M. Y. Kara ve ark. HELLP Sendromu ve eklampside plazmaferez tedavisi
176
Dicle Tıp Derg / Dicle Med J
www.diclemedj.org
Cilt / Vol 41, No 1, 172-178
arttırarak immünolojik süreci başlatırlar. Sinsit-
yotrofoblastlara bağlanan monositler ve nötrofiller
TNF, IL-12 ve superoksit radikallerinin artmış üre-
timine neden olurlar [14]. Özellikle TNF, endotel
hücreleri aktive edebilmesi, mikroprotein kaçağına
yol açabilmesi ve asetilkoline bağlı vazorelaksasyo-
nu azaltabilmesi açısından dikkatleri üzerine çek-
miştir. Preeklampsideki artmış plasental TNF mik-
tarları muhtemelen villöz makrofajlar tarafından
salgılanmaktadır [15]. Maternal-fetal immun uyum-
suzluğa bağlı gelişen anormal plasentasyon ve art-
mış sinsityotrofoblastik dökülme annede sistemik
inflamatuar cevabı tetikler ve bu da meydana gelen
preeklampsinin ana nedenlerinden biridir [14,16].
Hastalarımıza terapötik plazma değişimini yap-
maktaki asıl amacımız hastalığın patogenezinde et-
kin olan plazma bileşenlerinin (immünkompleksler,
oto/allo antikorlar) azaltılarak patolojik sürecin or-
ganizmaya verdiği zararın azaltılması veya bu zara-
rın bir ölçüye kadar geri döndürülmesidir. Bu süreç
içerisinde hastalarda oluşan sistemik inflamatuar
cevabın takip edilmesi APACHE II ve MODS skor-
lamalarıyla yapılmıştır. Mortalite grubundaki hasta-
ların giriş ve tedavi boyunca olan APACHE II ve
MODS değerlerinde belirgin yükseklik saptanmış
ve plazmaferez tedavisinden fayda gören grupta bu
değerlerde giriş ve taburculukları sırasında anlamlı
iyileşme gözlenmiştir
Plazmaferez uygulamasının yoğun bakımda ta-
kip edilen 14 hastanın klinik ve laboratuar değerleri
üzerine etkisi de araştırılmıştır (Tablo 1). Bununla
ilgili olarak hastaların yoğun bakıma kabul, 48. saat
ve taburcu olmadan önceki mevcut olan klinik ve
labaratuar bulguları ayrı ayrı değerlendirilmiş ve or-
talama 4,5 seans plazmaferez uygulanan 14 hasta-
da trombosit sayısı ve total proteinde artış ile AST,
LDH, laktat, serum kreatinin ve MODS skoru de-
ğerlerinde belirgin iyileşme izlenmektedir.
HELLP Sendromu’nda trombositopeni, AST
ve LDH değerleri hastalığın gidişatı ve sınıflandırl-
ması açısından en önemli kriterlerdir [17]. Bununla
beraber ağır trombositopeni hastalarda mortalite-
nin ihtimali açısından belirgin ipuçları vermekte-
dir [18,19]. Takip ettiğimiz hastalarda plazmaferez
sonrası belirgin iyileşme sağlanan labaratuar bul-
gumuz serum LDH konsantrasyonudur (Tablo 1).
Martin ve ark’nın belirttiği gibi trombositopeni ve
serum LDH değerlerinin yüksekliği özellikle HEL-
LP Sendromunun gidişatını belirleyen önemli kri-
terlerdir [17]. AST ve GGT hücre yıkımını gösteren
karaciğer enzimleridir ve bizim yaptığımız çalışma-
da da takip ettiğimiz hasta grubunda plazmaferez bu
iki labaratuar değerini de anlamlı bir şekilde iyileş-
tirmiştir. Fakat birçok çalışmada gösterildiği üzere
AST ve GGT değerlerindeki iyileşmenin karaciğer
histolojisindeki iyileşme ile birlikteliği gösterileme-
miştir [18].
Literatüre göre maternal mortalite %1’den
%25’e kadar değişmektedir. Martin ve ark’nın çalış-
masında bu oran HELLP Sendromlularda %3,2’dir.
Sibai ve ark’nın 442 hastayı içine alan çalışmaların-
da HELLP Sendromu ve preeklampsi hastalarında
bu oran %1,1’dir [21]. Martin ve ark’nın yaptığı
bir çalışmada HELLP Sendromu ve renal yetmez-
liğinde bu oran %13 olarak bulunmuştur [17]. Ta-
ner ve ark’nın Türkiye’de yaptıkları çalışmada bu
oran %25 olarak belirtilmiştir [22]. Çalışmamızda
bu oran %21 dir ve literatüre oranla bir hayli fazla-
dır. Grupları HELLP Sendromu ve eklampsi olarak
ayırdığımızda ise mortalitenin HELLP Sendromu
grubunda %15, eklampsi grubunda %33, olarak
görülmesi istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0,003),
fakat hasta sayısı azlığı bu mortalite farklılığınının
anlamının güvenilirliğini bizce azaltmaktadır.
Yoğun bakımda tedavi gören 14 hastanın 3’ü
hayatını kaybetmiştir. Mortalite görülen grup ile
iyileşerek yoğun bakımdan taburcu olan hasta grup-
ları mevcut klinik ve laboratuar değerleri ile karşı-
laştırılmış ve üzerinde önemle durulması gereken
anlamlı sonuçlar elde edilmiştir (Tablo 2). Bu so-
nuçlara göre hastaların yaş, yoğun bakıma alındığı
andaki APACHE II, MODS, Glaskow koma skoru
ve mevcut idrar çıkışları mortaliteyi belirleyen kli-
nik ve laboratuar değerleridir. Mortalite grubunda
hastaların giriş APACHE II, MODS ve GKS, yaş
ortalaması, yoğun bakıma kabul sırasında mevcut
olan anüri durumları mortaliteyi anlamlı olarak
arttırmaktadır. Bizim çalışmamıza göre HELLP
Sendromu ve eklampsi hastalarında yoğun bakıma
kabulleri sırasındaki yaş, APACHE II, MODS de-
ğerleri ne kadar yüksekse, GKS değerleri ne kadar
düşükse ve idrar çıkışı ne kadar az ise mortalitede
anlamlı olarak artış görünmektedir.
Eklampsi ve HELLP Sendromunun böbrek yet-
mezliği ile birlikteliği önemli bir mortalite kriteridir
[23].Hatta bir çalışmada HELLP Sendromu ile bir-
liktelik gösteren renal yetmezliğin mortaliteyi dört
kat arttırdığına yönelik kanıt bulunmuştur [24]. Re-
M. Y. Kara ve ark. HELLP Sendromu ve eklampside plazmaferez tedavisi
177
Dicle Tıp Derg / Dicle Med J
www.diclemedj.org
Cilt / Vol 41, No 1, 172-178
nal yetmezliğin HELLP Sendromunun bir sonucu
olarak görüldüğü iki çalışmada oran sırasıyla %3,2
ve 7,7’dir [21,24]. Çalışmamızda serum kreatinin
değerlerinde plazmaferezin etkisi iyileşme yönün-
dedir ve hasta gidişatına fayda sağladığı aşikardır.
Çalışmamızda takip edilen 14 hastanın klini-
ğe ilk yatışları sırasındaki, tedavinin 48. saatindeki
ve klinikten taburculukları sırasındaki kaydedilen
tüm klinik ve laboratuar verileri bu üç zaman göz
önünde bulundurularak da karşılaştırılmış, ancak
plazmaferez uygulamasının ilerleyen seansları ara-
sında takip edilen kriterlerimizde anlamlı değişiklik
bulunamamıştır.
HELLP Sendromu ve eklampsi ile beraber gö-
rülen gebelikler, dissemine intravasküler koagülo-
pati (DIK), akut renal yetmezlik (ARY), asit, pul-
moner ve serebral ödem, plevral efüzyon, karaciğer
subkapsüler hematomu ve karaciğer rüptürü gibi
ciddi maternal komplikasyonlar açısından yüksek
riske sahiptirler. Bu komplikasyonlara bağlı morta-
lite yoğun bakım koşulları iyi olan, tecrübeli perso-
nele sahip merkezlerde %1 kadar düşük seyretmek-
teyken, kötü koşullarda %40’a kadar çıkabilmek-
tedir. Hastalığın patofizyolojisi henüz net olarak
açıklanamadığından kesinleşmiş bir tedavi protoko-
lü bulunmamaktadır. Eser ve arkadaşları plazmafe-
rez tedavisi uygulanan HELLP Sendromlu hastalar
üzerinde yaptıkları bir çalışmada HELLP Sendrom-
lu hastaların yönetiminde uygulanan destek tedavi-
sinin bu hastaların büyük bir kısmında iyileşmeyi
sağladığına değinmişlerdir [25]. Ancak bu çalışma-
da da belirtildiği gibi organ yetmezliğiyle komplike
olan HELLP Sendromunun tedavisinde uygulanan
plazmaferez etkinliği tartışılmaz bir öneme sahiptir.
Günümüz şartlarında plazmaferez uygulaması
hala kullanılan malzemeleri dolayısıyla pahalı bir
tedavi yöntemidir. Ancak yapılan başka çalışma-
larda ve bizim çalışmamızda da gösterildiği gibi
hastaların yoğun bakımda kalış süresini kısaltarak
ve mortaliteyi azaltarak kar zarar oranı göz önünde
bulundurulduğunda HELLP Sendromu ve eklampsi
hastalarının tedavisinde yeri doldurulamayacak bir
tedavi yöntemidir [25].
Dostları ilə paylaş: