Etiyoloji: Hastalık etkeni hareketsiz, sporsuz ve asidorezistanz gram pozitif bir bakteri olan Mycobacterium paratuberculosis’tir. Dezenfektanlara karşı oldukça duyarlı olan bakteri, rutubetli ve asidik ortamlar gibi dış ortamlara dayanıklıdır.
Sürü bazında hastalığın çıkışında dışardan hayvan alımları veya hastalığın latent olarak seyrettiği hayvanlar önemli rol oynamaktadır. Hasta veya portör hayvanlar dışkılarıyla etkeni saçarlar. Atılan etkenler yem, su ve merayı kontamine eder, bulaşık yem ve suların alınmasıyla hastalık diğer hayvanlara bulaşır. Hastalık, anneden yavruya intrauterin yolla, anne sütü veya hasta hayvanların dışkısı ile kontamine olmuş kirli meme, süt ve su kaplarıyla oral yolla bulaşır.
Yeni doğanların hastalığa duyarlılığı yaşamın ilk haftalarında en yüksektir ve daha sonraları devamlı azalır. Genç hayvanlar erginler daha duyarlı olmasına rağmen, genç yaşta alınan enfeksiyonun klinik belirtileri inkubasyon süresi çok uzun olduğundan 2-3 yıl sonra görülür. Çoğu enfekte hayvanlar hiçbir klinik semptom göstermeden yaşayabilirler ancak dışkılarıyla hastalık etkenini atarlar. Bu hayvanlarda hastalık belirtileri, dış ve iç etkenlerin (gebelik, doğum, laktasyon, yem değişiklikleri, tek yönlü veya hatalı besleme, Ca/P dengesizlikleri, Se ve vitamin A eksikliği, barsak parazitleri vb.) etkileriyle hayvanın genel savunma mekanizmalarının aşırı zayıflaması sonucu ortaya çıkar.
Patogenez: Oral yolla alınan ve vücuda giren etkenler barsak mukozasına (jejenum, ileum ve sekum) yerleşir ve yavaş olarak üremeye başlar. Buradan mezenteriyal lenf yumrularına, daha az olarak ta tonsilla ve farengiyal lenf yumrularına yerleşir. İnce barsak mukozasında üreyen bakteriler mukozayı geçerek submukozaya ulaşır ve mukozanın kalınlaşmasına neden olur. Böylece barsaklarda absorbsiyon bozulur ve kronik bir ishal gelişir.
Semptomlar: Hastalık gizli fazla başlar. Klinik belirtiler görülmez, ancak dışkıda etken bulunabilir (1-100/1 gr dışkı). Klinik olarak hasta hayvanların 1 gram dışkısında 106-108 arası etken bulunur. Klinik bulgular olarak, dışkı kıvamında değişiklik, ilerleyen olgularda sulu bazen köpüklü ishal, şiddetli zayıflık, süt veriminde düşme, anemi ve eksikozis sayılabilir. İshalle birlikte çene altında ödem, kıl örtüsü mat ve karışık, deri elastikiyetinde azalma ve kuruma dikkati çeker. Hayvanla bazen kanlı olabilen ishal antidiyaretik tedaviye cevap vermez. Buna karşın beden ısısı, iştah, genel durum, nabız ve solunum sayıları uzun bir süre değişmez. Aylarca süren hastalığa bağlı hayvanlarda kaşeksi ve ölüm gözlenebilir.
Hastalık klinik olarak 4 farklı döneme ayrılır.
I. Dönem veya prodromal faz: Enfeksiyon oluşmuştur, ancak mevcut kültür ve serolojik testlerle belirlenmez. Etkenlerin dışkıyla atılması söz konusu değildir.
II: Dönem: hayvanda ishal yoktur. Duyarlı kültür teknikleriyle etken belirlenebilir.
III. Dönem: hayvan klinik olarak hastadır. Kilo kaybı ve köpüklü, sulu dışkı gözlenir. Dışkıda kan yoktur, tenesmus gözlenmez ve iştah normal, ancak fazla miktarlarda su içerler. 3. dönemde bulunan hayvanların çoğunda dışkı kültürleri ve serolojik olarak yapılan testlerin sonuçları pozitiftir.
IV. Dönem (ileri klinik hastalık): Bu hayvanlar zayıftır ve kaşektiktir. Şiddetli ishal ve hipoproteinemiye bağlı olarak çene altında ödemler görülür. Bulaşmada büyük risk taşırlar.
Dostları ilə paylaş: |