T. C.
ŞİŞLİ ETFAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ
ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI
VENTRİKÜLOPERİTONEAL ŞANT
ENFEKSİYONU SEBEBİYLE TEDAVİ EDİLEN
ÇOCUKLARIN RETROSPEKTİF
DEĞERLENDİRİLMESİ
TIPTA UZMANLIK TEZİ
Dr.FATMA ÇAVUŞOĞLU
DANIŞMAN
Doç. Dr. FEYZULLAH ÇETİNKAYA
İSTANBUL 2008
i
TEŞEKKÜR
Asistanlığım boyunca katkı ve desteklerinden dolayı başhekimimiz Sayın Doç.
Dr. Ali İhsan Dokucu’ya, bilgi ve deneyimlerini paylaşarak iyi bir hekim olmamız
için emek veren ve bugünlere gelmemi sağlayan başta tez hocam Sayın Doç. Dr.
Feyzullah Çetinkaya’ya, Sayın Prof. Dr. Asiye Nuhoğlu’na, bilgi, sevgisi ve
desteğini gördüğüm hocam Sayın Doç. Dr. Zeynep Yıldız Yıldırmak’a, değerli
uzmanlarıma saygı ve teşekkürlerimi sunarım.
Uzmanlık eğitimim boyunca dostluk ve arkadaşlıklarını esirgemeyen,
çalışmalarımda desteklerini gördüğüm tüm asistan arkadaşlarıma, kliniğimizin
özverli çalışan hemşire, labourant, teknisyen ve personel arkadaşlara teşekkürlerimi
sunarım.
Eğitimim boyunca iyi ve kötü günde beni hiç y alnız bırakmayan, sevgi ve
desteğini hiç esirgemeyen sevgili eşim Gökhan Çavuşoğlu’na ve aileme
teşekkürlerimi sunarım.
Dr.Fatma Çavuşoğlu
İstanbul 2008
ii
İÇİNDEKİLER
TEŞEKKÜR .............................................................................................................................. i
İÇİNDEKİLER ........................................................................................................................ ii
KISALTMALAR .................................................................................................................... iii
TABLO LİSTESİ .................................................................................................................... iv
ÖZET ....................................................................................................................................... v
GİRİŞ VE AMAÇ .................................................................................................................... 1
GENEL BİLGİLER ................................................................................................................. 2
GEREÇ VE YÖNTEM .......................................................................................................... 24
BULGULAR .......................................................................................................................... 26
TARTIŞMA ........................................................................................................................... 37
SONUÇLAR .......................................................................................................................... 43
KAYNAKLAR ...................................................................................................................... 45
iii
KISALTMALAR
BOS
: Beyin omurilik sıvısı
BT
: Bilgisayarlı tomografi
CMV
: Cytomegalovirus
EVD
: Ekstraventriküler drenaj
GKS
: Glaskow koma skalası
İKK
: İntrakranial kitle
KİBAS : Kafa içi basınç artış sendromu
MÖ
: Milattan önce
MRG
: Manyetik rezonans görüntüleme
MS
: Milattan sonra
PMNL : Polimorfonüveli lokosit
OHKD : Orta hat kapanma defekti
USG
: Ultrasonografi
VPŞ
: Ventriküloperitoneal şant
ŞET
: Şant enfeksiyon tipi
İU
: İntrauterin
iv
TABLO LİSTESİ
Sayfa no
Tablo 1:Hidrosefali nedenleri……………………………………………........ 12
Tablo 2:Şant enfeksiyonlarında risk faktörleri...............................................
19
Tablo 3: Şant enfeksiyonlarında klinik semptom ve bulgular........................
21
Tablo 4:Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlu olguların yaş ve
cinsiyetlere göre dağılımları............................................................... 26
Tablo 5: Hidrosefali olgularımızın etyolojiye göre dağılımları...................... 27
Tablo 6:Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlu hastalarda
prematür doğum öyküsü....................................................................
27
Tablo 7: Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlu olgularda
şant enfeksiyon tipi............................................................................
28
Tablo 8: Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlu olgularda
klinik semptom ve bulgular..............................................................
29
Tablo 9: Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlu hastalarda
laboratur bulguları............................................................................ 30
Tablo 10: Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonunda BOS’ta
üreyen mikroorganizmalar................................................................
31
Tablo 11: Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonunda BOS örneklemesinde
Gram(+) mikroorganizmaların antibiyotik duyarlılıkları.................. 32
Tablo 12: Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonunda BOS örneklemesinde
Gram (-) mikroorganizmaların antibiyotik duyarlılıkları.................. 33
Tablo 13: Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlu olgularımızın
hastanede yatış süreleri......................................................................
34
Tablo 14: Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlu hastaların BOS
bulgularının hastanede yatış sürelerine etkileri.................................
35
Tablo 15: Hastanede yatış sürelerini etkileyen faktörler.................................
36
v
ÖZET
Bu çalışmada Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Enfeksiyon Kliniğinde Aralık 2001-Ağustos 2008 tarihleri arasında şant
enfeksiyonu nedeniyle takip ve tedavi edilen 40 hastanın yaş ve cinsiyete göre
dağılımları, hidrosefali etyolojik faktörleri, fizik muayene ve laboratuvar bulguları,
BOS’ta üreyen mikroorganizmalar ve antibiyotik duyarlılıkları, uygulanan tedavi
yöntemleri, hastanede yatış süreleri ve bu süreyi etkileyen faktörler geriye dönük
olarak değerlendirilmiştir. Hidrosefali nedenleri arasında meningomyeloselin
çoğunlukta olduğu konjenital malformasyonlar (%60) ilk sırayı almaktadır. Şant
takılan hastalarda enfeksiyon gelişme zamanı (%70) ilk üç ay, (%17,5) 90–180 gün
arasında, (%12,5) 180 günden fazla olarak saptanmıştır. Hastaların klinik belirti ve
bulgularından en sık görülenler ateş(%95), kusma(%82,5), baş çevresinde büyüme
(%82,5), mental durum değişikliliği (%55) ve nöbettir(%47,5). BOS kültür sonuçları
incelendiğinde vakaların %42,5’unda miks üreme, %30’unda S.epidermitis ve S.
aureus, %7,5’unda P.aueroginosa, %5’inde brucella, %2,5’unda Candida albicans
saptanmıştır. Tedavi sonuçları incelendiğinde BOS kültüründe Gram (+)
mikroorganizmaların ürediği hastalarda en etkili antibiyotiklerin Rifampisin,
Linezolid ve Vankomisin olduğu görülmüştür. BOS kültürü sonrası Gram (-)
mikroorganizmaların saptandığı hastalarda ise en etkili antibiyotiğin Meropenem
olduğu saptanmıştır. Olgular hastanede yatış sürelerine göre değerlendirildiğinde; 21
hastanın 30 günden fazla, 19 hastanın 30 günden az hastanede yatış süresine sahip
olduğu görülmüştür. Hastanede yatış süresi ile bu süreyi etkileyen faktörler, klinik ve
laboratuar bulguları arasında yapılan istatiksel değerlendirmede; BOS/ Kan glukoz
oranı düşük olan hastaların istatiksel olarak anlamlı daha uzun süre hastanede tedavi
gördükleri belirlenmiştir. Tedavi gören beş hastada exitus gelişmiştir. Bu hastaların
ikisinde serebral herniasyon, ikisinde barsak perforasyonu, birinde ise Vankomisin
dirençli enterekok ve C.albicans miks üremesi saptanmıştır. Şant enfeksiyonları
komplikasyon ve mortalitesi yüksek bir hastalık grubudur. Bu hastalarda erken tanı
ve mikroorganizmaya yönelik uygun antibiyotik tedavisi prognoz ve sekellerin
önlenmesi için çok önemlidir.
1
GİRİŞ VE AMAÇ
Operasyon öncesi, sonrası ve operasyon sırasındaki tekniklerdeki gelişmelere
rağmen hidrosefali tedavisinde uygulanan ventriküloperitoneal şant (VPŞ)
operasyonlarından sonra gelişen şant önemli bir sorun olarak devam etmektedir
(1,3,4). Şant enfeksiyonları komplikasyonları günümüzde ve şant tıkanmaları
pediatrik dönemde en sık karşılaşılan VPŞ komplikasyonlarıdır (1,3). Bu
komplikasyonlar olgular için morbidite ve mortalite artışının yanı sıra, yüksek
ekonomik maliyetleri ile de sorun oluşturmaktadırlar. Bu nedenle şant
komplikasyonlarının önlenmesi amacıyla çeşitli çalışmalar halen sürdürülmektedir.
Bu çalışmada Aralık 2001-Ağustos 2008 tarihleri arasında hidrosefali
sebebiyle VPŞ takılan, şant enfeksiyonu gelişen Şişli Etfal Eğitim Araştırma
Hastanesi Çoçuk Enfeksiyon Kliniğinde takip ve tedavi edilen olguların dağılımı,
etiyolojik faktörleri, fizik muayene ve laboratuvar bulguları, şant enfeksiyonuna
sebep olan mikroorganizmanın saptanması, mikroorganizmanın kültür
antibiyogramına bakılarak hastanedeki antibiyotik dirençliliğinin saptanması ve
uygun antibiyotik tedavisinin başlanması , uzun süre hastanede yatan hastaların yatış
süresini uzatan risk faktörlerinin saptanması için hastaların geriye dönük olarak
değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
2
GENEL BİLGİLER
TARİHÇE
Hidrosefali ile ilgili ilk kayıtlar Mısır ve Mezopotamya’dan başlar. M.Ö.
1500’lerde Ebers papiruslerinde hidrosefaliye ait bilgilere rastlanmıştır. İlk kez
Hippocrates hidrosefali tedavisinden ve ventriküler ponksiyondan ilk kez (MÖ 460–
377) söz etmiştir (4–5). 1545 yılında Thomas Phaire tarafından hidrosefalinin tanı ve
tedavisi ile ilgili önemli bilgiler literatürdeki yerini almıştır (1). Hidrosefalinin
anatomik ve patolojik özelliklerini ve ilk kez internal hidrosefalinin tanımını ise
Andreas Vesalius (1514–1564)yapmıştır (1, 2). Thomas Willis (1621–1675) BOS’un
venöz sisteme drenajını ve koroid pleksusların BOS sekresyonunu yaptığını ortaya
koymuştur (1). Franciscus Sylvius (1614–1672) aquadukt’u, Pacchioni (1701)
granüler cisimleri, Alexander Monroe (1713–1817) interventriküler foramenleri
tanımlamışlardır (2).1774’de Cotugno ventriküllerden BOS aspirasyonunu, Whytt
(1714–1766)ise ilk kez internal ve eksternal hidrosefaliyi tanımlamışlardır (2, 3).
1825’de Magendie, 1855’de Luschka foramen Magendie ve foramen
Luschka’ları tarif edip, BOS’un subaraknoid mesafeye geçişini tanımlamışlardır (1,
3). BOS üretimi, akım yolları ve emilimi konusunda ise Key ve Retzius tarafından
önemli çalışmalar yapılmış ve hidrosefalide birçok tedavi yöntemi
geliştirilmişdir.(3,4,5). Dandy ve Blackfan hayvanlar üzerinde yaptıkları deneylerle
obstrüktif ve komminüke hidrosefali tanımlarını bildirmişlerdir (2,4).
Yirminci yüzyılın başlarında Weed koroid pleksusların embriyolojisi ve
araknoid villus absorbsiyon kapasitelerini göstererek, BOS’un subkütanöz bölgeye,
boyun venlerine ve venöz sinüslere drenajını göstermişdir. Yine bu dönemde değişik
vücut boşluklarına BOS’un drenajını sağlayan cerrahi yöntemler geliştirilmiştir (1).
Anton ve Bramann BOS’un subaraknoid bölgeye drenajını gösteren önemli deney
çalışmaları yapmışlardır (1, 3).
20.yüzyılın başlarında şant cerrahisinde önemli mesafeler katedilmiştir.
BOS’un cerrahi drenajı için distal üreter, fallop tüpleri, plevral kavite, mesane, mide,
3
sagital sinüs, sisterna magna, sağ atrium, peritoneal kavite gibi değişik vücut
boşlukları kullanılmış, ventrikül ile bu boşluklar ilişkilendirildiği gibi, lomber
subaraknoid mesafe ile periton arasında da drenaj kullanılmıştır.(3,4,5)
SİNİR SİSTEMİNİN EMBRİYOLOJİK GELİŞİMİ
Döllenmeden sonraki 3. haftanın sonunda insan embriyosu oval plak şeklinde
olup, dıştan içe doğru; ektoderm, mesoderm ve endoderm olmak üzere üç tabakadır.
Ektoderm hücreleri çoğalarak önden arkaya uzanan nöral plağı oluştururlar.
Merkezi sinir sistemi bu nöral plaktan gelişecektir. Birkaç gün içinde nöral plağın
santral kesiminden anteriordan posteriora doğru sulkus nöralis denilen çöküntü
oluşur. Ektoderm hücrelerindeki çoğalmayla birlikte sulkus derinleşmeye ve nöral
plikalar birbirine yaklaşmaya başlar. Nöral katlantılar biraraya gelerek nöral tüpü
oluştururlar. Nöral tüp kapanırken 1/3 orta kısımdan plikalar birleşmeye başlar.
Nöral tüpün ön ve arka uçları delik olarak kalır, bunlara nöroporus anterior ve
posterior denir. Nöroporus anterior posteriora göre daha önce kapanır, nöroporus
posterior ise 25 somitli evreye gelinceye kadar açık kalır. Bu seyir sırasında nöral tüp
yüzeyel vücut ektoderminden ayrılır, bütün sinir elemanları bu nöral tüpten gelişir (6,
7).
Nöral tüpün ön ucunda dört haftalık bir embriyoda 3 tane primer kesecik
belirir. Beşinci haftada ise nöral tüp ön ucunda üç vezikül bulunmaktadır. Bu
vesiküller ön (prosensefalon), orta (mesensefalon) ve arka (rhombensefalon) sırasına
göre dizilmişlerdir. Altıncı haftada prosensefalon; diensefalon ve telensefalon olmak
üzere iki alt gruba ayrılır. Telensefalon yanlara doğru daha fazla gelişir.
Diensefalonu üstten ve yanlardan örter. Bu fazla gelişen kısımlar beyin
hemisferlerini oluşturur. Korpus striatum, rhinensefalon ve serebral korteks
telensefalondan meydana gelir. Telensefalon içindeki nöral kanal genişler, sağ ve sol
iki odacığa ayrılır, foramen interventrikülare yoluyla bu odacıklar birbirleri
ilişkilidir. Bu odacıklara lateral ventrikül denir. Prosensefalonun ön duvarları sağ ve
sol hemisferleri birleştirir. Lamina terminalis denilen bu kısımdan daha sonra
4
anterior komissur, fornix ve korpus kallosum denen iki hemisferi birbirine bağlayan
yollar gelişir (6,7).
Diensefalon hemisferlerin gelişmesiyle yanlardan ve üstten sarılarak iki
hemisferin arasında kalır. Talamus, epitalamus ve hipotalamus kısımları altıncı
haftadan itibaren ayrılmaya başlar. Diensefalonun içinde kalan boşluk 3. ventrikülü
oluşturur ve lateral ventriküllerle bağlantısı bu foramen Monroe yoluyla sağlanır. Bu
ventrikülün tavanı tela koroidea ikinci ayın yarısında 3. ventrikül içine invajine olan
koroidal pleksusu meydana getirirler.
Mesensefalon ayrışmaz, basal laminanın kalınlaşıp gelişmesi ile önde
pedinkulus serebriler oluşur. Korpora quadrigemine alar laminadan gelişmektedir.
Kanalis nöralis burada dar olarak kalır ve 3. ventrikül ile 4. ventrikülü birleştiren
aquaduktus Sylvius’u meydana getirir (6).Pons pontin fleksuradaki alar ve basal
laminaların kalınlaşması sonucu oluşur. Bu kısımda nöral kanal yanlara doğru iki
çıkmaz yaparak romboid bir şekil alır. Tavan plağı bu bölgeyi ince bir membran
halinde örter(Velum medullare).Bir odacık halini alan bu kısım 4.ventriküldür.
Romboid fossanın yan ucundaki iki foramen Luschka ve velum medullarenin
ortasındaki foramen Magendie beyin boşluklarını subaraknoid aralığa birleştiren
delikler olarak açık kalırlar(6).
Ventriküllerin beyin yüzeyine yakın kısımlarının duvarlarını ince bir pia
epandim zarı oluşturur. Bu zar içindeki damarlar, bu kısımlarda ventrikül lümenine
doğru salkım şeklinde uzanarak koroid pleksusları oluştururlar (6).
BEYİN VENTRİKÜLLERİNİN ANATOMİSİ
Beyin ve beyin sapı içerisinde yer alan birbiri ile bağlantılı beyin omurilik
sıvısıyla dolu boşluklara ventrikül (karıncık) adı verilir. Her iki beyin hemisferi
içerisine yerleşmiş olan sağ ve sol lateral ventriküller, her iki talamus ve hipotalamus
arasında yer alan 3.ventrikül ve beyin sapı posterior kesimde 4.ventrikül olmak üzere
birbiri ile bağlantılı dört adet ventrikül mevcuttur.
5
Lateral ventriküller ile 3.ventrikül arası bağlantı foramen Monro’lar ile
sağlanırken 3. ve 4.ventriküller arası bağlantı aquaduktus sylvius ile sağlanır.
Medulla spinalis içerisinde uzanan canalis centralis ile bağlantılı olan 4.ventrikül
posteriorda foramen Magendi, lateralde foramen Lusckha’larla subaraknoid aralığa
açılır. Her iki hemisfer içinde epandimle döşeli boşluklar olan lateral ventriküller, her
biri kornu anterior, gövde, kornu posterior, kornu inferior ve trigonum kollateral
denilen kısımlardan oluşmuştur (8,9).
Kornu anterior; foramen Monroe’dan öne doğru uzanan bölümdür. İç
duvarını septum pellisidum yaparken, tabanını ve dış duvarını nükleus kaudatus başı,
tavanı ve ön ucu korpus kallosumun lifleri tarafından oluşturulmuştur (8,9). Gövde;
foramen Monroe’nun posteriorundan, korpus kallosumun spleniumuna kadar uzanır.
İç duvarını septum pellisidum oluştururken, tavanını korpus kallosum yapar. Dış
duvarını ise aşağıdan yukarı doğru koroid pleksus, talamusun dorsal yüzü, stria
terminalis, vena terminalis ve nükleus kaudatus oluşturmaktadır. (8,9).
Atrium; gövdenin arka ucunda arka ve alt boynuzların ayrıldığı bölgedir.
Kornu posterior; arkaya doğru oksipital lobun içine uzanır, korpus
kallosumun tapetumu tavanını ve yan duvarını oluştururken, iç duvarını korpus
kallosum radyasyonlarının oksipital kısımları yapar (9).
Kornu inferior; trigonum kollateraleden başlayıp, temporal lobların içine
doğru kıvrılan bölgedir. Tavanını temporal lobun beyaz cevheri, stria terminalis ve
nukleus kaudatusun kuyruğu oluşturur. Nükleus kaudatusun kuyruğunun ucunda
amygdaloid nükleus bulunur. Medial duvarı medialden laterale doğru sırasıyla
fimbria, pleksus koroideus, hipokampus ve eminentia kollateralis tarafından
yapılmıştır (8).
Üçüncü ventrikül; yan duvarları üstte talamus, altta hipotalamus tarafından
yapılmıştır. Ön duvarını ise kiazma optikumdan anterior komissura kadar uzanan
lamina terminalis yapar. Kiazma ile bu laminanın alt kenarı arasında resessus optikus
bulunur. Ventrikülün tabanını ise optik kiazma, infundibulum, tuber sinereum,
6
korpus mamillare ve subtalamus oluşturmaktadır. Ventrikülün tavanı stria
medullarislerin arasına gerilmiş zayıf, ince bir pia tabakası ile örtülmüştür. Bu lamina
tela koroideayı yapar. Bu tabakanın katlantıları ventrikülün içine üzüm salkımı
şeklinde uzanarak koroid pleksusu meydana getirirler (8, 9).
Dördüncü ventrikül romboid fossanın posteriordan velum medullare ile
kapanmasından oluşmuş bir odacıktır. Dörtgen şeklinde olan romboid fossa 4.
ventrikülün döşemesini meydana getirir. Yanlardan serebellar pedinkuller ile
sınırlanmıştır. Alt ucuna obeks, yan çıkmazlarına resessus lateralis denir (9). Koroid
pleksus vasküler desteğini anterior ve posterolateral koroidal arterlerden alır, 3.
ventrikül içindeki kısmı ise posterior medial koroidal arter ve 4. ventriküldeki koroid
pleksus ise posterior inferior serebellar arterden (PİCA) beslenir. Venöz dönüşü
koroidal ven ile internal serebral venlere olmaktadır. 4. ventrikül koroid pleksusu ve
tela koroideayı drene eden medial ve lateral venöz segmentler ise serebellomedüller
fissür veni ve inferior pedinkül venlerine dökülürler (5, 9).
Dostları ilə paylaş: |