Yargılamadan önce şefkat ve merak ile durumun gerçekten ne olduğunu



Yüklə 18,08 Kb.
tarix24.10.2022
ölçüsü18,08 Kb.
#66007
Nöro Bilim


Nöro Bilim, çağdaş bilimin son derece hızlı ilerleyen alanıdır. Nöro Liderlik bu alandaki buluş ve gelişmeleri liderlikte etkililiği arttırmak, değişimi, gelişimi uzun soluklu ve sürdürülebilir kılmak üzere kullanmaktır. Görüntüleme teknolojilerinin gelişmesi bize her geçen gün beynimizi farklı açılardan keşfetme ve daha yakından tanıma imkanı verir. Nöro Liderlik liderin kendi kaynaklarını ve liderliğini yaptığı insanların kaynaklarını etkin kullanabilmesi için yeni araçları kullanımına sunar. Beyni, vücudumuzu saran sinir sistemimizi, davranışlarımızı etkileyen beyin kimyasallarını ne kadar iyi anlarsak kendimizi bilme ve fark etme yolunda o kadar güçlü adımlar atarız. Nöro liderlik programı beynin gizemli yapısına ait son bilgileri liderlik prensipleri ile buluşturarak sunuyor. Bu programa liderlik yeteneklerini keskinleştirmek, güçlendirmek isteyen liderler davetlidir. Bu program liderlere beynin yapısını ve sinir sistemi ile fizyolojik ve zihinsel kaynaklarımızın ilintisini açığa çıkarırken daha etkili lider ve yönetici olmanın anahtarını verir.
Motivasyonu ve bağlılığı yüksek, işbirliğine açık, mutlu takım üyelerinin olduğu bir ortam yaratmak için en önemli ve etkili yöntem anlamak. Takımdaki kişilerin olaylara ve durumlara verdikleri tepkilerin sebeplerini, onları bu davranışı göstermeye iten nedenleri iyi anlamak, yargılamadan önce şefkat ve merak ile durumun gerçekten ne olduğunu anlamak pek çok sorunun erken evrelerde çözülmesine büyük katkı sağlayacaktır.
İnsanları anlamak için ise öncelikle sosyal beynin nasıl çalıştığını iyi anlamalıyız. Nörobilim uzmanlarına göre beyin temelde ‘tehlikeden kaç, ödüle yaklaş’ prensibi ile çalışmaktadır. Beyin çok kısa aralıklarla etrafı tarayarak çok hızlı bir şekilde tehdit ve ödül odaklarını algılar (bu davranışı gösterme nedeni temelde hayatta kalma dürtüsü) ve bu algıya göre bir sosyal davranış gösterir. David Rock’ın geliştirdiği ve ‘İş’te Beyniniz’ kitabında bahsettiği SCARF Modeli’nde, sosyal ilişkilerde beynin ödül ya da tehlike olarak algıladığı beş alan tanımlanmaktadır. Kişiler tarafından kendi varlığını sürdürmeye yönelik tehdit ya da ödül olarak algılanan bu beş alan, sosyal davranışlarda da temel yönlendirici konumundadırlar.
SCARF modelinde tanımlanan ve insan etkileşimi olan her alanda geçerli olan bu beş alan şu şekildedir;

  1. Statü (Status): İnsanlar sosyal statü konusunda çok hassastırlar ve daima kendi statülerini başkaları ile kıyaslama eğilimindedirler. Statüye yönelik tehlike alarmı çok çabuk tetiklenir. Örneğin, iş yerinde bir yönetici ile konuşmak ya da bir takım arkadaşının kişiye geribildirim vermek istemesi bile tehlike algısını aktive edebilir. Kişi bu duygusunu ancak kendi yetkinliğinden tatmin olduğu noktada kontrol edebilir. Bu nedenle kişilerin en az bir alanda uzmanlık derecesinde bilgi sahibi olması önemli. Geribildirim konusunda oluşabilecek tetiklenmeyi engellemek için ise, takımdan birine geribildirim verirken kişiyi başkalarıyla kıyaslamadan, sadece kendi çalışması/performansı üzerinden ve yapıcı bir şekilde değerlendirmeye dikkat etmek pozitif etki yaratmakta yardımcı olabilir.

  2. Belirlilik (Certanity): Belirsizlik olan ortam/durum insanlarda hata yapma korkusunu ya da güvensizlik duygusunu tetikler. Her insanın başa çıkabileceği belirsizlik seviyesi farklı olmakla birlikte, bu belirsizlik durumu ortadan kalkıncaya dek tetiklenen duygularıyla davranmaya devam eder. Bu durumu ortadan kaldırmanın en etkili yolu açık iletişimdir. Beklentilerin, gereksinimlerin, hedeflerin, büyük resimde varmak istenen noktanın iyi tarif edilmesi ve anlatılması kişilerin zihnini rahatlatacak ve hedefe odaklanmasını sağlayacaktır.

  3. Otonomi (Autonomy): İnsanların kendi hayatlarını, seçimlerini kontrol edebildiğini algılamasının stres seviyesinde önemli bir düşüş sağladığı uzun zamandır bilinmektedir. Aynı zamanda Daniel Pink’in Drive kitabında bahsettiği üzere otonomi, motivasyonu sağlayan üç temel gereksinimden de bir tanesidir. İşler üzerinde kontrolünü kaybettiğini hisseden bir kişi bunu tehdit olarak algılayacak ve tetiklenecektir. Bu durumu ortadan kaldırmak için, yapılacak her iş ile ilgili takımdaki herkesin taahhütünü almak zihinleri rahatlatacaktır.

  4. İlişki (Relatedness): Beyin, aksi ispat edilmedikçe tanımadığı birini öncelikli olarak ‘düşman’ kategorisinde algılama ve temkinli yaklaşma eğilimindedir. Bu durumu ortadan kaldırmak için kişilerin birbirini tanımasına, paylaşım yapmasına ve yakınlık kurmasına imkan verecek ortamı yaratmak önemlidir. Sonrasında zaten zihin güvende hissedecektir.

  5. Adalet (Fairness): Beyin haksızlık ve adaletsizlik olan durumları fark ettiği an -kendisine yapılmasa bile- tehdit algısı ile tetiklenir. Bu nedenle objektif olma, şeffaf olma, söylenen ve yapılanın tutarlı olması insanın adalet duygusunun tatmin edilmesi için önemlidir.

İnsanlar kendilerini iyi hissettikleri ortamlarda daha mutlu ve etkin çalışabilir. Beynin tehdit-ödül mekanizmasını iyi anlamak ve zihin tarafından tehdit olarak algılanabilecek durumları minimuma indirmek, takım için sağlıklı sosyal ortamı oluşturmak konusunda büyük katkı sağlayabilir.
Yüklə 18,08 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin