Karaçaylılarla İlgili Değerlendirmeler
114
başlığını taşır. Bu yazıda Karaçay Türkleriyle
ilgili ayrıntılı bilgi verildikten sonra şu destanlara yer verilir:
1. Sosruko ve Beş Başlı Emegen.
2. Alaugan.
114
A. N. Dyaçkov – Tarasov, ss. 49-91., 25. Sayı, 1. Kısım, 1898.
93
3. Gencakeşauay.
4. Örüzmek’in Ölümü.
5. Çüerdıy.
6. Prenses Satana.
Sosruko ve Beş Başlı Emegen destanında Kafkasya’nın müşterek destan
kahramanlarından Sosruko’nun beş başı olan bir emegenle mücadelesi anlatılır. Emegen
Sosruko’dan kendisine Nart oyunlarını (hünerlerini) göstermesini ister. O da üç oyununu
gösterir.
Fakir bir adamın oğlu olan Alugan iri yarı bir yapıdadır. Ailesi ona yemek
yetiremeyince çevreden akıl danışır. Bir yaşlı kadın onu denize götürmelerini, orada doyasıya
kadar balık tutmasını salık verir. Alugan denize gidesiye bütün yiyecekleri tüketir. Bu
durumda yanındakiler Alaugan’ın kendilerini yemesinden korkup kaçarlar.
Gencakeşauay destanında Alaugan adında adam çocuk sahibi olamamaktadır. Çünkü
her defasında eşi doğum yapar yapmaz bebekleri yakar. Bir yaşlı kadına danışan Alaugan
tavsiyeye uyarak eşi doğum yapacak olduğunda onu bir borunun üzerine oturtur. Eşi doğum
yaptıktan sonra bebeği alıp Elbrus Dağı’na kaçar. Destan böylece gelişir.
Örüzmek’in Ölümü destanında Örüzmek zengin bir çobandır. Bedenin belden aşağısı
ise kurşundandır. Eğer evlilik yaparsa kurşun eriyecek ve ölecektir. Ancak Örüzmek
kadınlardan uzak durmaya ne kadar çalışsa da onun zenginliğine sahip olmak isteyen büyücü
Şauluh İnci’nin baştan çıkarması sonucu ölür.
Çüerdıy destanı bir şarkının hikâyleştirilmesidir: Altı Nart yola çıkarlar. Çüerdıy
hükümdarlığına gelirler. Çüerdıy evde yoktur. Çüerdıy’ın kör babası Kurj misafirleri ağırlar.
Kurj âdeti üzere sevmediği misafirleri bakırdan bir odaya yerleştirir. Sonra odayı dışarıdan
ateşler. Nartlar’a da böyle yapar.
Prenses Satana Sosruko’nun karısıdır. Sosruko’nun olmadığı bir gün Nart Douat
Satana’yı baştan çıkarmak ister. Satana onu kandırır ve hizmetçisini gönderir. Douat
Sosruko’nun eşiyle beraber olduğunu söyleyip övünür. Sosruko eşini kovar. Satana eşine
masum olduğunu ispatlamaya çalışır.
Anlatılar tamamen Rusça tercümeleriyle aktarılır.
94
(304.) Kafkas Ötesi’nde Öğretmen Seminerinde Öğrencilerden Derlenen
Masallar
115
adlı yazıda Nart destanlarından “Etsey’in Oğlu Bahadır Etsemey”e yer
verilmektedir.
Etsey’in Oğlu Bahadır Etsemey bir Nart destanıdır. Destanın yer aldığı 21. sayının ön
sözünde (s.24) Karaçay “Açimez” ve Kaberdey “Aşemez”in bu destanın birer varyantı olduğu
dile getiriliyor. SMOMPK’de Nart destanlarının Adige (Kabardey), Oset ve Dağlı-Tatar
varyantlarının neşredildiği, tek eksiğin ise Çeçen varyantları olduğu yine ön sözde
zikrediliyor.
Destan aşık oyunuyla başlar. Etsemey bir gün aşık
116
oynayan çocukların oyununa
katılır. Çok güçlü olan Etsemey öbür çocukları korkutur. Çocuklar kaçışarak annelerine
koşarlar. Etsemey’in oyunlarını bozduğunu söylerler. Bunun üzerine çocuklardan birisinin
annesi Etsemey’e madem bu kadar güçlüsün babanın katilini bul diye çıkışır. Etsemey katilini
öğrenmek için annesine koşar. Destan Etsemey’in babasının katilinden intikam almak için
yola koyulmasıyla devam eder.
Anlatının kahramanın ismi “Etsemey”in öbür Nart destanlarındaki “Aşemez” ve
“Açimez” ile isim benzerliği göze çarpar.
Kafkasya halklarından Osetlerin Nart destanlarına yer verilen (75.) Nart Destanları
117
adlı yazı Oset Nart destanları için literatür özetine yer vermesiyle önemlidir. Nart
destanlarının Kafkasya halklarının müşterek ürünlerinden olduğu ve Kafkas mitolojisinde
önemli yer tuttuğu daha önce ifade edilmiş idi. Bu sebeple Türk boylarının Nart destanları
incelenirken komşu halklardaki varyantların da dikkate alınması daha faydalı neticeler ortaya
çıkaracaktır.
Kuban Oblastı, Batalpaşinsk Uyezdi Oset Georgiyev okulu öğretmenlerinden A.
Kaytmazov, derlenen Oset destanlarının şu yayınlara bir tamamlama olduğunu belirtiyor:
Şifner’in Osetinskiye Tekstıy (Zapisok İmp. Akad. Nauk no: 4 14. cilt, ek); Vs. Miller’in
Osetinskiye Etyudıy (Birinci Bölüm, M. 1881); Sbornik Materialov Po Etnografii
İzdavayemom Pri Daşkovskom Etnografiçeskom Muzeye (1. Sayı, s. 113-140, Osetin
Masalları, Vs. Miller); SMOMPK (1. sayı, 2. kısım, 1-42); Sbornik Svedeniy O Kavkazskih
Gortsah (3. sayı, 2. kısım s. 1-40; 5. sayı, 2. kısım, s. 1-70; 7. sayı, 2. kısım, s. 1-31; 9. sayı, 2.
kısım, 1-64).
115
[Muhtelif], ss. 1-106., 21. Sayı, 1. Kısım, 1896.
116
SMOMPK’de: aсычки [asıçki].
117
A. Kaytmazov, ss. 3-36. 7. Sayı, 2. Kısım, 1889.
95
Yazıda, destanlar Rusça verilmektedir ve adları şunlardır: 1. Ahsnart ve Çocukları, 2.
Byaslanovlular ve Kurtatintsliler Arasında Savaş, 3. Nartların Kazanı 4. Dev ve Daredzanlılar,
5. Rostom Oğlu Zuraphan’ı Nasıl Öldürdü, 6. Amiran Devleri Nasıl Vurdu, 7. Muzaffer
Georgiy İhtiyarların Misafiri, 8. Kuzsi Dzutdov, 9. Sirdon.
Nogay Türklerinin destanlarına SMOMPK sayfaları arasında (418.) Kara Nogay
Halkının Tarihî Hikâyeleri
118
adlı yazıyla yer verilmiştir.
Kizlyar Şehir Okulu öğrtmenlerinden G. Ananyev 1895 yılında Terekli Mektep
Karakolu’nda (?) hazırladığı bu yazıda tarihlik kahramanlar etrafında teşekkül etmiş
destanları aktarır. Bu destanlar şunlardır:
1. Tohtamış Han.
2. Mirza Mamay.
3. Kırımlı Adil-Soltan
4. Aysulu Oğlu Erü-Amed.
119
5. Narig ve Çora-Batur.
Destanlar Rusça çevirisiyle verilir. Metinde yer yer manzum kısımlar da vardır.
(393.) Güney Kafkasya’da Tatar Sözlü Edebiyatı
120
adlı yazıda farklı halk edebiyatı
ürünleri aktarılmıştır. Yazının ilk kısmına “Efsane, Bılina ve Hikâyeler” başlığı verilmiştir.
Buradaki anlatılar daha çok kahramanlık konulu oldukları için çalışmada “destan” başlığı
altında değerlendirilmiştir.
Anlatılar ve aktarıcıları aşağıdaki gibidir:
a. Bakü şehri hakkında hikâye – A. Babalyan.
b. Batur – İsmail Efendiyev.
c. Batur Uj hakkında bılina – Camal-eddin-Donoguyev.
ç. Yedi Nart kardeş ve onların kızkardeşi hakkında bılina – aynı.
d. Eldaruş ve Bektemir hakkında bılina – aynı.
e. Ovçi-Pirim –Musa Kuliyev.
Yukarıda adı geçen anlatıların nerede ve kimden derlendiği metinlerin sonunda
verilmektedir. Metinlerin tamamı Rusçadır.
118
G. Ananyev, ss. 1-38., 27. Sayı, 3. Kısım, 1900.
119
Numan Akmangıt’ın Altın Ordu Nogay Atalar Sözü adlı yayımlanmamış çalışmasında, son kısımda
Arap harfli “Aysıluv Oğlu Ahmet” destanına yer verilir. bk. Akmangıt 1940, Türk Dil Kurumu
Kitaplığı, Etüt 60.
120
[Muhtelif], ss.11-166., 26. Sayı, 2. Kısım, 1899.
96
Ovçi-Pirim adlı anlatı daha önce masal sıfatıyla SMOMPK’nin 7. sayısında
neşredilmiştir.
121
Ancak buradaki anlatı farklıdır.
Anlatı şöyle başlar:
Ovçi-Pirim bir gün ava çıkar. Geceyi bir mezarlıkta geçirmek mecburiyetinde kalır.
Mezarların birinden insan sesi geldiğini duyar. Ovçi-Pirim mezarı kazdığında mezardaki
kişinin yaşadığını görür.
1. 1. 2. 2. Masal
Saim Sakaoğlu, masalın tanımını “Kahramanlarından bazıları hayvanlar ve tabiatüstü
varlıklar olan, olayları masal ülkesinde cereyan eden, hayal mahsulü olduğu hâlde
dinleyicileri inandırabilen bir sözlü anlatım türüdür.” şeklinde yapar (Sakaoğlu, 2012, 2).
Masalların kaynakları, sınıflandırıması, yayılması ve değişmesi ile masallarda görülen
tip, motif ve formeller masal araştırıcılarının üzerinde durduğu en önemli konulardır.
SMOMPK’de neşredilen masal derlemeleri ve incelemeleri az önce ifade edilen konular için
şüphesiz önemli materyaller sunmaktadır.
Kafkasya ve civarının coğrafi yapısı, farklı kökenden ve dinden toplulukların bir arada
yaşaması bölgede müşterek bir kültürün doğmasını sağlamıştır. Bu yüzden pek çok halk
edebiyatı ürününde olduğu gibi masallar için de ortak unsurlardan söz etmek mümkündür. Bu
unsurların başında farklı halkların masallarında görülen ortak veya benzer tipler ile motifler
gelir.
SMOMPK’de doğrudan masallarla ilgili ilk yazıya ikinci sayıda yer verilir. (19.)
Dağıstan Masalları
122
adını taşıyan bu yazıda Dağıstan’dan derlenen masallar aktarılır.
Dağıstan, 30 kadar farklı etnisitenin yaşadığı bir bölgedir. Bunların en başta gelenleri
Avarlar, Dargınlar, Laklar, Lezgiler, Tabasaranlar ve Türk boylarından Nogaylar, Kumuklar
ve Tatarlar’dır (Buniyatov, 1993, 404). Bu halkların iç içe geçmiş hâlde yaşamaları
Dağıstan’ın kültür etkileşiminin yoğun olduğu bir alan yapar. Bu yüzden Dağıstan’la ilgili
değerlendirmelerde bütüncül bir bakış açısı benimsenmelidir.
T. H. Şurinskiy okulu öğretmenlerinden Aleksey Barsov tarafından 1881 yılında
hazırlanan (19.) Dağıstan Masalları adlı yazıda dört masalın metinleri herhangi bir
değerlendirme veya giriş yapılmadan verilmiştir. Aktarılan masallar sırasıyla şunlardır: 1.
Arslan Han ve Batur Han, 2. Bulat, 3. Tambiy, 4. Çupur, 5. 12 Oğul.
121
bk.:Tatar Masalları, Aleksandr Kalaşev, s. 98-128. 7. Sayı, 2. Kısım, 1889.
122
A. Barsov, s. 121-137. 2. Sayı, 2. Kısım.
97
Arslan Han ve Batur Han masalında bir hanın çocuğu olmamaktadır. Günlerden bir
gün han sarayının kapısında otururken bir derviş gelir ve hana niçin bu kadar üzgün olduğunu
sorar. Han durumu anlatır. Dervişte ona bir elma verir ve onu üçe bölmesini söyler.
Parçalardan birini eşine, öbürünü ata ve sonuncusunu da köpeğe yedirmesi gerekmektedir.
Böylece hanın iki oğlu, atın iki tayı ve köpeğin de iki eniği doğacaktır. Ancak dervişin bir
şartı vardır: Han; oğullardan, atlardan ve köpeklerden birini dervişe verecektir.
İkinci masalda atı kaybolan Bulat’ın macerası anlatılır.
Üçüncü masalda annesiyle beraber yaşayan Tambiy’in kuzusunu semizleşmesi için
ormana bırakması ve bir ay sonra almaya gelmesiyle gelişen olaylar anlatılır.
Dördüncü masalda Çupur adlı bir gencin dedesini ziyaret için bir başka aula gitmesi
anlatılır. Çupur aula geldiğinde dedesi çatıda uzanmış tütün içmektedir. Dede ve Çupur
selamlaşırlar, hâl hatır sorarlar. Sonra dedesi atları iyi mi değil mi diye bakması için Çupur’u
ahıra gönderir. Masal böylece devam eder.
Son masalda bir ihtiyarın 12 oğlu, babalarından kendilerini aynı babadan 12 kız
kardeşle evlendirmesini ister. Baba uzun bir yola çıkar. Yolu üzerinde eski bir eve denk gelir.
Eve girer ve ihtiyar bir kadınla karşılaşır. Kadına durumu anlatır. Bunun üzerine ihtiyar kadın
12 kızı olduğunu ve oğullarını kendisine göndermesini söyler. Masalda oğulların ihtiyara
kadının evine ulaşmasıyla gelişen olaylar anlatılır.
Altı tane masala yer verilen (28) Salahlu Yerleşimi ve Burada Derlenen Tatar
Masalları
123
adlı yazı iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda Salah-lu Köyü hakkında
ayrıntılı bilgi verilmektedir. Yazının öbür kısmını derlenen masallar oluşturmaktadır. Bu
masallar şunlardır: 1. Melik Mamad ve Melik Şumşid, 2. Avil Kasım ve Avil Mamad, 3. Şah
Rüstem, 4. Şehzade Kamber, 5. Şah İsmail, 6. Şerif.
Yazıda Salah-lu köyünün 8. yüzyılın ikinci yarısında kurulduğu belirtilmektedir.
Köyün adının Salah adında bir adamdan geldiği hikâyesiyle birlikte verildikten sonra,
yerleşimin özellikleri anlatılmaktadır.
Derlenen masallar asıl metinler olmadan yalnızca Rusça tercümeleriyleverilmiştir.
Melik Mamad ve Melik Şumşid masalında, Gülizar ve Aslı adlı kadınların çocukları
olmamaktadır. Günlerden bir gün dilenci kılığında bir derviş gelir ve her iki kadına da elma
verir. Elmaların yarısını kadınlar kendileri öbür yarısını da eşleri yiyecektir. Masalın
devamında kadınların Melik Mamad ve Melik Şumşid adlı çocukları olur. Böylece gelişen
olaylarla devam edilir.
123
B. Veniaminov, s. 101-137. 3. Sayı, 2. Kısım, 1883.
98
Avil Kasım ve Avil Mamad masalında Nigar adlı bir hükümdar eşinin çocuğu
olmamaktadır. Nigar, çocuk sahibi olmasının yolunu söyleyecek kişiye bütün varlığının
yarısını vereceğini vaat eder. Bunu duyan Harman adlı bir yiğit, dilenci kılığında gelerek
Nigar’a yarısını kendisi, yarısını da eşi yemesi için bir elma verir. Doğacak çocuklara da Avil
Kasım ve Avil Mamad adlarını vermesini söyler. Çocuklardan ikincisini ise Harman
kendisine alacaktır. Çocukların dünyaya gelişiyle masal devam eder.
Üçüncü masalda Şah Rüstem bir gün adamlarıyla beraber ava çıkar. Gece olunca bir
köyün yakınında gecelerler. Şahın adamlarından Kerim-zade o gece bir rüya görür. Rüyasında
yakınında geceledikleri köyde ileride yiğit olacak güzel bir bebeğin dünyaya geldiğini ve
Şahın kızının da bu delikanlıyı kendisine eş olarak seçeceğini görür. Kerim-zade sabahleyin
rüyasını şaha anlatır. Şahın böyle bir bebek olup olmadığını öğrenmeleri için adamlarını köye
göndermeleriyle masal gelişir.
Şehzade Kamber masalı av tutkunu Kamber’in bir gün bir adamıyla ava çıkmasıyla
başlar. Av sırasında karşılarına bir adamın kaz sürüsü çıkar. Kamber’in adamı kazlardan
birinin ağırlıktan zor yürüdüğünü fark eder, efendisinden izin alarak onu 50 kuruşa satın alır.
Bütün bu olanları gören bir Arap, Kamber’den kazı kendisine 100 kuruşa satmasını ister.
Kamber kazı satar ama sonra Arab’ın 50 kuruşluk
124
kaza niye 100 kuruş verdiğini merak
eder. Masal Kamber ve adamının Arap’ın köyüne doğru yola çıkmalarıyla devam eder.
Şah İsmail masalında Abdullah adlı bir hükümdarın oğlu İsmail yenilmez olarak nam
salmış bir savaşçıdır. İsmail savaşmaya ve avlanmaya çok düşkündür. Bir gün avda karşısına
bir geyik çıkar ve onu canlı yakalamaya çalışır. Derken Peri adlı sultanın sarayına gelir. Peri
de sarayın önünde gezmektedir. İsmail Peri’nin güzelliğine hayran olur. Peri de Şah İsmail’in
yenilmez bir savaşçı olduğunu öğrenir. Peri bu zamana kadar hiçbir hükümdarın, savaşçının
ellerine ulaşamadığını ama eğer kendisini, İsmail bir daha görebilirse onun ulaşabcağını
söyler. Peri’nin İsmail’e hatıra olarak ayakkabı ve yüzük bırakmasıyla masal gelişir.
Son masalda bir zenginin üç oğlu vardır. Bunlardan küçük olanı Şerif’tir. Babaları
ölürken çocuklarından mezarını her gece sırayla izlemelerini söyler. İlk gün büyük oğlan
mezara giderken yarı yolda vazgeçer ve sevgilisine gider. Bunun gören Şerif mezara kendisi
gider. Derken mezara bir siyah giyen silahlı bir atlı gelir ve metfunu taşımaya çalışır. Şerif
onu öldürür. Adamın kıyafetini, atını ve silahını da yeraltına saklar. Masal ertesi gece de
benzer olaylarla devam eder.
124
Rusça metinde kuruş anlamına gelen копейка [kopeyka] kelimesi geçmektedir.
99
Şemaha şehri öğretmenlerinden Aleksandr Kalaşev’in 1888 tarihli (88.) Tatar
Masalları
125
yazısında 5 “Tatar” masalına yer verilmiştir. Yazının başlığına düşülen dipnotta
masalların kimlerdin toplandığı belirtilmektedir. Bu kişiler 90, 85 ve 70 yaşlarındadır.
Derlenen 5 masal şunlardır: 1. Ovçi Pirim, 2. Uhay, 3. Cesur Kral, 4. Abut, 5. Şeydulla.
Ovçi Pirim masalında bütün zamanını avda geçiren meşhur avcı Ovçi-Pirim günlerden
bir gün ava çıktığında iki yılan görür. Yılanlardan birisi yılanların hükümdarının güzeller
güzeli kızı, öbürü de onun sevgilisidir. Avcı erkek yılanı öldürmek ister, nişan alır. Ama ok
yılanların hükümdarının kızının kuyruğuna isabet eder. Masal böylece gelişir.
Azerbaycan Halk Yazını Örnekleri’nde Ovçi Pirim masalının bir başka varyantı ise
şöyle başlar “Ovçu Pirim”de iki yılanın oynaşıp öpüştüğünü gören Ovçu Pirim erkek yılanı
vurmak isterken padişahın kızı olan ak yılanı öldürür.” (Ahundov, 1994, 411)
Uhay
126
masalında yoksul bir karı kocanın Gül-Mamed adında oğulları vardır. Anne
baba Gül-Mamed’i çok sevdikleri için onun bir dediğini iki etmezler. Gül-Mamed 15 yaşına
geldiğinde hiçbir işten anlamayan tembel birisi olup çıkar. Kimse onu işe almaz. Masal anne
babanın ona iş bulma çabalarıyla devam eder.
Cesur Kral masalında Hz. Peygamber’den bile çok önce Gülistan adlı bir ülke vardır.
Gülistan’ın her yeri üzüm bağlarıyla doludur. Halk çok şarap içmekten artık hiçbir iş yapmaz
olur. Bu duruma çare düşünen kral bütün bağları kestirir. Şarabı yasaklar. Masal çok zaman
sonra bir ihtiyarın sakladığı şarabı torunu Mustafa’nın bulmasıyla devam eder.
Abut toplumdan uzaklaşarak kendisini tamamen ibadete adamış bir adamdır. Abat’ın
tek isteği cennete girmektir. Bunun için gece gündüz ibadet edip dururken ölümüne bir hafta
kala cennette kendisi için bir yer hazırlanır. Bunu öğrenen şeytan Abut’u kandırmak için
ormanda yolunu kaybetmiş çok güzel bir kız kılığına girer. Abut’un karşısına çıkar.
Şeydulla masalı, Şeydulla adlı fakir bir adamla ilgilidir. Şeydulla Allah’tan bir yardım
gelmesini bekler durur. Yardım gelmeyince Allah’a kendisi gitmeye karar verir. Yolda
karşısına bir kurt çıkar. Kurt, Şeydulla’ya nereye gittiğini sorar. Allah’a gittiğini öğrenince
kurt, yaşlılıktan çok bıktığını ve canını almasını söylemesini ister. Masal Şeydulla’nın karşına
başka hayvanların çıkmasıyla devam eder.
(91.) Bakü Guberniyası, Şemahin Uyezdinde Derlenen Ermeni Masalları
127
adlı
yazıda derlenen masallar şunlardır: 1. Şah İsmail, 2. Ali Han, 3. Novruz, 4. Çigali, 5.
125
Aleksandr Kalaşev, s. 98-128. 7. sayı, 2. kısım, 1889
126
Düşülen dipnotta “uhay”ın bir nida olduğu ve “oh, ne iyi” anlamına geldiği belirtilmiştir.
127
N. Kalaşev, ss. 141-231., 7. Sayı, 2. Kısım, 1889.
100
Sevdagar-Ahmed, 6. Çıplag, 7. Sahka-Yusuf, 8. Melik-Mamed, 9. Kuli-Han, 10. Dürüstlük
veya Gül Ağacı, 11. Yalancı Prens Haçi, 12. Öğretme İhtiyacı.
Yazıda masallarla ilgili herhangi bir giriş yazısı, açıklama verilmemiştir. Derlenen
metinlerin Rusça tercümelerine yer vermekle iktifa edilmiştir.
Azerbaycan Türklerinden derlenen beş masal (102.) Bakü Guberniyası, Gökçay
Uyezdi’nde Derlenmiş Tatar Masalları
128
başlığıyla İvanovka köyü öğretmeni Nikolay
Kazbek tarafından yayımlanmıştır.
1889 tarihli bu yazıda şu masalları herhangi bir giriş yazısı olmadan aktarılmaktadır:
1. Alaca Balık, 2. Hırsızlardan Hırsız, 3. Çar Oğlunun Seyahati, 4. Ceyrana, 5. Gül ve
Sineyviz.
Alaca Balık adlı masalda halkına zulmeden bir hükümdar vardır. Hükümdar hasta olur
ve kimseler derman bulamaz. Sonra büyücü bir hekim çıkıp gelir. Hükümdara “bütün
balıkçıları alaca balığı tutmaları için denizlere gönder” der. Hükümdar balığın etini yiyecek,
et suyuyla da vücudunu ovup iyileşecektir. Masal böylece gelişir.
Hırsızlardan Hırsız adlı masalda Mehmet adında bir ihtiyarın Ahmet adında oğlu
vardır. Mehmet gençliğinde çok mahir bir hırsızdır. Hiç kimseye yakalanmamıştır. Ancak
oğlu Ahmet çok sessizdir. Babası onun hırsız olamayacağını düşünüp üzülür. Bu durumu
kesinliğe kavuşturmak için oğlunu sınamaya karar vermesiyle masal gelişir.
Çar Oğlunun Seyahati adlı masalda bir hükümdar uzun süre çocuğu olmaz. Sonra
İsmail adında bir oğlu olur. Hükümdar onun her istediğini yerine getirir. İsmail bir gün
saraydaki kapalı kapıların anahtarını ister. Babası son odaya girmemesini sıkı sıkıya tembih
eder. İsmail’in merakına yenik düşüp son kapıyı açmasıyla masal devam eder.
Ceyrana adlı masalda bir şehirde iki kardeşten birinin Aslan adında oğlu, öbürünün
Ceyrana adlı bir kızı vardır. İki genç birbirini severler, nişanlanırlar. Günlerden bir gün
ülkenin prensi Ceyran’ı görüp âşık olur. Ceyran’ı kaçırır. Ceyran uyanık davranır ve prensten
evlilik öncesinde nişanlısını unutmak için 30 gün süre ister. Bu sürede Aslan, Ceyrana’yı
kurtarmaya çalışacaktır.
Gül ve Sineyviz, adlı masalda sultanın üç oğlu vardır. Oğullar evlilik yaşına
geldiklerinde babalarından kendilerine eş bulmasını isterler. Baba oğlanların her birine bir
elma verir. Bu elmaları kuleden atmalarını ister. Elmaların düştüğü yerde evlenecekleri kızı
aramalarını söyler. Masal böylece gelişir.
128
N. Kazbek, ss. 75-102., 9. Sayı, 2. Kısım, 1890.
101
(277.) Kafkas Ötesi’nde Tatar Halk Edebiyatı
129
başlığını taşıyan bu hacimli yazı
iki kısımdan oluşur: 1. Masallar, 2. Atasözü ve Özdeyişler.
Burada neşredilen masallar
130
ve derleyicileri şunlardır:
1. Rustem ve Fatıma – K. Haçaturov (ss. 227-241)
2. “Murgi-Guli-Handan” Kuşu Hakkında – A. Agababayev (ss. 242-261)
3. Molla Kasum – Mahmudbekov (ss. 261-285)
K. Haçaturov “Rustem ve Fatıma” anlatısını köylerindeki İskandar adlı bir âşıktan
derlediğini söyler. İskandar bir Kürt’tür ama “Tatarca (Azerbaycanca)” şarkılar söyler,
hikâyeler anlatır. Yazar İskandar maddi durumu ve ailesiyle ilgili bilgiler verir.
Yazarın köyünde soğuk kış akşamlarında “miyan” adı verilen odada erkekler ve
kadınlar toplanır. Sohbet edilir. Âşık İskandar buraya davet edilir, kendisinden hikâye
anlatması istenir. İşte “Rustem ve Fatıma” adlı anlatıyı böyle bir günde Haçaturov âşığın
ağzından kaydeder.
Bu hikâyede Ağrı Dağı eteklerinde Sultan Murad-Han’ın sarayı yer alır. Bir gün
Afganistandaki Eyüp-Han’ın maiyetinden Rustem adlı biri Murad-Han’dan sığınma talep
eder. Han ona niçin Eyüp-Han’ın ülkesinden kaçtığını sorar. Gerekçesini makul bulur, ona
ülkesinde kalması için izin verir. Rustem, Murad-Han’ın çocuklarının eğitimi ile
ilgilenecektir. Anlatı böylece gelişir.
“Murgi-Guli-Handan” kuşu hakkındaki anlatıda bir hükümdarın Melik-Mamed adlı bir
oğlu vardır. Melik-Mamed on beş yaşına geldiğinde babası hastalanır. Babasının hastalığına
kimse çare bulamaz. Bir gün bir derviş çıkar gelir. Hükümdara kendisini ancak Murgi-Guli-
Handan kuşunun ötüşünün iyileştireceğini söyler.
131
Bu kuşu korkunç devler korur ve
onlardan kuşu almak çok zordur. Hükümdarın oğlu Melik-Mamed’in kuşa ulaşmak için yola
koyulmasıyla anlatı sürer.
Molla-Kasum adlı anlatı Şemahin Uyezdi Tircan Köyü’nde Âşık Oruç’tan
derlenmiştir.
132
Molla-Kasum on dört yaşındayken babası Nasrullah-Şah-Zade ölür. Molla-
Kasum’un Tikmedaş’ta amcası Kara-Kadı’nın dışında kimsesi yoktur. Molla-Kasum gittiği
129
K. Haçaturov, A. Agababayev, Mahmudbekov; ss. 227-325., 19. Sayı, 2. Kısım, 1894.
130
SMOMPK’de masal anlamına gelen ‘сказка’ [skazka] kelimesi kullanılmıştır.
131
Bu sayının ön sözünde iyileştirici kuş ötüşü motifinin yaygın olduğu ve bu anlatının “жар птица и серы
волк” [jar ptitsa i serıy volk] (simurg (?) ve boz kurt) masalının bir varyantı olduğu belirtiliyor (s. XIX).
132
“Âşık Kerib” hikâyesi aynı âşıktan yine Mahmudbekov tarafından derlenmiştir. Bk: Âşık-Kerib (Hikâye
ve Aşık-Kerib’in Şarkılarının Tatarca Metinleri), Mahmedbekov, s. 173-229. 13. sayı, 2. kısım, 1892
102
mektepteki Melek-Sima’yla birbirlerini severler. Melek-Sima’nın hükümdar babası Ali-Han
durumu öğrenir. Molla-Kasum’u hapse atar. Molla-Kasum ayrılık ateşiyle şarkılar söyler.
Anlatı “şarkı” başlıkları altında devam eder. Toplam 35 şarkıda gelişen olaylar anlatılır.
Şarkılar nesir hâlinde çift tırnak işaretiyle aktarılır. Anlatı bittikten sonra şarkıların Türkçe
asılları Kiril çeviri yazısıyla verilir.
Dostları ilə paylaş: |