Şİrketlerin süRDÜRÜlebiLİR Çevre poliTİkalari ve rekabet avantajlari



Yüklə 1,84 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə28/104
tarix12.05.2022
ölçüsü1,84 Mb.
#57603
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   104
yokAcikBilim 10092049

4. ÇEVRE, EKONOMİ VE EKOLOJİ  
Ekoloji  terimini  ünlü  evrim  bilimci  biyolog  Ernst  Haeckel  1889  yılında  eski 
Yunanca  Oikos  (evcik)  ve  Logos  (bilim)  sözcüklerinden  türetmiştir.  Ernst  Haeckel 
ekoloji  terimini  açıklarken,  insana  ait  bütün  bilgilerin  ekonomi  ile  ilgisini 
belirtmiştir. Ekosistemlerin  bir araya gelmesinden oluşan dünyanın adına  “biyosfer” 
denilmektedir.  Ekosistemlerde,  çeşitli  komünitelere  bağlı  olan  canlılar,  cansız 
maddelerle madde alışverişine dayanan bir sistem oluştururlar. Güneş ışığı canlıların 
günlük 
mevsimlik 
ritimlerini 
düzenleyen 
önemli 
bir 
enerji  kaynağıdır. 
Ekosistemlerdeki  canlıların  kendi  yaşam  faaliyetleriyle  çevresinde  bulunan  diğer 
canlıların  koşullarını  etkilemektedirler  ve  içinde  bulunduğu  habitatın  koşullarını  da 
değişikliğe  uğratmaktadırlar.  Doğada  yaşanılan  sistem  gereği  ekosistemlere  sürekli 
zehirli  maddeler  katılmaktadır.  Örneğin;  bir  volkanın  faaliyete  geçmesiyle  ortaya 


16 
 
çıkan kükürt gazı çevredeki bitkilerin gelişimini etkilemektedir. Bir ormanın içindeki 
yaprakların  denize  dökülen  bir  dereye  karışıp  oradan  denize  akması  sonucu  da 
denizde  bulunan  habitat  da  büyük  ölçüde  oksijen  noksanlığına  sebep  olduğu 
bilinmektedir. 
Çevre  ve  ekonomi  ve  doğal  kaynaklar  arasındaki  ilişkiler  insanın  doğal 
çevresiyle ilişkisinin başlamış olduğu günden bu yana sürmektedir. İktisat biliminde 
sonsuz  insan  ihtiyaçlarının  karşılanmasının  mal  ve  hizmetlerin  üretiminin  ancak  kıt 
kaynaklar olan üretim  faktörlerinin  varlığına bağlı olduğu belirtilmektedir. Özellikle 
ekonomik  sistem,  ekolojik  sistemin  bir  alt  sistemi  olarak  çalışmakta  olduğu 
anlaşılmıştır.  Ekolojik  sistem  içerisindeki  en  büyük  enerji  kaynağının  güneş  olduğu 
bilinmektedir  ve  aynı  zamanda  güneşin  yenilenebilir  ve  yenilenemez  doğal 
kaynaklara  gerekli  olan  enerji  ve  madde  ihtiyacını  karşılayan  sistemi 
oluşturmaktadır.  Ekonomik  sistem  içerisinde  üretimin  oluşabilmesi  için  emek, 
sermaye  yenilenebilir  ve  yenilenemez  enerji  kaynaklarının  bir  araya  gelmeleri 
gerekmektedir. 
Çevre  ve  ekonomi  ilişkisinin  tarihsel  olarak  gelişimine  bakıldığında  ilk 
dönemde  doğa  ve  çevre  üretim  faktörü  olarak  görülmektedir  doğanın  kendini 
yenileyebilme  kapasitesi  dikkate  alınmamaktadır.  Bu  dönem  insan  merkezci 
yaklaşım  anlayışının  hakim  olduğu  18.  yüzyıl  ile  20.    yüzyılın  ilk  yarısını 
kapsamaktadır. 
Çevre  sorunlarının  ekonomi  politikaları  ile  entegrasyonu  çalışmalarının 
sadece kirliliğin önlenmesi  veya çevresel olumsuz etkilerin değerlendirilmesi olarak 
dar  bir  çerçevede  bakılmaması  gerektiği  anlaşılmıştır.  Sınai  kuruluş  yeri  seçimi  ve 
düzenlenmesi, üretilecek  mamul  ve üretim  yöntemlerinin seçimi, kullanılacak enerji 
kaynaklarının seçimi, kullanılan teknolojinin yenilenmesi, atıkların değerlendirilmesi 
konusunda da ekolojik faaliyetlerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Özellikle hava, 
su,  ve  toprağın  kalitesini  en  az  etkileyen  sistemlerin  seçilmesi  önemlilik 
arzetmektedir (Gökbunar, 1995: 4-6). 
Ekoloji  ve  ekonomi  faaliyetlerinin  son  yıllarda  iyice  birbiri  içerisine  geçtiği 
görülmektedir.  19.  yy  ‘da  insan  faaliyetlerinin  çevre  üzerindeki  olumsuz  etkisinin 


17 
 
önemli boyutlara ulaştığı görülmektedir. Örneğin, kürk ticareti amacıyla kunduzların 
öldürülmesinin    artması,  kunduzların  doğal  havuzlar  yaparak  su  bitkilerinin 
üremesini  ve  aynı  zamanda  bu  havuzlarda  başka  su  canlılarının  da  yaşamasını 
sağlamakta  oluyor  olması  doğal  hayatın  bir  döngüsünü  oluşturmaktadır.  Kürk 
ticaretinin  artıyor  olması,  bu  doğal  hayatın  tahrip  edilmesi  ile    eko  sistemi  yok 
olmasına  sebep  olmuştur.  Fakat  bir  süre  sonra  modanın  ipekli  ürünlere  doğru 
değişmesiyle  kunduz  kürküne  olan  talep  azalmaya  başlıyor oluşu  ile  doğal  yaşamın 
kendiliğinden  canlandığı  görülmüştür.  Modanın  değişmesinin  amacının  kunduzları 
korumak  olmadığı  anlaşılmaktadır.  Tüm  bu  ticaretin  çevresel  etkileri  insanların 
dikkatini  çekmemektedir.  Ormanların  tahribatının  artıyor  olması,  deterjan 
kullanımının    suların  kirlenmesine  olan  etkisi,  modanın  etkisiyle  hayvanların  yok 
ediliyor  olması  uzun  dönemde  hem  doğal  çevreye,  hem  de  ekonomiye  zarar 
vermekte olduğu bilinmektedir.   

Yüklə 1,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   104




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin