(304.) Kafkas Ötesi’nde Öğretmen Seminerinde Öğrencilerden Derlenen
Masallar
133
adlı yazıda derlenen masalların adları, derleyicileri ve hangi Kafkas halkına ait
olduğu aşağıdadır:
1. Bahadır Hasan – A. K. Velibekov (Tatar masalı)
2. Prens Aslan ve Dev – A. S. Gaşibayazov (Tatar masalı)
3. Sadakatsiz Kadın Eş ve Sadakatli Gelin – A. Kiyasbekov (Tatar masalı)
4. İki kardeş hakkında- İ. Muradov (Tatar masalı)
5. Patam-Fakir – A. K. Efendiyev (Tatar masalı)
6. Kutlu Balık – A. Kiyasbekov (Tatar masalı)
7. Altın Balık – S. Acalov (Tatar masalı)
8. Bahadır-Hüseyn – M. Muradov (Tatar masalı)
9. Şakur ve Şakurat, iki kardeş hakkında – M. K. Taşekenov (Kırgız masalı)
10. Etsey’in Oğlu Bahadır Etsemey – A.-bek Botaşev (Karaçay destanı)
11. Doğulu ve Batılı krallar hakkında – P. Rostomova (Gürcü masalı)
12. Tshenis-tskali Nehri’nin adı hakkında – A. Tsitsagi (Gürcü hikâyesi)
13. Amiran – A. Toidze (Gürcü efsanesi)
14. Alvan’da Tuşin yerleşimi – A. Bobgiyev (Tuşin hikâyesi)
15. Çoban Kral – S. Tabagyants (Ermeni hikâyesi)
16. Üç Baş – A. Babalyan (Ermeni hikâyesi)
17. Hacı – A. Mirzoyev (Ermeni hikâyesi)
18. Kurtuluş Başarısı – A. Babalyan (Ermeni efsanesi)
19. Üç Öğüt – F. Stamboliyev (Yunan masalı)
Anlatıların hepsi Rusça aktarılmıştır. Metinlerin sonunda anlatıların nerde derlendiği
belirtilmiştir.
Bahadır Hasan adlı anlatıda bir dev bir kız ve bir oğlan kardeşi kaçırır. Anneleri onları
kurtarması için öbür oğlunu gönderir. Bahadır kardeş onları kurtarır. Ancak dönüş yolunda
nankör erkek kardeşi kendilerini kurtaran bahadır kardeşini öldürür. Bunu öğrenen anne
133
[Muhtelif], ss. 1-106., 21. Sayı, 1. Kısım, 1896.
103
oğlunun öldüğüne sevinir. Anlatı kaçırılma ve kurtarılma, kardeşin sadakatsizliği ve annenin
sadakatsizliği gibi motifler etrafında gelişir.
Prens Aslan ve Dev adlı anlatı sadakatsiz anne motifiyle başlar. Bir hükümdar, eşini
idama mahkûm eder. Prens aslan annesini kurtarır. Beraber 40 devin ülkesine giderler. Burada
anne bir devle anlaşır ve oğlundan kurtulmak ister. Bunun için anne hasta taklidi yapar.
Oğlunu kendisine ilaç bulması için tehlikeli bir yolculuğa gönderir. Yolculukta Aslan
kendisini daha sonra bir beladan kurtaracak olan yavru aslanlarla arkadaş olur.
Sadakatsiz Kadın Eş ve Sadakatli Gelin adlı anlatıda Şah Abbas bir gün tebdil-i
kıyafetle şehirde dolaşırken. Bir evin önünde durduğunda, bir kadının eşini ne kadar sevdiğini
anlattığı sözlerini duyar. Bunun üzerine şah eve birini gönderir ve kocadan karısından
boşanmasını istetir. Koca kabul etmez. Sonra şah, kadına birisini gönderir ve kocasını
öldürürse şahın kendisiyle evleneceğini söyletir. Kadın kocasını öldürür. Bunu gören şah
ülkedeki bütün kadınların öldürülmesini emreder. Anlatı böylece devam eder. Sadakatsiz eş
motifiyle başlayan bu anlatıda Bin Bir Gece masallarındaki hikâye içinde hikâye anlatma tarzı
görülür.
İki kardeş hakkındaki anlatıda iki kardeş bahtını aramak için yola çıkar. Biri doğuya,
biri de batıya gider. Ayrılmadan önce doğacak çocuklarını büyüdüklerinde evlendirmeye söz
verirler. İkisi de hükümdar olur. Doğuya gidenin bir kızı, batıya gidenin de üç kızı olur.
Doğuya giden, kızı büyüdüğünde batıya gidenden kızıyla evlenmesi için oğlunu göndermesini
ister. Esas motifi kızın erkeğe dönüşmesi olan anlatı böylece sürer.
Patam-Fakir adlı anlatıda bir fakirin aniden zenginleşmesi, sonrasında servetinden
herkese ihsanlarda bulunması anlatılır. Bir gün Patam’a bir derviş gelir. Ferhad adlı birinin
kendisinden daha cömert olduğunu söyler. Patam ve derviş kıyafetlerini, yerlerini değişirler.
Patam yola koyulur. Ferhad’ı bulduğunda ona zenginliğinin sırrını sorar. Ferhad onu Zahhak
adında bir tacire gönderir. Zahhak’ı bulduğunda, Zahhak onu demirci İskender’e göndrir.
İskender’in sırrını açmasıyla anlatı gelişir.
Kutlu Balık adlı anlatı SMOMPK’nin 9. sayısındaki Alaca Balık
134
adlı anlatının bir
varyantıdır. Bu anlatıda fakir bir balıkçı bir gün oğlu Cemaleddin’le balığa çıkar. Balıkçı
renkli ve çok güzel bir balık tutar. Balığı oğluna verir. Oğlan can çekişen balığa kıyamayıp
onu suya bırakır. Bunu öğrenen baba, çok kızar ve oğlunu döver. Onu bir daha görmek
istemediğini söyleyip kovar. Oğlan nereye gittiğini bilmeden giderken İbrahim adında birisine
134
Bakü Guberniyası, Gökçay Uyezdi’nde Derlenmiş Tatar Masalları, N. Kazbek, s. 75-102., 9. sayı, 2.
kısım, 1890.
104
denk gelir. İkisi beraber Çin’e gitmeyi karar verirler. Çin hükümdarının kızı konuşamama
hastalığına tutulmuştur. İbrahim prensesi konuşturmaya koyulmasıyla anlatı devam eder.
Bahadır-Hüseyn adlı anlatıda fakir bir çoban babasından köyün en zengin adamının
kızıyla kendini evermesini ister. Zengin adam çobandan ödeyemeyeceği kadar çok para ister.
Çoban para kazanmak için şehre gider. Burada gücüyle Şah Abbas’ın dikkatini çeker. Şah
ondan komşu ülkeden tazminat ve hüküdarın kızkardeşini getirmesini ister. Verilen görevi
başarıyla yerine getiren Hüseyin, fethedilen komşu ülkeye vali atanır. Anlatı böylece sürer.
Şakur ve Şakurat, iki kardeş hakkındaki Kırgız masalında üvey annenin eşinin, ilk
evliliğinden olan çocuklara karşı sevgisizliği motifi karşımıza çıkar. Bir hükümdar, eşi ölünce
yeni bir evlilik yapar. Üvey anne hükümdarın ilk evliliğinden Şakur ve Şakurat adındaki üvey
çocuklarını hiç sevmez. Bir gün küçük oğlanın kendisine hakaret ettiği söyleyerek eşini
kandırır. Hükümdar oğlunun öldürülmesini ve kanlı gömleğinin kendisine getirilmesini
emreder. Hükümdarın kulları oğlana kıyamayıp onu salıverirler. Daha sonra büyük oğlanın da
evi terk etmesiyle masal sürer.
23. sayının üçüncü kısmında Yevi. Baranov tarafından Tersk Oblastı Nalçik
Okrugu’nda derlenen “Dağlı Tatar”ların masalları (349.) Dağlı Tatarların Masalları
135
adlı
yazıda aktarılır.
3. kısmın ön sözünde L. Lopatinskiy, Dağlı Tatarların bir Türk halkı olduğunu,
dillerinin Karaçay’larla neredeyse aynı olduğu ve Nogay’lardan ise çok az farklı olduğunu
belirtir (s. I). Lopatinskiy 15 sayfalık ön sözde masalların tahlilini yapar, motfilerini ortaya
koyar. Derlenen masallar:
1. Tay Postlu Atlı. (ss. 3-13)
2. Korkak. (ss. 3-13)
3. Uyanık Oğul (ss. 18-21)
4. Avcının Karısı. (ss. 21-27)
5. Sinsi Eş. (ss. 27-28)
6. Gri Gözlü Kadın. (ss. 28-34)
7. Üvey Oğul. (ss. 34-38)
8. Lamart ve Çumart. (ss. 38-41)
9. Tilki, Ayı ve Kurt. (ss. 41-44)
10. Zor Kazanılan Paralar (Kabardey Masalı). (ss. 44-45)
Masallardan sonra 3 sayfalık bir değerlendirme yazısı vardır (ss. 45-48).
135
Yevi. Baranov, ss. 3-48., 23. Sayı, 3. Kısım, 1897.
105
“Dağlı Tatarların” masallarının aktarıldığı bir başka yazı ise (485.) Dağlı Tatarların
Masalları
136
başlığını taşır.
Ye. Z. Baranov’un aktardığı “Tatar masalları” aşağıdadır:
1. Kim Daha Güçlü.
2. Magomet İndırbayev.
3. Aptal kişi.
4. Emegen ve Avcı.
Kim Daha Güçlü adlı anlatıda dört Nart; Şabelçi, Raçkau, Gilyahstan ve Sosruko ava
çıkarlar. Ormanda dört Emegen ile karşılaşırlar ve onların mağaralarında tutsak kalırlar.
Anlatıda Nartların Emegenlerin elinden kurtulma çabası işlenir.
Magomet İndırbayev adlı anlatıda bir avcı yabani bir keçiyi avlar. Onu keser, yüzer ve
pişirmeye koyulur. Ancak eti tam yiyecekken et parçaları sekmeye başlar ve birleşerek canlı
bir keçiye dönüşür. Avcı duruma şaşırıp kalınca, keçi “Şaşırma!” der ve Magomet
İndırbayev’e gitmesini söyler. O, avcıya daha ilginç şeyler anltacaktır.
Aptal kişi adlı anlatı Nalçik Okrugu’nda derlenmiştir. Anlatıda kendini çok akıllı
sanan, başkalarını da aptal sayan bir han günün birinde öbür insanların ne kadar aptal
olduğunu sınamak ister. Kendisini şaşırtacak bir olay anlatana kızını vereceğini vaat eder.
Anlattıkları şaşırtıcı olmayanların ise kellesini vurduracaktır. Bir ihtiyarın üç oğlu hana gidip
onu şaşırtacak bir olay anlatmaya karar verirler. Oğlanların hanın huzuruna çıkmasıyla anlatı
devam eder.
Emegen ve Avcı adlı anlatı Nalçik Okurugu’nda derlenmiştir. Anlatıda avcı bir geyik
avlar. Geyiği keser, yüzer ve bir parça et kızartır. Tam yiyecekken et seker ve geyikten
kesildiği yere döner. Geyiğin canlandığını gören avcı hayretler içinde kalır. Geyik ona
“Şaşırma!” der. Sokur Ali’yi bulmasını, onun daha ilginç şeyler anlatacağını söyler. Avcının
Sokur Ali’yi aramaya koyulmasıyla anlatı devam eder.
(534.) Temirgoyev Masalları
137
adlı yazıda Kafkasya halklarından Adigelerin
masallarına yer verilmiştir. SMOMPK’de Adigelerin halk edebiyatı mahsülleri önemli bir
yekun tutar. Bu sebeple çalışmada Adige masallarının da bir kaç örnek tanıtılması mukayeseli
çalışmalar için yararlı olacaktır.
Kuban Öğretmen Semineri Öğretmeni V. V. Vasilkov tarafından derlenen masallar
şunlardır:
136
Ye. Z. Baranov, ss. 1-71., 32. Sayı, 2. Kısım. 1903.
137
V. V. Vasilkov, ss. 1-79., 35. Sayı, 2. Kısım, 1905.
106
1. Temirbek hakkında masal.
2. Kairbek hakkında masal.
3. Anzaur hakkında masal.
4. Kafatası hakkında masal.
Derlenen bu dört anlatının hangi halka ait olduğu açıkça belirtilmemiştir.
Temirbek hakkında masalda çok zengin bir hanın üç oğlu vardır. Oğlanların en
büyüğü Aslanbek, ortancası Hasan ve en küçüğü Temirbek’tir. Han hastalanınca en sadık kulu
olan bir Kalmık’a
138
en büyük zenginliği olan at sürüsünü oğlanları büyüyünceye kadar
korumak için kendisinin öldüğü zaman kaçırmasını buyurur. Han ölür, kulu at sürüsünü
kaçırır. Günlerden bir gün yedi yaşındaki Aslanbek aşık oyunun kaybeder. Oyunu
kaybettiğine sinirlenen Aslanbek kazanan çocuğu dövmeye başlar. Çocuk “Beni dövüp bana
ait olacağına atandan kalan ve Kalmık’ın kaçırdığı at sürünü kurtar.” diye bağırır. Bunu duyan
han çocukları at sürülerinin yerini öğrenmeye çalışır. Anlatı böylece sürer.
Kairbek hakkında masalda çok zengin bir hanın tek çocuğu vardır. Kairbek adlı bu
çocuğu evlilik çağına gelince han onun için uygun bir kız aramaya başlar. Saraya güzel kızlar
davet edilir. Ancak hiçbiri Kairbek’in ilgisini çekemez. Babasından kendisi için yüzü
saksağan kanatları kadar beyaz, saçları onun kuyruğu kadar siyah bir kız bulmasını ister.
Masal böylece sürer.
Anzaur hakkında masalda büyük ve zengin bir aulda üç kardeş Atajukayevler hüküm
sürer. Aulun en büyük zenginliği at sürüsüdür. Günlerden bir gün toy yapılırken sürüye üç
devin saldırdığı haberi gelir. Devlerle mücadeleye girişilse de başarılı olunmaz, en büyük
kardeş Atajukayev ölür. Aul halkı bundan sonra sürüyü daha iyi korumaya karar verir. Ertesi
sene toy düzenlenirken yine devlerin sürüye saldırdığı haberi gelir. Devlerle mücadeleye
girişilir, ancak başarı sağlanamaz. Ortanca kardeş Atajukayev ölür. Masal böylece sürer.
Kafatası hakkında masalda bir aulda Hasan Efendi adında yaşlı bir adam yaşar. Hasan
Efendi tedavi edici bitkilerden anlayan biridir, yaptığı ilaçlarla halkı tedavi eder. Kızı Fatıma
da bitkilere meraklıdır. Hasan Efendi bir gün yolda bir kafatası görür. Merakına yenik düşüp
kafatasını alır, üzerinde “Benim yüzümden yedi kişinin daha ölmesi gerek.” yazıldığını görür.
Hasan Efendi aula döndüğünde kafatasının tehdidinden kurtulmak için onu yakmaya karar
verir. Masal böylece gelişir.
138
Orta Asya Türk destanlarının pek çoğunda düşman Kalmık’tır (Reichl, 2005, 601).
107
(535.) Nuh Şehrinde Derlenen Tatar Çocuk Masalları
139
adlı yazıda Nuhin Rus-
Tatar Sunni Okulu Öğretmeni S. Abdurrahman’ın aktardığı masallar şunlardır:
1. Şehzade.
2. Asil ve Sefil.
3. Oğlanın Maceraları.
4. Tilki ve Armudanbek.
5. Rüya.
6. Beceriksiz Oğlan.
7. Kime Tanrı Yardım Ederse O Ölmez.
(65.) Güney Kafkasya Tatarlarının Halk Hikâyeleri
140
adlı yazının başlığında her
ne kadar “halk hikâyeleri” denilse de aktarılan anlatılar daha çok masalı andırmaktadır. Bu
yüzden SMOMPK’de neşredilen masallar arasında değerlendirilmelidir.
Şemahin Şehir Okulu yardımcı öğretmeni A. Zaharov şu anlatıları aktarmaktadır:
1. Dürüst Tacir ve Dürüst Olmayan Tacir Masalı.
2. Kaderinden Kaçamazsın.
3. Dilsiz Prenses.
4. Kötü Üvey Anne.
5. İki Yetim.
6. Korkak Hakkında Masal.
7. Yoksul Prenses.
8. Güzeller Güzeli Prenses Masalı.
9. Kurbağa Prenses.
10. Şahsevan Hacısının Köpeği.
Dürüst Tacir ve Dürüst Olmayan Tacir Masalı’nda iki tacir birbiriyle tamamen zıt
özelliklere sahiptir. Biri Allah’ı sever, öbürü şeytanı. Biri yardımseverdir, öbürü tam tersi. Bir
gün iki tacir dürüstçe kazanılan servetin mi yoksa dürüstçe kazanılmayanın mı kıymetli
olduğunu tartışmaya başlarlar. Ama aralarında bir sonuca ulaşamazlar. Dürüst olmayan tacir üç
kişiye hangisinin değerli olduğunu sormayı teklif eder. Tartışmayı kaybeden servetinin
tamamını kazanana verecektir. Masal böylece devam eder.
Kaderinden Kaçamazsın adlı hikâyede bir hükümdar vezirleri ve nazırlarıyla ava çıkar.
Avda topluluktan uzaklaşır ve kaybolur. Yolu ormana düşer. Ormanda bir evi fark eder. Eve
139
S. Abdurahman, ss. 80-105., 35. Sayı, 2. Kısım, 1905.
140
A. Zaharov, ss. 77-156., 6. Sayı, 2. Kısım, 1888.
108
girdiğinde yaşlı bir adamın önündeki kitaba bir şeyler yazdığını görür. İhtiyara kitabın ne kitabı
olduğunu sorar. İhtiyar kitaba insanların kaderlerini yazdığını söyler. Hükümdarın kendi
kaderini öğrenmek istemesiyle masal devam eder.
Dilsiz Prenses masalında hükümdarın bir oğlu ve bir de kızı vardır. Kızı çok güzel ve
dilsizdir. Baba ölmeden veliahdı oğlunu çok güzel bir kızla evlendirir. Kız kardeşine gözü gibi
bakmasını vasiyet eder. Oğul babasının vasiyetini harfiyen yerine getirir. Kız kardeşine
sevgisini hiç esirgemez. Onun her istediğini yerine getirir. Bu durum oğlanın eşinin hiç hoşuna
gitmez. Oğlanın eşinin kızı öldürmeye karar vermesiyle masal devam eder.
Kötü Üvey Anne masalı zalim üvey anne tipiyle başlar. Bir ailenin çok güzel ve
çalışkan bir kız vardır. Bir gün kızın annesi ölür. Baba yeniden evlenir. Evlendiği kadının
çirkin ve tembel bir kızı vardır. Üvey anne üvey kızını hiç sevmez. Ona sürekli iş gösterir, evin
bütün işlerini ona yaptırır. Üvey anne ondan kurtulmak için babaya kızı kötülemeye başlar.
Üvey annenin etkisinde kalan baba da kızını ormana bırakır. Ormanda yapayalnız kalan kıza
uyku çöker. O uyurken bir prens onu fark eder. Prens onu görür görmez âşık olur. Masal
böylece gelişir.
İki yetim masalında zengin bir tacirin Asker adlı oğlu ve Bibli adlı kızının macerası
anlatılır. Tacir bir gün ölür ve çocuklar yetim kalır. Tacirin bütün servetini akrabaları alır.
Çocuklara hiçbir şey vermezler, üstüne onları kovarlar. İki yetim yola düşer. Sıcaktan bunalan
Asker yolda gördüğü bir suyu içmek ister. Bibli kardeşine bu suyun at toynağı izi olduğunu ve
sudan içmesiyle ata dönüşeceğini söyler. Daha sonra ineğin ve geyiğin toynak izleri üzerindeki
sulara denk gelirler. Ceylan izinde Asker kardeşine sormadan suyu içmesi ve bir ceylana
dönüşmesiyle masal devam eder.
Korkak hakkında masalda, eşi olmadan gece dışarıya dahi çıkamayan bir adamın
başından geçenler anlatılır. Adam bir gece dışarıya çıkmak ister. Bunun için eşini uyandırır.
Dışarıya çıkarlar. Adam gecenin güzelliğinden etkilenerek böyle bir gecede bir kervana saldırıp
herkesi öldürmek vardı diye gevezelik eder. Derken eşiyle tartışmaya başlarlar. Kadın eşini
evden kovar ve bir kervana saldırıp ganimetlerle geri dönmezse onu bir daha eve
sokmayacağını söyler. Masal böylece gelişir.
Yoksul Prenses masalında bir gün hükümdar vezirleri ve nazırlarıyla ava çıkar.
Hükümdar maiyetinden kendisine su getirmelerini ister. Ancak kimse su bulamaz. Hükümdar
su bulmaya kendisi gider. Suyu çok güzel bir kuyu bulur. Kuyuya yaklaştığında suda güzeller
güzeli bir kızın suretini görür. Sonra fark eder ki aslında kız ağacın dalındadır. Hükümdarı
109
gören kız korkudan ağaca çıkmış. Hükümdar kızı aşağı indirir. Kim olduğunu sorar. Kızın kim
olduğunu anlatmasıyla masal devam eder.
Güzeller Güzeli Prenses masalının kahramanı bir hükümdarın oğlu Şah İsmail’dir. Şah
bir gün ava çıkar. Karşısına altın tüylü güzel bir tavşan çıkar. Şah tavşanı canlı yakalamaya
karar verir. Onu günlerce kovalar. Ama yakalayamaz. Bir yerde dinlenmek için durur ve uyur.
Uyandığında üç dev aralarında tartışmaktadır. Şahı görürler ve bir sonuca ulaşmak için
aralarındaki tartışmayı ona anlatırlar. Devler kendilerinde üç harika nesnenin olduğunu
söylerler. Bunlardan ilki uçan halı, öbürü görünmezlik şapkası, üçüncüsü de yemek veren masa
örtüsüdür. Devler masa örtüsünü bir türlü paylaşamamaktadır. Şah İsmail’den bir çözüm
bulmasını isterler.
Kurbağa Prenses masalında bir hükümdarın üç oğlu vardır: en büyüğü Vali, ortanca
olanı Bali ve en küçüğü Şah-Nurivan. Bir gün hükümdar oğullarına ok atmalarını ve düştüğü
evdeki kızla da nişanlanmalarını söyler. Vali’nin oku nazırın, Bali’nin oku vezirin evine düşer.
Şah-Nurivan’ın da gölete. Gölette bir kurbağa oku ağzında tutar ve Şah-Nurivan’a vermez. O
da durumu babasına anlatır. Baba kaderinden kaçamazsın, kurbağa ile evleneceksin der.
Böylece masal devam eder.
Şahsevan Hacısının Köpeği
141
adlı anlatı Şahsevan şehrinde zengin bir adam vardır.
Servetinin haddi hesabı olmayan bu adamın çok sevdiği bir köpeği vardır. Günlerden bir gün
köpek ölür. Adam bir insan için nasıl merasim düzenleniyorsa aynısını köpeği için de yaptırır.
Onu kefene sardırır, mezarı başında Kur’an okutur, yedisinde fakirleri doyurmak için “heyrat”
bile yapar. Bunu duyan baş imam, bir hayvanın bir Müslüman gibi defnedilmesine çok
sinirlenip Şahsevan’a doğru yola çıkmasıyla anlatı devam eder.
13. sayının 2. kısmındada muhtelif kişilerce derlenen ve masal hususları gösteren
Tatar anlatıları (173.) Yelisavetpol Guberniyası’nda Derlenen Tatar Masal ve
Hikâyeleri
142
adlı yazıda Rusça aktarılır. Anlatılar:
1. Korkak, 2. Zengin Aziz ve Onun Kölesi Mirza, 3.İftiracı, 4. Cimri, 5. Harhali. 6.
Melik Mamed, 7. Gulçi-Hanum
Korkak adlı anlatıda bir korkağın başından geçenler anlatılır. Bir gün korkak ve eşi
pencerenin önünde otururlar. Eşi kocasına “Baksana, dışarıda bir avuç altın var, git getir.” der.
Kocası dışarıya çıkınca kapıyı kilitler ve onu içeriye almaz. Biraz sonra korkağın önünden
altın yüklü birkaç deve geçer. Daha sonra da bir adam gelir ve develeri görüp görmediğini
141
Masalın başlığının altına “Tatarcadan tercüme” kaydı düşülmüştür.
142
[Muhtelif], s. 295-322. 13. Sayı, 2. Kısım, 1892.
110
sorar. Korkağın görmediğini ama onları bulabileceğini çünkü kendisinin bir büyücü olduğunu
söylemesiyle anlatı devam eder.
Zengin Aziz ve Onun Kölesi Mirza adlı anlatıda Aziz zengin bir tüccardır. Aziz
güzeller güzeli kızını çok sever, hep onunla övünür. Kız büyür, evlilik çağına gelir. Aziz
kızının kimle evleneceğine öğrenmek ister. Melaikeye kızının kimle evleneceğini sorar. Çok
sevdiği siyahî kölesi Mirza’yla kızının evleneceğini öğrenir. Bunu kabullenemeyen Aziz
çözüm yolu arar. Yiğit kardeşi Zoraba bir mektup yazar ve Aziz’i öldürmesini ister. Mektubu
Aziz’le gönderir. Anlatı böylece devam eder.
İftiracı adlı anlatıda bir adam köle pazarından çok ucuza cana yakın bir köle alır.
Adam köleyi ucuza aldığı için çok sevinir. Adamın kendisini çok seven karısı vardır. Bir gün
köle adamın karısına, eşinin daha güzel ve genç bir kadınla evleneceğini söyler. Dediklerini
yaparsa kendisini bu durumdan kurtarabileceğini de ekler. Böylece anlatı gelişir.
Cimri adlı anlatıda bir dağda yaşlı bir kadının sahip olduğu bir sürü odası olan ve içi
aldın dolu bir bina olduğu anlatılır. Yaşlı kadının kapısını bir gece bir mübarek zat çalar.
Konaklamak için izin ister. Yaşlı kadın onu içeriye alır almasına ama cimriliğinden yiyecek
bir şey ikram etmez. Çok sonra getirdiği yemek ise kedi etidir. Mübarek zat bunu öğrenince
kadına beddua eder.
Harhali fakir bir kadının oğludur. Kadının hiçbir geçim kaynağı olmadığından
köylülerinden oğlunu çoban olarak tutmalarını ister. Köylüler oğlanı çoban yaparlar. Ama
Harhali çok tembeldir. Hayvanlar kaybolmaya başlayınca köylüler Harhali’yi öldürmek ister.
Onu bulamayınca evini yakarlar. Harhali annesinden aldığı iki altınla yolculuğa çıkar ve anlatı
böylece gelişir.
Melik-Mamed adlı anlatıda bir hükümdarın 40 oğlu vardır. Melik-Mamed bunlardan
en küçüğüdür. Evlilik çağına gelen oğlanlar babalarından kendilerini 40 kız kardeşle
evlendirmesini isterler. Bunun üzerine baba evlenecekleri kızları bulmaları için oğullarını yola
gönderir. Baba oğullarını harabe, virane, kır ve merada gecelememeleri için uyarır. Oğulların
yola çıkmasıyla anlatı gelişir.
Gulçi-Hanum adlı anlatıda bir oğlan ve kız kardeşi Gulçi-Hanum vardır. Onlar mutlu
mesut yaşarken oğlan evlenir. Mutlu günler son bulur. Çünkü oğlanın eşi, Gulçi-Hanum’u
evde istemez. Anlatı böylece gelişir.
|