Cerrahi tedavi: Hidrosefalinin cerrahi tedavisinde hidrosefalinin nedeni en
önemli rolü oynar. Cerrahi yöntemler (4);
-Tıkayıcı lezyonun eksizyonu
-BOS’un bir başka vucut boşluğuna drenajını sağlayan şant sistemleri
-Üçüncü ventrikülostomi
Tıkayıcı lezyonun eksizyonu: BOS dolanım yollarında tıkanıklık oluşturarak
hidrosefaliye yol açan konjenital veya edinsel çeşitli lezyonlar bulunabilir. Özellikle
çocukluk döneminde tıkayıcı tipte hidrosefalinin nedeni büyük çoğunlukla
tümörlerdir (4).
Şant sistemleri: Hidrosefali tedavisinde günümüzdeki en popüler yöntem
BOS’un periton, plevral boşluk ve atriuma drenajını sağlayan şant sistemlerinin
kullanılmasıdır. Bu amaçla VPŞ, ventriküloplevral, ventriküloatrial ve
lumboperitoneal şant sistemleri geliştirilmiştir (4, 21). Şant sistemleri BOS’un
ventrikülden bir rezervuara drenajını sağlayan ventriküler kateter, basınç kontrolünü
18
sağlayan bir valv sistemi ve BOS’un absorbe olacağı vücut boşluğuna geçişini
sağlayan distal kateter olmak üzere 3 bölümden meydana gelmiştir (21).
Üçüncü ventrikülostomi: 3. ventrikül tabanını açarak BOS’un 3.
ventrikülden interpedinküler sisterne geçişini sağlayan 3. ventrikülostomi hidrosefali
tedavisinde önemli bir seçenek olmuş olup ilk kez subfrontal yaklaşımla 1922 yılında
Dandy ve arkadaşları tarafından uygulanmıştır. (2). Günümüzde de endoskopik
yöntemlerin gelişmesi ile 3. ventrikülostomi özellikle aquadukt stenozu başta olmak
üzere tıkayıcı nedenli hidrosefali olgularında kullanılmaktadır (2).
VPŞ KOMPLİKASYONLARI
Günümüzde hidrosefali tedavisinde halen yaygın olarak kullanılan ventriküler
şantlar beraberinde yüksek oranda komplikasyonlar da getirmektedir. Şant
komplikasyonları medikal ve ekonomik anlamda ciddi bir sorundur. Bu sorunun
giderilmesi için çeşitli çalışmalar yapılmasına karşın, şant komplikasyon oranları
yeterince azaltılabilmiş değildir. Bu komplikasyonlar temelde cerrahi öncesi, cerrahi
sırasında ve cerrahi sonrasındaki teknik detaylardan köken almaktadır. Günümüz
şant cerrahisinde şant tıkanmaları ve enfeksiyonları ilk iki sırayı alan
komplikasyonlar olup, bunları daha azalan sıklıkla aşırı drenaj sendromu, slit
ventrikül sendromu, subdural sıvı kolleksiyonları, edinsel Chiari Tip I
malformasyonu, epileptik nöbetler, pnömosefalus, intraserebral ve intraventriküler
kanamalar, batında assit, organ perforasyonları, şant migrasyonları, şant
malpozisyonları, ventriküloatrial şantlar için ise endokardit, şant nefriti ve
glomerülonefrit takip etmektedir (5).
ŞANT ENFEKSİYONLARI
Şant enfeksiyonları hemen her zaman mekanik olarak şant disfonksiyonuna
neden olurlar. Kauffman ve McLone (20) enfeksiyon oranını hidrosefalili olgu başına
%8-40, şant uygulaması başına %4.5-14 olarak rapor etmişlerdir. Şant enfeksiyon
riskini artıran faktörler şunlardır;
1)Yaş; Düşük doğum ağırlıklı infantlarda immunoloji, nütrisyonel ve
özellikle bakteriyel faktörlerle ilgili olarak infeksiyon riski artmiştır.
19
2)Hidrosefalinin etyolojisi; Literatürde açık nöral tüp defekti gibi
patolojilerde enfeksiyon riskinin belirgin derecede arttığını destekler yayınlar
mevcuttur.
3)Cildin durumu
4)Şant revizyonu
5)Şant tipi; Ventriküloatrial şantın ventriküloperitoneal şantlara kıyasla daha
fazla enfeksiyon riski taşıdığı ileri sürülmektedir.
6)Sistemik infeksiyonun eşlik etmesi; Şant enfeksiyon riskini belirgin artırır.
7)Uzamış cerahi prosedür
8)Deneyim ve cerrahi teknik
9)Deri bütünlüğü bozulması,florası veya infeksiyon varlığı
10)Operasyon odasında fazla kişi bulunması, operasyon sırası ve süresi
Tablo2: Şant enfeksiyonu risk faktörleri
Operasyon yaşı
Şant tipi
Cildin durumu
Eşlik eden sistemik enfeksiyon olması
Hidrosefalinin etyolojisi
Postoperatif yaranın durumu
Proflaktik antibiyotik kulanılmaması Operasyon
süresi
Şant revizyon sayısı fazlalığı Operasyon
odasındaki kişi sayısı
Ameliyat odasında ilk olgu olmaması
Şant enfeksiyonları internal ve eksternal olarak sınıflandırılabilir. Şant
kataterinin rezervuarı, valfi veya lümeninin infeksiyonu internal infeksiyon olarak
tanımlanır ve ventrikülite yol açması sebebiyle morbidite ve mortalitesi yüksektir.
Eksternal infeksiyon tanımı şant lümeni dışında lümenin geçtiği subkutanöz trase
boyunca gelişen infeksiyonlar için kullanılmaktadır.Yara yerinden başlayan selülite
bağlı olarak sık görülür.
Şant enfeksiyonları erken ve geç şant enfeksiyonları olarak ta
sınıflandırılabilir. Geç şant enfeksiyonu işlemden 6 ay sonra ortaya çıkan infeksiyon
için kullanılmakla birlikte birçok uzman sürenin 2 ay olarak belirlenmesini tercih
etmektedirler(45,49) Şant enfeksiyonları şant uygulamasını takip eden ilk iki ayda
sık olarak gözlenirken, bir yıldan sonra görülmeleri nadirdir (5). Şant
enfeksiyonlarının %69’u şant takılmasını takip eden ilk ayda, %86’sı ise ilk 6 ayda
görülür (5, 22). Tipik olarak izole edilen mikroorganizmalar cilt florasında bulunan
20
mikroorganizmalardır. Bu nedenle enfeksiyonların önlenmesinde kritik olan periyod
cerrahi sırasındaki implantasyondur ( 23, 24).
A- Şant Enfeksiyonlarında Etyoloji
Yenidoğan döneminde özellikle gram negatif mikroorganizmalar enfeksiyon
etkenidir. Bunun nedeni bu dönemde immün sistemin iyi gelişmemiş olması ve ciltte
patojen mikroorganizmaların kolonizasyonudur (24). Gram negatif
mikroorganizmalara bağlı şant enfeksiyonlarında mortalite de diğerlerine göre daha
yüksektir (23, 24). Pediatrik popülasyonda şant enfeksiyonlarında genel olarak Gram
pozitif mikroorganizmalar görülür (5, 22-24). S.epidermidis pozitif olan kültürler
içerisinde % 40 oranında görülürken, ikinci sırayı % 20 ile S.aureus alır. Kültürlerde
daha azalan sıklıkta Pseudomonas, Escherichia, Klebsciella, H.influenza,
Propionobacter, S.faecalis, Corinebacteria ve Micrococcuslar görülmektedir. %20
oranında da multiple bakteri izole edilebilir (5, 24, 25). Şant infeksiyonlarında
karşımıza çıkan anaerob bakteriler, kateterin yerleştirilmesi sürecinde cerrahi yara
yerinde kolonize olurlar. Erken şant enfeksiyonlarında distal ucun barsakları
erozyona uğratması ile gram negatif etkenlerin ön plana çıktığı görülmektedir.
B- Şant Enfeksiyonlarında Patogenez ve Patoloji
Şant katetrinin infekte olmasından başlıca şu üç temel mekanizma
sorumludur;
1)Kolonizasyon; Etkenin kateterin yerleştirilmesi sürecinde cerrahi yara
yerinde kolonize olması primer sorumlu faktördür. infeksiyon etkenleri sıklıkla deri
florası elemanları özellikle S.epidermiditis’dir.
2)Hematojen yolla mikroorganizmanın şant aparatına yerleşmesi; Özellikle
ventriküloatrial şant şantta ve sıklıkla da toplumdan kazanılmış H.influenza ve
S.pneuomoniae infeksiyonlarında bu mekanizma ön plandadır.
3)Şantın kontamine distal ucundan(barsak ucu)etkenin retrograd olarak
ilerlemesi ile şant infeksiyonu ortaya çıkabilir. Tipik olarak polimikrobiyaldir ve
gram negatif mikroorganizmalar ön plandadır(45.46.48)
21
C- Şant Enfeksiyonlarında Klinik Belirtiler
Pediatrik şant enfeksiyonları ile ilgili klinik bulgu ve belirtiler çok
değişkenlik gösterir. Böyle bir değişkenliğin ortaya çıkmasında hastaların yaşı,
enfeksiyonun lokalizasyonu ve etken mikroorganizmanın türü önemli
faktörlerdendir. (39). Genel olarak şant enfeksiyonlarında ateş en sık görülen belirti
olmakla birlikte huzursuzluk, halsizlik, bulantı, kusma, başağrısı, iştahsızlık,
karınağrısı, konvülziyon, meningismus, letarji, koma, fontanel kabarıklığı, setting
sun fenomeni(batan güneş manzarası) en sık karşılaşılan klinik semptom ve bulguları
oluştumaktadır. (5, 25, 39).
Şantlı hastalarda ateş olursa aksi ispatlanana kadar, özellikle erken
postoperatif dönemde şant enfeksiyonu düşünülmelidir (5, 25, 39). Şant enfeksiyonu
bulguları fizik muayene ile araştırılmalıdır. Şuur düzeyinde gerileme ile gelen şantlı
hastalarda şant disfonksiyonunun yanı sıra şant enfeksiyonu da düşünülmelidir.
Meningeal irritasyon bulgularının olmaması şant enfeksiyonunu ekarte ettirmezken,
meningeal irritasyon bulguları ortaya çıktığında enfeksiyon ciddi boyutlara
ulaşmıştır. Bununla birlikte enfeksiyonda tanısal yöntemlerde yalancı negatif
sonuçlar da alınabilir (39).
Tablo 3: Şant enfeksiyonlarında klinik semptom ve bulgular
Semptomlar
Bulgular
Huzursuzluk, Halsizlik
Ateş Fontanel
kabarıklığı
Baş ağrısı Konvülziyon
Settingsun
fenomeni
İştahsızlık Meningismus
Karın ağrısı Letarji
Bulantı, Kusma
Koma
D- Şant Enfeksiyonlarında Laboratuvar ve Tanı
Şant enfeksiyonlarının tanısında ilk adım olarak özellikle çocuklarda viral
hastalıklar, tonsillit, farenjit, üriner siistem enfeksiyonları, pnomoni, otitis media ve
gastrointestinal infeksiyonlar gibi olası infeksiyonlar değerlendirilmelidir. İnfeksiyon
yeri kateterin distali ile sınırlı değilse rezervuardan alınan BOS kültürü %95
olasılıkla pozitif sonuç vermektedir. Lomber ponksiyon ile elde edilen BOS kültürü
ancak %25 olasılıkla pozitif sonuç vermekte olup herniasyon riski taşır(46,47) BOS
22
örneğinde gram boyama mutlaka yapılmalıdır. Kontaminasyonda spesifite ve
duyarlılık azalır. S.aureus’lu olgularının %82’si, gram negatif mikroorganizmaların
%91’i gram boyamada görülebilmektedir. Mikroorganizma görülmezse kültür
sonucu beklenilmelidir (33). Şant enfeksiyonları için BOS’da milimetreküpte
100’den fazla beyaz küre görülmesi anlamlıdır (1). Bakteriyel enfeksiyonlarda
BOS’da glukoz düşerken, protein artışı görülür, ancak diagnostik değildir. BOS
kültürünün sensitivitesi ve diagnostik değeri daha yüksektir (5, 25,31).
Kateter uçlarının kültürü yararlı olabilir. Bunun için kateter kontamine
edilmeden çıkartılıp kültür için gönderilmelidir. Kanda beyaz küre sayısının yüksek
olması enfeksiyonu düşündürebilir (5)
E- Şant Enfeksiyonlarında Tedavi
Şant enfeksiyonlarının tedavisi oldukça güç, ekonomik maliyeti yüksek ve
yöntemleri tartışmalıdır. Tedavide şant parçalarının çıkartılıp eksternal ventriküler
drenaj uygulanması, uygun antibiyotik tedavisi sonrası yeniden şant takılması
seçeneklerden birini oluşturur. Farklı çalışmalarda şant parçaları çıkartıldıktan sonra
aralıklı ponksiyonlarla BOS drenajı sağlanması ve uygun antibiyotik tedavisi sonrası
yeniden şant takılması veya yalnızca antibiyotik tedavisi verilmesi gibi şant
enfeksiyonu tedavi seçenekleri de rapor edilmektedir. Şant elemanlarının
çıkarılmadığı olgularda ise kateterler çevresinde enfeksiyon ajanının oluşturabileceği
biyotabakanın antibiyotiklere karşı fiziksel direnç meydana getirebilmesi sebebiyle
şant enfeksiyonunun tedavisinde başarı oranının düşebileceği bildirilmektedir (2, 31).
Yapılan çalışmalar sonucu en yüksek başarı ve en düşük mortalite oranına
sahip tedavi şekli şu aşamaları içermektedir;
1)İnfekte şantın uzaklaştırılması
2)Eksternal ventriküler drenajın sağlanması
3)Etkili sistemik antibiotik verlmesi
4)Eksternal ventriküler drenaj ile birlikte etkili intraventriküler antibiotik
verilmesi
5)Ventriküler infeksiyon klinik olarak iyileştikten 3 ile 5 gün sonra eksternal
ventriküler drenajın çıkarılıp intraventriküler antibiotiğin kesilmesi
23
6)Yeni bir şantın tercihen uzaklaştırılan infekte şanttan farklı bir yere
yerleştirilmesi
7)İnfekte şant uzaklaştırıldıktan sonra sonra sistemik antibiotik tedavisinin 3-
7 gün sürdürülmesi
Şant rezervuarından elde edilen BOS’un gram boyaması ile incelenmesi,
ampirik antibiotik tedavisi için önemlidir. Kültür sonucu geldiğinde tedavi tekrar
değerlendirilmelidir.
24
GEREÇ VE YÖNTEM
Bu çalışmada Aralık 2001 –Ağustos 2008 tarihleri arasında hidrosefali
sebebiyle ventriküloperitoneal şant takılmış ve operasyon sonrası şant
enfeksiyonu gelişmiş çocuklardan, Sağlık Bakanlığı İstanbul Şişli Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Kliniğinde takip ve tedavileri yapılan 40
hastanın geriye dönük olarak değerlendirilmesi yapılmıştır.
Hidrosefali tanısı ebeveynlerden alınan anamnez, fizik muayene, nörolojik
muayene bulguları ile ultrasonografi (USG) ve bilgisayarlı tomografi (BT) gibi
radyolojik yöntemlerin birlikteliğiyle konulmuştur. (43). Olgular, hidrosefali
etiyolojilerine göre; konjenital malformasyon, enfeksiyonlar, hemoraji, araknoid
kist ve sınıflandırılamayanlar alt başlıklarında ele alınmıştır(1,3, 43).
Şant uygulan olgularda şant enfeksiyon tanısı; öykü, fizik muayene
bulguları(ateş, başağrısı, bulantı, kusma, nöbet, mental durum değişikleri, yara
yerinde akıntı, ense sertliği, Kernig ve Brudzinsky bulguları) ve intraventriküler
elde olunan BOS bulguları(basınç, görünüm, hücre sayısı ve tipi, Pandy
reaksiyonu, protein ve glukoz seviyeleri), BOS’un Gram boyası, BOS kültür ile
konulmuştur(1,2,5).
Beyin omurilik sıvısı kültürü sonucu üreyen mikroorganizmaların
antibiyotik duyarlılıklarına bakılmıştır. Şant enfeksiyonu gelişme süresine göre
olgular operasyondan sonra 0-3 ay, 3-6 ay ve 6 ay sonrası dönemler olarak üç
farklı gruba ayrılmıştır (1,3). Olguların hastanede yatış süreleri 30 günden az ve
30 günden fazla olmak üzere iki alt başlıkta incelenmiş ve hastanede kalış süresi
ile şant enfeksiyonları klinik ve laboratuvar bulguları arasında ilişki ele
alınmıştır.
25
İstatiksel Değerlendirme
Bu çalışmada istatiksel analizler NCSS 2007 paket programı ile
yapılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatiksel metodların
(sıklık dağılımları, ortalama, standart sapma)yanı sıra ikili grupların
karşılaştırılmasında Mann-Whitney-U testi, nitel verilerin karşılaştırılmasında Ki
Kare testi kullanılmıştır. Sonuçlar anlamlılık p<0,05 düzeyinde
değerlendirilmiştir.
26
BULGULAR
Sağlık Bakanlığı İstanbul Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk
Enfeksiyon Kliniğine Aralık 2001- Ağustos 2008 tarihleri arasında yaşları 1-84 ay
arasında değişen ve ventriküloperitoneal şant enfeksiyonu tanısı ile yatırılan 40 hasta
çalışmaya alınmıştır.
Olgularımız cinsiyetlerine ve yaş gruplarına göre değerlendirilmiştir.
İncelemeye aldığımız 40 olgunun 22’si (%55) kız, 18’i (%45) erkekti. (Tablo 4).
Tüm olgularımızın yaş gruplarına göre dağılımları ise kızlarda 12,72 ±22,27,
erkeklerde 12,36±16,70’idi.(Tablo 4).
Tablo 4. Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlu olguların yaş ve
cinsiyetlerine göre dağılımları
Yaş (Tüm Grup)
12,53±19,15
Yaş (Kız)
12,72±22,27
Yaş (Erkek)
12,36±16,70
Sayı
%
Cinsiyet
Erkek
18
45
Kız
22
55
Hidrosefalinin oluşumuna göre olgular incelendiğinde 40 olgunun 24’ünde
(%60) konjenital malformasyonlar, beşinde (%12,5) enfeksiyonlar, dördünde
hemoraji (%10) ve birinde araknoid kist (%2,5) görülmüştür(Tablo 5). Geri kalan altı
olgu ise (%15) sınıflandırılamayanlar (idiyopatik) grubuna dahil edilmiştir.
Konjenital malformasyon grubundaki olguların %91,6’sında meningomyelosel,
%8,3’ünde Dandy-Walker malformasyonu saptanmıştır. Enfeksiyon sebebiyle
hidrosefali gelişen beş hastanın üçünde tüberküloz menenjit sonrasında, iki hastada
pnömokok menenjit sonrasında hidrosefali gelişmiştir.
27
Tablo 5. Hidrosefali olgularının etiyolojilerine göre dağılımları
Antenatal dönemde hidrosefali saptanma zamanına baktığımızda
minimum bir ay ile maksimum sekiz ay dolayında (ortalama 6,06 ay) olmak üzere,
son trimestirde saptandığı görülmüştür.
Şant enfeksiyonu gelişen olgularımızın, şant operasyonundan ne kadar zaman
sonra şant enfeksiyonu geliştiği incelendiğinde; hastalarda 10-300 günler arasında
enfeksiyon geliştiği saptanmıştır. Ortalama 77,53 gün yani postoperatif üç ay içinde
saptandığı gözlenmiştir. İlk 90 günde 40 hasta içinde 28 hastada ( %70 ), 90-180
gün arası 40 hasta içinde yedi hastada (%17,5), 180 gün sonrası 40 hastanın beşinde (
%12,5 ) şant enfeksiyonu geliştiği görülmüştür.
Şant enfeksiyonu gelişen hastalarda prematür doğum öyküsü araştırıldığında,
40 hastanın dördünde (%10) prematürite olduğu saptanmıştır(Tablo 6).
Tablo 6. Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlu hastalarda prematür
doğum öyküsü
Sayı
%
Prematür
öykü
Yok
36
90
Var
4
10
Şant enfeksiyonu görülen hastaların şant enfeksiyon tipleri (ŞET) Proksimal,
distal ve yavaş seyirli klinik olarak üçe ayrı grupta incelenmiştir. ŞET Proksimal için
40 hastanın 31’inde menenjit, 40 hastanın dokuzunda (%22,5 ) ventrikülit
saptanmıştır. Hastaların hiçbirinde subdural ampiyem gelişmemiştir. ŞET Distal için
40 hastadan 13 hastada (%32,5 ) bakteriyemi, 40 hastadan iki hastada( %5 ) peritonit
Sayı %
Hidrosefali
etyolojisi
Enfeksiyonlar
5
12,5
Konjenital malformasyon
24
60
Hemoroji
4
10
Araknoid kistler
1
2,5
Sınıflandırılamayanlar
6
15
28
gelişmiş olup, hastaların hiçbirinde plörezi gelişmemiştir. ŞET Yavaş seyirli klinikte
40 hastadan 17 hastada (%42,5 ) beyin cerrahisi tarafından şant disfonksiyonu
olduğu belirtilmiştir. 40 hastadan sadece bir (% 2,5) hastada şant trasesi boyunca
sıvı sızması saptanmıştır(Tablo 7).
Tablo 7. Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlu olgularda Şant
enfeksiyon tipi
Sayı
%
SET Proksimal
Ventrikülit
9
22,5
Menenjit
31
77,5
SET Distal
Asemptomatik
25
62,5
Bakteriyemi
13
32,5
Peritonit
2
5
SET Yavaş
seyirli klinik
Aseptomatik
22
55
Şant disfonksiyonu
17
42,5
Şant boyunca sıvı sızması
1
2,5
Şant enfeksiyonu ile hastaneye başvuran hastaların klinik belirti ve
bulgularına bakıldığında; 40 hastanın 38’inde (%95) ateş, ikisinde (%5) karın ağrısı,
dört hastada (%10) baş ağrısı, 12 hastada (%30) beslenme yetersizliği, dört hastada
(%10) bulantı, 33 hastada (%82,5) kusma, 19 hastada (%47,5) konvulziyon, 22
hastada (%55 ) mental durum değişikliği, sekiz hastada (%20) yara yerinde akıntı,
iki hastada (%5) şant trasesi boyunca kızarıklık ve ısı artışı, üç hastada ( %7,5 )
ense sertliği, Kerning, Burdzinski, 33 hastada (%82,5) baş çevresinde büyüme
saptandığı Tablo 8 ‘de gösterilmiştir.
29
Tablo 8. Ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlu olgularda klinik
semptom ve bulguları
Sayı
Dostları ilə paylaş: |