Uluslararasi ekonom‹ pol‹T‹k yazar Prof. Dr. Mehmet altan (Ünite 1-8) Editör


En Fazla Uluslararas› Do¤rudan Yat›r›m Çeken ‹lk 10 Ülke (2011)



Yüklə 3,93 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə25/37
tarix24.04.2020
ölçüsü3,93 Mb.
#30956
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   37
10 UA EKONOMI POLITIK


En Fazla Uluslararas› Do¤rudan Yat›r›m Çeken ‹lk 10 Ülke (2011)
2011
2010
Ülke
Miktar (Milyar $)
1

ABD 
226,9
2

Çin 
124,0
3

Belçika 
89,1
4

Hong Kong
83,2
5

Brezilya 
66,7
6

Singapur 
64,0
7

‹ngiltere 
53,9
8

‹ng. Virjin Adalar› 
53,7
9
10 
Rusya Fed. 
52,9
10
12 
Avustralya
41,3
Tablo 6.3
En Fazla
Uluslararas›
Do¤rudan Yat›r›m
Çeken ‹lk 10 Ülke
(2011)
Kaynak: YASED,
“UNCTAD Dünya
Yat›r›m Raporu
2012, 5 Temmuz
2012, ‹stanbul,
www.yased.org.tr
Geliflmifl ülkeler hâlen
dünyada en fazla DYY çeken
bölgelerdir. Ancak,
geliflmekte olan ülkeler bu
konuda daha büyük geliflme
göstermektedirler. Özellikle
Çin bu konuda önemli bir
baflar› sa¤lam›flt›r.

ÜRET‹M‹N KÜRESELLEfiMES‹NE YOL AÇAN
GEL‹fiMELER
Üretimin küreselleflmesi, yukar›da bahsedilen geliflmelerden anlafl›laca¤› gibi, çok
uluslu flirketlerin ortaya ç›kmas›n›n ve geliflmesinin bir sonucudur. Burada özellik-
le ABD kökenli firmalar›n oynad›klar› rol önemlidir. Çok uluslu flirketlerin ortaya
ç›k›p faaliyetlerini dünya çap›nda yayg›nlaflt›rmalar› teknolojik geliflmeler sayesin-
de mümkün olmufltur. Tafl›ma ve haberleflme maliyetlerindeki azalmaya üretim
teknolojilerindeki geliflmeler de efllik edince; üretim sürecinin parçalara ayr›lmas›
ve her bir aflaman›n baflka bölgelerde yerine getirilmesi imkân› do¤mufltur. Bunun
sonucunda üretim maliyetlerini düflürmek mümkün olmufltur. 
Çok uluslu flirketler, zamanla hizmetler sektöründe de maliyetlerdeki farkl›l›k-
lardan faydalanmak amac›yla, çeflitli aflamalara ait ifllemleri farkl› yerlerde yerine
getirme yoluna gitmifllerdir. Küresel rekabetin artmas›yla birlikte büyük flirketler,
maliyetlerini düflürüp kârlar›n› art›rabilmek ve böylece bu sert rekabet ortam›nda
ayakta kalabilmek için d›fl kaynak kullan›m› (outsourcing) uygulamas›na bafllam›fl-
lard›r. Bunun sonucunda, daha önce d›fl ticarete konu olmayan ça¤r› merkezi, ve-
ri girifli, muhasebe ifllemleri, vergi iadesi ve sigorta ifllemleri gibi birçok hizmet fa-
aliyetinin uluslararas› ticareti ortaya ç›km›flt›r. Bütün bu geliflmelerin sonucu, üre-
tim sürecine daha fazla ülkenin kat›lmas› ve küresel üretim a¤lar›n›n ortaya ç›kma-
s› olmufltur. 
Maliyet avantajlar› yan›nda, çok uluslu flirketleri küresel çapta üretim yapmaya
iten sebepler aras›nda çevre ile ilgili düzenlemeler gibi çeflitli hükûmet düzenleme
ve k›s›tlamalar›ndan kaç›nma çabas› da rol oynamaktad›r. Fakat belki de en önem-
li faktör yeni piyasalara eriflebilme imkân›d›r. Teknolojinin küreselleflmesi tekno-
lojik yeniliklerin getirece¤i maliyetleri ve kazançlar› art›rm›fl ve yeni gelifltirilen
ürünlerle ilgili riskleri yükseltmifltir. Küresel piyasalarda sat›fl yapabilme kabiliyeti
çok uluslu flirketlere, yeniliklerle ilgili riskleri ve maliyetleri dünya çap›nda çok sa-
y›da sat›fl noktas› aras›nda da¤›tma imkân› sa¤lamaktad›r. Küresel çapta faaliyetler
çok uluslu flirketlere ayr›ca sermayeye ve di¤er kaynaklara çok daha genifl ölçek-
te eriflim imkân› sa¤lamaktad›r. 
Üretimde küreselleflmenin itici gücü olan çok uluslu flirketlerin en önemli özel-
li¤i yenilik ve icat kapasiteleridir. ‹leri teknoloji içeren yeni mallar›n gelifltirilmesi
için büyük masraflara mal olan araflt›rma-gelifltirme faaliyetlerine ihtiyaç duyul-
maktad›r. Bu masraflar› karfl›lama gücüne ise ancak dev boyutlu çok uluslu flirket-
ler sahiptir. Dolay›s›yla, bu flirketlerin teknoloji gelifltirme ve yenilik yapma kabili-
yetleri yüksektir. Çok uluslu flirketler, yapt›klar› yenilikler sayesinde elde ettikleri
patent haklar›n›n korumas› alt›nda belli bir süre tekel pozisyonuna sahip olarak
yüksek kârlar elde edebilmektedirler. Bunun sonucu olarak, ticaretin ve üretimin
küreselleflmesinin, küresel çapta büyük flirketler aras›nda k›yas›ya bir rekabete yol
açaca¤› ve bu rekabete dayanamayan küçük firmalar›n piyasadan silinece¤i akla
gelebilir. 
Ancak, durum hiç de öyle de¤ildir. Birçok küçük ve orta boy iflletme (KOB‹)
küreselleflmeye ayak uydurabilmekte; esnek yap›lar›, düflük maliyetleri ve yenilik
yapma kabiliyetleriyle uluslararas› alanda faaliyetlerini sürdürmektedirler. Çok
uluslu büyük flirketler, kendi adlar›na üretim yapmalar› için baz› mallar›n ya da
mallar›n baz› parçalar›n›n üretimini bu flirketlere devretmektedirler. Bazen de KO-
B‹ler, kendi aralar›nda küresel a¤lar oluflturarak küresel rekabette yer alabilmekte-
dirler.
161
6. Ünite - Küreselleflme ve Dünya Ekonomisi
Eski bir Amerikan sömürgesi
olan Filipinler’de genç
nüfusun önemli bir bölümü
Amerikan ‹ngilizcesi
konufluyor ve Amerikan
kültürünü yak›ndan tan›yor.
Bu yüzden ABD ve
Avrupa’dan iflverenler
denizafl›r› ça¤r›
merkezlerinin ilk dura¤› olan
Hindistan’dan buraya
tafl›nmaya bafllad›.
Hindistan’da sektör
hesaplamalar›na göre 350
bin çal›flan varken nüfusu
Hindistan’›n onda biri kadar
olan Filipinler 400 bin
çal›flanla 2011 y›l› itibar›yla
Hindistan’› geride b›rakt›.
Çok uluslu flirketler
maliyetleri düflürüp küresel
rekabette avantaj elde etme
arzusunun yan›nda hükûmet
k›s›tlamalar›ndan kaç›nmak
için de küresel çapta üretim
yapmaya yönelmektedirler.
Apple ve Samsung, dünyan›n
iki büyük teknoloji devi,
2011 ve 2012 y›llar›n›
patent kavgalar› ile geçirdi.
Dünyan›n en de¤erli flirketi
Apple, Samsung’u, iPad ve
iPhone’u taklit etmekle
suçlarken bugün dünyan›n
en büyük ak›ll› telefon
üreticisi olan Samsung,
Apple’›n kablosuz teknoloji
patentlerini ihlal etti¤ini öne
sürüyor.
Çok uluslu flirketlerin en
önemli özelli¤i yenilik ve icat
yapabilmeleridir. Bu
flirketler yapt›klar› yenilikler
sayesinde patent haklar›na
sahip olabilmekte ve
bunlar›n sa¤lad›¤› tekel
pozisyonu ile yüksek kârlar
elde edebilmektedirler.

Dünyan›n En De¤erli 100 Küresel Markas› 2012 Y›l› S›ralamas›
S›ralama
Marka Ad›
2012 Y›l› Marka De¤eri (Milyon $)
1
Apple
182,951
2
IBM
115,985
3
Google
107,857
4
McDonald’s
95,188
5
Microsoft
76,651
6
Coca-Cola
74,286
7
Marlboro
73,612
8
AT&T
68,87
9
Verizon
49,151
10
China Mobile
47,041
11
General Electiric
45,810
12
Vadofone
43,033
13
ICBC
41,518
14
WELLS FARGO
39,754
15
V‹SA
38,284
16
UPS
37,129
17
WALMART
34,436
18
Amazon.com
34,077
19
Facebook
33,233
20
Deutsche Telekom
26,837
21
Louis Vuitton
25,92
22
SAP
25,715
23
BMW
24,623
24
CH‹NA CONSTRUCT‹ON BANK
24,517
25
Baidu
24,326
26
HP
22,898
27
Oracle
22,529
28
Toyota
21,779
29
Master Card
20,759
30
American Express
20.198
31
HSBC
19,313
32
Hermès
19,161
33
Gillette
19,055
34
ExxonMobil
18,315
35
Pampers
18,299
36
TESCO
18.007
37
Tencent/QQ
17,992
38
AGRICULTURAL BANK OF CHINA
17,867
39
Shell
17,781
40
RBC
17,225
41
Movistar
17,113
42
Starbucks
17,072
43
Disnep
17,056
44
Nike
16,255
45
Accenture
16,118
46
Mercedes-Benz
16,111
47
NTT DoCoMo
15,981
48
Budweiser
15,882
49
Intel
15,633
50
Orange
15,351
162
Uluslararas› Ekonomi Politik
Tablo 6.4
Dünyan›n En
De¤erli 100 Küresel
Markas› 2012 Y›l›
S›ralamas›
Kaynak: BrandZ Top
100 Most Valuable
Brands Study 2012,
www.wpp.com,
22.05.2012

Küreselleflmeyle ilgili rakamlara bak›ld›¤›nda, 1970’lerden itibaren, ticaretin ve
sermaye ak›mlar›n›n artmas›yla birlikte, üretimin uluslararas›laflmas›nda ve küre-
selleflmesinde de önemli geliflmeler oldu¤u görülmektedir. Birden çok ülkede fa-
aliyet gösteren dev flirketlerin say›s› 1970 y›l›nda 7 bin iken 2000 y›l›nda 50 bine
yükselmifltir. Bugün tahmini olarak, dünyada 78 bin ulusafl›r› flirket ve çeflitli ülke-
lerde kurulmufl bunlara ba¤l› 780 bin yavru flirket mevcuttur. Bu yavru flirketlerde
çal›flt›r›lan personel say›s› 1990 y›l›nda 25 milyon iken 2006 y›l›nda yaklafl›k üç kat
artarak 73 milyon kifliye ulaflm›flt›r. 
Ayn› dönemde, yurt d›fl› yavru flirketlerin sat›fl hacmi 1990 y›l›nda 6 trilyon dolar
iken, dört kattan fazla artarak 2006’da 25 trilyon dolara yükselmifltir. Bu flirketlerin sa-
hip olduklar› varl›klar›n de¤eri ise 51 trilyon dolara ulaflm›flt›r. fiirket cirolar› ile ülke-
lerin GSY‹H’leri karfl›laflt›r›ld›¤›nda; flirketler e¤er ülke olsalard›, dünyan›n en büyük
100 ekonomisinden 51’inin flirketler oldu¤u görülecekti. Buradan yola ç›karak baz›-
lar›, ekonomik küreselleflmeyi flirket küreselleflmesi olarak da tan›mlamaktad›rlar.
ÜRET‹M‹N KÜRESELLEfiMES‹N‹N SONUÇLARI
Üretimde küreselleflmeye efllik eden çok önemli baz› geliflmeleri ele almak fayda-
l› olacakt›r. Bunlar aras›nda özellikle, üretim teknolojisindeki de¤ifliklikler, karma-
fl›k küresel üretim sistemlerinin ortaya ç›kmas› ve giderek artan say›daki çeflitli flir-
ketler aras› ittifaklar›n kurulmas› önemlidir. Küreselleflmeyle birlikte teknolojinin
yay›ld›¤› kanallar›n say›s› artm›fl ve daha fazla say›da ülke teknolojiyi etkin biçim-
de kullanma imkân› elde etmifltir. Bunun en göze çarpan örne¤i Japonya’da orta-
ya ç›kan ve buradan dünyaya yay›lan yeni üretim teknikleridir. 
1970’lerden itibaren yo¤unlaflan küreselleflme e¤ilimi ve bunun getirdi¤i reka-
bet art›fl›, kaynak k›tl›¤› çeken Japon firmalar›n›n yeni üretim teknikleri gelifltirerek
rekabet avantaj› elde etmeye çal›flmalar›na sebep olmufltur. Fordizm olarak bilinen
standart kitle üretiminin aksine Japon firmalar›, bilgisayar teknolojisine dayanarak,
ayn› üretim band›nda farkl› tüketiciler için küçük farkl›l›klar içeren mallar üretme-
ye bafllam›fllard›r. Üretimde art›fl ve azal›fllara ba¤l› olarak stoklar›n an›nda ayarlan-
mas›n› sa¤layarak, Japon üreticileri maliyetleri kontrol alt›na alm›fllard›r. Belki da-
163
6. Ünite - Küreselleflme ve Dünya Ekonomisi
Resim 6.4
Dünyan›n en de¤erli markas› 
ABD Maliye Bakanl›¤›’n›n Temmuz 2001 verilerine
göre ülkenin harcanabilir nakit rezervi 73,7 milyar
dolard›. Ayn› dönemde Apple flirketinin ise 76,4
milyar dolarl›k nakit rezervi bulunuyordu. Bunun
anlam› ise çok aç›kt›; elektronik devi Apple’›n
nakit rezervi ABD’den daha fazlayd›.
2012 y›l› fiubat ay›nda ise Apple’›n piyasa de¤eri
ilk kez 500 milyar dolar› afl›yordu. Türkiye’nin 735
milyar dolarl›k büyüklükle o dönem dünyan›n
17’nci ekonomisi oldu¤u düflünülürse; Apple, bir
ülke olsayd› Türkiye’nin üç s›ra gerisinde yer
alacakt›.
2006 ve 2011 y›llar› aras›ndaki befl y›ll›k dönemde
Apple’›n marka de¤eri %859 yükseliflle 137
milyar dolar artarak rekor k›rm›flt›. Devam›nda 22
May›s 2012’de aç›klanan “Dünyan›n En De¤erli
Marka Araflt›rmas›” sonuçlar›na göre ilk s›rada
yer alan Apple, %19 büyüyerek 182,9 milyar dolar
de¤ere ulaflm›flt›.

ha da önemlisi, Fordizme k›yasla kalite kontrolü çok daha yüksek seviyelere ç›ka-
r›lm›flt›r. Artan uluslararas› rekabet, küresel enformasyon ve teknoloji ak›mlar› ve
flirketler aras› ittifaklar, Japonya’daki ortaya ç›kan bu üretim sisteminin di¤erleri ta-
raf›ndan da h›zla taklit edilmesine yol açm›flt›r. 
‹kinci Dünya Savafl› sonras›n›n egemen üretim paradigmas› olan Fordizm’in ye-
rini alan ve post-Fordizm olarak tan›mlanan yeni üretim paradigmas› ile kitle üre-
timine esneklik, kalite ve vas›f gibi yeni özellikler ilave edilerek Fordizm’in kimi
boyutlar› tersine çevrilmifltir. Ancak burada daha da önemli olan fley, Fordizm’in
“eski ekonomi”yi, post- Fordizm’in ise “yeni ekonomi”yi simgeledi¤idir.
Klasik üretim faktörleri olan emek sermaye ve do¤al kaynak üzerine yo¤unla-
flan sanayi dönemi üretim biçimi, post- Fordizm’de, bilginin üretilmesi ve da¤›t›l-
mas›n› temel alan, bilginin hâkim olmaya bafllad›¤› küresel ekonomi mant›¤›na uy-
gun bir üretim modeline dönüflmüfltür.
Küreselleflme, bu flekilde, ortaya ç›kan yeniliklerin daha h›zl› bir flekilde ve da-
ha genifl co¤rafi bölgelere yay›lmas› sonucunu do¤urmaktad›r. Yaln›zca bilgi ve
enformasyon de¤il, ayn› zamanda, bu yeniliklerin uygulanmas›n› sa¤layan kurum-
sal temeller ve altyap›lar da küreselleflme sayesinde h›zla dünyan›n farkl› bölgele-
rine yay›lmaktad›r. Bu konuda bir baflka örnek de bir iletiflim teknolojisi olarak ‹n-
ternet’in dünyaya h›zla yay›lmas›d›r. ‹nternet teknolojisi, ABD’de ortaya ç›kt›ktan
yaklafl›k befl y›l sonra bütün dünyay› kaplam›flt›r. 
Üretimde küreselleflme ile yenilikler aras›nda nas›l bir iliflki vard›r?
Üretimde küreselleflmenin ikinci önemli sonucu yeni ve karmafl›k üretim orga-
nizasyonu biçimlerinin gelifltirilmesidir. Birkaç ülkeyi kapsayan üretim organizas-
yonlar›, giderek artan d›fl kaynak kullan›m› ve firmalar aras›nda stratejik ittifaklar
yoluyla kurulan iliflkiler eski üretim biçimlerini demode hâle getirmifltir. Bir küre-
sel üretim a¤›ndan söz etmek art›k daha uygundur. Bu üretim a¤› içinde bir firma,
nihai ürünün farkl› parçalar›n› birkaç ülkede üretmekte, sonra bunlar›n bir baflka
ülkede montaj›n› yapmakta ve ortaya ç›kan ürünü dünya çap›nda pazarlamaktad›r.
Birçok durumda çok uluslu flirketler, dünyan›n de¤iflik bölgelerinde sermaye kay-
naklar›na ulaflmakta, sat›fl ofisleri açmakta, uzmanlaflma gerektiren belirli araflt›rma
gelifltirme faaliyetlerini ana ülkeden baflka yerlerde kurmakta ve farkl›laflt›r›lm›fl pi-
yasalar için üretim yapmaktad›rlar.
Bu geliflmeler çok uluslu flirketlerin yap›s›nda da de¤ifliklikler meydana getir-
mifltir. Bu flirketler giderek küresel bilgi acenteleri, yani bilgi temelli üreticiler hâ-
line gelmifllerdir. Bu ortamda art›k, ülkeler aras›ndaki uluslararas› ifl bölümünü ma-
mul mallarla ham maddelerin de¤iflimi fleklinde aç›klamak mümkün de¤ildir. Bü-
tün ülkeleri içine alan bir teknolojik üstünlü¤e dayal› uzmanlaflma ortaya ç›kmak-
tad›r. Dünyada baz› bölgeler bilgi üretirken baz›lar› ürünlerin ileri teknoloji içeren
k›s›mlar›n›n üretiminde uzmanlaflmakta, baz›lar› da düflük teknoloji gerektiren k›-
s›mlar›n üretimini üstlenmektedirler. Ürünlerin farkl› k›s›mlar› küresel çapta mali-
yet-verimlilik hesaplamalar›na göre da¤›t›lmaktad›r.
Üretimin küreselleflmesinin sonuçlar›ndan biri de firmalar aras›nda kurulan strate-
jik ittifaklard›r. ‹ki ya da daha fazla firman›n maliyetleri paylaflmak ve riski da¤›tmak
amac›yla kaynak havuzlar› oluflturdu¤u stratejik ittifaklar; üretim, pazarlama ve/veya
ar-ge konular›nda enformasyon, ürün ve hatta üretimin paylafl›lmas›n› içeren sürekli
iliflkiler kurulmas› olarak tan›mlanabilir. Anlaflmaya kat›lan firmalardan her biri di¤er-
lerinin sahip oldu¤u ya da meydana getirdi¤i imkânlara eriflebilmektedir.
164
Uluslararas› Ekonomi Politik
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
M A K A L E
M A K A L E
3
Üretimde küreselleflmenin
sonucu olarak bir küresel
üretim a¤› ortaya ç›km›flt›r.
Bu a¤ içinde çok uluslu
flirketler, bir ürünün farkl›
parçalar›n› de¤iflik ülkelerde
üretmekte, bunlar› baflka bir
ülkede monte etmekte ve
küresel çapta sat›fla
sunmaktad›r.
Teknolojinin ve piyasalar›n
küreselleflmesinin bir
sonucu olan stratejik flirket
ittifaklar› küreselleflmenin
daha da derinleflmesine ve
firmalar ile devletler
aras›ndaki ba¤›n
zay›flamas›na yol
açmaktad›rlar.

Teknolojinin ve piyasalar›n küreselleflmesinin bir sonucu olarak ortaya ç›kan
stratejik ittifaklar, ayn› zamanda, küreselleflmenin farkl› yollarla daha da derinlefl-
mesine yol açmaktad›rlar. Bu ittifaklar ülkelerle firmalar aras›ndaki iliflkiyi zay›flat-
maktad›r. Baz› kimseler, ortaya ç›kan küresel finans, ticaret, bilgi ve teknoloji a¤-
lar›n›n belli bir co¤rafi bölgeyle s›n›rl› devletler dünyas›n›n d›fl›nda bir iflleyifle sa-
hip oldu¤unu ileri sürmektedirler. 
Bu durum en iyi geleneksel ticaret politikalar›nda karfl›lafl›lan güçlükler konusun-
da kendisini göstermektedir. Devletlerin “ulusal” firmalar›n ticaret faaliyetlerini etki-
lemeye yönelik çabalar› DYY ve küresel üretimle ilgili olarak kurulan uluslararas›
stratejik ittifaklar›n ortaya ç›kard›¤› co¤rafi ak›flkanl›k ve esnekli¤i göz ard› etmekte-
dir. Bugünün dünyas›nda, firmalar›n sahip olduklar› rekabet avantajlar›, devletlerin
kendilerine sa¤lad›klar›ndan ziyade uluslarüstü iliflkilere ba¤l› gibi görünmektedir.
F‹NANSAL KÜRESELLEfiME
Küreselleflmenin en önemli boyutu belki de uluslararas› finansal ifllemlerin hac-
minde meydana gelen ola¤anüstü art›flt›r. Finansal varl›klar›n uluslararas› ticaretin-
deki bu sürekli art›fl finansal küreselleflmeyi ortaya ç›karm›flt›r. Ülke s›n›rlar›n› aflan
finansal ak›mlar, finansal piyasalar aras›nda entegrasyon sa¤layarak, adeta tek bir
küresel piyasa ortaya ç›karmaktad›r. Buradan hareketle finansal küreselleflme; ül-
kelerin finansal piyasalar›n›n, uluslararas› finansal piyasalarla ve kurumlarla enteg-
re olma süreci olarak tan›mlanabilir. Bu entegrasyon genellikle ulusal finans piya-
salar›n›n liberalizasyonu ve uluslararas› sermaye ak›mlar›n›n önündeki engellerin
kald›r›lmas› eflli¤inde olmaktad›r. 
Finans piyasalar›n›n liberalizasyonu; finansal kurumlar üzerindeki, mevduatlar
ve kredilere uygulanan faiz oranlar›na tavan getirilmesi, mevduatlara uygulanan
karfl›l›k oranlar› ve kredilerin belirli sektörlere tahsisi yönündeki flartlar gibi kon-
trollerin kald›r›lmas›n› içermektedir. Sermaye ak›mlar›n›n liberalizasyonu ise döviz
kurlar› üzerindeki kontrolün ve uluslararas› finansal ifllemler üzerindeki k›s›tlama-
lar›n ortadan kald›r›lmas› anlam›na gelmektedir. Piyasalar›n serbestlefltirilmesi yo-
lundaki bu ad›mlar›n sonucunda, finansal küreselleflme sürecinde ülkeler aras›n-
daki sermaye hareketlerinde ciddi art›fllar meydana gelmektedir.
F‹NANSAL KÜRESELLEfiMEN‹N GÖSTERGELER‹
Yukar›daki tan›mlamadan da anlafl›laca¤› gibi finansal küreselleflmenin en göze çar-
pan özelli¤i finansal hizmetlerin uluslararas›laflmas›d›r. Buna ek olarak, finansal ifl-
lemlerde ve menkullefltirme yöntemlerinde ortaya ç›kan yenilikler hem ulusal hem
de küresel finans piyasalar›nda önemli etkiler meydana getirmifltir. Son dönemler-
de özellikle ABD’de ortaya ç›kan finansal yenilikler finansal küreselleflmeye h›z ka-
zand›rm›flt›r. Küresel finans sektöründe ifllemlerin giderek dijitalleflmesi de bu yeni-
liklerin h›zla yay›lmas›na sebep olmaktad›r. Bu h›zl› yay›lma, ayn› zamanda, finan-
sal krizlerin küresel çapta yay›lmas›n›n da sebebi olarak görülmektedir.
Finansal küreselleflmenin önemli özelliklerinden biri de uluslararas› likiditede
meydana gelen h›zl› art›flt›r. Finansal küreselleflme sayesinde küresel finans piya-
sas›n›n kat›l›mc›lar›n›n kullanabilecekleri likit varl›klar›n hacminde ola¤anüstü bir
art›fl olmufltur. Bununla iliflkili üçüncü bir özellik, borç alan ve veren ülkelerin ya-
flad›klar› dönüflümdür. Eskiden yüksek miktarda borç alan baz› ülkeler, büyük
miktarda sermaye ihraç eden ülkeler hâline gelmifllerdir. ABD gibi daha önce ser-
maye ihraç eden bir ülke ise dünyan›n en borçlu ülkesi olmufltur. Bu arada düflük
gelirli ülkelerden yüksek gelirli sanayileflmifl ülkelere do¤ru sermaye ak›fllar› orta-
ya ç›kmaya bafllam›flt›r. 
165
6. Ünite - Küreselleflme ve Dünya Ekonomisi
Likit olmayan aktiflerin ihraç
edilebilecek ve sermaye
piyasalar›nda al›m sat›m
yap›labilecek menkul
k›ymete dönüfltürülmesi
demek olan menkullefltirme
kapsam›ndaki aktifler
aras›nda ikametgâh amaçl›
ipotekler, otomobil kredileri,
kredi kart› alacaklar› ve kira
ödemeleri yer almaktad›r.
Finansal küreselleflmenin en
önemli özelli¤i finansal
hizmetlerin
uluslararas›laflmas› olup
ayr›ca, ortaya ç›kan finansal
yenilikler finansal
küreselleflmeyi daha da
h›zland›rmaktad›r.

Dördüncü özellik menkul k›ymet yat›r›m fonlar› ve hedge fonlar gibi yeni ens-
trümanlar›n finans piyasalar›na girmeleridir. Büyük miktarda likit kaynaklara sahip
olan bu kurumlar küresel sermaye ve finans piyasalar›n›n ve sermaye ak›mlar›n›n
yap›s›nda de¤ifliklikler meydana getirmifllerdir.
F‹NANSAL KÜRESELLEfiMEY‹ ORTAYA ÇIKARAN
GEL‹fiMELER
Küreselleflmenin di¤er biçimlerinde oldu¤u gibi finansal küreselleflme de iniflli ç›-
k›fll› bir geliflme göstermifltir. 19’uncu yüzy›lda ve 20’nci yüzy›l›n bafl›nda görülen
birinci küreselleflme dönemi Birinci Dünya Savafl›’yla kesintiye u¤ram›fl ve ancak
‹kinci Dünya Savafl›’n›n ard›ndan kurulan liberal ekonomik düzenle birlikte yeni-
den canlanm›flt›r. Bretton Woods sisteminin uluslararas› sermaye hareketlerine k›-
s›tlama getirmesi sebebiyle finansal küreselleflme, ancak bu sistemin 1970’lerin ba-
fl›nda devre d›fl› kalmas›n›n ard›ndan h›z kazanm›fl ama en h›zl› geliflen küresellefl-
me biçimi olmufltur.
Birinci küreselleflme döneminde, 19’uncu yüzy›l›n ortalar›ndan I. Dünya Sava-
fl›’na kadar, dünyada görülmemifl bir h›zda ekonomik ve finansal entegrasyon or-
taya ç›km›flt›. Özellikle 1870-1914 y›llar› aras›ndaki dönemde finansal küreselleflme
ileri boyutlara varm›flt›. Ülkeler aras›ndaki finansal ak›mlar konusunda pek az k›-
s›tlama vard›. 60’tan fazla ülke Londra, Paris ve Berlin’de tahvil satmak suretiyle
sermaye elde ediyorlard›. Avrupa’n›n hemen hemen her ülkesinden ve her sektör-
den firmalar finans piyasalar›nda ifllem yapmaktayd›lar. Londra, en önde gelen ve
en büyük finans merkeziydi.
Bu dönemde küreselleflmeyi ortaya ç›karan as›l faktör dünyaya hâkim olan li-
beral ekonomik düzen idi. Önde gelen ekonomilerde, piyasalar üzerinde pek az
devlet müdahalesi vard›. Bu ekonomik özgürlük ve liberalizasyon ça¤›nda büyük
166
Uluslararas› Ekonomi Politik
Resim 6.5
Ülkenin yeni Cumhurbaflkan›
Muncef Marzuki’nin de kat›ld›¤›,
Muhammed Buazizi’nin ölümünün
birinci y›l›ndaki anma töreninde,
Buazizi’nin seyyar arabas›n›
betimleyen heykeli de aç›ld›.
17 Aral›k 2010’da, sebze ve meyve satt›¤› tezgâh›-
na polislerce el konulan Tunuslu üniversite mezu-
nu iflsiz Muhammed Buazizi’nin kendini yakarak
intihar girifliminde bulunmas›, dünya siyasetinin
seyrini de de¤ifltirmiflti. Buazizi’nin ölümü, Tu-
nus’ta yoksulluk, iflsizlik, yolsuzluk ve bask›lara
öfke duyan milyonlar› ayakland›rm›fl, daha sonra
bu ayaklanmalar bir devrimin de ateflini yakm›flt›.
Buazizi’nin kendini yakmas›yla bafllayan olaylar,
“Arap Bahar›” denilen devrim hareketinin de bafl-
lang›c› kabul ediliyor. Bu olay›n ard›ndan soka¤a
dökülen Tunuslular 23 y›ll›k Zeynel Abidin Bin Ali
rejimini devirmifl, olaylar M›s›r, Libya, Bahreyn,
Suriye ve Yemen’e de s›çram›flt›. Sonuçta, M›s›r’da
Hüsnü Mübarek görevi b›rakmak zorunda kalm›fl,
Libya lideri Muammer Kaddafi 20 Ekim’de do¤um
yeri Sirte’de muhaliflerce ele geçirilerek öldürül-
müfltü. Orta Do¤u’daki kanl› diktatörlüklerin sonu-
nu haz›rlayan ayaklanmalar›n son kurban› Suri-
ye’deki Esad rejimi olacak gözüküyor. Küreselleflme
sadece s›n›rlar› de¤il, diktatörlükleri de y›k›yor…
Bretton Woods sisteminde
sermaye hareketleri kontrol
alt›na al›nd›¤›ndan, sermaye
piyasalar›n›n geliflmesi
yavafl olmufl ancak
1960’lar›n sonundan
itibaren artan sermaye
hareketleri sonucunda
Bretton Woods sistemi
y›k›l›nca finansal
küreselleflme h›zlanm›flt›r.

ölçekli uluslararas› sermaye hareketleri ortaya ç›km›flt›. Toplam yurt içi tasarrufla-
r›n›n neredeyse yar›s›n› ihraç eden ‹ngiltere en büyük sermaye ihracatç›s› ülkeydi.
Fransa, Almanya ve Hollanda da sermayelerinin önemli bir k›sm›n› ihraç etmektey-
diler. Erken sanayileflen ülkeler dünyan›n bankeri hâline gelirken bu Avrupa ser-
mayesine kolayca eriflebilen yeni dünya ekonomileri de bu sayede h›zla refahlar›-
n› art›rd›lar. Birinci Dünya Savafl› ile birlikte kesintiye u¤rayan bu süreç, 1970’lerin
bafl›na kadar ayn› seviyeyi yakalayamad›.
‹kinci Dünya Savafl›’n›n ard›ndan Bretton Woods’ta yeni bir sistem kurulurken
uluslararas› ticaret geniflletilmeye çal›fl›lm›fl fakat sermayenin ülkeler aras›nda do-
lafl›m›n›n kontrol alt›nda tutulmas› uygun görülmüfltü. IMF döviz krizlerini önle-
mek ve sabit kur sistemini korumak için sermaye ak›mlar›na yasak getirdi. Böyle-
ce ülkelere, para politikas› konusunda bir özerklik sa¤lanm›fl oluyordu. Yaklafl›k
yirmi y›l boyunca bu yaklafl›m devam etti ve sermaye piyasalar›nda geliflme yavafl
kald›. Fakat 1960’lar›n sonunda art›k de¤iflen dünyada sermaye hareketlerini en-
gellemek mümkün olmaktan ç›km›flt› ve artan sermaye ak›mlar›, sonunda Bretton
Woods sisteminin y›k›lmas›na yol açt›.
Küba krizi gibi baz› olaylar›n sonucu olarak, 1950’lerin sonlar›ndan itibaren,
ABD bankalar›na güvenmeyen Sovyetler Birli¤i’nin petrol gelirlerini Avrupa ban-
kalar›nda, bilhassa ‹ngiliz bankalar›nda tutmaya bafllamas›yla avrodolar piyasas›
do¤du. Avrupa bankalar› bu fonlar› dolar cinsinden baflka ülkelere borç vermeye
bafllad›lar. Sonralar› baflka para birimlerinin de kat›lmas›yla avropara piyasas› orta-
ya ç›kt›.
Bu paralar›n küresel çapta dolaflmaya bafllamas›yla, sermaye kontrolleri giderek
gevfledi ve Bretton Woods sistemi sallanmaya bafllad›. Özellikle 1965 y›l›nda ABD’nin
sermaye ç›k›fllar›na k›s›tlama getirmesi avrodolar piyasas›n›n geliflmesine ivme ka-
zand›ran en önemli olay olarak kabul edilmektedir. Daha önce ‹ngiliz bankalar›n›n
merkezinde yer ald›¤› bu piyasaya, bu tarihten sonra, kendi hükûmetinin kontro-
lünden kaç›nmak isteyen ABD bankalar› da artan bir ilgi göstermeye bafllad›lar.
Avropara piyasas› 1980’lerde artmaya bafllayan ve 1990’lardan itibaren h›zlanan
sermaye ak›mlar›n› ortaya ç›karan bafll›ca üç geliflmeden biri olmufltur. Di¤erleri, Bret-
ton Woods sabit kur sisteminin çökmesi ve petrol fiyatlar›nda görülen ani yükselifller-
dir. 1960’lar ve 1970’ler boyunca meydana gelen bu de¤iflmelerin ard›ndan, finansal
piyasalarda meydana gelen serbestleflme, yani devlet düzenlemelerinin azalmas›, tek-
nolojik geliflmelerle de birleflince, küresel düzeyde finansal ak›mlar›n ola¤anüstü bir
flekilde genifllemesine ve küresel bir finansal a¤›n ortaya ç›kmas›na yol açm›flt›r.
1973 y›l›nda ortaya ç›kan petrol floku, büyük miktarda petrol ihraç eden körfez
ülkelerinin ellerinde çok miktarda dolar stokunun oluflmas›na yol açt›. Zaten nü-
fuslar› az olan bu küçük ülkeler tüketmelerine imkân olmayan bu paralar› avropa-
ra piyasas›na yat›rd›lar ve bu piyasan›n büyümesi için yeni bir destek oluflturdular.
1960’lar›n ortalar›nda on milyar dolar olan net avropara mevduat yükümlülükleri
1980 y›l›na gelindi¤inde 500 milyar dolarl›k bir hacme ulaflm›flt›. Petrol fiyatlar›n-
daki büyük art›fl, petrol üretmeyen geliflmekte olan ülkelerin büyük d›fl ticaret
aç›klar› vermesine yol açm›flt› ve bu fonlar bu ülkelere aç›klar›n› kapatmak için
borç olarak verildi. Bu flekilde biriken borçlar 1980’lerde yaflanan borç krizini ha-
z›rlayan unsur oldular. 
Bankalar›n avropara piyasas›ndan borçlanma veya bu piyasada borç verme im-
kân›na kavuflmalar› merkez bankalar›n›n para ve kredi hacmini kontrol etmelerini
güçlefltirdi. Bu durumda ülkeler, art›k etkinlili¤i azalm›fl olan sermaye kontrollerini
kald›rmaya ve finans piyasalar›n› liberallefltirmeye bafllad›lar. Çünkü kontrolleri de-
167
6. Ünite - Küreselleflme ve Dünya Ekonomisi
Avropara piyasas›, bir ulusal
paran›n onu ç›kartan ülke
s›n›rlar› d›fl›nda oluflan
piyasas›na verilen add›r.
1960 y›l›n›n bafllar›nda
baflta ‹ngiltere olmak üzere
baz› Avrupa bankalar›n›n
dolar cinsinden mevduat
kabul etmeleri ve bu
dolarlar› kredi vermeleri ile
ortaya ç›km›flt›r.
Bafllangݍta bu piyasaya
avrodolar piyasas› denilmifl
ise de zamanla di¤er
paralarla da ifllem
yap›lmaya bafllan›ld›¤› için
avropara piyasas› tabiri
kullan›lmaya bafllanm›flt›r.
1980’lerde artmaya
bafllayan ve 1990’lardan
itibaren h›zlanan sermaye
hareketlerinin ard›nda yer
alan faktörler avropara
piyasalar›n›n ortaya
ç›kmas›, Bretton Woods
sisteminin y›k›lmas› ve
petrol fiyatlar›nda meydana
gelen ani yükselmelerdir.

vam ettirmek isteyen ülkeler, sermayenin, kontrollerin olmad›¤› avropara piyasas›-
na do¤ru hareket etmesi sebebiyle sermaye ç›k›fllar›yla karfl› karfl›ya kal›yorlard›.
Bu flekilde finansal piyasalar›n liberalleflmesiyle ülkeler aras›nda sermaye dola-
fl›m› kolaylaflt› ve artan sermaye girifl-ç›k›fllar›n›n oldu¤u bir ortamda sabit kurlar›
sürdürme imkân› kalmad›. Çünkü büyük miktardaki sermaye girifl-ç›k›fllar› döviz
piyasalar›nda arz ve talep flartlar›n› de¤ifltiriyor ve döviz kurlar› üzerinde ciddi bas-
k›lar meydana getiriyordu. Kurlar üzerinde böyle bask›lar›n ortaya ç›kt›¤› bir or-
tamda dolar ile alt›n aras›ndaki sabit paritenin sürdürülebilece¤ine olan inanç za-
y›flad› ve ABD dolar› üzerinde spekülatif bir bask› meydana geldi. Sonunda dola-
r›n alt›na olan konvertibilitesi kald›r›ld› ve Bretton Woods sistemi çöktü. 
Bretton Woods sisteminin çöküflü finansal liberalizasyonu ve sermaye ak›mla-
r›n› daha da h›zland›rd›. Çünkü art›k dünya ekonomisinin önde gelen ülkeleri ser-
best kur rejimi uyguluyorlar ve döviz kurlar› piyasada arz ve talep flartlar›na ba¤l›
olarak her an de¤iflebiliyordu. Bu ortamda, döviz kurlar›ndaki de¤iflikli¤i önceden
tahmin etmek suretiyle büyük spekülatif kazançlar elde etmek mümkün hâle gel-
miflti. Böylece spekülatif hareketler bafllad›. Spekülatif bir atakla karfl› karfl›ya ka-
lan bir para, baflka hiçbir sebep olmasa bile bu sebeple de¤er kaybedebiliyordu. 
Ancak, para hareketlerinin ve kur de¤iflmelerinin en büyük sebebi spekülatör-
ler de¤il, ortaya ç›kan belirsizlikten kendilerini korumak isteyen çok uluslu flirket-
lerdi. Bu flirketler birçok ülkede birden faaliyet gösterdiklerinden, ellerinde bir-
çok ülkenin paras›ndan oluflan büyük nakit portföyleri bulunuyordu. Bu paralar-
dan birinin de¤er yitirmesi hâlinde portföyün toplam de¤erinde önemli bir düflüfl-
le karfl› karfl›ya kalma riski vard›. Bundan dolay›, bu portföyleri yöneten kiflilerin
geliflmeleri önceden tahmin edip de¤er kaybetmesi muhtemel paray› elden ç›kar-
mas› gerekiyordu. 
Bilgisayar teknolojisindeki geliflmeyle birlikte sermaye ak›mlar› daha bir h›z ka-
zand› ve bunun sonucunda kaç›n›lmaz hâle gelen liberalizasyon, finansal piyasa-
lar aras›ndaki iliflkilerin yo¤unlaflmas›n› getirdi. Özellikle 1990’lardan itibaren artan
sermaye hareketleri, finansal bak›mdan h›zl› bir küreselleflmeyi ortaya ç›kard›.
1980-1995 döneminde küresel sermaye hareketleri dünya GSY‹H’sinin %2’si ile
%6’s› aras›nda dalgalanma gösterirken bu tarihten sonra h›zla artarak dünya
GSY‹H’sinin %14,8’ine yükseldi. 
Finansal piyasalarda devlet düzenlemelerinin azalt›lmas›, özellefltirmeler, flirket-
leraras› birleflmeler ve sat›n almalar yan›nda, yukar›da bahsi geçen teknolojik ge-
liflmelerin de etkisiyle, yükselen piyasalara yat›r›m yapmak sanayileflmifl ülkelerde-
ki yat›r›mc›lar için eskisine göre daha kolay ve kârl› hâle geldi. Bunun sonucunda
1990’larda, yükselen ekonomilere yönelik yat›r›mlarda h›zl› bir art›fl yafland› ve bu
da uluslararas› finansal ak›mlar›n artmas›na yol açt›. Bütün bu geliflmeler finansal
türevler fleklindeki yeniliklerin art›fl›n› sa¤lad›. Bu da finansal piyasalar›n büyüme-
sine katk›da bulunan önemli bir faktör oldu.
Bu dönemde, çeflitli ülkelerdeki para otoritelerinin döviz rezervlerini de¤erlen-
dirmek için ABD hazine bonosu almalar› ile ABD’ye do¤ru bir sermaye ak›m› mey-
dana geldi. ABD böylece, cari a盤›n› d›flardan gelen fonlarla finanse etmeye bafl-
lad› ve aç›klar› sürekli hâle geldi. Böylece, h›zlanan küreselleflmeyle birlikte dün-
yada dolar likiditesinde art›fl meydan geldi. 2000 y›l›ndan itibaren bu e¤ilim h›z ka-
zand› ve ABD’nin cari a盤› ABD ekonomisinin hacmine oranla h›zla artt›. Bu fle-
kilde ortaya ç›kan küresel mali dengesizlikler finansal küreselleflmenin önemli bir
sonucu oldu. 
168
Uluslararas› Ekonomi Politik
Bilgisayar teknolojisindeki
geliflmeyle birlikte finans
piyasalar›nda devlet
düzenlemelerinin
azalt›lmas›, flirketler aras›
birleflmeler ve sat›n
almalar›n etkisiyle
1990’larda uluslararas›
finansal ak›mlar h›zla artt›.
Finansal küreselleflme
sonucunda elektronik
a¤larla birbirine ba¤lanan
finans piyasalar› bütünleflip
âdeta tek bir piyasa gibi
davranmaya bafllam›fllard›r.
Bu durum ülkeler aras›nda
karfl›l›kl› ba¤›ml›l›¤›n
artmas›na yol açm›flt›r.

Yukar›da anlat›lanlardan görülebilece¤i gibi, özellikle 1980’lerin ortas›ndan
itibaren finansal küreselleflme h›z kazanm›flt›r. Artan sermaye hareketleri, piya-
salar›n liberalleflmesi, teknolojik geliflmeler sonucu yeni finansal araçlar›n orta-
ya ç›kmas›, türev piyasalar›n›n geliflmesi gibi geliflmeler finansal küreselleflme-
yi h›zland›rm›flt›r. Bunlara ek olarak, esnek kurlar sonucu devasa döviz piyasa-
lar›n›n bütün dünyada 24 saat ifller hâle gelmesi ve küresel dengesizlikler sonu-
cu baz› ülkelerde biriken büyük miktarda döviz rezervlerinin Amerikan piyasa-
s›nda de¤erlendirilmesi sonucu finansal küreselleflme görülmemifl boyutlara
ulaflm›flt›r.
Sonuçta, elektronik a¤larla birbirine ba¤lanan finansal piyasalar, âdeta tek
bir piyasa gibi bütünlük arz etmeye bafllam›fllard›r. Bütünleflmenin derecesi ge-
liflmifl ülkelerde daha yüksek ise de yükselen ekonomiler bu konuda önemli bir
geliflme kaydetmifllerdir. Bu flekilde finansal küreselleflme, finansal piyasalar›n
bütünleflmesine ve ülkeler aras›nda karfl›l›kl› ba¤›ml›l›¤›n artmas›na yol açm›flt›r.
169
6. Ünite - Küreselleflme ve Dünya Ekonomisi
Resim 6.6
Ö¤retim üyesi, iktisatç› Pankaj Ghemawat, 125 ülkenin telefon konuflmalar› ile di¤er baz› verilerini de¤erlendirip bir ‘Küresel Ba¤lanm›fll›k Endeksi’
haz›rlam›fl. Bu endekste ticaretin yan› s›ra, sermaye, bilgi ve insan hareketlili¤i de yer al›yor. Mübadelenin hacmi kadar kaç ülke aras›nda cereyan
etti¤i de bu endekse yans›t›lm›fl.
Ghemawat’›n yapt›¤› araflt›rman›n sonuçlar›na göre “dünyadaki telefon konuflmalar›n›n sadece yüzde ikisi d›fl ülkelerle yap›l›yor, do¤rudan sermaye
yat›r›mlar›n›n sadece yüzde onu yurt d›fl›ndan geliyor”. Bunun anlam› ise “%100’lük küreselleflme endeksine göre küreselleflebilmifllik oran› %20’yi
ancak buluyor”.
Araflt›rman›n ortaya ç›kard›¤› önemli sonuçlardan birisi de en iyi ba¤lanm›fllarla alt s›ralardakiler aras›ndaki uçurumun %150’yi bulmas›. Bu fark ise
çeflitli nedenlerden kaynaklan›yor. Örne¤in denizci bir millet olan Hollandal›lar yüzy›llar önce dünyaya aç›lm›fllard›. AB üyesi olmas›n›n yard›m›yla
ihracat›n›n %59’unu organizasyon yap›lanmas› mükemmel olan Avrupa’ya yapmakta oluflu da Hollanda’y› birinci s›raya tafl›yan faktörlerden biriydi.
Küresel Ba¤lanm›fll›k Endeksine göre son s›rada yer alan Nepal’in en büyük handikab› ise çevresini perdeleyen Himalaya Da¤lar› ve bölgesel iflbirli¤inin
en zay›f oldu¤u bir co¤rafyada yer almas›.
Kaynak: http://www.dw.de/küreselleflme-henüz-emekliyor/a-15531165.
Dünyan›n en tan›nm›fl ifl adamlar› ve siyasetçilerini bir araya getirerek dünyan›n en önemli sorunlar›n›n
tart›fl›ld›¤› Dünya Ekonomik Forumunun da yap›ld›¤› ‹sviçre’nin k›fl sporlar› merkezi Davos.

1990’dan itibaren finansal küreselleflme ve piyasalar aras›ndaki karfl›l›kl› ba¤›m-
l›l›k ve bütünleflme büyük bir h›z kazanm›flt›r. 1990 y›l›nda yaln›zca 33 ülke
GSY‹H’sini aflan de¤erde finansal varl›k stokuna sahipken bu rakam, 2006 y›l›nda
ikiye katlanarak 72’ye ç›km›flt›r. Bankalar›n yurtd›fl›ndaki finansal varl›k ve yüküm-
lülüklerinin de¤eri 1990 y›l›nda 5 trilyon dolar iken bu rakam 2006 y›l›na gelindi-
¤inde 20 trilyon dolar› aflm›flt›r. Uluslararas› portföy yat›r›mlar›n›n hacmi 2001 y›-
l›nda 12 trilyon dolar iken 2005 y›l›nda ikiye katlanarak 25 trilyon dolar civar›na
yükselmifltir. 
Finansal bütünleflme derecesi bütün ülkelerde ayn› de¤ildir. Geliflmifl ekonomi-
lerde finansal bütünleflme çok daha yüksektir. Mesela yükselen ekonomilerin dün-
ya GSY‹H’si içindeki pay› %20’yi aflmakta iken toplam finansal aktifler içindeki
paylar› yaln›zca %14’tür. Ancak, son zamanlarda finansal küreselleflmenin en h›zl›
geliflmeyi bu ülkelerde gösterdi¤i gözlenmektedir. Bu ülkelerde sermaye girifl-ç›-
k›fllar› 2002 ile 2006 y›llar› aras›nda %500 oran›nda artm›flt›r. En az geliflmifl ekono-
miler, finansal küreselleflme sürecine en az kat›lm›fl olan ülkelerdir. 
Yüklə 3,93 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin