Naomi Klein (1970-....)
Kanadalı gazeteci, yazar ve şirket karşıtı eylemci. Klein, sık sık medya yorumları da yapmakta
dır. Toronto'da yaşıyor, ancak Kuzey Amerika, Asya, Lâtin Amerika ve Avrupa'ya seyahat eder
ve "ilk gerçek uluslararası halk hareketi"diye adlandırdığı konunun yükselişinin izini sürmeye
çalışır.
No Logo: Taking Aim at the Brand Bullies'm (Markaya Hayır: Küresel Markalar Hedef Tahtasında,
2000) uluslararası başarısı, onu şirket karşıtı hareketin sözcüsü hâline getirmiş ve yeni nesil için
siyaseti yeniden icat etmesine yardımcı olmuştur. Kitap, hayat tarzı markalaşmasının geniş çaplı
bir eleştirisidir ve
küreselleşme ve şirket hâkimiyetine karşı direnme şekillerini ele almaktadır. Artan şirket karşıtı hareketin
Das Kapi
tal"! olarak tarif edilse de tüketici kapitalizminin doğası ile marka kültürünün zorbalığının üzerine düşünmeyi tahrik
etmesi açısından daha geniş önemi haizdir.
partiler siyasî pazarlama ve tüketiciye duyarlı seçim makinelerine dönüşmüşlerdir. Geleneksel
“izmler”ini terketmiş, ideolojisizleştirilmiş partiler, yönetselciliğe yenilmişlerdir.
Benzer biçimde
küreselleşme karşıtı hareket gibi modern siyasî hareketler, siyasî sorunların nasıl ve niçin ele alı
nacağına dâir kapsamlı bir analiz yapmaktan ziyade tamamen farklı gruplar arasında siyasî destek
bulmada başarılı olmuşlardır.
Ancak bu anlamda siyasî hayatın nasıl ideolojiden uzaklaştırılacağı pek açık değildir. İlk
olarak, ideolojiden uzaklaştırılmış politikalar, muhalif güç ve siyasî memnuniyetsizlikleri uygun
biçimde ifade etmekte yetersizdir. Post-modernizm, siyasî açıdan muhafazakâr olduğu iddiasına
açıktır. Fikirlerin hiyerarşisini reddetme, herhangi sosyal ve siyasî hiyerarşinin reddedilmesi de
mektir; esaslara karşı siyasî bir duruş, mevcut düzenin eleştirilebildiği tutarlı bir perspektif ve alter
natif sosyal düzenin oluşturulması için bir temel sunmaz. İkincisi, ideolojiden uzaklaşmış siyaset,
idealizmden çok realizmle ilgilidir: Siyasî vizyon değil siyasî ürün satar. Azalan parti üyelikleri ve
düşen seçmen sayısı,
gerçekten, ana akımın başarısızlığının sonucu olabilir, İdarî partiler ahlâkî
bağlılık ve tutkular düzeyinde seçmenleri harekete geçiremiyordur. Ayrıca, ana partiler seçmen
lerine kendi çıkarı ve maddî gelişmenin ötesinde bir şeye inanma sebebi sunmazlarsa; daha derin
siyasî bağlılık arayanlar, istediklerini uç gruplarda ve partilerde bulacaklardır.
Dostları ilə paylaş: