TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR
İRFAN UYSAL VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/19907)
Karar Tarihi: 26/12/2015
İKİNCİ BÖLÜM
ARA KARAR
Başkan : Engin YILDIRIM
Üyeler : Serdar ÖZGÜLDÜR
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Raportör : M. Serhat MAHMUTOĞLU
Başvurucular : İrfan UYSAL
Evin ÇAĞLI
Osman KÜLTÜR
Maşallah ÖZDEMİR
Halise KULJA
Nevroz YILMAZ
Sedat AYDIN
Abdulkerim PUSAT
Vekilleri : Av. Ramazan DEMİR
Av. Faik Özgür EROL
Av. Oya AYDIN GÖKTAŞ
Av. Nuray ÖZDOĞAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
-
Başvuru, Şırnak ili Cizre ilçesinde ve Diyarbakır ili Sur ilçesinde mülki amirler tarafından alınan “sokağa çıkma yasağı” kararlarının başvurucular yönünden yaşama hakkı, işkence ve eziyet yasağı, kişi hürriyeti ve güvenliği, özel hayatın gizliliği ve korunması hakkını ihlal ettiği iddiaları hakkındadır.
-
Başvurucular, mülki amirler tarafından “sokağa çıkma yasağı” kararı alınmasının ve uygulanmasının engellenmesi konusunda tedbir kararı verilmesini talep etmektedirler.
II. BAŞVURU SÜRECİ
-
Başvuru, 25/12/2015 tarihinde doğrudan Anayasa Mahkemesine yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 73. maddesi uyarınca, tedbir talebinin Bölüm tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
-
Başvurucular tarafından Anayasa Mahkemesine 25/12/2015 tarihinde 2015/19907, 2015/19955 ve 2015/19960 numaralı üç ayrı başvuru yapılmış; başvuruların konu yönünden bağlantılı olması nedeniyle birleştirilerek değerlendirilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
-
Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ilgili kamu makamlarından alınan bilgilere göre olaylar özetle şöyledir:
-
Mülki amirler tarafından Şırnak ili Cizre ilçesinde ve Diyarbakır ili Sur ilçesinde farklı tarihlerde sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Yasaklar hâlen uygulanmaktadır.
-
Şırnak Valiliğinin 23/12/2015 tarihli sokağa çıkma yasağına ilişkin duyurusu şöyledir:
“İlimiz Cizre ve Silopi ilçe merkezlerinde Bölücü Terör Örgütü mensuplarının etkisiz hale getirilmesi, bölücü terör örgütü mensupları tarafından mayın ve patlayıcılarla tuzaklanmış barikat ve hendeklerin bertaraf edilmesi ve vatandaşlarımızın can, mal güvenliğinin ve kamu düzeninin sağlanması amacıyla konulan sokağa çıkma yasağı sebebiyle;
Vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu başta sağlık hizmetleri, gıda ihtiyaçları ve cenaze ile ilgili hizmetlerine ilgililerin 155 Polis İmdat telefonuna bildirmeleri durumunda Kaymakamlıklarımızca yardımcı olunmaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
-
Sur Kaymakamlığının 11/12/2015 tarihli sokağa çıkma yasağına ilişkin duyurusu şöyledir:
“İlçemiz Suriçi mahallelerinde silahlı terör örgütü mensuplarınca barikat kurma, hendek kazma ve bombalı tuzaklama faaliyetleri neticesinde eğitim öğretim faaliyetlerinin, sağlık hizmetlerinin, ibadethanelerde icra edilen din hizmetlerinin sunulmasında ve vatandaşlarımızın bu hizmetlere ulaşmasında sorunlar yaşanmaktadır. Bu durum nedeni ile ilçemiz merkez mahallelerinde vatandaşlarımızın günlük yaşamını normal şartlar altında sürdürmesinin zorlaştığı ve ticari hayatın aksadığı gözlemlenmiştir.
Bu bakımdan kamu düzeninin sağlanması, sokak aralarındaki barikatların kaldırılması hendeklerin kapatılması ve kurulan bombalı düzeneklerin imhası çalışmaları esnasında sivil vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini temin etme adına ilçemiz Suriçi’nde bulunan toplam 15 mahallemizin 6’sında (Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş) ve Gazi caddesinde 11 Aralık 2015 Cuma günü saat 16.00 itibari ile ikinci bir emre kadar Kaymakamlığımızca sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Vatandaşlarımızın söz konusu yasağa riayet etmeleri kendi can ve güvenliklerinin temin edilmesi adına önem arz etmektedir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”
-
Başvurucular vekilleri, başvurucuların anılan kararlardan kişisel olarak etkilendiklerini, Noterlerin kapalı olması nedeniyle vekâletname sunamadıklarını belirtmişlerdir. Başvuru formlarında her bir başvurucu yönünden şu bilgilere yer verilmiştir:
-
İrfan Uysal yönünden: Cizre’de yaşadığı, emniyet birimlerinden izin alarak Cizre Belediye Başkanlığına ait bir araçla 18/12/2015 tarihinde Nur Mahallesinde bulunan su vanaları açmaya gittiği ancak açılan ateş sonucu kolundan yaralandığı, Belediyeye ait araçla Cizre Devlet Hastanesine başvurduğu fakat tedavisinin tamamlanmadığı, gecikmeli olarak Şırnak Devlet Hastanesine sevk edilmesi nedeniyle sol kolunu kaybettiği belirtilmiştir.
-
Evin Çağlı yönünden: Cizre’de yaşadığı, dokuz aylık hamile olduğu, her an hastaneye gitmesi gerekebileceği belirtilmiştir.
-
Osman Kültür yönünden: Cizre’de yaşadığı, felçli olması nedeniyle yürüyemediği, temel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çektiği belirtilmiştir.
-
Maşallah Özdemir yönünden: Cizre’de yaşadığı, kalp ve tansiyon hastası olduğu, hastaneye götürülemediği ve ilaçlarının temin edilemediği belirtilmiştir.
-
Halise Kulja yönünden: Cizre’de yaşadığı, hamile olduğu, sağlık hizmetlerine erişemediği ve diğer temel gereksinimlerini karşılayamadığı belirtilmiştir.
-
Nevroz Yılmaz yönünden: Cizre’de yaşadığı, on beş yaşında felçli bir çocuk olduğu belirtilmiştir.
-
Sedat Aydın yönünden: Sur’da yaşadığı, seksen beş yaşındaki annesi ve dört kardeşiyle aynı evi paylaştığı, evde iki aylık bir bebek bulunduğu, bebeğin aşılarının ve kontrollerinin yapılamadığı, başvurucunun sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi nedeniyle arkadaşının evinde kaldığı ve evine dönemediği belirtilmiştir.
-
Abdulkerim Pusat yönünden: Cizre’de yaşadığı, 14/12/2015 tarihinde tedavi olmak amacıyla Ankara’ya geldiği, sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi nedeniyle evine dönemediği, eşi ve çocuğundan haber alamadığı belirtilmiştir.
-
Başvurucular, “sokağa çıkma yasağı” kararlarına ilişkin idari ve yargısal başvuru yollarının etkisiz olduğunu belirterek 25/12/2015 tarihinde doğrudan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
-
Başvurucuların iddialarına ilişkin Şırnak ve Diyarbakır Valiliklerinden başvurunun yapıldığı gün bilgi ve belge talebinde bulunulmuştur.
-
Şırnak Valiliğince aynı gün Mahkememize iletilen cevaplar şöyledir:
Başvurucu İrfan Uysal’ın iddiaları hakkında;
“İrfan UYSAL isimli şahsın BTÖ mensuplarıyla çıkan çatışma esnasında sol kolundan yaralandığı, Cizre Devlet Hastanesinde ilk müdahalesinin ardından herhangi bir gecikme olmaksızın Şırnak Devlet Hastanesine sevk edildiği, Şırnak Devlet Hastanesinin sokağa çıkma yasağı olan bölgede olmadığı, şahsın kendisinin daha gelişmiş bir sağlık kuruluşuna sevki ile ilgili herhangi bir talebinin olmadığı ve Şırnak Devlet Hastanesin Uzman Doktorlarınca da daha gelişmiş bir sağlık kuruluşuna sevkine gerek duyulmadığı, ancak böyle bir talepte bulunulması durumunda derhal başka bir sağlık kuruluşuna sevkinin mümkün olduğu hususu bilgilerinize arz olur.”
Başvurucular Evin Çağlı, Osman Kültür, Maşallah Özdemir, Halise Kulja, Nevroz Yılmaz ve Abdulkerim Pusat’ın iddiaları hakkında özetle;
“… ilgi yazınızda belirtilen kişilerin iddialarını Valiliğimize ve Kaymakamlığımıza yazılı olarak ve normal telefon hattıyla iletmedikleri,
Vatandaşlarımızın sağlık ve temel ihtiyaçlarının karşılanması için 112 Acil Yardım Hattı ve 155 Polis İhbar Hattı faal olarak çalışmakta ayrıca Cizre ve Silopi Devlet Hastanelerimizde 24 saat esasına göre her türlü tedbirler alınmış ve vatandaşlarımızın talepleri halinde her türlü sağlık hizmeti sunulmaktadır.
Sokağa çıkma yasağı süresince her türlü telefon iletişim imkânın mevcut olduğu hususu bilgilerinize arz olunur.”
-
Sur Kaymakamlığının Diyarbakır Valiliği aracıyla Mahkememize ilettiği başvurucu Sedat Aydın’a ilişkin cevabı şöyledir:
“Başvurucu Sedat AYDIN ile ilgili bilgi, belgeler ve deliller istenilmiştir. Bu kapsamda konunun aciliyetine binaen başvurucu Sedat AYDIN’a kendisine ait *** numaralı telefondan 25.12.2015 tarihinde saat 20.50 de ulaşılmıştır (EK-1). Kendisi sokağa çıkma yasağı bulunan evinin bulunduğu mahalleyi yasağın kalktığı 10.12.2015 tarihinde öğle saatlerinde bütün ailesiyle birlikte terk ettiğini, şu an Diyarbakır ili sınırları içerisinde sokağa çıkma yasağı bulunmayan bir mahallede geçici olarak ikamet ettiğini beyan etmiştir. Kendisine hayati ve temel bir ihtiyaçları konusunda bir ihtiyacının olup olmadığı sorulmuş, eğer isterse hemen ulaştırılabileceği belirtilmiş ancak herhangi bir talebinin olmadığını beyan etmiştir. Ayrıca kişinin nüfus kayıt bilgilerinin incelenmesi neticesinde 2 aylık bir bebeğinin bulunmadığı anlaşılmıştır (EK-2). Yapılan telefon görüşmesinde kendisinin 2 aylık bir bebeği olmadığı ancak kardeşi H.A.nın E.A. isminde bir bebeği olduğunu beyan etmiştir. Kayıtların incelenmesi neticesinde söz konusu bebeğin *** TC kimlik numaralı 29.09.2015 doğumlu E.A. olduğu anlaşılmış olup; sorumlu aile hekimi Dr. Ö.Y. tarafından imzalanan tutanaktan anlaşıldığı üzere E.A.nın aşılarının 25.12.2015 tarihi itibari ile tam olduğu ve günü geçen herhangi bir aşısının bulunmadığı anlaşılmıştır (EK-3).”
B. İlgili Hukuk
-
10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. maddesinin (C) fıkrası şöyledir:
“İl sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteaallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir.
Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır. Bu hususta alınan ve ilan olunan karar ve tedbirlere uymıyanlar hakkında 66 ncı madde hükmü uygulanır.”
-
5442 sayılı Kanun’un 32. maddesinin (Ç) fıkrası şöyledir:
“İlçe sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının tasarrufa mütaallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi kaymakamın ödev ve görevlerindendir.
Bunları sağlamak için kaymakam gereken karar ve tedbirleri alır; Bu hususta alınan ve ilan edilen karar ve tedbirlere uymıyanlar hakkında 66 ncı madde hükmü uygulanır.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
-
Başvuru formu ve ekleri incelenip tedbir talepleri hakkında gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
-
Başvurucular, 5442 sayılı Kanun’un mülki amirlere “sokağa çıkma yasağı” kararları alma yetkisi vermediğini, anılan yasaklar nedeniyle başvurucuların sağlık hizmetlerine, temel gıda ve diğer insani gereksinimlerine erişim imkânlarının bulunmadığını, başvuruculardan bazılarının evlerine dönemediğini ve ailelerinden haber alamadıklarını belirterek Anayasa’nın 13., 15., 17., 19. ve 20. maddelerinde güvence altına alınan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş, temel haklarının korunması, sağlık hizmetlerine ve temel ihtiyaçlara erişim, operasyonların yargı makamlarının kararlarına dayanılarak yürütülmesi konularında gerekli önlemlerin alınması ve mülki amirler tarafından “sokağa çıkma yasağı” kararı alınmasının ve uygulanmasının engellenmesi konusunda tedbir kararı verilmesini talep etmişlerdir.
B. Değerlendirme
-
30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 49. maddesinin (5) numaralı fıkrası ve İçtüzük’ün “Tedbir kararı” başlıklı 73. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre; başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğunun anlaşılması hâlinde, başvuru hakkında esasa ilişkin inceleme yapılana kadar Bölümlerce resen veya başvurucunun talebi üzerine gerekli tedbirlere karar verilebilir.
-
Anayasa Mahkemesi, genel olarak mülki amirler tarafından alınan “sokağa çıkma yasağı” kararlarına ilişkin başvurular kapsamında anılan kararların yürütmesinin tedbiren durdurulması taleplerini yakın tarihlerde reddetmiştir (Mehmet Girasun ve Ömer Elçi (TAK), B. No: 2015/15266, 11/9/2015, § 14; Meral Danış Beştaş (TAK), B. No: 2015/19545, 22/12/2015, § 16). Somut olayın koşulları altında başvurucuların sokağa çıkma yasaklarına ilişkin genel nitelikteki tedbir talepleri hakkında anılan kararlardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
-
Bununla birlikte bireysel başvurunun niteliği gereği, tedbir talebi sadece başvurucunun şahsına yönelik iddialar yönünden değerlendirilebilir (Meral Danış Beştaş, § 17). Bu nedenle başvurucuların kişisel durumlarıyla ilgili olarak tedbir kararı verilmesinin koşullarının bulunup bulunmadığı her başvurucu yönünden ayrı ayrı değerlendirilecektir.
-
Somut olayda başvurucu Sedat Aydın, Sur’da yaşadığını, evde iki aylık bebek bulunduğunu, bebeğin aşı ve kontrollerinin yapılamadığını belirtmiştir. Sur Kaymakamlığından alınan yazıda, başvurucu ile yapılan görüşme neticesinde başvurucunun 11/12/2015 tarihinde yasak ilan edilen bölgeden ailesiyle birlikte ayrıldığının anlaşıldığı belirtilmiştir. Ayrıca nüfus kayıtlarına göre kardeşine ait olduğu anlaşılan bebeğin, aşılarının zamanında yapıldığı ve eksiksiz olduğu görülmektedir (bkz. § 13). Sur Kaymakamlığınca sunulan bilgi ve belgelerden başvurucunun ve ailesinin sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgenin dışında olduğu ve somut olarak tehlike altında bulunmadığı anlaşıldığından tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
-
Somut olayda başvurucu İrfan Uysal, Cizre’de açılan ateş sonucu kolundan yaralandığını, sağlık hizmetlerine erişememesi nedeniyle sol kolunun kesildiğini belirterek tedbir talebinde bulunmuştur. Şırnak Valiliğince sunulan bilgi ve belgelerden, başvurucunun Şırnak Devlet Hastanesinde tedavi altında olduğu, yakında taburcu edileceği, hastanenin bulunduğu bölgede “sokağa çıkma yasağı” uygulanmadığı ve ayrıca başvurucunun başka bir sağlık kuruluşuna sevk edilmesi yönünde talebinin olmadığı belirtilmiştir (bkz. § 12). Bu durumda, sağlık hizmetlerinden yararlandığı ve “sokağa çıkma yasağı” uygulanan bölge dışında bulunduğu anlaşılan başvurucuya yönelik derhal tedbir kararı verilmesini gerektirecek bir durum olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle başvurucunun tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
-
Somut olayda başvurucular Evin Çağlı, Osman Kültür, Maşallah Özdemir, Halise Kulja, Nevroz Yılmaz ve Abdulkerim Pusat sağlık hizmetlerine erişemediklerini, temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını, aileleriyle iletişim kuramadıklarını ileri sürmüşlerdir. Şırnak Valiliği, bölgede yaşayan insanların 112 Acil Yardım Hattı ve 155 Polis İmdat Hattını aramaları hâlinde sağlık hizmetlerine ve temel ihtiyaçlarına ilişkin taleplerinin karşılandığını, ancak yapılan araştırma neticesinde başvurucuların Valilik ve Kaymakamlık birimlerinden yardım talebinde bulunmadıklarını, ayrıca yasaklar süresince her türlü telefonla iletişim imkânlarının bulunduğunu belirtmiştir (bkz. § 12). Nitekim başvurucuların da resmi makamları aramalarına rağmen kendilerine yardım ulaştırılmadığına dair iddiaları bulunmamaktadır. Bu durumda, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden başvurucuların, sağlık hizmetlerine ve temel ihtiyaçlarına ilişkin taleplerinin karşılanmadığına dair derhâl tedbir kararı verilmesini gerektirecek bir durum bulunmadığı anlaşılmıştır.
-
Açıklanan nedenlerle, başvurucuların yaşamlarına ya da maddi veya manevi bütünlüklerine yönelik derhâl tedbir kararı verilmesini gerektiren ciddi bir tehlike bulunduğu dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden bu aşamada anlaşılamadığından koşulları oluşmayan tedbir taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
A. Başvurucuların tedbir taleplerinin REDDİNE,
B. Kararın bir örneğinin başvuruculara tebliğine,
26/12/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Engin YILDIRIM
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Dostları ilə paylaş: |