu, Amerikan
Romatizma Birliðinin (ARA) fonksiyonel sýnýflama
kriterlerine göre belirlenir. Bu sýnýflamada kendi
kendine bakým, iþ (iþ, okul, ev iþleri) ve iþ dýþý
faaliyetlerin deðerlendirilmesini içerir.
(57)
(Tablo 2)
4. Görüntüleme
Romatoid artrit apendiküler iskeletin simetrik
poliartiküler hastalýðýdýr. Aksiyel iskeleti servikal
omurga dýþýnda tutmaz. Romatoid artritli hastalarýn
radyolojik incelemesi hastalýðýn tanýsý, takibi,
tedaviye cevabý ve cerrahinin gerekliliðinin deðer-
lendirilmesinde önemlidir.
(56, 57)
Direkt grafilerdeki yumuþak doku anormallikleri,
inflamasyon, þiþlik, yumuþak doku planlarýnýn kaybý
ve eklem efüzyonu þeklindedir. Genel veya periar-
tiküler osteopeni görülebilir.
(41)
Eklem yýkýmýnýn bul-
gularý; osseöz erozyonlar, eklem aralýðýnýn daral-
masý, ankiloz ve dizilim bozukluðudur. Erozyon kor-
tikal kemik kaybýna iþaret eder ve sinovyumun
kemiðe yaklaþtýðý ve de kýkýrdaðýn olmadýðý çýplak
alanlardan baþlar.
(36)
Bu marjinal erozyonlar zamanla
subkondral kemiðin altýna doðru ilerler. Erozyonlarýn
radyolojik bulgularý, hemen hemen 5 yýldan uzun
süreli takibi olan her hastada görülür ve erozyonda-
ki ilerleme de 20 yýla kadar sürer.
(59, 60)
Baþlangýçtaki
yýkým deðiþiklikleri temel olarak elin küçük eklem-
lerinde görülür, bunu dizler, kalçalar, servikal omur-
ga, omuzlar ve dirsekler azalan bir sýrayla takip eder-
ler.
(61)
Elde en sýk ikinci ve dördüncü MP (metakarpo-
falanjeal) eklemler tutulur, bunu PIP (proksimal
interfalanjeal) eklemler takip eder. DIP (distal inter-
falanjeal) eklemler romatoid artritte sýklýkla etkilen-
mez. Subluksasyonlar ve dislokasyonlar el ve ayak-
larda MP eklemlerde romatoid artrit tutulumunda
sýk görülen bulgulardýr.
Dizler romatoid artritli hastalarýn %90'ýnda tutul-
muþtur.
(62)
Dizin deðerlendirmesi ayakta basarak AP
ve yatarak fleksiyonda yan grafi ile yapýlmalýdýr.
Dizlerin bilateral ve simetrik tutulumu sýklýkla her üç
RA Tanýmý Ýçin ARA Kriterleri
(56)
1. Sabah sertliði (en az 1 saat)
2. Üç veya fazla eklemde yumuþak doku þiþliði ve sývý ile karak-
terize artrit
3. El eklem artriti (el bileði, MCP veya PIP eklemlerinden en az
birinde tutulum)
4. Simetrik artrit (vücudun her iki tarafýnda ayný anda ve eklem-
lerde görülen þiþlik)
5. Romatoid subkutan nodüller
6. Pozitif romatoid faktör
7. Romatoid artrit için tipik radyolojik deðiþiklikler
Romatoid Artritte Eklem Hastalýðýnýn Patogenezi
TOTBÝD (Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliði Derneði) Dergisi
2006 •• Cilt: 5 Sayý: 3-4
108
Tablo 1: RA Tanýmý Ýçin ARA (Amerikan Romatizma Birliði)
Kriterleri.
Tablo 2: RA hastasýnýn fonksiyonel deðerlendirilmesi (ARA
kriterleri)
(57)
Sýnýf Fonksiyonel kriterler
I
Günlük aktivitelerin tamamýnýn yapýlabilmesi (kendi
kendine bakým, iþ ve iþ dýþý)
II Kendi kendine bakým ve iþ aktivitelerinin yapýlabilmesi
ancak iþ dýþý kýsýtlanma
III Kendi kendine bakým yapabilme ancak iþ ve iþ dýþý
faaliyetlerde kýsýtlama
IV Kendi kendine bakým, iþ ve iþ dýþý faaliyetlerde kýsýtlama
Þekil 8: RA'da el ve el
bilek AP grafisi. El bilek
ankilozu ve MP ve PIP
eklemlerdeki tutulum
görülmekte.
kompartmanýn yýkýmý ile beraber görülür.
Osteoartritte görülen yeni kemik oluþumlarý,
deðiþimler sero pozitif RA hastalarýnda -ciddi kýkýr-
dak kaybýna raðmen- görülmez. Bu bulgu romatoid
artritin osteoartritten ayrýlmasýna yardýmcý olur.
Marjinal kemik erozyonlarý ve kemik içi kistler
romatoid artritte sýklýkla görülür.
(63)
RA'da Steinbrocker'in radyolojik sýnýflamasý
halen kullanýlmaktadýr ve bu sýnýflama hastalýðý dört
safhada inceler:
(64)
(Tablo 3)
Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) etkile-
nen yapý üzerinde daha ayrýntýlý bilgi edinmek için
kullanýlabilir. MRG kemiksel erozyonlar, inflame
sinovyum, tenosinovit ve kýkýrdaktaki erken
deðiþimleri saptayabilir. MRG'nin erken eroziv
deðþimlerin saptanmasýnda klasik röntgenlere
üstün olduðu gösterilmiþtir.
(65,66)
Yazýþma Adresi: Op. Dr. M. Hakan Özsoy
S.B. Ankara Eðitim ve Araþtýrma
Hastanesi, 1. Ortopedi ve Travmatoloji
Kliniði, 06340, Ulucanlar, Ankara
E-posta:
hakanozsoy@rocketmail.com
Kaynaklar
1.
Symmons DP. Epidemiology of rheumatoid arthritis: deter-
minants of onset, persistence and outcome. Best Pract Res
Clin Rheumatol 2002,16(5):707-22.
2.
Boyer GS, Lanier AP, Templin DW. Prevalence rates of
spondyloarthropathies, rheumatoid arthritis, and other rheu-
matic disorders in an Alaskan Inupiat Eskimo population. J
Rheumatol 1988, 15(4):678-83
3.
Hochberg MC. Adult and juvenile rheumatoid arthritis:
Current epidemiologic concepts. Epidemiol Rev 1981, 3:27-
44.
4.
Spector TD. Rheumatoid arthritis. Rheum Dis Clin North Am
1990, 16(3):513-37.
5.
Beasley RP, Bennett PH, Lin CC. Low prevalence of rheuma-
toid arthritis in Chinese. Prevalence survey in a rural commu-
nity. J Rheumatol 1983, (10 Suppl):11-5
6.
Minaur N, Sawyers S, Parker J, Darmawan J. Rheumatic dis-
ease in an Australian 7-6-Aboriginal comminuty in North
Queensland, Australia. A WHO-ILAR COPCORD study. J
Rheumatol 2004,31(5):965-72.
7.
MacGregor AJ, Snieder H, Rigby AS, et al. Characterizing the
quantitative genetic contribution to rheumatoid arthritis
using data from twins. Arthritis Rheum 2000, 43(1):30-7.
8.
Steinbrocker O, Traeger CH, Batterman RC. Therapeutic cri-
teria in rheumatoid arthritis. JAMA 1949,140;659-62.
9.
Bergstrom G, Bjelle A, Sorensen LB, Sundh V, Svanborg A.
Prevalence of rheumatoid arthritis, osteoarthritis, chondro-
calcinosis and gouty arthritis at age 79. J Rheumatol 1986,
13(3):527-34.
10. Hochberg MC. Changes in the incidence and prevalence of
rheumatoid arthritis in England and Wales, 1970-1982.
Semin Arthritis Rheum 1990, 19(5):294-302.
11. Criswell LA, Merlino LA, Cerhan JR, et al. Cigarette smoking
and the risk of rheumatoid arthritis among postmenopausal
women: results from the Iowa Women's Health Study. Am J
Medicine 2002,112:465-71.
12. Huizinga TW. Genetics in rheumatoid arthritis. Best Pract
Res Clin Rheumatol 2003, 17(5):703-16.
13. Stastny P. Association of the B-cell alloantigen DRw4 with
rheumatoid arthritis. N Engl J Med 1978, 298(16):869-71
14. Siman AJ, Pearson JE. Epidemiology and genetics in
rheumatoid arthritis. Arthritis Res 2002, 4(suppl 3):265-72.
15. Weyand CM. New insights into the pathogenesis of rheuma-
toid arthritis. Rheumatology 2000, 39(suppl 1):3-8
16. Goronzy JJ, Zettl A, Weyand CM. T cell receptor repertoire in
rheumatoid arthritis. Int Rev Immunol 1998, 17:339-63.
17. Inman RD. Infectious etiology of rheumatoid arthritis.
Rheum Dis Clin North Am 1991, 17(4):859-70.
18. Van Der Heijde IM, Wilbrink B, Tchetverikov I, et al. Presence
of bacterial and bacterial proteoglycans in the joints of
patients with rheumatoid arthritis and other arthritides.
Arthritis Rheum 1998, 41; S162
19. Hoffman RW, O'Sullivan FX, Schafermeyer KR, et al.
Mycoplasma infection and rheumatoid arthritis: Analysis of
their relationship using immunobloting and ultrasensitive
PCR detection method. Arthritis Rheum 1997, 40:1219
20. Depper JM, Zvaifer NJ. Epstein-Barr virus: Is relationship to
the pathogenesis of rheumatoid arthritis. Arthritis Rheum
1981, 24(6):755-61.
21. Balandraud N, Meynard JB, Auger I, Sovran H, et al.
Epstein-Barr virus load in the peripheral polymerase chain
reaction. Arthritis Rheum 2003,48(5):1223-8
22. Cohen BJ, Buckley MM, Clewley JP, Jones VE, et al. Human
parvovirus infection in early rheumatoid and inflammatory
arthritis. Ann Rheum Dis 1986, 45(10):832-8
23. Nikkari S, Luukkainen R, Mottonen T, Meurman O, et al.
Does parvovirus B19 have a role in rheumatoid arthritis? Ann
Rheum Dis 1994, 53(2):106-11.
24. Lechner F, Vogt HR, Seow HF, et al. _Expression of cytokine
mRNI in lentovirus-induced arthritis. Am J Pathol 1997,
151:1053
25. Olsen NJ, Kovacs WJ. Hormones, pregnancy, and rheuma-
toid arthritis. J Gend Specif Med 2002, 5(4):28-37.
26. Spector TD, Roman E, Silman AJ. The pill, parity, and
rheumatoid arthritis. Arthritis Rheum 1990, 33(6) :782-9.
27. Silman A, Kay A, Brennan P. Timing of pregnancy in relation
to the onset of rheumatoid arthritis. Arthritis Rheum 1992,
35(2):152-5.
28. Persellin RH. The effect of pregnancy on rheumatoid arthri-
tis. Bull Rheum Dis 1976-77,27(9):922-7.
M. H. Özsoy, L. Altýnel, K. Baþarýr, A. T. Çavuþoðlu, V. E. Dinçel
2006 •• Cilt: 5 Sayý: 3-4
TOTBÝD (Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliði Derneði) Dergisi
109
Tablo 3: Romatoid artritte Steinbrocker'in radyolojik sýnýfla-
masý.
(64)3
Derece Radyolojik bulgular
0
Normal eklem
I
Osteoporoz ve yumuþak doku deðiþiklikleri (hafif-orta
sinovit-periartiküler yumuþak doku þiþlikleri), ancak
eklemde erozyon yok
II
Osteoporoz, hafif-orta eroziv deðiþiklikler, hafif-orta
eklem aralýðý daralmasý (<1 mm)
III
Osteoporoz, ciddi eklem aralýðý daralmasý (>1 mm)
IV
Subluksasyon veya ankiloz
29. Brennan P, Silman A. Breast-feeding and the onset of
rheumatoid arthritis. Arthritis Rheum 1994, 37(6):808-13
30. Merlino LA, Cerhan JR, Criswell LA, Mikuls TR, Saag KG.
Estrogen and other female reproductive risk factors are not
strongly associated with the development of rheumatoid
arthritis in elderly women. Semin Arthritis Rheum 2003,
33(2):72-82.
31. Drossaers-Bakker KW, Zwinderman AH, van Zeben D,
Breedveld FC, Hazes JM. Pregnancy and oral contraceptive
use do not significantly influence outcome in long term
rheumatoid arthritis. Ann Rheum Dis 2002, 61(5):405-8.
32. Bresnihan B. Preventing joint damage as the best measure
of biologic drug therapy. J Rheumatol 2002, 29 Suppl
65:39-43.
33. Hale LP, Haynes BF. Pathology of rheumatoid arthritis and
associated disorders. In Koopman WJ (ed). Arthritis and
allied conditions. Lippincott Williams and Wilkins,
Philadelphia, 2001, p1103-27.
34. Strand V, Kavanaugh AF. The role of interleukin-1 in bone
resorption in rheumatoid arthritis. Rheumatology (Oxford).
2004, 43(Suppl-3):III10-III16
35. Dayer JM. The process of identifying and understanding
cytokines: from basic studies to treating rheumatic diseases.
Best Pract Res Clin Rheum 2004, 18(1):31-45.
36. Martel W, Hayes JT, Duff IF. The pattern of bone erosion in
the hand and wrist in rheumatoid arthritis. Radiology 1965,
84:204-14.
37. Goldring SR. Bone and joint destruction in rheumatoid
arthritis: what is really happening? J Rheumatol 2002, 29
Suppl 65:44-8.
38. Oelzner P, Franke S, Muller A, Hein G, Stein G. Relationship
between soluble markers of immune activation and bone
turnover in post-menopausal women with rheumatoid arthri-
tis. Rheumatology (Oxford). 1999, 38(9):841-7.
39. Lohmander LS, Hoerrner LA, Lark MW. Metalloproteinases,
tissue inhibitors and proteoglycan fragments in knee syn-
ovial fluid in human osteoarthritis. Arthritis Rheum 1993,
36:181-89.
40. Jofe I, Epstein S. Osteoporosis associated with rheumatoid
arthritis: pathogenesis and management. Semin Arthritis
Rheum 1991, 20:256-72.
41. Deodhar AA, Woolf AD. Bone mass measurement and bone
metabolism in rheumatoid arthritis: A review. Br J
Rheumatol 1996, 35:309-22.
42. Woolf AD. Osteoporosis in rheumatoid arthritis-the critical
view point. Br J Rheumatol 1991, 30:82-4.
43. Brown FE, Brown ML. Long-term results after tenosynovec-
tomy to treat the rheumatoid hand. J Hand Surg 1988, 13-
A(5):704-8.
44. Abhilash J, Fionula B, Jagdeep N. Treatment of rheumatoid
tenosynovitis with cytokine inhibitors. Lancet 2002, 360:
1565-66
45. Hagena FW, Hofmann GO, Mittlmeier T, Wasmer G,
Bergmann M.The cruciate ligaments in knee replacement.
Int Orthop. 1989,13(1):13-6.
46. Neurath MF.Detection of Luse bodies, spiralled collagen,
dysplastic collagen, and intracellular collagen in rheumatoid
connective tissues: an electron microscopic study. Ann
Rheum Dis. 1993, 52(4):278-84.
47. Wada M, Imura S, Baba H, Shimada S. Knee laxity in
patients with osteoarthritis and rheumatoid arthritis. Br J
Rheumatol 1996, 35:560-63
48. Recklies AD, Poole AR, Banerjee S, et al. Pathophysiologic
aspects of inflammation in diarthrodial joints. In Buckwalter
JA, Einhorn TA, Simon SR (eds). Orthopaedic Basic
Science, American Academy of Orhopaedic Surgeons, Park
Ridge, IL, 2000, p489-530.
49. Abramson SB, Amin A. Blocking the effects of IL-1 in
rheumatoid arthritis protects bone and cartilage.
Rheumatology 2002, 41:972-80.
50. Johnson LL, Dyer R, Hupe DJ. Matrix metalloproteinases.
Curr Opin Chem Biol 1998, 37:466-71.
51. Nietfeld JJ, Wilbrink B, Helle M, et al. Interleukin-1-induced
interleukin-6 is required for the inhibition of proteoglycan
synthesis by interleukin-1 in human articular cartilage.
Arthritis Rheum 1990, 33(11):1695-701.
52. Hauselmann HJ, Flechtenmacher J, Michal L, et al. The
superficial layer of human articular cartilage is more suscep-
tible to interleukin-1-induced damage than the deeper lay-
ers. Arthritis Rheum 1996, 39:478-88.
53. Firestein GS. Invasive fibroblast-like synovicytes in rheuma-
toid arthritis. Passive responders or transformed aggressors.
Arthritis Rheum 1996, 39:1781-90.
54. Bresnihan B. Pathogenesis of joint disease in RA. J
Rheumatol 1999, 26(3):717-9.
55. Burmester GR, Stuhlmuller B, Keyszer G, Kinne RW.
Mononuclear phagocytes and rheumatoid arthritis.
Mastermind or workhorse in arthritis? Arhritis Rheum 1997,
40:5-18.
56. Arnett FC, Edworth SM, Bloch DA, et al. The ARA 1987
revised criteria for classification of rheumatoid arthritis.
Arthritis Rheum 1988, 31:315-24.
57. Hochberg MC, Chane RW, Dwosh I, et al. The ACR 1991
revised criteria for the classification of the global functional
status in rheumatoid arthritis. Arthritis Rheum 1992, 25,498-
502.
58. Van der Heijde DMFM. Radiographic imaging: the "gold
standard" for assesment of disease progression in theuma-
toid arthritis. Rheumatology 2000, 39(suppl 1):9-16.
59. Graudal N. The natural history and prognosis of rheumatoid
arthritis: association of radiographic outcome with process
variables, joint motion and immune proteins. Scand J
Rheumatol Suppl 2004,(118):1-38.
60. Kaarela K, Kautiainen H. Continuous progression of radio-
logical destruction in seropositive rheumatoid arthritis. J
Rheumatol 1997, 24(7):1285-7.
61. De Carvalho A, Graudal H, Jorgensen B. Radiologic evalua-
tion of the progression of rheumatoid arthritis. Acta Radiol
Diagn 1980,21(1):115-21.
62. Sculco TP. The knee joint in rheumatoid arthritis. Rheum Dis
Clin North Am 1998, 24(1):143-56.
63. Magyar E, Talerman A, Feher M, Wouters HW. The pathogen-
esis of the subchondral pseudocyst in rheumatoid arthritis.
Clin Orthop. 1974,100:341-8.
64. Steinbrocker O, Traeger CH, Batterman RC. Therapeutic cri-
teria in rheumatoid arthritis. JAMA 1949,140:59-62.
65. Conaghan PG, McGonagle D, Wakefield R, Emery P. New
approaches in imaging of early rheumatoid arthritis. Clin Exp
Rheumatol 1999, 17(6 suppl 18):S37-S42.
66. Chen TS, Crues JV 3rd, Ali M, Troum OM. Magnetic reso-
nance imaging is more sensitive than radiographs in detect-
ing change in size of erosions in rheumatoid arthritis. J
Rheumatol 2006, 33(10):1957-67.
Romatoid Artritte Eklem Hastalýðýnýn Patogenezi
TOTBÝD (Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliði Derneði) Dergisi
2006 •• Cilt: 5 Sayý: 3-4
110
1>
Dostları ilə paylaş: |