Verdiği ilham ve sevgi dolu destek ile bu kitabın yazilmasini



Yüklə 0,71 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə12/103
tarix29.12.2021
ölçüsü0,71 Mb.
#48652
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   103
Düşünce Gücü ( PDFDrive.com )

24 
25 


% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ 
öncesinden bilen birisi olduğunu söylüyordu. Harry bu ada­
mın orada çalıştığını bu mektupla öğrenmişti. 
Arkadaşının yazdığına göre, "Onu hemen buraya geti­
rin. İhtiyacımız var ona. Yaş sınırı mı? Hallederiz!" demişti 
adam. 
Bana ilk geldiğinde çalışmak için çok yaşlı olduğuna 
inanmak üzere olan bu adam, birkaç gün içinde Sacramen-
to'da mimar olarak çalışmaya başladı ve kendi isteğiyle 
emekli olana dek beş yılını orada geçirdi. 
insanlar kendileri için kurallar, yasalar koyuyorlar, 
sonra da bunların esiri olup mutsuz oluyorlar. Kırk beş yaşı­
nı geçtiklerinde iş bulamayacaklarına inanan insanlar tanı­
yorum. Nasıl yapıyorlar bilmiyorum, ama hep yaşı dikkate 
alan işverenler bulmayı başarıyorlar. Belki caddenin biraz 
aşağısında yaş sormayan bir işyeri vardır, ama bilinçaltına 
verilen direktif değiştirilmedikçe iş bulma şansları yok. 
Sınırlarla ilgili düşüncelerin değişimine koşut olarak 
yaşantıların da değiştiği birçok örnek verebilirim. Bunların 
en ilginci, Los Angeles'te tanıdığım bir adamla ilgili, ismi 
Claude idi; bir telefon şirketinde, sadece o ofiste uygulanan 
özel bir işte çalışıyordu. Claude San Diego'ya yerleşmek isti­
yordu. Defalarca, "Elbette ki bu mümkün değil, çünkü bana 
göre iş yoktur oralarda," dediğini duydum. Bir gün ona, 
"Bunca yıldır kabullenmiş olduğun bu kuralı neden değiştir­
meyi düşünmüyorsun?" diye sordum. 
O anda kabullendi bu düşünceyi, "Pekâlâ" dedi, "yeni 
bir kural oluşturacağım." Ve pekiştirmek için hemen yazdı 
bu düşünceyi: "San Diego'da yaşamak istiyorum. Orada tüm 
yeteneklerimi kullanabileceğim güzel bir iş mutlaka vardır. 
O halde San Diego'da bana uygun bir iş var ve ben bu duru­
mu kabul ediyorum." 
İster inanın ister inanmayın, çalıştığı telefon şirketi 
onun çalıştığı bölümü altı ay sonra San Diego'ya taşıdı. Cla-
26 
Kendini yönetmenin yolu 
ude'un taşınma masraflarını bile şirket karşıladı! 
HAYATIN ÖTEKİ ALANLARINDA KENDİNİ-YÖNETME 
YÖNTEMİNİN KULLANILMASI 
Bilinçaltında hayatımızla ilgili değiştirilmesi gereken 
birçok şey var. Domatesin kendisini hasta ettiğine inanan bir 
acıdan tanıyorum. Çocukken bir keresinde çok fazla domates 
yemiş ve doğal olarak midesi kabul etmemiş. O günden sonra 
bu onun kuralı olmuş: "Asla domates yeme. Sindirimi zor 
olur." Daha sonra bu kuralı küçük oğluna da benimsetti. Ço­
cuk domatesi seviyordu, ama her yiyişinde hastalanıyordu. 
Daha böyle, insanların oluşturduğu bir sürü kural var. 
iler sabah üçte kalkan bir kadın; bir türlü kilo veremeyen 
hir kadın (En fazla iki-üç kilo verip sonra yeniden alıyor); sü­
rekli işten kovulan bir adam (üç ay kadar çalıştıktan sonra, 
"geçinmenin olanaksız" olduğu bir arkadaş buluyor ve başka 
bir iş aramaya başlıyor) ve daha niceleri.. 
EMİRLERİ YALNIZCA SİZ VERİYORSUNUZ 
Bilinçaltınıza yalnızca siz emir verebilirsiniz. Başka bi­
rinin sizinle ilgili düşüncelerinin kararlarınızı etkilediğini 
düşünebilirsiniz, ancak bu etki yalnızca siz kabul ettiğiniz 
için oluşmaktadır, inancınızı değiştirin ki hayatınız değişsin. 
Mu hayatta öğreneceğiniz en önemli şey budur: Düşünceleri­
nizi yalnızca siz seçiyorsunuz ve bu düşünceler hayatınızı bi­
çimlendiriyor. 
27 


%100 DÜSÜNCE GÜCÜ 
KENDİNİ-YÖNETME 
Düşüncelerimi seçme hakkım olduğunu idrak ettim. 
Başkalarının benimle ilgili düşünceleri beni bağlamaz. 
Ben izin vermedikçe kimse benim düşüncelerimi biçim-
lendiremez. 
Kendim için sağlık, mutluluk, refah, sevgi ve anlayış 
düşüncelerini seçiyorum. 
Korku ve nefrete düşüncelerimde yer yok. 
Bu andan itibaren hayatımın hâkimi benim. 

İSTE VE SAHİP OL! 
Düşünce ek, eylem biç 
Avukatlık yaptığım günlerde vasiyetnamesini hazırladı­
ğım bir kadını hiç  u n u t a m a m . Vasiyetnameyi hazırladıktan 
sonra aklımda yer eden bir şey söylemişti. "Bir gün," demişti, 
"her isteğimin birisi tarafından yerine getirileceği bir durum­
da olacağım. Söylemem gereken şey sadece, 'İstiyorum' ola­
cak ve birisi istediğimi yapacak." 
Emerson, "Dualarınıza dikkat edin, gerçekleşebilirler" 
der. Bu kadın istediğine sahip oldu. Birkaç yıl sonra felç ge­
çirdiğini ve hareket edemez hale geldiğini öğrendim. Hayatı­
nın geri kalan kısmını yatakta, başkalarının yardımına muh­
taç olarak geçirdi. Bu arada konuşma yeteneğini de yitirmiş­
t i . Öldüğü güne dek sadece bir sözcük söyleyebildi: "istiyo­
rum." Bunu söylediği anda hemen biri koşuyordu yanına. Çe­
şitli şeyleri gösterip ne istediğini anlamaya çalışıyorlar; anla­
yınca da getiriyorlardı istediği şeyi. Ölümünden bir süre önce 
bu olayı duyduğumda, söz konusu kuralı harekete geçirdiği 
günü hatırladım. Vasiyetnameyi bitirmiş, gitmeye hazırla­
nırken kapının  ö n ü n d e bu sözleri dinlediğim günü: "Bir gün 
her isteğimin birisi tarafından yerine getirileceği bir durum­
da olacağım. Söylemem gereken şey sadece, "îstiyorum" ola­
cak ve birisi istediğimi yapacak." 
28 
29 


% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ 
HİÇBİR ŞEY UZUN SÜRE GİZLi TUTULAMAZ 
Aklımızdan geçen şeyler ergeç ortaya çıkar. Şimdiki öy­
kümüz biraz komik, ama gerçekten olmuş. Anne Lindbergh' 
in annesi Bayan Dwight Morrow bir gün kocasının ortağı 
Bay Morgan'la birlikte çay içerek sohbet ediyordu. Bay Mor­
gan küçük Anne'i hiç görmemişti ve onunla tanışmak için 
gelmişti evlerine. Bay Morgan'ın korkunç bir burnu vardı. 
Yalnızca şiş ve kırmızı olmakla kalmayıp yüzünün büyük bir 
bölümünü kaplayacak kadar iriydi de. Bayan Morrow, çocuk­
ların akıllarından geçeni pat diye söyleyebileceklerini bildiği 
için Anne'in Bay Morgan'ın burnu konusunda söyleyebilecek­
lerinden endişe ediyordu. Adamın bu konudaki hassasiyetini 
de biliyordu. 
Bay Morgan odaya girdi ve Anne'le tanıştırıldı; birkaç 
dakika konuştular. Bayan Morrow, Anne'in gözlerini Bay 
Morgan'ın burnuna dikişini endişeyle izliyordu. Bakışlarını 
oradan ayırmıyordu hiç ve Bayan Morrow, Anne bir şeyler 
söyleyecek diye çok korktu. Bu yüzden çocuğun yukarı çıkma 
vakti gediğinde büyük bir rahatlık hissetti. Anne kapıya 
doğru yürürken bir ara durup geriye, adamın burnuna baktı. 
Biraz daha yürüdü ve dönüp tekrar baktı. Sonunda ağır 
adımlarla yukarıya çıktı. O zaman Bayan Morrow derin bir 
"oh" çekip elinde çay fıncanıyla Bay Morgan'a döndü ve sor­
du: "Burnunuza ne istersiniz, limon mu yoksa krema mı?" 
Tüm dikkat burunda toplandığı için sonuç böyle olmuş, 
korktuğu başına gelmişti. Evet, bilinçli .eylemden, bilinçaltı­
na ve oradan da gerçekleşen olaya doğru zincirleme bir hare­
ket olduğu görülmekte. 
"Kendimizi neyle ve nasıl tanımlarsak öyle olmaya mey­
lederiz," diyor Ernes Holmes, "Düşündüğümüz şey yavaş ya­
vaş bilinçaltında kalıplaşır ve gerçek bir deneyimle kendini 
gösterir." 
İste ve Sahip Ol 
Emirleri bizim verdiğimiz ortada, ancak sonuçlan orta­
ya çıkınca, düşüncelerimiz gerçekleşince; sonuç her zaman 
bizi hoşnut etmiyor. Ekilen her zihinsel tohumun bir gün 
meyve vermesi, hayatın yasalarından biridir oysa. Meyveyi 
sevmezsek, hatayı, ektiğimiz tohumda aramamız gerekir. Bu 
herkesi kapsayan bir yasadır ve bizleri arzuladığımız şeylere 
ulaştırmayı sürdürecektir. 
Kısa bir süre önce New York'ta yaşayan bir kadından 
aldığım bir mektupta şöyle yazıyordu: 
"Babam sendikalara sempatiyle bakılmayan bir dönem­
de sendikacılık yapıyordu. Ve ben şu yargılarla büyüdüm: 
'işçi Sınıfı insan gibi yaşayabilmek için gereken parayı 
alma konusunda mücadele etmeli, haklarını korumalıdır. 
Ben işçi sınıfının bir üyesiyim, öyleyse yeterli bir yaşam 
standardına ulaşabilmek için deliler gibi çalışmalıyım.' 
Şimdi anlıyorum ki otuz yıldan beri bu sınırlayıcı kura­
lın etkisi altında yaşamışım. Yeni düsturum ise şu: 
'Tanrı, sonsuz Sevgi, Sağlık, Bilgelik ve Bolluk'tur. Ben 
O'nun kendi suretinde yarattığı çocuğuyum; o halde özgür, 
sevgi dolu, bilge, her zaman rehberlik edilen ve sınırsız kay­
nakları olan bir varlığım." 
Bu kadın hayata bakış açısını tümüyle yenilemişti ve 
bunun her alanda olumlu sonuçlarıyla karşılaşması da kaçı­
nılmazdı. 
DÜŞÜNCENİN YASASINI KEŞFETMEK 
Bilimin büyük adımlarla ilerlediği günümüzde, düşün­
enin bilimsel olarak anlaşılması için çok az çaba gösterili­
yor. Felsefi bir çalışma bize gösteriyor ki insanoğlu son yüz­
yıllarda, daha önce tanımlayamadığı birçok şeyi anlamaya 
başlamış. Bugün bu tanımlamalar artık gündeme geliyor. 

Yüklə 0,71 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   103




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin