ookistleri (100×).
yanlış pozitif sonuçlar verebilmesi gibi dezavantajları vardır.
En önemli kısıtlaması, patojen ve patojen olmayan barsak
protozoonlarının ayırt edilmesinin zor olmasıdır (7,8).
Bu kısıtlılıkları nedeniyle DFA, ELISA, kültür, izoenzim
analizi ve PCR gibi daha duyarlı ve özgül alternatif yöntem-
ler geliştirilmiştir. Ancak bu uygulamaların da bazı kısıtlılık-
ları vardır (7). Diğer parazitleri saptayamaması ve göreceli
olarak maliyetinin yüksek olması nedeniyle, antijen tarama
yöntemlerinin direkt mikroskopik inceleme ve kalıcı boyama
yöntemlerinin yerini alması söz konusu değildir (9). İzoenzim
analiziyle birlikte kültür, E. histolytica’nın E. dispar veya E.
moshkovskii’den ayırt edilmesini sağlamakta, son yirmi yılda
amip infeksiyonu tanısında altın standard olarak kabul edil-
mektedir. Bununla birlikte, amip kültürleri ve izoenzim anali-
ziyle tanı konulması için bir haftalık süre gerekmekte ve mik-
roskopisi pozitif olan birçok örnek, örneğin işlemlenmesinde
gecikme veya dışkı örneği alınmasından önce antiamebik te-
davi verilmiş olması nedeniyle bu yöntemlerle negatif olarak
değerlendirilmektedir (10).
Dışkı incelemelerinde kullanılan bu konvansiyonel yön-
temlerin her birinin dezavantajlarını en aza indirebilmek için
moleküler yöntemler geliştirilmiştir. Ancak dışkı örneklerin-
den DNA izolasyonunun zaman alıcı olması ve bu örneklerde
inhibitör maddelerin varlığı moleküler yöntemlerin uygulan-
masını kısıtlamaktadır (7,11). Bu nedenle son zamanlarda
dışkıdan DNA izolasyonu yöntemleri geliştirilmiş ve basitleş-
tirilmiştir (11).
Konvansiyonel PCR yönteminde DNA amplifikasyonu
zahmetli ve pahalıdır ve örnekler arasında çapraz kontami-
nasyon ihtimali önemli bir problemdir. Bununla birlikte flo-
resans saptayan problar sayesinde kontaminasyon ihtimali
azaltılmış, birden fazla etkenin aynı reaksiyonda saptanma-
sını sağlayan sistemler geliştirilerek zaman ve maliyetten ta-
sarruf sağlanmıştır. Multipleks “real-time” PCR yönteminin
E. histolytica, G. intestinalis ve C. parvum’un rutin tanısında
mikroskopiden daha duyarlı ve özgül bir yöntem olduğu bil-
dirilmektedir (7,11).
Geleneksel olarak mikroskopi, tercih edilen yöntem ol-
makla beraber, deneyimli personelin bulunmaması durumun-
da tanı atlanabilmektedir. Bu nedenle günümüzde barsak pro-
tozoonlarının tanısında mükemmel duyarlılık ve özgüllükleri
göz önüne alındığında moleküler yöntemler altın standard
olarak kabul edilmeye başlanmıştır (7). Moleküler yöntemle-
rin en önemli yararı yanlış tanı nedeniyle gereksiz tedavile-
ri ve tedavi maliyetini azaltmalarıdır (12). Her bir yöntemin
kendi içerisinde avantaj ve dezavantajları olması nedeniyle
tanının atlanmaması amacıyla laboratuvarımızda birden fazla
yöntem bir arada kullanılmaya çalışılmıştır.
G. intestinalis dünyada en yaygın olarak görülen barsak
protozoonudur (13). Tanısında ilk tercih edilen yöntem mikros-
kopidir. Maliyetinin düşük olmasının yanı sıra diğer birçok bar-
sak paraziti de bu yöntemle saptanabilmektedir. Ancak parazi-
tin kist formunun dışkıyla aralıklı olarak atılması veya dışkıdaki
kist sayısının az olması halinde, tek bir örneğin incelenmesi
durumunda duyarlılık oldukça düşüktür. Duodenum villusları-
na emici diskleriyle yapışmış olan trofozoitler, epitel hücrele-
rinin 72 saatte bir dökülmesiyle dışkıyla atıldıkları için parazi-
tin her zaman dışkıda gösterilmesi mümkün olamamaktadır
(9). Tek bir dışkı örneğiyle yapılan rutin dışkı incelemesinde,
konsantrasyon yöntemi de uygulanmasına rağmen olguların
%10-50’sine yanlış tanı konulabilmektedir. Hastanın birden faz-
la örneğinin incelenmesi halinde bile duyarlılığın ancak %85’e
ulaşabildiği belirtilmektedir. DFA yöntemi giardiyaz tanısında
referans yöntem olarak kabul edilmektedir. Mikroskopiyle kar-
şılaştırıldığında duyarlılığı ve özgüllüğü %100’dür ve diğer pa-
razitlerle çapraz reaksiyon görülmemektedir (9).
Blastocystis spp. genellikle apatojen olarak kabul edil-
mekle birlikte, son yıllarda patojenliği daha fazla tartışılan ve
dışkı incelemelerinde en sık görülen protozoondur (2). Dışkı
örneklerinde en sık olarak sırasıyla vakuoler, granüler, multi-
vakuoler ve kist formunun görüldüğü bildirilmiştir. Ameboid
form çok nadir olarak bildirilmiştir. Avakuoler formun insan
barsağında bulunduğu düşünülmektedir (14). Blastocystis
spp. tanısı, Lugol solüsyonu kullanılarak lam-lamel arası pre-
paratıyla ve trikrom, demir hematoksilen ve Wright gibi kalıcı
boyama yöntemleriyle konulabilir. Parazitin büyüklüğü 6-40
µm arasında değişebilmektedir. Lugol solüsyonu kullanılarak
lam-lamel arası preparatının incelenmesinde lökosit, E. his-
tolytica, E. hartmanii ve
Endolimax nana gibi diğer protozoon
kistleriyle karıştırılabilmekle birlikte, özellikle vakuoler formu-
nun ayırt edilmesi daha kolaydır (15). Mikroskopinin duyar-
lılığı düşük (%48) olduğu için, son yıllarda duyarlılığı daha
yüksek olan kültür ve moleküler yöntemler özellikle araştır-
ma amacıyla tercih edilmektedir (16).
E. histolytica, nadir olarak
görülmesine rağmen potansi-
yel invazif bir protozoon olması nedeniyle erken tanı hayati
önem taşımaktadır (17). Morfolojik olarak ayrımı yapılama-
yan E. histolytica/E. dispar’ın ayırt edilmesi hastalığın tedavi
ve takibinde çok önemlidir. E. histolytica patojen olup klinik
tablolara yol açarken E. dispar ve E. moshkovskii nonpato-
jendir (13,18,19). Tanıda tek dışkı örneğinin mikroskopik in-
celemesinin duyarlılığının %33-50 olduğu bildirilmektedir
(20). Etkenin atılımının değişken olması nedeniyle en fazla 10
gün içinde, en az 3 kez dışkı örneği incelenmesiyle bu oranın
%85-95’lere çıkabildiği bildirilmektedir (21). Kalıcı boyama
yöntemlerinin Lugol solüsyonu kullanılarak lam-lamel arası
preparatına göre daha yüksek başarı sağladığı bildirilmek-
tedir (20). E. histolytica/E. dispar ayrımında zimodem analizi
yararlıdır; ancak bu yöntem oldukça zor ve zahmetlidir (18).
Patojen E. histolytica ile patojen olmayan E. dispar’ın ayrı-
mında E. histolytica’nın Gal- veya GalNAc- bağlayan lektin
proteinini saptayan monoklonal antikorlar kullanılarak uygu-
lanan ELISA yöntemi %95’in üzerinde duyarlılık ve özgüllüğe
sahiptir ve dışkıda E. histolytica/E. dispar’ın ayrımına imkan
Dostları ilə paylaş: