Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014, 5(2), DOI:10.1501/sbeder
_
0000000078
232
yuvarlak başlı silahı (=topuzu) ile havada bir vuruş savururken, adeta bu tören topuzunu
sembolleştirmiştir
44
.
I.Hattušili’nin, Haššuwa’dan getirdiği ganimet
45
; cömertçe işlenmiş süs silahlarının bir
koleksiyonunu içermekteydi: bel-destekli (IMITTU) alt[ın]/gü[müş]
46
‘ten bir mızrak, üçü
lapislazuliden, biri altından kral asası/topuzu (HURPALÛ), beş gümüş topuz (
GIŠ
TUKUL) ve (çift
taraflı) altın bir balta. Bu ganimet içinde bulunan altın HURPALÛ (=HUTPALÛ, HUPPALÛ):
“topuz, gürz (topuzlu asa)”
47
oldukça ilgi çekici olsa gerektir. Çoğunlukla adak tasvirlerinde, hilal
ve yaşam sembolleriyle birlikte
48
dağların sembolü olarak da görülen
49
topuzların, kült nesnesi
tanımında demir, bronz ve bakırdan yapıldıkları anlaşılmaktadır (öncelikle sadece bronzdan
üretilmişlerdir, ancak kült reformundan sonra demirle de süslenmişlerdir
50
).
Bazen dağ tanrıları, üstünde erkek resimleri bulunan birer topuz olarak, ırmak ve pınar
kadın tasvirleri ise kadın resmi olarak tasvir edilmekteydi
51
: “Mamnanta şehri: Fırtına-Tanrısı
demir boğa (olarak); Arnuwanda dağları topuz (olarak), üzerine demirden bir tasvir (heykel),
yapılır; Harranašša dağları topuz (olarak), üzerine demirden bir tasvir, (ve) beyaz dağlar topuz
44
Güterbock-Kendall 1995: 48 ile 52 Fig.3.7.
45
KBo 10.2 Vs.II 41-43.
46
KUB 26.69 Rs.VII 12 mahkeme protokolünde de ‘demir’ olarak geçmektedir.
47
(41) 1 I-MI-IT-TUM KÙ.[ ]
GIŠ
PA GUŠKIN 5 TUKUL KÙ.BABBAR (42) 3 HU-U-UR-PA-A-LU-U Š[A
NA4
Z]A.GÌN (43)
1 HU-U-UR-PA-A-LU-U ŠA GUŠKIN: KBo 10.2 Vs.II 41-43;
GIŠ
HU-UL-P[A]-LU GUŠKIN: KBo 10.1 Vs. 45. Imparati-
Saporetti 1965: 50-51, 69, 78, 82; HW (Erg 3): 44.
48
KUB 38.2 Vs.II (8)
D
U AN-E ALAM LÚ GUŠKIN GAR.RA a-š[a-a
?
-a]n (9) [Z]AG-za ŠU-za
GIŠ
hat-tal-la-an har-zi (10)
GÙB-za ŠU-za a-aš-šu GUŠKIN har-zi, von Brandenstein 1943: 6; Rost 1961: 176; Bittel ve diğer. 1975: 189vd.
49
Ebla’dan bir kült kabı üzerindeki mitolojik sahnede: boğa başlı, kanatlı ve aslan gövdeli karışık yaratık, gövdesinde ve
göğsünde dağların sembolü olduğu halde dört ayağıyla dağlara basmış durumdadır. Kuyruğu ise bir topuz (/yılan??)
görünümünde olup bir sembol olarak topuz şeklinde kavranmıştır. Buradaki tasviri, dağların topuzla olan bağlantısının
sembolleştiğine iyi bir örnek olarak gösterebiliriz, Haas 1982: 119vd. Abb.30. Yine buna paralel olarak Asur tapınağından (14-
15.yy. Hurri tarzında) kült kabartması üzerindeki Tanrının etekleri de başlığı da dağ kabartmalıdır ve onun arkasından (hemen
bel kısmındaki dağ zirvesinden -sağ ve soldan- üçer başlı) kozalak biçimli iki topuz çıkarken, iki elinde de yine aynı topuzlar
vardır. Dağ formunda, kozalak biçimli bu topuz formlara Tanrının arka taraflarında dağlı-eteklerinden çıkanların üzerine
ayaklarıyla basmış halde iken sağ ve sol omuzlardaki 2 keçi ağızlarında bunları tutmakta/yemektedirler, Haas 1982: 162
(Andrae 1931 [1969]); omuzlardan çıkan topuz biçimli nesneler ile dağ tasvirlerinin örnekleri ile karşılaştırmalı
değerlendirmeleri için bkz. Collon 1995: 373 ve 374’te No.1 ile: (“With a stick or mace: Nos. 1-3, 6, 9-11, 18, 20, 22, 30, 34-
38. These attributes are too unspecific to be used on their own to identify the Moon god. In conjunction with other attributes
the stick is clearly part of the god’s iconography and he shown leaning on it when, in a similar context, the Sun god is shown
brandishing his serrated knife …”
50
Acaba,
GIŠ
hatalla-’nın HURPALÛ’dan ayrılan işlev veya özelliği, bu değişim ve gelişim unsurlarında aranabilir mi? (Bunun
için krş.) Eski Mezopotamya’daki topuz ve çift taraflı balta ile tasvir edilmiş savaşçı özelliklerdeki tanrılar, Black-Green 1992:
65[’te Lugal-irra ve Meslamta-ea (ve s.124 fig.102); lion-demon; s.124 Eski Babil (ve Kasit) Dönem(ler)inden topuzlu figür
(103) ile genel olarak “topuzlu” kral veya tanrılaştırılmış kral yorumları üzerine ‘mace’ maddesi].
51
KBo 2.13 Vs. 21vd. (KBo 2.7): Güterbock 1943: 280 ve dn.22. Carter 1962: 107, 112: (21)
URU
Ma-am-na-an-ta
D
U GU
4
.MAH
AN.BAR
HUR.SAG
Ar-nu-wa-an-da-aš
GIŠ
TUKUL UGU ALAM AN.BAR i-ya-an-zi (22)
HUR.SAG
Hur-ra-na-aš-ša-an
GIŠ
TUKUL
UGU ALAM AN.BAR HUR.SAG BABBAR
GIŠ
TUKUL UGU ALAM AN.BAR DÙ-an-zi
ÍD
Ši-ga-ši-ga-a[n] (23) ALAM
DUMU.MUNUS
TÚL
Al-da-ni-iš :Du-up-ša
TÚL
Al-ta-an-ni-iš :Kum-ma-ya-an-ni-iš
TÚL
Ši-wa-an-na-aš
TÚL
Haš-ha-na[ri-iš] (24)
[(...]..)-aš!
TÚL
Hal-wa-an-na-an ALAM
HI.A
DUMU.MUNUS
MEŠ
AN.BAR DÙ-zi 1 É.DINGIR
LIM
-ma-aš É.ŠÀ
DUG
har-ši-ya-aš
D[Ù-en-zi].
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014, 5(2), DOI:10.1501/sbeder
_
0000000078
233
(olarak), üzerine demirden bir tasvir, yapılır; ...”. huwaši-taşları da dağ ve pınar diye kutsanırken;
bir metin, bunların yerine topuzlar ve heykeller konduğunu bildirmektedir
52
: “Harruwata(?)
şehrinde Šaluwanta dağlarının huwaši taşı, ta eskidenberi var ( eski durumunda); Majeste( m),
güneş ve ay “ amblem” leriyle süslenmiş bir topuz ki bunun üzerinde yürüyen bir adamın 1 šekan
büyüklüğünde demirden bir tasviri konmuştur, Šaluwanta dağları( nın tasviri) olarak
yap( ıl) mıştır.” [Kargamış ve Emar arasındaki El-Qitar’dan Hitit silindir mühür baskısında
dağların üzerinde elinde topuzu bulunan Tanrının (karşısında elinde ve sırtında yay taşıyan erkek
Tanrı?) figürü bulunmaktadır
53
]. Topuzların kült eşyası olarak kullanılması
54
dolayısıyla,
Arinna’nın Güneş-Tanrıçasına ait kült eşyası diye anılan güneş kursları da hatırlanabilir
55
.
Topuzun, Fırtına-Tanrısının yoldaşları olan dağlara (kült eşyası olarak yalnız halde) ve ayrıca da
dağ tanrılarının tasvirlerine
56
(bağlantılı olarak birlikte) eşlik ettiği anlaşılmaktadır: “Bir topuz,
üstünde de bir tasvir yapılmıştır”
57
[: “Güneş ve ay kurslarıyla süslü 1
GIŠ
TUKUL, onun üzerine
bir karış ( boyunda), ayakta duran demir bir erkek heykeli yapılmıştır”; “ Kilinuna dağı: ( bir)
GIŠ
TUKUL( un) üzerine demir( den) bir heykel yaparlar”
58
]. Bunların, kabartma süs olarak mı,
yoksa topuzun üzerine ilave edilmiş heykelcik olarak mı yapıldıkları bilinmemektedir. Bir yerde
Dağ-Tanrısı topuzu elinde tutar halde görünürken
59
birçok yerde Fırtına-Tanrısının kendisi,
Yazılıkaya
60
baş Tanrısı kabartmasında gördüğümüz gibi, topuzu elinde tutmaktadır
61
. Bunun
yanısıra oturan bir tanrının elindedir [: “Tanrı Karmahili: Oturan erkek heykeli; gözleri altın
52
KBo 2.1 Rs.III 13vd. (21-27-35): Güterbock 1943: 280 ve dn.22; ayrıca metin yerleri için bkz. Carter 1962: 51vd.
53
(Bu sahnede (her iki) tanrının önünde (birer) pınar(?) [ki, burada nehre ve dağlara yapılan bir kutsama sahnesi de]
bulunmaktadır) Culican-McClellan 1984: 57; Haas 1994: Abb.54. Elinde tuttuğu uzunca bir topuzu adeta dağın zirvesine
dikercesine tasvir edilen bir Ay-Tanrısı tasviri de, bir Mezopotamya silindir mühür baskısında kendini çok belirgin halde ortaya
koymuştur (Collon 1995: 373 ve 374 no.2).
54
Dağ tanrıları ile
GIŠ
TUKUL değerlendirmeleri için ayrıca bkz. Haas 1994: 496vd. ve 513.
55
KUB 25.14 Vs.I 10vd. ile Bo 4971 Rs. 8vd. Sommer 1940: 35.
56
Haas 1982: 21, 52, 120, 183; Börker-Klähn 1989: 237vd.; Gonnet 1968: 95vd.; Dinçol 1971: 29vd.; Dinçol 1974: 29vd.
57
Kral mezarlarının çoğunda, insan şeklinde kült simgelerinin bulunması ilginçtir. Daha önceleri Tanrı ya bir sembol ya da bir
nesne/eşya ile temsil edilirdi ve bunun Hititçedeki adı “ huwaši-taşı”dır. Fırtına-Tanrısı bir istisnadır ve mezarın
zenginleşmesinden önce de sonra da Alacahöyük ortostatında gördüğümüz şekliyle yani boğayla temsil edilir. Maraš(a)’ta
(Modern Maraş’la aynı yer değildir) dört Tanrı bulunmaktadır. Esas olarak Fırtına-Tanrısı dördünde de bulunur ve kalay kaplı
boğayla temsil edilir; ikincisi topuzla temsil edilen (
GIŠ
TUKUL) bir Dağ-Tanrısıdır; üçüncüsü beş bakır hançerle ve dördüncüsü
ise çocuğunu emziren bir anne heykeliyle temsil edilir. Bununla bir gümüş boğa, bir topuz ve hilalin üstünde duran bir demir
adam figürü, elinde bakır bir hançer tutan altın gözlü gümüş (bir) adam figürü ve çocuğunu emziren bir anne figürüyle
değiştirilmiştir. KBo 2.1 Vs.I 28vd. bkz. Carter 1962: 52, 61; Gurney 1977: 26; Güterbock 1983: 216vd.
58
KBo 2.1 Vs.I 35-36; II 13.
59
Bo 2318 Vs.II 11, Güterbock 1940: 40 ve dn.160.
60
Bittel ve diğer. 1941: 115,138; Bittel ve diğer. 1975:’te elinde topuz taşıyan 18, 21, 24, 39, 41, 42 ve 83 numaralı Tanrılar için
s.131vd. ile ilgili çizim tablosuna bkz. Yazılıkaya için ayrıca, Masson 1989: 16vd.; Masson 1994: 68vd.
61
Bkz. KBo 2.1 Rs.III (20) [
D
]U
URU
Šar- pa- an- ta 1 ALAM LÚ GUB- aš ZABAR 1 še- kán (21) [ZAG- za Š]U- za
GIŠ
TUKUL har-
z[ i .... .... (26) [1
NA4
]ZI.KIN
HUR.SAG
Šu-[ wa-] ra
URU
Ma- li- ya- aš- ša (27) [ an- na-] al- la- an 1
GIŠ
TUKUL ši- it- tar- zu UD.SAR- za
[ú-nu-wa-a]n-za ... Carter 1962: 56-57, 67 (Boğazköy’deki Fırtına-Tanrısı için bkz. Alexander 1993: 1vd.).
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014, 5(2), DOI:10.1501/sbeder
_
0000000078
234
kaplı( dır), sağ elinde ( bir)
GIŠ
TUKUL tutar, altında ( ise) gümüş ( bir) kaide ( vardır).”]
62
. Büyük
kral IV.Tudhaliya’nın Güneybatı Anadolu’ya yaptığı zafer seferini kutlayan Yalburt su havuzu
yapısına
63
ait (hiyeroglifler ile birlikte) kabartma şeklinde yapılmış tasvirde, elinde topuz tutan bir
kompozisyon bulunmaktadır
64
[Figürlerin duruş biçimleri ve hareketlerinden dolayı kralı,
tanrısının/tanrılarının kucaklayarak koruması kapsamında Umarmungsszene (koruma altına alma
sahnesi) olarak adlandırılan sınıfa girmektedir
65
].
Metinler, topuzu başka tanrılarla da anmaktadır: ZABABA onu elinde tutuyor [“ Tanrı
ZABABA: Ayakta duran ( bir) erkek heykeli gümüşten( dir), sağ elinde ( bir)
GIŠ
TUKUL tutar, sol
elinde ( bir) kalkan tutar”
66
]; bir adak metninde de IŠTAR’a topuzları için gümüşten veya altından
bir kaplama vaad edilmektedir [ IŠTAR ile ZABABA
67
savaşçı tanrılardır; onlarda böyle bir topuz
bulunması anlaşılır bir durumdur
68
] öte yandan, diğer bir Fırtına-Tanrısının silahı olarak bir balta
anılmaktadır
69
(bu, baltalı Fırtına-Tanrısı kabartmalarını hatırlatmaktadır).
Halab tapınağının ortostatlarında; Halab’ın Fırtına-Tanrısının silahı olarak hem topuz hem
de balta (ve mızrak ile kılıç) görülürken yine kanatlı savaşçı (Tanrı) IŠTAR’ın elinde omuzuna
dayanmış (diğer topuzlara göre nispeten biraz daha uzun bir) topuz vardır
70
. Halab’ın -boğa
koşumlu-arabalı (sürücü [=Boğazköy kil bulla
71
, Yumruk Biçimli Gümüş Hitit Kabındaki
kabartma ve İmamkulu kaya kabartmasındaki gibi]) Fırtına-Tanrısı kabartmalı ortostatı
üzerindeki Anadolu hiyeroglifli yazıtıyla Fırtına-Tanrısının adı: “TANRI, TOPUZ” olarak çok
62
KUB 30.2 Vs.II 4-5.
63
Temizer 1984: 53-57; Temizer 1988: XIII-XXII/XXIII-XXXII, 172-174 şekiller: 60-63, Levha: 85-95; Poetto 1993: 9vd.,
Woudhuizen 1994-1995: 168vd.; Hawkins 1995: 66vd.; Poetto 1998: 108-117; Savaş 2006: 693vd.; Savaş 2007: 662vd.
64
Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi depolarında (kireç taşından bir grup fragmanın içinde) bulunmaktadır. Burada, sağa
doğru bakan iki figürün sadece üst kısımları (omuzdan kalçaya kadar) sağlam kalmıştır. Arka plandaki tasvir ile ilgili olarak da
görülebilenler; açılmış vaziyette bir sol kol, başsız ve kolsuz vücut hattı ile tamamlanmamış olan bir etektir. Öndeki figürün ise,
elinde topuz tutan sağ kolu bel hizasında bükülüyken, sol kolu da yukarı doğru bükülmüş olarak (ağız önündeki eli) saygı
ifadesindedir, Karasu-Poetto-Savaş 2000: 99vd.
65
Bu tür bir kompozisyon II.Muwatalli ile başlayan ve III.Muršili ile devam eden bazı Umarmungssiegel’ler mühürlerle çok iyi
belgelenmektedir. IV.Tudhaliya’ya gelince, çok iyi tanınan Ugarit mühür baskısına, Boğazköy’den çıkan bulla parçaları ve
mühür baskısı da (yine bu krala atfedilerek) eklenmiştir. Bunun yanısıra, IV.Tudhaliya, Yazılıkaya B odasındaki kabartması ile
anıtsal kaya kabartmaları üzerinde de eşsiz bir tanrısal koruma altına alındığını göstermiştir bkz. Karasu-Poetto-Savaş 2000:
100 dn.5; Herbordt 2006: 83vd.
66
KUB 30.2 Vs.II 17-20.
67
Tanrı ZABABA için bkz. Laroche 1947: 109vd.; Laroche 1947a: 215; van Gessel 1998: 961vd.; van Gessel 2001: 389; IŠTAR
için de van Gessel 1998: 923vd.; van Gessel 2001: 385vd., Wegner 1981: 1vd., 95vd. aynı zamanda krş. Haas-Wegner 1995:
167vd., 170. KBo 22.6 Rs.IV 14-16:
GIŠ
paini=w[a=t]a kuit
É
hilamni=šit/nu=war=a<t>=(a)šta kardu n=war=at
URU
Agade
d
IŠTAR-aš/[
GIŠ
TUKUL]
HI.A
-eš iyandu (“Let him cut down the tamarisk which stands in the portico and let them make it into
[weapon]s for IŠTAR of Agade”) Hoffner 1997: 199.
68
Güterbock 1983: 204vd., 213vd.
69
Bo 2383 Vs.I 20vd. ve ayrıca krş. Güterbock 1983: 213vd. (Bu durum; farklı şehirlerin Fırtına-Tanrılarının özelliklerinden
kaynaklanıyor olmalıdır).
70
Kohlmeyer 2000: Tafel: 1d, 14, 18.
71
Neve 1992: Titelbild.
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014, 5(2), DOI:10.1501/sbeder
_
0000000078
235
açık şekilde verilmiştir
72
. Bu da bize Fırtına-Tanrısının adının ve silahının “TOPUZ” ile özdeş
olduğunu göstermektedir. Elinde mızrak, omuzunda yay ile tasvir edilen Koruyucu-Tanrı Kurunta
ile omuzunda yay, (sol) elinde çift-asa (/ok?) tutan diğer bir Tanrı bulunmaktadır
73
. Sağ elinde
omuzuna dayalı tuttuğu ucu eğri asa, sol elinde üç-çatallı Tanrı ile yine sağ elinde omuzuna dayalı
ucu eğri asa, sol elinde (baş kısmı kırık -sapından tutulmuş-) belirsiz bir nesne (belki meşale?)
tutan diğer Tanrı yürümektedir
74
.
LÚ
GIŠ
TUKUL
75
“silah(lı) adam(ı)” Babil krali savaşçıları gibi belki profesyonel askerler
(daha geç devirlerdeki Osmanlı Yeniçeri askerlerin benzeri) idiler. Ayrıca bazı zanaat sahipleri ile
birlikte anılmaları [genellikle LÚ
GIŠ
TUKUL adı altında belirtilen erkek personel çeşitli işlerde;
ekmekçi, sütçü, meyve ekicisi olarak tapınak ekonomisi için çalıştırılmaları] ile “işçi, zanaatkar”
sınıflandırması içinde yasalarda da anılıp vergiden muaf tutuluyorlardı.
● (URUDU)
ateš(ša)- (c./n.) [= PĀŠU= HAŞ(Ş)INNU (=šummittant-); HULPALU
(HUPPALÛ)]: “Balta (Keser)”
76
çoğunlukla, tasvir, kült-envanter, yasa ve dini metinlerde geçip
yapımları altın, gümüş, bronz, bakır ve kurşun kaplamadandır
77
. Hitit çiviyazılı belgelerde “balta”
ile ilgili bazı metin yerlerinin tercümesi şöyledir
78
:
[ ateš( ša)-]: “... Oraya bir balta koyar, bir hançer, gerili bir yay ve bir ok koyar”; “ Fırtına-
Tanrısının adamı yere/yeryüzüne bir balta ile vurur/saldırır”; “ balta ile uçurur”; “ o balta ( ateš)
üzerinde bir yeri öptü”
79
; “balta ile kamışı keser”
80
. [Akadograma göre ise PĀŠU veya
HAŞ( Ş) INNU]: “ gümüş bir balta alır ve asmayı keser”; “ Fırtına- Tanrısının adamının baltası
vardır”; “ büyük balta”; “ bir küçük bronz balta”.
72
Kohlmeyer 2000: Tafel: 16-17; Kohlmeyer 1983: 80vd. Fig.33; Klengel 1965: 87vd.; Popko 1998: 118vd.; Savaş 2002:
118vd., 170 Fig.49.
73
Kohlmeyer 2000: Tafel: 9, 15.
74
Kohlmeyer 2000: Tafel: 10, 20.
75
LÚ
EN/ BĒL
GIŠ
TUKUL “silah(lı) adamların beyi”; LÚ
GIŠ
TUKUL GÍD.DA “uzun silah(lı) adam(ı)” Imparati 1995: 578; Beal
1988: 269vd.; Beal 1992: 55-56; Pecchioli Daddi 1982: 30vd.; Yakar 2000: 37, 41, 261, 266, 301; HW
2
(14): 298, 300; Archi
1977: 13vd.; Laroche 1949: 55vd.; Darga 1984: 52.
76
HW: 38, HW (Erg.1): 2; HW
2
(A): 570-572; HED (A): 227-228; HEG (A): 94; HdW: 10; Kronasser 1966: 328, 341; Haase
1968: 72-74; von Brandenstein 1943: 14, 54; Otten 1958: 34; Otten 1961: 118; Schwartz 1938: 336; Friedrich 1959: 72;
Starke 1990: 236, (422) dn.1520; Oettinger 1980: 52; Haas 1994: 513vd. PÄŠU: HW: 311; HED: 227-228; Otten 1955: 124-
126; Otten 1955: 34; Siegelová 1986: 698; Košak 1982: 100, 102, 290, 141, 142, 143; Werner 1967: 6; Starke 1985: 324; Beal
1992: 522; Haas-Wegner 1988: 404-405. HAŞ(Ş)INNU: HW: 307; HW (Erg.1): 31; HED: 227; von Brandenstein 1943: 4-5,
10-11; Rost 1961: 175, 178, 198; Laroche 1965: 74; Meyer 1953: 112vd.; Starke 1985: 324; Werner 1967: 46; Bittel 1976:
28vd.; Darga 1992: 107-109; Beal 1992: 522; Erkanal 1977: 56, Tafel 7, 20; Haas-Wegner 1995: 167vd. HULPALU
(HUPPALÛ): HHw: 278 ‘Doppelaxt, Keule’; Beal 2002: 107vd.
77
HT 1 I 20 (dupl. KUB 9.31 I 27), von Brandenstein 1943: 54vd.; Schwartz 1938: 336-337; ayrıca bkz. Haas 1994: 513vd.
78
HED (A): 227vd. (ateš(ša)-).
79
von Brandenstein 1943: 54vd.
80
KUB 7.41 Vs.I 24, Otten 1973: 42.
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014, 5(2), DOI:10.1501/sbeder
_
0000000078
236
Çeşitli ağırlıklarda yapılan baltalar
81
:
“Eğer bir demirci 100 mina ağırlığında bakırdan (bir) boru
yaparsa, onun fiyatı 100 PA arpadır. Kim 2 mina ağırlığında
bakırdan balta yaparsa onun fiyatı 1 PA buğdaydır. Eğer 1 mina
ağırlığında bakırdan balta yaparsa, onun fiyatı 1 PA arpadır.”
AN.TAH.ŠUM
SAR
bayramı kutlamalarının (26.gününde) et-kurbanları ayini kesitinde:
“ AZU- rahibi Šauška’ nın baltasını kırmızı yün ile sarar ve beylerin
önüne koyar ve onlar dans ederler. Sonra baltayı
katranağacısakızı/sedir ile yıkar ve onu Tanrıçaya sunulmuş etin
yanına koyar”
82
.
Bir bayram kutlaması esnasında balta ( HAŞ( Ş) INNU) ile yapılan kutsal dansta
83
:
“[ Kra] liçe ( Tanrıya) eğilir. Arkadan mantosunu omuzunda tutar.
Efsun rahibi ona baltayı verir. Kraliçe eğilir ve baltayı a[ lır] ve
Tanrının önünde dans eder. Sonra baltayı alır ve mantoyu tekrar
efsun rahibine verir. Onları su ile temizler ve Tanrının önüne
[koyar]”.
Şarkışla tasvirli tören baltası
84
bronzdandır ve Fasıllar ile Eflatunpınar anıtlarındaki gibi
karışık ikonografik yaratık figürlerle, kült-tapınak envanter metinlerinde kutsalların tanım ve
tasvirlerini içerir. Güneş-Tanrısı ile sakallı ve boğa-boynuzunun üzerinde yüceltilen Dağ-Tanrısı,
kartal, aslan ve kraliyetin sembolü kanatlı-güneş-kursu ile donatılmış bu tören baltası, kült
reformu esnasında IV.Tudhaliya döneminin bir ürünü olmalıdır.
Bronz devrinde aletlerin büyük kısmını tahta işçiliğinde (yani marangozlukta) kullanılan
“balta”lar oluşturmaktadır. Taş “çekiç”lerin yanısıra madenden yapılmış olanları da şekil
itibarıyla kolcuklu-baltayı andırmaktadır
85
. Bundan dolayı süs veya sembol silah olarak kullanılan
balta ile alet/gereç olarak kullanılan baltaları işlevleri açısından ayrı tutmak gerekmektedir
86
.
81
KBo 6.26 Vs.I: (13) ták-ku
LÚ
SIMUG.A Š[A 1 ME] MA.NA
URUDU
ŠEN a-ni-ya-zi
(14) 1 ME PA ŠE ku-uš-š[a-n]i-iš-ši-it ŠA
URUDU
a-te-eš (15) ŠA 2 MA.NA KI.LÁ.BI a-ni-ya-zi 1 PA ZÍZ ku-uš-ša-ni-iš-ši-it (16) ták-ku
URUDU
a-[ t] e- eš ŠA 1 MA.NA
KI.LÁ.BI a-ni-ya-zi (17) 1 PA ŠE ku-uš-ša-ni-iš-ši-it, Hoffner 1997: 127-128 (§160(*45)).
82
Haas 1994: 810 ve dn.202; Haas-Wegner 1995: 169.
83
KUB 45.32 Rs.III 6-10 (CTH 713): Wegner 1981: 53 ve dn.199; Wegner 1995: 88-91 (Nr.13); de Martino 1989: 79.
84
Bittel 1976: 28vd.; Darga 1992: 107-109; Erkanal 1977: 56, Tafel 20.
85
Bu alet Pelit Büyükköy’den ele geçen örneğiyle tanınabilmektedir. Profilden görünüşü, bir kesici kısmının olmadığını bunun
yerine kör bir vurma yüzeyinin yer aldığını göstermektedir. Bu parçanın çekiç olarak kullanıldığı düşünülebilir. Müller-Karpe
1987: 204 ve Res.6. Yassı ve kolcuklu-baltaların kullanım izlerinin incelenmesi sonucunda, bunların çoğunlukla silah değil de,
alet vazifesi gördüklerini kanıtlamaktadır. Fonksiyon bakımından namlusu sapa paralel olarak bağlanmış olanlar balta, sapa
|