KUDUZ HASTALIĞI
ICD 10 KODU: A82
AMAÇ: Katılımcıların Kuduz hastalığı hakkında bilgi ve farkındalıklarını artırmak.
ÖĞRENİM HEDEFLERİ
Bilişsel Alan:
Katılımcılar kuduz hastalığına ilişkin;
Vaka tanımını söyleyebilmeli
1.
Etkeninin temel özelliklerini sıralayabilmeli
2.
Bulaş yollarını açıklayabilmeli
3.
Risk gruplarını sıralayabilmeli
4.
Hastalığın patogenezini açıklayabilmeli
5.
Klinik ve laboratuar bulgularını tanımlayabilmeli
6.
Uygun örnek materyalini alma ve gönderme kriterlerini söyleyebilmeli
7.
Tedavisini açıklayabilmeli
8.
Temas öncesi ve sonrası proflaksi kriterlerini sayabilmeli
9.
Kuduz şüpheli durumlarda, yaklaşım için algoritmayı kullanarak özetleyebilmeli
10.
Bildirim basamaklarını açıklayabilmeli
11.
SÜRE: 45 dk x 2
YÖNTEM:
Görsel işitsel eğitim araçları ile anlatım
Soru- Cevap
Vaka tartışması
ARAÇ- GEREÇ- MATERYAL:
Küçük çalışma grubu masaları
Renkli karton
Post-it
Flip chart
Projeksiyon
Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 82 -
KAYNAKLAR
Arai YT, Kuzmin IV, Kameoka Y, Botvinkin AD. New lyssavirus genotype from the
1.
Lesser Mouse-eared Bat (Myotis blythi), Kyrghyzstan. Emerging infectious diseases. 2003
Mar;9(3):333-7.
Bourhy H, Kissi B, Tordo N. Molecular diversity of the Lyssavirus genus. Virology. 1993
2.
May;194(1):70-81.
Bleck T, Rupprecht C. Rhabdoviruses. In: Mandell G, Bennett J, Dolin R, eds.
3.
Principles
and Practice of Infectious Diseases. Philadelphia, PA: Churchill Livingstone 2005:2047.
WHO expert consultation on rabies. WHO Tech Rep Ser; Abstract 931: World Health
4.
Organization; 2005.
CDC. Epidemiology. United States Rabies Surveillance Data, . 2006 [cited; Available
5.
from: http://www.cdc.gov/rabies/epidemiology.html
http://www.tusp.saglik.gov.tr/BIDB/Genel/BelgeGoster.aspx
6.
.
Rubbrecth CE, Fekadu M, Childs JE. Rabies virus. In: Gorbach SL, Barlet JG, Blaclow NR,
7.
eds.
Infectious diseases. Philadelphia, Pennsylvania: W:B saunders company 1998:2265-
74.
Lilian A, Rupprecht CE. Rabies Virus. In: Murray PR, Boron EJ, Jorgensen JH, Landry ML,
8.
Pfaller MA, eds.
Manual of clinical microbiology. Washington DC: ASM press 2007:1564-
73.
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri İstatistikleri. 2000.
9.
Fishbein DB. Rabies. Infectious disease clinics of North America. 1991 Mar;5(1):53-71.
10.
Davis AD, Rudd RJ, Bowen RA. Effects of aerosolized rabies virus exposure on bats and
11.
mice. The Journal of infectious diseases. 2007 Apr 15;195(8):1144-50.
Srinivasan A, Burton EC, Kuehnert MJ, Rupprecht C, Sutker WL, Ksiazek TG, et al.
12.
Transmission of rabies virus from an organ donor to four transplant recipients. The New
England journal of medicine. 2005 Mar 17;352(11):1103-11.
Lentz TL, Burrage TG, Smith AL, Crick J, Tignor GH. Is the acetylcholine receptor a rabies
13.
virus receptor? Science (New York, NY. 1982 Jan 8;215(4529):182-4.
Hemachudha T, Laothamatas J, Rupprecht CE. Human rabies: a disease of complex
14.
neuropathogenetic mechanisms and diagnostic challenges. Lancet neurology. 2002
Jun;1(2):101-9.
Lillian A, Rupprecht CE. Rabies Virus. In: Murray PR, Boron EJ, Jorgensen JH, Landry ML,
15.
Pfaller MA, eds.
Manual of clinical microbiology. Washington DC: ASM press 2007:1564-
73.
TC. Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kuduz korunma ve
16.
kontrol yönergesi 2005.
Warrell MJ, Warrell DA. Rabies and other lyssavirus diseases. Lancet. 2004 Mar
17.
20;363(9413):959-69.
Manning SE, Rupprecht CE, Fishbein D, Hanlon CA, Lumlertdacha B, Guerra M, et al.
18.
Human rabies prevention--United States, 2008: recommendations of the Advisory Committee
on Immunization Practices. MMWR Recomm Rep. 2008 May 23;57(RR-3):1-28.
Rabies prevention: supplementary statement on the preexposure use of human diploid cell
19.
rabies vaccine by the intradermal route. Mmwr. 1986 Dec 12;35(49):767-8.
Haznedaroğlu T, Yapar M. Rhabdovirus ailesi (Kuduz virüsü, Vesiküler stomatit virüsü).
20.
In: Topçu AW, Söyletir G, Doğanay M, eds.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyolojisi.
İstanbul: Nobel tıp kitapları 2008:1800-25.
Zoonotik Hastalıklar Hizmet ‹çi Eğitim Modülü - Zoonotik Hastalıklar
- 83 -
İŞLENİŞ
I. OTURUM
Oturumun Konu Başlıkları: Kuduz Hastalığı Tanımı ve Etkeni, Epidemiyoloji, Bulaş Yolları,
Risk Grupları, Klinik ve Laboratuar Bulguları, Tanı
ÖĞRENİM HEDEFLERİ
Bilişsel Alan:
Katılımcı bu oturumun sonunda;
1. Etkeninin temel özelliklerini sıralayabilmeli
2. Bulaş yollarını açıklayabilmeli
3. Risk gruplarını sıralayabilmeli
4. Hastalığın patogenezini açıklayabilmeli
5. Klinik ve laboratuar bulgularını tanımlayabilmeli
6. Uygun örnek materyalini alma ve gönderme kriterlerini söyleyebilmeli
SÜRE: 45 dk
YÖNTEM:
Görsel işitsel eğitim araçları ile anlatım
Vaka Tartışması
Soru-Cevap
ARAÇ-GEREÇ-MATERYAL:
Projeksiyon
Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 84 -
8 yaşındaki çocuk kuduzdan öldü
Talihsiz çocuk tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
21.01.2010 15:54
Şanlıurfa’nın Kolluca Köyü’nde kuduz köpeğin saldırısına uğrayan Hüseyin Erçal (8),
ısırıldıktan tam 40 gün sonra hastaneye kaldırıldı. Talihsiz çocuk yapılan tüm müdahalelere
rağmen hayatını kaybederken, Hüseyin’in ölmeden önce hastanede korku dolu bakışları cep
telefonuna yansıdı.
Mustafa ÖNDER / ŞANLIURFA (AHT)
Olay Şanlıurfa merkeze bağlı Kolluca Köyü’nde meydana geldi. Yaklaşık 40 gün önce
evlerinin önünde oyun oynayan Hüseyin Erçal, daha sonra kuduz olduğu belirlenen
bir köpek tarafından sağ el başparmağından ısırıldı. Ancak Şenocak İlköğretim Okulu
1-B sınıfında öğrenim gören çocuğun babası Halil Erçal’ın Mersin’de olması nedeniyle
hastaneye götürülmedi. Dün akşam evde fenalaşan çocuk, ailesi tarafından Şenocak Köyü
Sağlık Ocağı’na kaldırıldı. Burada durumu ağırlaşan çocuk Şanlıurfa Çocuk Hastalıkları
Hastanesi’ne sevk edildi. Kuduz şüphesi nedeniyle boş bir odaya alınan çocuk, birkaç saat
sonra yaşamını yitirdi.
Anne Hayriye Erçal (33), “Oğlum ağlayarak köpeğin ısırdığını söyledi. Ben kadın başıma
bir yere gidemedim. Aradan 40 gün geçtikten sonra oğlum sudan ve ışıktan, korkmaya
başladı. Hastaneye getirdik ama oğlum öldü” diye konuştu.
Küçük Hüseyin’in ölmeden saatler önce yakınları tarafından cep telefonuyla görüntülendiği
ortaya çıktı. Çocuğun ışık, ses ve ani reflekslere tepki gösterip korktuğu görüldü. Çocuğun
görüntüleri kaydeden yakınlarını görünce ağzını kapattığı görülürken küçük çocuğu annesi
sakinleştirmeye çalıştı
Öte yandan olayın ortaya çıkması üzerine köye giden il sağlık müdürlüğü yetkilileri ölen
çocuğun 12 yakınına kuduz aşısı yaptı. Ekipler çocuğun okuduğu Şenocak İlköğretim
Okulu’nda da sağlık taraması yaptı. il tarım müdürlüğü de köyde inceleme başlatırken
köylüler çocuğu ısıran kuduz köpeği aramaya başladı.
Zoonotik Hastalıklar Hizmet ‹çi Eğitim Modülü - Zoonotik Hastalıklar
- 85 -
Isırılmayı önemsemeyince...
Ş.Urfa’da köpeğin ısırdığı çocuk, 40 gün sonra kuduzdan hayatını kaybetti.
Şanlıurfa’nın Kolluca köyünde kuduz köpek tarafından ısırılan 8 yaşındaki H. E. olaydan
40 gün sonra kuduz olarak hayatını kaybetti.
H. E., ölmeden birkaç saat önce yakınları tarafından cep telefonuyla görüntülendi.
Görüntülerde, Şanlıurfa Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde boş bir odada annesiyle birlikte
bekleyen H. E.’nin ses, ışık ve ani hareketlere karşı tepki gösterdiği görülüyor.
Görüntülerde, kendisini görüntüleyen yakınlarını görüp ağzını kapatan H. E. annesi Hayriye
E. tarafından sakinleştirilmeye çalışılıyor.
OLAY
Köydeki evlerinin önünde oyun oynarken kuduz köpeğin saldırısına uğrayan H.E., sağ
başparmağından yaralandı. İlköğretim 1. sınıf öğrencisi olan 8 yaşındaki H.E., tarım işçisi
olan babası Halil E.’nin çalışmak için Mersin’de olması nedeniyle hastaneye götürülmedi.
Dün akşam saatlerinde evde fenalaşan küçük H.E., köye 2 kilometre mesafede bulunan
Şenocak köyündeki sağlık ocağına götürüldü, buradan Şanlıurfa Çocuk Hastalıkları
Hastanesi’ne sevk edildi.
Kuduz saptanan H. E. boş bir odaya alınarak uyutuldu. Ancak ilerleyen hastalığı nedeniyle
birkaç saat sonra hayatını kaybetti.
Oğlunun ölümü üzerine gözyaşları döken 33 yaşındaki 4 çocuk annesi Hayriye E., “Eşim
çalışmaya Mersin’e gitmişti. Akşam saatlerinde oğlum ağlayarak bana köpek elimi ısırdı
dedi. Ben de kadın başıma bir yere gidemezdim. Aradan 40 gün geçtikten sonra oğlum
sudan, ışıktan, korkmaya başladı. Daha sonra hastaneye getirdik. Ancak oğlum kuduz olarak
öldü” dedi.
KÖYDE AŞI YAPILDI
Sağlık Müdürlüğü’nün ihbarı üzerine Kolluca köyünde ölen çocuğun 12
yakınına kuduz aşısı yapıldı. Sağlık müdürlüğüne bağlı gezici mobil ekipleri
söz konusu çevre köylerde ve Şenocak İlköğretim Okulu’nda sağlık taraması
yaptı. İl tarım müdürlüğü de köyde hayvanlara yönelik inceleme başlattı.
Kuduz olan köpeğin bulunması için ise köylüler seferber oldu.
CNNTÜRK
Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 86 -
KUDUZ HASTALIĞI
Kuduz,
Rhabdoviridae ailesi, Lyssavirus genusundan nörotrop bir RNA virüsü ile oluşan
zoonotik, akut, ilerleyici viral bir ensefalomiyelittir. Modern tıbbın, tedavisinde çaresiz kaldığı
hastalıklardan biridir.
ETKEN
Rhabdovirüsler taksonomik olarak,
Filoviridae ve Paramyxoviridae familyaları
ile birlikte lineer, segmentsiz negatif polariteli RNA genomu içeren virüsleri kapsayan
Mononegavirales takımı içinde sınıflandırılmaktadır.
Lyssavirus ucu yuvarlak, diğer ucu
düz, mermi şeklindedir. Dış ortam koşullarına dayanıksızdır. Zarflı virüs oldukları için lipit
eriticilerin çoğuna duyarlıdır. Formalin, fenol, eter, tripsin, Ð-propionolakton, kuvvetli asit ve
bazlar, deterjanlar, eter, kuruluk ve güneş ışınları dahil UV radyasyonu virüsü süratle tahrip
eder. Virüs 56ºC’de dakikalarca, 4ºC’de saatler-günler, -20ºC’de aylarca, uygun solüsyonların
içinde saklandığında -70ºC’de yıllarca enfektivitesini sürdürebilir.
EPİDEMİYOLOJİ
Kuduz bazı ülkeler hariç (Antarktika, Yeni Zelanda, Japonya, Tayvan, İsveç, Norveç,
İspanya, bazı Karayip Adaları) tüm dünyada yaygın olarak görülen bir enfeksiyondur. Her yıl
yaklaşık olarak 55.000 insanın kuduz tanısı aldığı bilinmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde,
1980-2006 yılları arasında sadece 61 insan kuduz vakası görülmüştür. Bu durum ulusal evcil
hayvan kontrol ve aşılama programlarının başarısı ile ilişkilendirilebilir. Ülkemiz halen kuduz
enfeksiyonu yönünden endemik bir bölgedir. Sağlık Bakanlığının verilerine göre ülkemizde,
1973 yılında kuduz mortalite hızı bir milyonda 1,05 iken bu oran 2000 yılına gelindiğinde 0,04’e
gerilemiştir. Yıllık yaklaşık 180.000 şüpheli ısırık olgusu sağlık kuruluşlarına başvurmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her yıl dünyada yaklaşık dört milyon insana kuduz
proflaksisi uygulanmakta ve bunların yaklaşık 55.000’i yaşamını yitirmektedir. Kuduz virüsüne
karşı başta sıcak kanlı hayvanlar olmak üzere kuşlar dahil tüm memeliler ve insanlar duyarlıdır.
Memeli hayvan türleri arasında kuduz virüsüne karşı duyarlılıklar farklıdır. Örneğin tilki, çakal
ve kurtlar en duyarlı iken, bulaşmada en yaygın rol alan kedi ve köpek türleri orta derecede
duyarlıdır. Kuduz enfeksiyonu hayvanlarda daima ölümle sonuçlanırken, yarasalar subklinik
olarak geçirebilmektedir. Kuduz, insanlarda, doğal veya evcil hayvan kuduz formlarının
yansıması olarak karşımıza çıkar. Gelişmiş ülkelerde insan kuduz vaka sayısı azdır. Bunlar
genellikle vahşi hayvan kaynaklıdır. Ülkemizde olgular en sık köpek kaynaklıdır. Doğrulanmış
vahşi kuduz sayısı oldukça azdır. Kuduz hastalığının en önemli vektörü olan köpekler, ilkbahar
ve erken yaz aylarında cinsel aktif ve saldırgan olduklarından bu dönemde vakalar en sık görülür.
Erkek cinsiyette kadınlara göre, çocuk ve gençlerde diğer yaşlara göre daha sık görülür.
BULAŞMA YOLLARI
Kuduz hastalığı, genellikle kuduz virüsünün ısırık yarasına, deride daha önce mevcut
olan kesiğe veya bütünlüğü bozulmuş deriye ya da mukoz membranlara temasıyla geçer.
Nadiren aeresoller yoluyla veya transplant dokusundan bulaşabilir. Kuduzun ev içi temas ile
başkasına, hastane bakım personeline veya çevresel yüzeylerden bulaştığına dair herhangi bir
veri yoktur. Gelişmekte olan ülkelerde kuduz bulaşının kaynağı %90 oranında köpekler iken
gelişmiş ülkelerde ise vahşi hayvanlar en önemli kaynaktır.
Zoonotik Hastalıklar Hizmet ‹çi Eğitim Modülü - Zoonotik Hastalıklar
- 87 -
RİSK GRUPLARI
Kuduz enfeksiyonu için, endemik bölgede yaşayanlar, doğa ile teması sık olan kişiler,
avcılar, gezginler, mağaracılıkla uğraşanlar, hayvancılık ile uğraşanlar, çobanlar, kasaplar,
mezbaha çalışanları, veteriner hekimler, veteriner sağlık teknisyenleri, köpek üretim merkezleri
ve köpek pansiyonlarında çalışanlar, geçici hayvan bakımevi çalışanları, belediye hayvan
toplama görevlileri, kamp yapanlar ve hastaların yakınları riskli gruplardır.
PATOGENEZ
Isırılma veya bulaşmayı takiben virüs replike olur. Virüsün yapısındaki lipoprotein
zarfın üzerindeki glikoprotein aracılığıyla kas hücresinin plazma membranındaki nikotinik
asetilkolin reseptörlerine yapışırlar. Yeterli sayıya ulaşınca kas liflerini innerve eden periferik
sinir sisteminden motor ve sensoryal sinirler ile retrograt aksonal transportla günde ortalama
50-100 mm hızla önce dorsal kök ganglionuna oradan da beyine doğru ilerlerler. Virüs merkezi
sinir sistemi (MSS)’de replike olur. Bu safhadan sonra artık immünizasyonun etkisi olmaz.
Tercihen beyin sapı, talamus, bazal ganglion ve spinal kordda lokalize olur. Virüs MSS’den
nöral yolla kalp, deri ve diğer özellikle tükürük bezi gibi organlara yayılır.
Kuduza karşı kişinin duyarlılığı; infekte suşa, kişinin immünitesine, inokulumun
miktarına, lokal reseptörlerin konsantrasyonuna, ısırılan bölgenin innervasyon derecesine ve
MSS’ne uzaklığına bağlı olarak değişir.
KLİNİK VE LABORATUAR BULGULARI
Hastalık başlangıç belirtileri ortaya çıktıktan sonra hızla gelişen kötü seyirli ensefalopati
ve ölüme ilerler. Klinik olarak hastalık beş dönemden oluşur;
İnkübasyon
•
Prodrom
•
Akut nörolojik sendrom
•
Koma
•
Ölüm
•
İnkübasyon periyodu; ortalama 1-3 aydır. Fakat birkaç gün ile bir yıla kadar da
uzayabilir.
Prodrom dönemi; halsizlik, iştahsızlık, irritabilite, subfebril ateş, boğaz ağrısı, baş
ağrısı, bulantı ve kusma gibi non-spesifik grip benzeri semptomlar ile seyreder. Bazen virüsün
giriş yerinde parastezi, ağrı kaşıntı gibi spesifik nörolojik bulgular görülebilir. Bu dönem bir
haftadan uzun sürmez. Bu dönem boyunca ortaya çıkan bir başka bulgu perküsyon myoödemdir.
Refleks çekici ile vurulduğunda kas, sinirden bağımsız olarak birkaç saniye kasılı kalır.
Akut nörolojik dönem; Hem saldırgan hem de sessiz formlarda prodrom dönemini
takiben 2-7 gün kadar sürer. Ensefalitik (saldırgan) kuduz formunda klasik olarak hidrofobi,
aerofobi, farengeal spazm ve hiperaktivite görülür. Bunların yanı sıra, persistan ateş, şuur
değişiklikleri, ağrı, hipersalivasyon, epileptik nöbetler tabloya eşlik eder. Su içme veya herhangi
bir şey yeme esnasında diyafram ve farengeal kaslarda ağrılı kasılmalar nedeniyle yutma güçlüğü
oluşur. Tükürüklerini yutamadıklarından dolayı ağızlarından salya akar. Yüzlerine üfleme ile
bile spazmlar uyarılabilir aerofobi oluşur. Kardiyak aritmi ve myokardit gibi nörolojik olmayan
bulgularda tabloya eşlik edebilir. Hastaların yaklaşık %80’ni bu formda seyreder. Paralitik
(sessiz) kuduz formu sifinkter kaslarda gevşek quadriparazi ile karekterizedir. Guillain-Barré
sendromunu taklit eder. Baş ağrısı ve menengismus bulguları görülebilir. Asıl hasar spinal kord
ve beyin kökünde olduğu için enfeksiyonun geç dönemine kadar beyin tutulumuna ait bulgular
çok az görülür. Bu form daha çok yarasa teması olanlarda tanımlanmıştır.
Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 88 -
Koma; genaralize gevşek tip paralizi ile respiratuar ve vasküler kollaps akut nörolojik
dönem takip eder. Hastaların çoğu komanın başlangıcından sonra iki hafta içinde ölür.
TANI ve NUMUNE ALMA
Kuduz akut ilerleyici ensefalit vakalarında ısırılma olsun veya olmasın ayırıcı tanıda
düşünülmelidir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha önce aşılanmamış kişiler vahşi
hayvan ısırığı ile müracaat ettiklerinde kuduz proflaksisine alınmalıdır. Kuduz olgularının
bir kısmında ısırık ve temas hikâyesi tam olarak bilinmemektedir. Bundan dolayı kuduz bu
dönemde akla gelmedikten sonra tanı konulamaz. Semptomlar başladıktan sonra yapılan rutin
laboratuar testleri ile kuduzu diğer ensefalitlerden ayırt edemeyiz. Kesin tanı, histopatolojik
inceleme, virüs kültürü, viral antijenlerin araştırılması, serolojik testler ve moleküler yöntemler
ile konulabilir.
Numune alma ve gönderme: Numune almak için otopsi yapılırken koruyucu
gözlük maske takılmalı, kolları uzun önlük giyilmeli, kalın kauçuk eldiven veya çift kat
eldiven giyilmelidir. Hayvanların yalnızca kafaları laboratuara sızdırmaz çift kap içerisinde
gönderilmelidir. Ancak hayvan küçük ise bütün olarak da gönderilebilir. Otopsi yapma imkanı
bulunan yerlerde, tekniğine uygun şekilde çıkarılan beynin tamamı veya korteks, beyincik
ve kornu ammonisten bir parça steril bir kap içerisine alınıp, içerisinde buz aküleri olan
strafor bir kapla veya ağzı sıkıca kapalı içinde %50 gliserinli fizyolojik su bulunan bir kapla
da gönderilebilir. Virüs birçok dezenfektana duyarlıdır. Çalışma alanı işlem bittikten sonra
dezenfektanla temizlenmelidir. Bu amaçla Tarım Bakanlığı teşkilatı ile işbirliğine gidilir.
Hayvanlarda tanı: Direkt floresan antikor test (dFA) tanıda en sık kullanılan yöntemdir.
Ölen hayvanın beyin dokusundan yapılır. Bu testin negatif olması kuduz olmadığı anlamına
gelmez. En güvenilir yöntem olan, deney hayvanı inokülasyonu ile teşhis konulur.
İnsanlarda laboratuar tanı: Kuduz enfeksiyonunun antemortem tanısı için tükürük,
deri biyopsisi, ense kökünden alınan saç folikülü, serum, beyin omrilik sıvısı (BOS) gibi birkaç
örnek gerekir. Tek örnek yeterli değildir. Serum antikor titreleri, örneğin hastalığın geç dönemi
değilse pozitif çıkmaz. Kombine testlerin sensivitesi, örneğin alınma zamanı ve kalitesine göre,
%100’e yakındır. Tükürükte virüs antijen tespiti revers transkriptaz zincir tepkimesi (RT-PCR)
ile yapılır. Serum ve BOS’da kuduz antikoru yönünden araştırılabilir. Deri ve kıl kökünde
kutanöz sinirlerde kuduz antijeni bakılabilir. Alınan bütün örnekler potansiyel olarak infeksiyöz
kabul edilmeli ve ona göre davranmalıdır. Eğer çalışma hemen yapılamayacaksa örnekler -80
ºC’de saklanmalıdır.
Tükürük; örnekler steril küçük kaplarda toplanarak ağızları sıkıca kapatılıp güveli bir
yerde saklanmalıdır. RT-PCR ile virüs antijen tespiti ve hücre kültürü yapılarak virüs izolasyonu
yapılabilir.
Deri biyopsisi; boyun kökünün saçlı bölgesinden saç çizgisinin bittiği yerden tam
kalınlıkta ve 5-6 mm çapında deri örneği alınmalıdır. Örnek en az 10 saç folikülü ve folikülün
bazalinde kutanöz sinir içermelidir. Örnekler dilüe immersiyon veya transport besiyeri içermeyen
nemli gazlı beze yerleştirilmeli ve taşıma kabına konmalıdır. Laboratuarda bu örneklerden RT-
PCR ve immünofloresan boyama ile viral antijen aranabilir.
Serum ve BOS; en az 0.5 mL serum ve BOS örneği alınmalıdır. Klinik bulguların
başlamasından itibaren serumda virüse karşı oluşan antikorlar birkaç gün bulunmayabilir. Hatta
BOS’da daha sonra tespit edilir hale gelir. Eğer aşı veya immün serum daha önce verilmemişse
serumda kuduz virüsüne karşı antikorun varlığı enfeksiyon tanısını koydurur. Eğer kişi immünize
edilmiş ise ikinci örnek, antikor titresinin yükselip yükselmediğini görmek amacıyla, birkaç gün
sonra alınmalıdır. BOS’da antikor bulunması, immünizasyon öyküsü yoksa kuduzu destekler.
Zoonotik Hastalıklar Hizmet ‹çi Eğitim Modülü - Zoonotik Hastalıklar
- 89 -
İndirek immunofloresan ve nötralizan antikor testleri bu örneklerde çalışılabilir. BOS’un rutin
kimyasal analizi kuduzun diğer ensefalitlerden ayırt edilmesi için yeterli değildir. BOS’da orta
derecede lenfositik pleositoz (5-30 lökosit/mL) görülebilir. Glikoz ve protein konsantrasyonu
hafif artar.
Beyin biyopsisi; antemortem dönemde nadiren uygulanır. Biyopsi materyali steril
kapaklı bir kaba konulmalıdır. Buradan virüsün izolasyonu yapılabilir. Viral antijen için RT-
PCR ve immünofloresan boyama testleri yapılabilir. Postmortem dönemde beyi sapı ve diğer
nöral dokular viral antijenleri araştırmak amacıyla immünfloresan yöntemlerden yararlanarak
incelenmelidir. Eozinofilik nöronal sitoplazmik inklüzyon cisimler olan Negri cisimcikleri
kuduz için patognomoniktir, fakat bütün vakalarda görülmeyebilir. Bu inklüzyon cisimcikleri
sıklıkla kornu ammonisin piramidal hücreleri ile beyinciğin purkinje hücrelerinde bulunurlar.
II. OTURUM
Oturumun Konu Başlıkları: Tedavi, Profl aksi, Bildirim Basamakları ve Sürveyans
ÖĞRENİM HEDEFLERİ:
Bilişsel Alan:
Katılımcı bu oturumun sonunda;
1. Tedavisini açıklayabilmeli
2. Temas öncesi ve sonrası proflaksi kriterlerini sayabilmeli
3. Kuduz şüpheli durumlarda, yaklaşım için algoritmayı kullanarak özetleyebilmeli
4. Bildirim basamaklarını açıklayabilmeli
SÜRE: 45 dk
YÖNTEM:
Görsel işitsel eğitim araçları ile anlatım
Vaka Tartışması
Soru-Cevap
ARAÇ-GEREÇ-MATERYAL:
Projeksiyon
TEDAVİ
Klinik belirtiler ortaya çıktıktan sonra özel bir tedavi yöntemi yoktur. Ancak, semptomatik
olarak komplikasyonlara yönelik tedavi yapılabilir. İlk iş hastayı tecrit edip dış uyaranları en aza
indirmektir. Tedavide interferon gibi immünmodülatörler veya adenosin arabinosid, isopirosine
gibi antiviral ilaçlar kullanılmış fakat başarılı olamamıştır. Klinik tablo ortaya çıktıktan sonra,
aşı ve spesifik immüglobülin uygulamalarından da bir fayda elde edilememiş, aksine hastalığın
tanısında karışıklıklara neden olmuştur.
Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 90 -
Dostları ilə paylaş: |