Önsöz
İdeolojinin hep tuhaf bir tarihi olmuştur İdeoloji, modern dünyanın siyasal tecrübesinin ayrılmaz
bir parçasıdır Ancak, siyasette önemli yeri olan teorisyenlerden sadece bir kaçı
ideolojiye ilişkin
olumlu tutum sergiler Birbirlerinden ne kadar farklı kişilikler olsalar da Karl M arx,
Michael Oa-
keshott ve Talcot Parsons; hepsi, farklı nedenlerden dolayı ideolojiyi lânetlemişlerdir Karşıtlarına
göre
ideoloji; hakikat, bilim, rasyonalite, nesnellik ve felsefe gibi olumlu etkisi olan şeylere zıttır
İdeoloji, ya eleştirinin ulaşamadığı noktadaki naslar ya da bireysel ve grup çıkarlarının kılıfı olan
inanç ve öğretilere işaret eder
Bu olumsuz kavramlaştırma dikkate alındığında, zaman zaman ideolojinin göz ardı edilmesinin
ve sonunun geldiğinin ilan edilmesinin bir modaya dönüşmesi hiç de şaşırtıcı değildir Ancak, tarih
ve siyaseti göz ardı etmek için gösterilen benzer çabalar gibi, ideolojinin de hep anımsanma alış
kanlığı vardır M odern dünyadaki siyaset, kilit konumdaki ideolojik gelenekler tarafından şekillen
dirilmektedir İdeolojiler,
siyasal gerçekliği düzenleme, tanımlama, değerlendirmede ve de siyasal
kimliklerin tespit edilmesinde hayatî önem e sahip kaynaklardır
Andrew Heywood’un kitabının
büyüklüğü; son dönemdeki ideolojik düşüncenin
yeni tema ve
yönelimlerinin yanı sıra ideolojiyi ciddî bir biçimde ele alması ve takdire şayan bir açıklıkla klâsik
Batı ideolojilerinin farklı özelliklerini sabırla izah etmesidir Heywood, bu konuda basılmış en iyi giriş
kitaplarından birini yazmıştır
18 yüzyıl Amerikan ve Fransız devrimlerinden doğan Batı ideoloji geleneği, ne siyaseti anlama tarz
larını tüketmekte, ne de Batı dışı pek çok siyasal düşünce geleneğini gölgede bırakmaktadır Ancak bu,
yine de vazgeçilmez bir gelenektir; ve onun anahtar terimleri ile içsel gelişimini anlamaya yönelik bir
yetenek, modern dünyadaki yurttaşlık için temel bir ihtiyaçtır Bu açıdan Andrew Heywood, ideal reh
berdir.
Dostları ilə paylaş: