En genel tanımı ile uyuşturucu maddeler; kullanan kişide merkezi sinir sistemini etkileyerek, uzun süreli kullanımlarda bağımlılık oluşturan maddelerdir. Gerçekte uyuşturucu kavramı yasal kısıtlılığı olan maddelerin (psikotrop maddeler) bir alt gurubunu tanımlamaktadır ancak yaygın olarak bu tür maddeler için uyuşturucu terimi kullanıldığından burada da bu şekilde kullanılacaktır. Uyuşturucu maddeler yalnızca kullanan kişiyi etkilemekle kalmayıp, o kişi veya kişilerin içinde bulunduğu toplumun düzenini de etkilediği için bu maddelerin yasal olarak kontrol altına alınması gereği ortaya çıkmıştır.
İnsanların çok eski çağlarda bazı bitkileri uyuşturucu ve uyarıcı etkisinden yararlanmak amacıyla kullandıkları bilinmektedir. Bu kullanım günümüzde de sürmektedir, ancak son yüzyıldır sentetik organik kimyadaki hızlı gelişmeden dolayı bu durum değişik bir boyut kazanmıştır. Sentetik olarak üretilen uyuşturucular nedeniyle, uyuşturucu kullanımı açısından günümüzde, insanlık tarihinde daha önce olduğundan çok daha ciddi sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu da ulusal ve uluslararası kurumsal etkinliklerin; uyuşturucuların kötüye kullanılmalarını durdurmak yada en azından kısıtlamak ve böylece bireyler üzerideki; dolayısıyla toplumun büyük kesimlerindeki zararlı etkilerini önlemek için çalışmalarına yol açmıştır.
"Uyuşturucu Madde" (Narkotik) ve psikotrop kelimeleri akli faaliyeti ve ruhsal durumu etkileyen bir dizi maddeleri kapsar.
Bazı uyuşturucu maddeler, bu faaliyeti yavaşlatırlar (merkezi sinir sistemini uyuşturan depresanlar). Sonuç olarak bu maddeler ağrı dindirmek için (ağrı kesiciler, analjezikler), sinirsel heyecanı bastırmak veya sinirsel bozuklukları sınırlamak için (sedatifler) veya endişe gidermek için (trankilizanlar) kullanılan faydalı, tıbbi uyuşturuculardır.
Diğer uyuşturucular, akli faaliyetleri zıt yönde etkilerler. Mesela bunlar heyecan halleri meydana getirirler. Bu sebeple bu maddelerin tembih edici etkileri olduğu söylenir. Bunlar tedavi gayeleri ile sadece zihni faaliyetin temerküzü (canlandırılması) ve faaliyetlerin arttırılması gerektiği zaman (açlık hissini giderici maddelerle aşırı şişmanlığın tedavisi) kullanılırlar.
Akli faaliyet üzerindeki kuvvetli etkilerine rağmen bazı maddeler vardır ki, bunların hiç bir tıbbi kullanımı yoktur veya çok sınırlı kullanımı mevcuttur. Bunlar "halisinojen" maddelerdir, yani hayaller ve evhamlar meydana getirmede kullanılan maddelerdir. Bu maddelerin arasında Hint Keneviri de yer almaktadır.
Bireysel etkenlerin yanında toplumsal ve ekonomik nedenlerinde büyük rol oynadığı ilaç bağımlılığının, özellikle gelişmiş ülkelerde yaygın olduğu görülmektedir. Ülkemizde ise ilaç suiistimali geçmişte oldukça düşük düzeyde ve sadece afyon, esrar, öksürük ilacı ve barbitüratlarla sınırlı iken, son yıllarda Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde özellikle uyku ilaçları ve trankilizanları tıbbi amaçlar dışında da kullananların sayısı artmıştır. Bu durum küçük kasaba ve köylerde dahi yaygınlaşmaktadır.
1986 yılı Ocak ayında yapılan "Uyuşturucu ve psikotrop ilaç düzenlemeleri" konulu toplantıda Türkiye'de bu tür ilaçların kullanımındaki artışın 1975 - 1980 yılları arasında yüzde yüz olduğu, son beş yılda (1980 -1985) ise bu artışın yüzde dört yüze çıktığı belirtilmektedir. Bu nedenle santral sinir sistemi üzerinde etkili olan, suiistimal edilen ilaçların ve bu ilaçlar yanında bulunabilecek maddelerin analizleri Forensik (adli) ilaç laboratuarlarında, özellikle Kriminal Polis Laboratuarlarında ayrı bir önem taşımaktadır.
Bu ilaçların analizleri, renk ve gravimetrik spektrofotometrik, spektrofluorometrik, polarografik, radioimmunoassay kağıt kromatografisi, ince tabaka kromatografisi, yüksek basınçlı sıvı kromatografisi ve gaz kromatografisi gibi çeşitli yöntemlerle yapılmaktadır.
İlaçların tıbbi indikasyon (gereklilik) dışında kullanılması ve özellikle hekimin gerek göstermediği durumlarda kişinin kendi inisiyatifi veya yetkisiz kişilerin tavsiyesi üzerine kullanılması ilaç suiistimali veya tıbbi olmayan ilaç kullanılışı diye adlandırılır. Bu ilaç suiistimalinin geniş anlamda tanımıdır. Bu tanıma göre bütün ilaçlar için suiistimal söz konusudur. Böylece antibiyotiklerin, vitaminlerin, antiasit ilaçların, glukortikoidlerin, nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçların suiistimalinden söz edilebilir. İlaç suiistimali (ilacın kötüye kullanılması) ile ilacın kötü kullanılması farklı şeylerdir. Yanlış ilaç kullanılması, onu doğru olarak kullanması gereken kimselerin ya hekimlerin veya hekimin kontrolü altındaki hastaların ilacı yanlış indikasyonda, çok kısa veya uzun bir süre kullanmaları gibi durumları veya benzer durumları kapsar.
Bazı psikotrop (diğer adıyla psikoaktif) ilaçlar kişide bağımlılık yaptıkları için, yukarıdaki tanımda olduğu gibi indikasyon (gereklilik) dışında, devamlı yada periyodik olarak uzun süre (bazen yaşam boyunca) ve ekseriya giderek artan dozlarda kullanılırlar. Bağımlılık yapma potansiyeli olan ilaçların çoğu tıpta hastalıkların tedavisi ve diğer amaçla kontrolü şeklinde kullanıldığında bu ilacın suiistimali anlamına gelmez. Bağımlılık yapan ilaçlardan bazıları (LSD ve benzeri halisinojenler ve esrar gibi) tedavi amacıyla kullanılmadıklarından, her zaman suiistimal edilirler. İlaca bağımlılık bazen sadece psişik bağımlılık şeklinde olabilir, fakat tek başına fiziksel bağımlılık gelişmez. Fiziksel bağımlılık gelişmişse beraberinde psişik bağımlılık ta gelişmiştir.
Bazı Tarifler
Dostları ilə paylaş: |