Derleme
© 2012 DEÜ
TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ CİLT 26, SAYI
2
, (
AĞUSTOS) 2012, 141 - 149
Patolojik Prion Proteininin Tespiti
DETECTION OF PATHOGENIC PRION PROTEIN
Murat ŞEVİK
Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü, Moleküler Mikrobiyoloji Laboratuvarı
Murat ŞEVİK
Veteriner Kontrol Enstitüsü
Müdürlüğü
Moleküler Mikrobiyoloji
Laboratuvarı
Tel: (332) 322 47 41
Faks: (332) 320 3798
Gsm: (542) 486 22 35
e-posta: dr_muratank@hotmail.com
ÖZET
Bu makalede, prion hastalıklarının tanısında kullanılan güncel yöntemler hakkında
bilgiler verilmektedir. Prion hastalıkları, patolojik prionların neden olduğu
nörodejeneratif hastalıklardır. Patolojik prionlar (PrP
Sc
), konak tarafından kodlanan
prion proteininin (PrP
C
), anormal izoformlarıdır. PrP
C
’nin, PrP
Sc
’e spontan dönüşümü,
nöronlarda ve farklı dokularda (beyin dokusu, lenf bezleri ve tonsiller gibi) PrP
Sc
birikimine yol açmaktadır. Prion hastalıklarının tanı yöntemlerinin birçoğu, nöronlarda
ve dokulardaki PrP
Sc
’nin tespitine dayanmaktadır. Güvenilir bir tanı metodunun ön
koşulu, birçok örnekte PrP
Sc
’i yüksek oranda tespit etmesidir. Bu amaç doğrultu-
sunda, PrP
Sc
’i tespit etmek için çeşitli yöntemler ve prion enfeksiyonuna duyarlı hücre
hatları geliştirilmiştir.
Anahtar sözcükler: Prion, insan, hayvan, nöron, tanı yöntemleri
SUMMARY
This article gives information about the current methods used in diagnosis of prion
diseases. Prion diseases are neurodegenerative disorders caused by pathogenic prions.
Pathogenic prions are abnormal isoform of prion protein (PrP
C
), is a host-encoded
molecule. PrP
C
to PrP
Sc
spontaneous conversion leads to PrP
Sc
accumulation in neurons
and different tissues (such as brain tissue, lymph nodes and tonsils). Most of the
diagnostic methods for prion diseases are dependent on PrP
Sc
detection in neurons and
tissues. High rate PrP
Sc
detection in many different samples is a prerequisite for a
reliable diagnostic method. For this purpose, several methods and cell lines that are
susceptible to prion infection have been developed for detection of PrP
Sc
.
Key words: Prion, humans, animals, neuron, diagnostic methods
Bulaşıcı Spongiform Ensefalopatiler (TSE) olarak da
bilinen prion hastalıkları, hem insanları hem de hayvan‐
ları etkileyen ölümcül nörodejeneratif hastalıklardır.
Patojenik mekanizmaları farklılık göstermekle birlikte,
Hücresel Prion Proteininin (PrP
C
), Scrapie İzoformu olan
Prion Proteinine (PrP
Sc
) konformasyonel dönüşümü bütün
prion hastalıklarında ortak etiyolojik özelliktir (1).
PrP
C
, immun sistem hücrelerinde ve merkezi sinir sis‐
teminde, yüksek konsantrasyonlarda eksprese edilen, bir
membran glikoproteindir (2,3). İnsan prion proteini, 253
amino aside sahip bir protein olarak, kromozom 20’in kısa
kolunda yer alan PRNP geninde üretilir (4). PrP
C
’nin mo‐
Patolojik prion proteininin tespiti
142
leküler yapısı, N ve C terminal bölgelerinden oluşmakta‐
dır. N terminal ucu, son derece esnektir ve genellikle çö‐
zünür proteininin, yapısal olmayan formu olarak şekille‐
nir. N terminal ucunun, PrP
Sc
’nin β tabakasının yapılan‐
dırmasında görev aldığı düşünülmektedir. C terminal ucu
ise, 3 adet α heliks ve 2 adet kısa anti‐paralel β ipliğinden
oluşan globüler bir alandır (1). PrP
C
’nin fonksiyonu tam
olarak bilinmemekle birlikte, nöronal sinyal trans‐
düksiyon süreçlerinde ve metal metabolizmada fonk‐
siyonlarının olduğu ileri sürülmektedir (5). PrP
C
ve PrP
Sc
izoformlarının birbirinden ayırt edilmesinde sahip ol‐
dukları moleküler yapılar dikkate alınmaktadır. PrP
C
’nin
%42’si α heliks, %3’ü β tabaka iken, PrP
Sc
’nin %30’u α
heliks, %43’ü β tabakasıdır (1). Ayrıca PrP
C
, proteinaz K’a
duyarlı iken, PrP
Sc
proteinaz K’a karşı dirençlidir (3).
PrP
C
’nin, PrP
Sc
’e spontan olarak dönüştüğü veya PrP
C
’i
kodlayan gende (insanlarda PRNP geni) meydana gelen
mutasyonlar sonucu, PrP
Sc
şekillendiği varsayılmaktadır.
Fakat mutasyonlar olmadan konformasyonel değişiklikle‐
rin nasıl gerçekleştiği henüz bilinmemektedir (4).
PRİON HASTALIKLARI
TSE etiyolojisinde horizantal, vertikal bulaşma ve ge‐
netik predispozisyon söz konusudur. Klinik olarak hasta‐
lığın meydana gelmesinden önce aylarca veya yıllarca
süren bir inkübasyon süresi gözlenmektedir (6). Hastalık,
nöronal kayıp ve beyinin spongiform dejenerasyonu ile
birlikte aktive olmuş astrositler ve mikroglia ile karakteri‐
zedir (7). İnsan ve hayvanlarda belirlenen prion hastalık‐
ları, Tablo’da gösterilmektedir (8).
İnsanlarda prion hastalıklarının en sık görülen formu,
her yaştaki ve etnik gruptaki, kadın ve erkekleri etkileyen,
sCJD’dir. PRNP geninin, metionin ve valin polimorfik
bölümlerinin, sporadik, iatrojenik ve variant CJD duyarlı‐
lığını etkilediği tespit edilmiştir. Kafkas nüfusunun %40
ile yapılan bir araştırmada, sCJD hastaların yaklaşık
%60’ının, vCJD hastalarının %100’ünün metionin homo‐
zigot olduğu tespit edilmiştir. Bu durum, prion hastalık‐
larının kalıtsal olmayan formları arasında genetik yatkın‐
lık olabileceğini göstermektedir. sCJD’nin, genel ölüm
oranı her yıl yaklaşık 1 milyon insanda 1‐2 vakadır (9).
Tablo. Prion hastalıkları
Hastalık adı Konak
Patogenez
Mekanizması
Kuru
İnsan Törensel
yamyamlık ile enfeksiyon
iCJD
İnsan
Prion ile kontamine HGH, dura mater grefti ile enfeksiyon
vCJD
İnsan Sığır prionları ile enfeksiyon
fCJD
İnsan
PrP geninde germline mutasyonlar
sCJD
İnsan
Somatik mutasyon veya PrP
C
’nin, PrP
Sc
’e spontan dönüşümü
GSS
İnsan
PrP geninde germline mutasyonlar
FFI
İnsan
PrP geninde germline mutasyonlar
FSI
İnsan
Somatik mutasyon veya PrP
C
’nin, PrP
Sc
’e spontan dönüşümü
Scrapie
Koyun, Keçi
Genetiksel olarak duyarlı hayvanlarda enfeksiyon
BSE Sığır
Prion ile kontamine et ve kemik unu ile enfeksiyon
TME Vizon
Koyun
veya
sığır prionları ile enfeksiyon
CWD Katır geyiği, elk
Bilinmiyor
FSE
Kedi
Prion ile kontamine sığır dokuları, et ve kemik unu ile enfeksiyon
EUE
İri ceylan, Nyala
Afrika antilobu
Prion ile kontamine et ve kemik unu ile enfeksiyon
iCJD, iatrojenik Creutzfeldt- Jakob hastalığı (CJD); vCJD, varyant CJD; fCJD, familial (ailesel) CJD; sCJD, sporadik CJD; GSS, Gerstmann-
Sträussler-Scheinker hastalığı; FFI, fatal familial insomnia; FSI, fatal sporadik insomnia; BSE, bovine spongiform ensefalopati; TME, transmissible
mink ensefalopati; CWD, chronic wasting disease; FSE, feline spongiform ensefalopati; HGH, human growth hormone (insan büyüme hormonu);
EUE, egzotik toynaklı ensefalopatisi
Patolojik prion proteininin tespiti
143
Aile içinde genetik olarak ortaya çıkan fCJD oranının
yaklaşık %10 ile %20 arasında olduğu ve fCJD vakalarının
PRNP geninin, kodon 200 mutasyonları ile ilişkili olduğu
bildirilmiştir (9,10). Ayrıca Brezilya’da bir ailede, PRNP
geninin kodon 183 mutasyonunun da, fCJD’e neden ol‐
duğu tespit edilmiştir. Yapılan araştırmada, ailede 3 kuşak
boyunca 17 kişinin hastalıktan etkilenmiş olabileceği be‐
lirlenmiştir (11).
Britanya’da, 1995 yılında BSE ile kontamine gıdaların,
insanlar tarafından tüketilmesi ile vCJD vakalarının ortaya
çıktığı bildirilmiştir. Deneysel çalışmalar sonucu elde edi‐
len patolojik ve biyokimyasal kanıtlar ile vCJD ve BSE’e
aynı prion ajanının neden olduğu doğrulanmıştır (12).
Özellikle genç insanlarda görülen hastalığın bu formu,
20’li yaşlarında, 200 insanın ölümüne neden olmuştur (9).
Nadiren de olsa, insandan insana prion hastalıklarının
nakli, cerrahi aletlerin yanlış dekontaminasyonu, insan
kadavra dokularından alınan biyolojik ürünlerin kulla‐
nımı ya da kan transfüzyonu ile gerçekleşmektedir (9). Bu
şekilde nakledilen iCJD, ilk kez Duffy ve ark. tarafından,
korneal greft uygulamasından 18 ay sonra, otopsi bulgu‐
ları ile CJD olduğu tespit edilen 55 yaşındaki bir hastada
bildirilmiştir (35). Korneal greft donörünün de, CJD so‐
nucu öldüğü, otopsi sonucu ile doğrulanmıştır. O tarihten
itibaren, kornea grefti ile olası CJD nakli riski bulunan 2
vaka sırasıyla, Almanya ve Japonya’da bildirilmiştir. Al‐
man hasta, korneal greft uygulamasından 30 yıl sonra 46
yaşında ölmüştür. Japon hastada da CJD varlığı, otopsi
sonucu ile doğrulanmıştır (13).
Epidemik bulaşıcı bir hastalık olan Kuru, 1950’lerde
Papua Yeni Gine’deki, Fore kabilesinde tespit edilmiştir.
Hastalığın, ritüel bir ceneaze töreni sırasında ölen insanın
beyninin kafatasından çıkarılıp, pişirilip yenmesi ile in‐
sanlara bulaştığı belirlenmiştir (14). Kuru, onlarca yıl sü‐
ren (50 yıla kadar) inkübasyon süresine sahiptir (15).
En yaygın ailesel TSE, GSS’dir. Genellikle hayatın
üçüncü veya dördüncü on yılında meydana gelir. GSS’e
neden olan mutasyon (P102L) ilk kez 1989 yılında Hsiao
tarafından belirlenmiştir. Daha sonra prion protein geni‐
nin farklı kodonlarında (kodon 102, 105, 117, 145, 198)
meydana gelen birçok mutasyonun da, GSS’e neden ol‐
duğu tespit edilmiştir (11,15).
FFI ismi ilk kez, 1986 yılında Lugaresi ve ark. tarafın‐
dan, progresif insomni, otonomik disfonksiyon, dizartri,
tremor ve miyoklonusu olan 52 yaşındaki bir hastada
kullanılmıştır. Hastanın beş kuşak boyunca ki akrabaları
arasında yapılan araştırmada, 7 kişinin nöropatolojik in‐
celeme sonucu FFI olduğu, 22 kişinin ise muhtemelen
FFI’dan öldüğü tespit edilmiştir (11). Kalıtsal bir prion
hastalığı olan FFI, PRNP geninin kodon 178’indeki
missense mutasyonlar ile ilişkilendirilmektedir. Bununla
birlikte, PRNP geninde mutasyon şekillenmeden de geli‐
şen, sporadik FFI vakaları bildirilmiştir (16).
HASTALIĞIN TANISI
Virüs ve bakteriler tarafından meydana getirilen has‐
talıklardan farklı olarak prion hastalıklarının, serolojik
veya hücre kültür analizleri ve PCR gibi yöntemler ile
tanımlanması güçtür. Çünkü enfeksiyöz ajan olan
prionun, nükleik asit bileşeni yoktur ve normal konak
prion proteininin anormal biçimi olarak meydana gel‐
mektedir. Enfekte organizma tarafından yabancı bir orga‐
nizma olarak tanımlanmadığı için, immünolojik yanıt
gözlenmemektedir. Prion hastalıkları, genellikle kliniksel
olarak tanımlanmakta ve beyin dokusunun post‐mortem
histopatolojik analizi ile doğrulanmaktadır. Prion hasta‐
lıklarının tespitinde şuan tek güvenilir moleküler belirle‐
yici, PrP
Sc
’dir. Hastalığın tanısında, PrP
Sc
’nin merkezi sinir
sisteminde ve lenforetiküler dokularda varlığı araştırıl‐
maktadır (6).
Tanı için Kullanılan Metotlar
1.”Western Blot”: İmmünolojik bir yöntem olan “wes‐
tern blot” tekniği, beyin ve diğer dokulardaki proteinaz K
dirençli, PrP fragmentlerinin tespitine dayanmaktadır.
Testin prensibi, monoklonal antikorların patolojik prion‐
lara selektif olarak bağlanması ve takiben renk reaksiyonu
vermesidir. Test prosedürüne göre beyin ya da omurilik
parçaları homojenize edilerek, proteinaz K ile parça‐
lanmakta ve poliakrilamid jele aktarılmaktadır. Örnek
elektroforetif olarak ayrımından sonra bir membrana
transfer edilmekte ve monoklonal antikorlar kullanılarak
kemilüminesans yardımıyla patojen prion proteinleri
saptanmaktadır. Patolojik prion proteinleri, proteinaz K
ile parçalanmadıklarından, protein bantları immünolojik
olarak işaretlenmekte ve boyanmaktadır (6, 17).
Patolojik prion proteininin tespiti
144
“Western blot” testinde oluşan bantların yoğunluğu,
protein glikolizasyonunun miktarını gösteren bir değerdir
(6,18). Collinge ve meslektaşları, bant yoğunluğunun
sporadik, iatrojenik ve yeni variant CJD (nvCJD)’in ayrı‐
mında kullanılabileceğini bildirmiştirler (36). Yaptıkları
analizlerde, 4 tip bant oluşumunu tespit etmişlerdir.
Bovine spongiform ensefalopati (BSE) ile nvCJD’nin aynı
bant örneğini (tip–4), sCJD’nin tip‐1 ve tip‐2, iCJD’nin ise
tip‐3 bandını gösterdiklerini bildirmişlerdir (11). “Western
blot” tekniği, sodyum fosfotungstik asit ile PrP
Sc
’nin
presipitasyonu gibi ekstraksiyon metotları ile genişletile‐
bilmektedir. Hamster beyin homojenatında, insan sereb‐
rospinal sıvısında, beyin dokusunda ve idrarında mevcut
olan düşük veya yüksek konsantrasyonlardaki, PrP
Sc
’lerin
sensitivitesinin, streptomisin presipitasyonu ile dikkat
çekici şekilde arttığı tespit edilmiştir (19).
2. ELISA: Bu yöntemde, monoklonal antikorla kaplı
pleytlere dilüe edilmiş örnek uygulanmakta ve antikora
bağlı bir deteksiyon sistemi ile PrP
Sc
miktarı belirlenmek‐
tedir (18). Proteinaz ile muamele işlemini içeren örnek
hazırlama aşamasını, presipitasyon ve analiti zenginleş‐
tirmek için gerçekleştirilen santrifüj adımları takip eder.
Renk dönüştürücü enzim ile birleşmiş antikorun kullanıl‐
dığı sandviç ELISA ile tanımlama yapılır. Tanımlama
kemilüminesans ile gerçekleşir. Kemilüminesans ile ta‐
nımlamada, “cut‐off” değerleri kullanılır
(6).
Sandviç ELISA yöntemi ile 1 LD
50
(öldürücü etkili doz)
BSE enfektivitesinden daha az oranda PrP
Sc
içeren örnek‐
lerdeki ve klinik semptom başlangıcından önce, BSE’li
sığır beyinlerindeki PrP
Sc
varlığı tespit edilebilmektedir
(18). ELISA testleri, yüksek sensivite ve spesifitiye sahip
olup scrapie, BSE ve CWD’in sürveyans programlarındaki
çok sayıdaki numunenin taranması için kullanılmaktadır
(12).
3. İmmunhistokimya (IHC): Amiloid plak birikimi,
astrogliosis ve nöral hücrelerin kaybolması gibi prion
hastalıkları için tipik olan özellikler, beyin kesitlerinin,
IHC analizi ile tespit edilebilmektedir (17). IHC, formalin
ile fiske edilmiş, dondurulmuş ve parafine gömülü doku
örneklerindeki, PrP
Sc
’nin in situ belirlenmesine ve prion
hastalıklarında oluşan amiloid plakların, Alzheimer gibi
nörodejeneratif hastalıklarda oluşan nöritik plaklardan
ayrımına, imkân sağlamaktadır (6, 20). Beyindeki, PrP
immunpozitif amiloid plaklar, bazı prion hastalıkları için
son derece spesifik bir tanı özelliğidir. Bütün Gerstmann‐
Sträussler‐Scheinker hastalarında ve bazı CJD hastala‐
rında, PrP immunpozitif amiloid plaklar bulunmaktadır.
vCJD’de spongiform vakuoller ile çevrelenmiş florid
plaklar, diğer insan prion hastalıklarında bulunmamakta‐
dır. Bu plaklar, vCJD’i diğer prion hastalıklarından ayıran
bir patogenezdir. Benzer florid plakların, BSE ile enfekte
maymunlarda bulunması, vCJD ve BSE’e aynı prion türü‐
nün neden olduğu hipotezinin ortaya çıkmasına neden
olmuştur (6).
IHC, sadece PrP
Sc
’nin varlığını tespit etmez. Aynı za‐
manda PrP
Sc
’nin beyin ve lenfoid dokulardaki dağılımını
da ortaya çıkarır. Astrositik marker protein olan Glial
Fibriller Asidik Proteine (GFAP), karşı antikorlar kullana‐
rak yapılan immunhistokimyasal boyama ile astrositik
glikozun, beyin dokusundaki derecesi belirlenebilmekte‐
dir. Bazı prion türlerinin (vCJD, scrapie ve CWD), yoğun
lenfotropizme sahip olması nedeniyle, immunhistokim‐
yanın TSE’lerin preklinik tanısında kullanılması öneril‐
mektedir. Yakın geçmişte yapılan bir çalışmada, IHC ile
oral olarak CWD prionlarına maruz kalan bir geyiğin,
lenfoid dokularında, 42 gün sonra patolojik PrP proteini
saptanmıştır. Yapılan diğer bir çalışmada bir sığır, 100 gr
BSE’li beyin ile oral olarak enfekte edilmiş ve farklı za‐
manlarda analizler yapılmıştır. Klinik olarak belirtilerin
görülmesinden çok kısa bir süre önce histolojik olarak po‐
zitif sonuç elde edilmiş iken, immunhistokimyasal tek‐
nikler ile 6 ay önceden, PrP
Sc
birikimi tespit edilmiştir (6).
4. “Bioassay”: Deneysel olarak hayvanların enfekte
edilerek, diagnostik ve araştırma uygulamaları ile prion
türünün tanımlanmasını amaçlayan bir metottur. Bu me‐
tot ile dokulardaki PrP
Sc
enfektivitesi hakkında önemli
bilgiler elde edilmiştir. “Biyoassay” analizleri uzun sür‐
mekte (BSE’nin, RIII faresindeki inkübasyonu 408 gündür)
ve yoğun iş gücü gerektirmektedir. Sonuçları yorumlamak
her zaman kolay değildir. Homolog türler arasında yapı‐
lan, “bioassay” çalışmaları en duyarlı yöntemdir. Örneğin,
BSE için dana “bioassay”leri, fare “bioassay”lerinden daha
duyarlıdır. Deneysel olarak enfekte edilebilecek tür çeşi‐
dinin sınırlı olması insan, koyun, geyik, elk ve büyükbaş
PrP genlerini taşıyan, transgenik farelerin üretilmesini
Patolojik prion proteininin tespiti
145
sağlamıştır (7). Transgenik fareler, BSE prionları ile
enfekte olmaya karşı, sığırlardan 10 kat, RIII farelerden
1000 kat daha duyarlı sığır PrP’leri eksprese ederler (6).
Ayrıca, doğal konağa genetik yakınlıklarından dolayı
inkübasyon süreleri kısalmıştır (7). Bu özellikleri trans‐
genik fareleri, insan ve sığır prionların tanımlanmasında
önemli kılmaktadır (6).
5. Hücre Kültür Teknikleri: Hücre kültür modelleri,
prion enfeksiyon çalışmalarında PrP
Sc
oluşumunun mole‐
küler mekanizmasının ve hücre otonom modelinde
PrP
C
’nin, PrP
Sc
’e dönüşümünde, PrP’nin amino asit dizile‐
rinin ve yapısal kısımlarının daha iyi anlaşılmasını sağla‐
mak için tasarlanmaktadır. Prion enfeksiyon mekanizması
çalışmalarında, farklı duyarlı hücreler (N2a; fare nöro‐
blastoma, PC12; rat feokromositoma gibi) kullanılmak‐
tadır. Nörohipotalmik hücre olan GT1, yüksek seviye‐
lerdeki PrP
C
ekspresyonları gösterir ve prion hastalıkla‐
rına, diğer hücrelerden daha duyarlıdır. Priona hassas
farklı hücrelerin bulunması, prion enfeksiyonlarının araş‐
tırılabileceği yeni hücre kültür modellerinin geliştirilme‐
sini kolaylaştırmaktadır. Prion enfekte beyinlerden elde
edilen primer kültürler, devamlı pasajlanan hücreleri ko‐
laylıkla sağlamaktadır. Örneğin, ScHB (scrapie ile enfekte
hamster beyin hücresi) ve SMB (scrapie ile enfekte fare
beyin hücresi) prion ile enfekte hayvanlardan üretilmiştir.
Günümüzde insan embriyonik kök hücreleri, prion hasta‐
lıklarının enfeksiyon mekanizmalarının aydınlatılmasında
kullanılmaya başlamıştır (17).
Enfektivite ve öldürücü etkili dozun tespit çalışmala‐
rında, hücre kültürleri de kullanılmaktadır. Prion ile
enfekte hayvanların beyin homojenatları, pasajlanmadan
1‐2 gün önce kültür ortamına eklenir. Her hücrenin
enfektivitesi veya PrP
Sc
üretimi, prion ile enfeksiyon ora‐
nına göre belirlenir. Enfektivite, hücreler intraserebral
inokülasyon ile deney hayvanlarının beyinlerine enjekte
edildikten sonra ölçülür. Deney hayvanları beynine en‐
jekte edilmeden önce hücreler, tekrar eden donma‐erime
çevrimi ile lize edilir. 1 yıl boyunca PrP
Sc
tespit edilen hüc‐
reler ve hayvanlar “western blot” ile kontrol edilir. Yapı‐
lan gözlemlerden sonra LD
50
dozu, lizat enjekte edilen
hayvanların hayatta kalma eğrisinden elde edilir (17).
6. Histo Blot: Bu yöntem ile anatomik doku korunarak,
dokulardaki duyarlı proteinler belirlenir. Bu yöntemin bir
dezavantajı, fikse edilmemiş materyale ihtiyaç duyulma‐
sıdır.
Beyindeki küçük miktarlardaki, PrP
Sc
’nin tanımlan‐
ması için kullanışlı bir metottur. Taze, fikse edilmemiş
beyin dokuları, nitroselüloz membran üzerinde kurutulur
ve PrP
C‘
i elimine etmek için proteinaz K ile muamele edi‐
lir. Guanidin hidroklorid ile proteinaz dirençli PrP
Sc
denatüre edilir ve immunhistokimyasal yöntemle, PrP
Sc
belirlenir (21, 22).
7. Cell Blot: Lamel üzerinde gelişen hücrelerin, nitro‐
selüloz membrana transfer edilerek, proteinaz K dirençli
PrP’lerin, “western blot” ile belirlenmesini kapsayan bir
yöntemdir (17). Çoklu bağımsız hücre kültürlerindeki pri‐
on enfeksiyonlarının belirlenmesinde ve PrP
Sc
seviyeleri‐
nin karşılaştırılmasında duyarlı ve hızlı bir yöntemdir (23).
8. Slot Blot: Bu yöntemde, nitroselüloz membrandan
hücre lizatı filtre edilir, anti‐PrP antikorlar kullanarak,
proteinaz K dirençli PrP belirlenir (17). Slot blot anali‐
zinde, amiloid reaksiyonu sırasında bölünen oligomerler
ile ortamda artan oluşumların belirlenmesi için spesifik
prion aptameri olan SAF–93 kullanılır (24).
9. Pet Blot: İnkübasyon süresinin erken evrelerinde,
PrP
Sc
varlığının belirlenebildiği oldukça duyarlı ve spesi‐
fik bir yöntemdir. Deneysel olarak enfekte edilen farede,
intraserebral inokülasyondan 30 gün sonra, klinik belirti‐
ler ortaya çıkmadan 145 gün önce beyindeki PrP
Sc
varlığı,
PET blot yöntemi ile tespit edilmiştir. Bu yöntemde
formalinle fikse edilmiş, parafin bloklarda saklanan doku,
yoğun biçimde proteinaz K ile muamele edilir ve daha
sonra direkt olarak nitroselüloz membrana taşınır.
Membrandaki PrP
Sc
, yüksek derecede duyarlık gösteren,
spesifik antikorlar kullanılarak belirlenir (21).
10. Protein Misfolding Siklik Amplifikasyon (PMCA):
Konsept olarak DNA’nın polimer zincir reaksiyonu ile
amplifikasyonuna benzemektedir (17). PMCA teknolojisi,
in vivo PrP
Sc
replikasyonunun hızlandırılmış sikluslarını
içeren bir metotdur. Her siklus, 2 aşamadan (inkübasyon
ve sonikasyon) oluşmaktadır. İlk aşamada düşük oranda
PrP
Sc
ve yüksek oranda PrP
C
içeren örnek, PrP
Sc
polimer‐
lerinin gelişmesini teşvik etmesi için inkübe edilir. İkinci
aşamada ise polimerleri yıkmak için örneğe ultrason uy‐
gulanarak, konvertör ünitelerin sayısı artırılır. Bu 2 aşama,
Patolojik prion proteininin tespiti
146
her siklusta uygulanarak, elde edilen PrP
Sc
miktarı artırılır
(25). Siklik amplifikasyondan sonra örnekte yeni şekillen‐
dirilen proteinlerin, %97’sinden fazlası PrP
Sc
olduğu tespit
edilmiştir (26).
Dokulardaki ve biyolojik sıvılardaki belirlenemeyen,
prion proteinleri ile enfekte presemptomatik hamsterların
kanındaki prion bu yöntem ile tespit edilmiştir
(17). Ay‐
rıca süt ve idrar gibi çeşitli sekresyonlardaki ve hayvanlar
tarafından kontamine edildiği varsayılan toprak ve sudaki
PrP
Sc
, PMCA yöntemi ile belirlenebilmektedir (12).
11. Konformasyon Bağlı İmmunassay (CDI): Bu yön‐
teminde, PrP
Sc
‘i selektif olarak çökeltmek için, doku
homojenatları sodyum fosfotungstik asit ile inkübe edilir.
PrP
C
ve PrP
Sc
’i birbirinden ayırmak için denatürasyon,
proteinaz K yerine
guanidin hidroklorid ile yapılmaktadır
(27). Tespit edici antikor, enfekte olmamış formda (PrP
C
)
her zaman görülen ama enfeksiyoz formun (PrP
Sc
) sadece
denatürasyon sırasında görülen, konformasyon bağımlı
epitopu (antijen molekülündeki kimyasal uç yapılar) be‐
lirlemek için kullanılır. Antikor bağlanma miktarı,
denatüre PrP
Sc
ve doğal PrP
Sc
arasındaki sinyal farklılıkla‐
rına bağlı olarak değişir. Sinyal farklılıkları, doku homo‐
jenatlarındaki PrP
Sc
’nin tanımlayıcı bir kriteri olarak kul‐
lanılır
(6).
12. Genişletilmiş Disosiyasyon Lanthanide Floresan
İmmunassay (DELFIA): Bu yöntemde, guanidin hidro‐
klorür ile PrP
Sc
ekstraksiyonu gerçekleştirilir (17). PrP’i
çözündürmek için guanidin hidroklorür, iki farklı
konsantrasyonda uygulanır. Serbest PrP, monoklonal an‐
tikor ile yakalanır. Monoklonal antikor ve PrP kompleksi,
europium ile işaretlenmiş olan antikorlar ile belirlenir.
Zaman ayrımlı floresans kullanarak, iki farklı konsantras‐
yonda (çözünen ve çözünmeyen) hazırlanan örneğin
kantitasyonu yapılır (28). Çözünmeyen PrP’nin, total PrP
konsantrasyonuna oranı bu yöntem için belirleyici bir
kriterdir (17). Bu yöntem ile 10 pikograma kadar PrP be‐
lirlenebilmektedir (28).
13. Kapiller Jel Elektroforez: Floresan işaretli sentetik
PrP peptid ile doku örneklerinde mevcut olan PrP’nin,
antikora bağlanmak için yaptıkları mücadeleyi belirle‐
meye dayanan bir yaklaşımdır. Serbest peptid ve antikor
peptid pikleri, kapiller elektroforez ile birbirlerinden ayırt
edilmektedir (17). Ultrasantrifügasyon yöntemleri ile be‐
yinden ekstrakte edilen prion proteini, sodyum lauroyl
sarkozin ve proteinaz K ile muamele edilir. Son santrifüj‐
den sonra elde edilen pelet, süspanse edilerek, sodyum
dodesil sülfat ve 2‐merkaptoetanol ile muamele edilir ve
kaynatılırarak, elektroforez işlemine tabi tutulur. Schmerr
ve ark. yaptıkları çalışmada bu yöntemin, scrapie teşhisi
için “western blot” yöntemine göre yaklaşık 100 kat daha
az örnek miktarına ihtiyaç duyduğunu bildirmişlerdir (29).
14. Floresan Korelasyon Spektroskopi (FCS): Solüsyon
içinde lazer ışınları arasından geçen, floresan işaretli mo‐
lekülleri belirlemeye dayanan bir metottur. Analiz solüs‐
yonu, PrP
Sc
agregatlarına kuvvetli bir şekilde bağlanan,
flüorofor ile işaretli anti‐PrP antikorlarını içermektedir.
Anti‐PrP antikoru veya rekombinant PrP ile işaretlenmiş
PrP
Sc
, rölatif floresan yoğunluğuna göre tespit edilir (17,
18). Anti‐PrP antikorları bağlanan PrP
Sc
, monomerik
PrP
C
’nin arka planında kolayca görülebilmektedir. Bu
metodun, “western blot” metodundan yaklaşık 20 kat
daha duyarlı olduğu bildirilmiştir. CJD hastalarının
%20’sinin serebrospinal sıvısında ilk kez bu yöntem ile
PrP
Sc
tespit edilmiştir (18).
15. Multispektral Ultraviyole Floresan Spektroskopi
(MUFS): Bu yöntemde proteinler, ultraviyole radyasyon
ile uyarılarak, spesifik floresan emisyon tarzlarına göre
belirlenirler. Bu şekilde hücresel prion proteinini, patolojik
prion proteininden ve farklı PrP
Sc
formlarından ayırmak
mümkün olmaktadır (18).
16. Aptamer: Aptamer, spesifik biçimde hedef proteine
bağlanan DNA veya RNA molekülleridir (17). PrP
C
ve/veya PrP
Sc
’nin de, kimyasal olarak sentezlenen, stabi‐
lize ve mobilize edilen spesifik nükleik asit aptamerlerinin
olduğu bildirilmiştir (30). Weiss ve ark. (1997) yaptıkları
çalışmada, G kuartet motiflerine sahip RNA aptamer‐
lerinin, PrP’nin amino ucuna bağlandığını tespit etmiş‐
lerdir (31). İn vitro prion analizlerinde, PrP
Sc
’nin spesifik
bağlanma aptamerinin, PrP’nin proteinaz dirençli form‐
larının bir araya gelmesini engellediği belirlenmiştir (17).
Bu tespite dayanarak, RNA, DNA ve peptid aptamerle‐
rinin, prion hastalıklarının tanısında ve tedavisinde yararlı
olabileceği düşünülmektedir (30).
17. Fourier Transform İnfrared (FT‐IR) Spektroskopi:
Patolojik prion proteininin tespiti
147
Kan ve nöronol dokudaki patolojik prion proteinin, belir‐
lenmesi için umut veren bir biyofiziksel yöntemdir (32).
Bu yöntem, infrared spektrumundaki çok değişkenli ana‐
lizlerin birleşmiş olduğu tanımlayıcı bir metottur (17). FT‐
IR ile prion proteinlerinin üç boyutlu yapısı belirlenmek‐
tedir. Pan ve ark. bu yöntemle yaptıkları çalışmada,
PrP
C
’nin, %42’sinin α heliks, %3’ünün β‐sheet formunda
iken PrP
Sc
’nin %30’unun α heliks, %43’ünün β‐sheet for‐
munda olduğunu tespit etmişlerdir (37). Gasset ve ark.
PrP
Sc
’nin, proteinaz dirençli çekirdeği olan PrP27‐30’un,
%54’ünün β‐sheet, %25’inin α heliks yapısında olduğunu
bildirmişlerdir (38). FT‐IR ile PrP
Sc
ve PrP27‐30 karak‐
terizasyonunun yapılabilmesi, antikorlardan bağımsız
olarak, memeli türü ve spesifik TSE kısıtlamaları olmadan,
moleküler suş tiplemesinin bu yönteminle yapılmasına
imkan vermektedir (32).
18. “Flow Microbead Immunoassay” (FMI): Mikro‐
boncuklara kovalent olarak bağlanmış anti‐PrP antikorla‐
rının kullanıldığı bir metottur (17). Mikro‐boncuklar ile
bloklanan
örneklerin,
floresan
yoğunluğu,
“flow
cytometer” ile belirlenir. Floresan yoğunluğu, PrP
Sc
kon‐
santrasyonu ile doğru orantılı olarak artış gösterir (33). Bu
metot ile sığır etindeki 7 pmol / 7 nmol ve kemik unun‐
daki %0,3’den daha yüksek konsantrasyondaki rekombi‐
nant PrP/ PrP
Sc
belirlenebilmektedir (17).
19. Biomarkerlar: PrP
Sc
, TSE’nin post‐mortem tanısı
için uygun bir işarettir. Çünkü enfekte insanların ve hay‐
vanların Santral Sinir Sistemlerinde (SSS) yüksek konsant‐
rasyonda, PrP
Sc
bulunmaktadır. Bununla birlikte, PrP
Sc
preklinik tanıda sınırlı olarak kullanılabilmektedir. Çünkü
PrP
Sc
, SSS dışında, özellikle vücut sıvılarında (kan, idrar
gibi), oldukça düşük konsantrasyonda bulunmaktadır.
Prion ile enfekte insanların ve hayvanların idrarlarında,
proteinaz dirençli PrP kökenli moleküller belirlenmiştir.
Fakat güvenilir rutin bir test henüz geliştirilememiştir (6).
Farklı RNA görüntüleme teknolojileri kullanılarak,
yeni bir transkriptin eritroid farklılaşma faktörünü kodla‐
dığı (EDRF) ve bu faktör ekspresyonunun scrapie ile
enfekte farede, hastalığın gelişimi sırasında aşamalı olarak
azaldığı belirlenmiştir. BSE ile enfekte büyük baş serumla‐
rında belirlenen nükleik asitlerin, hastalığın gelişimi ile
beraber ortaya çıktığı ile ilgili benzer yaklaşımlar bulun‐
maktadır (6).
20. Elektrokardiyografi (EKG): TSE’lerin tanısındaki
diğer bir invazif olmayan test, yüksek çözünürlükteki
elektrokardiyografidir. EKG ile enfeksiyonun erken saf‐
halarında kalp hızında belirgin değişimlerin olup olma‐
dığı araştırılmıştır. EKG, deneysel olarak BSE ajanı ile
enfekte edilen 150 sığırda denenmiş ve 8 ay sonra ölen 2
hayvanda Solunum Sinüs Aritmi (SSA) seviyelerinin art‐
masına bağlı olarak, hastalık tespit edilmiştir (6).
21. Elektroensefalogram (EEG): EEG uygulaması ya‐
pılan CJD hastalarının %75‐85’inde, hastalığın ileri aşa‐
malarında tipik tanısal bulgular elde edilmiştir. Tipik
EEG bulgusu periyodik, bifazik veya trifazik, senkronize
keskin dalga kompleksleridir (11). Hastalığın erken evre‐
sinde, EEG ile yaygın düzensiz teta ve delta dalgaları ile
birlikte bilateral alfa ve aralıklı yüksek amplitüdlü ritmik
delta aktivitesinin tespit edilebileceği bildirilmiştir (10).
22. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI): CJD tanı‐
sında, difüzyon ağırlıklı MRI görüntülemenin en duyarlı
teknik olduğu düşünülmektedir. T2 ağırlıklı MRI ile bazal
ganglion anormallikleri belirlenebilmektedir. vCJD’li
hastalarda, MRI ile talamusun pulvinar çekirdeğinde,
bilateral sinyal artışı tesptit edilmiştir. Bu bulgu, vCJD için
%78 oranında duyarlı ve %100 oranında özgül bir bulgu
olarak değerlendirilmektedir (34).
SONUÇ
Mevcut tanı yöntemleri, PrP
C
ve PrP
Sc
proteinleri ara‐
sındaki fizikokimyasal farklılıklara dayanmaktadır. Tanı
yöntemleri arasındaki temel faklılık, saptama seviyelerin‐
den kaynaklanmaktadır., Hastalığın preklinik safhasında
PrP
Sc
birikiminin düşük bir kinetiğe sahip olması, tanı
yöntemlerinin inkübasyon periyodunun erken safhala‐
rında kullanılmasını sınırlandırmaktadır. Bu kısıltlamalar
dikkate alınarak, yeni diagnostik tekniklerde, PrP
Sc
’nin
tanımlanması için vücut sıvılarındaki duyarlılığın ve
spesifitenin artırılması ve PrP
Sc
varlığını temsil eden yeni
göstergelerin belirlenmesi hedeflenmektedir (6).
KAYNAKLAR
1.
Ji HF, Zhang HY. Beta-sheet constitution of prion pro-
teins. Trends Biochem Sci 2010; 35: 129-134.
2.
Edgeworth JA, Farmer M, Sicilia A, et al. Detection of
prion infection in variant Creutzfeldt-Jakob disease: a
Patolojik prion proteininin tespiti
148
blood-based assay. Lancet 2011; 377: 487-493.
3.
Velayos JL, Irujo A, Cuadrado-Tejedor M,
Paternain
B, Moleres FJ, Ferrer V. Cellular prion protein in the
central nervous system of mammals. Anatomoclinical as-
sociations. Neurologia 2010; 25: 228-233.
4.
Mastrianni JA. Prion diseases. Clin Neurosci Res 2004; 3:
469-480.
5.
Van der Kamp MW, Daggett V. Pathogenic mutations in
the hydrophobic core of the human prion protein can
promote structural instability and misfolding. J Mol Biol
2010; 404: 732-748.
6.
Kübler E, Oesch B, Raeber AJ. Diagnosis of prion dise-
ases. Br Med Bull 2003; 66: 267-279.
7.
Gavier-Widén D, Stack MJ, Baron T, Balachandran A,
Simmons M. Diagnosis of transmissible spongiform en-
cephalopathies in animals: a review. J Vet Diagn Invest
2005; 17: 509-527.
8.
Prusiner SB. Prions. Proc Natl Acad Sci 1998; 95: 13363-
13383.
9.
Pocchiari M, Poleggi A, Principe S, Graziano S, Cardone
F. Genomic and post-genomic analyses of human prion
diseases. Genome Med 2009; 1: 63.
10.
Zerr I. Clinical and therapeutic aspects of prion disease.
Handb Clin Neurol 2008; 89: 737-764.
11.
Belay ED. Transmissible Spongiform Encephalopathies
In Humans. Annu Rev Microbiol. 1999; 53: 283-314.
12.
Cook RW, Richards RB, Middleton DJ. Transmissible
Spongiform Encephalopathies. Australian and New
Zealand Standard Diagnostic Procedure 2010; 16.
13.
Belay ED, Schonberger LB. The Public Health Impact
of Prion Diseases. Annu Rev Public Health 2005; 26:
191–212.
14.
Kalikiri PC, Sachan RG. Prions- Proteinaceous Infec-
tious Particles, JIACM 2003; 4: 334-336.
15.
McKintosh E, Tabrizi SJ, Collinge J. Prion diseases. J.
Neurovirol 2003; 9: 183–193.
16.
Wadsworth JDF, Collinge J. Update on human prion
disease. Biochimica et Biophysica Acta 2007; 1772: 598–
609.
17.
Sakudo A, Nakamura I, Ikuta K, Onodera T. Recent
developments in prion disease research: diagnostic tools
and in vitro cell culture models. J Vet Med Sci 2007; 69:
329-337.
18.
Ingrosso L, Vetrugno V, Cardone F, Pocchiari M.
Molecular diagnostics of transmissible spongiform en-
cephalopathies. Trends Mol Med 2002; 8: 273-280.
19.
Dong CF, Huang YX, An R, et al. Sensitive Detection of
PrP (Sc) by Western Blot Assay Based on Streptomycin
Sulphate Precipitation. Zoonoses Public Health, 2007;
54: 328-336.
20.
Kretzschmar HA, Ironside JW, DeArmond SJ, Tateishi
J. Diagnostic criteria for sporadic Creutzfeldt-Jakob dise-
ase. Arch Neurol 1996; 53: 913-920.
21.
Schulz-Schaeffer WJ, Tschöke S, Kranefuss N, et al. The
paraffin-embedded tissue blot detects PrPSc early in the
incubation time in prion diseases. Am J Pathol 2000;
156: 51-56.
22.
Taraboulos A, Jendroska K, Serban D, Yang S-L, DeAr-
mond SJ, Prusiner SB. Regional mapping of prion pro-
teins in brain. Proc Natl Acad Sci 1992; 89: 7620-7624.
23.
Bosque PJ, Prusiner SB. Cultured cell sublines highly
susceptible to prion infection. J Virol 2000; 74: 4377-
4386.
24.
Tahiri-Alaoui A, Sim VL, Caughey B, James W. Molecu-
lar heterosis of prion protein beta-oligomers. A potential
mechanism of human resistance to disease. J Biol Chem
2006; 281: 34171–34178.
25.
Soto C, Saborio GP, Anderes L. Cyclic amplification of
protein misfolding: application to prion-related disorders
and beyond. Trends Neurosci 2002; 25: 390-394.
26.
Saborio GP, Permanne B, Soto C. Sensitive detection of
pathological prion protein by cyclic amplification of pro-
teinmisfolding. Nature 2001; 411: 810-813.
27.
McCutcheon S, Hunter N, Houston F. Use of a new
immunoassay to measure PrP Sc levels in scrapie-in-
fected sheep brains reveals PrP genotype-specific differ-
ences. J Immunol Methods 2005; 298: 119-128.
28.
Dabaghian RH, Barnard G, McConnell I, Clewley JP. An
immunoassay for the pathological form of the prion pro-
tein based on denaturation and time resolved fluorome-
try. J Virol Methods 2006; 132: 85-91.
29.
Schmerr MJ, Jenny A, Cutlip RC. Use of capillary so-
dium dodecyl sulfate gel electrophoresis to detect the
prion protein extracted from scrapie-infected sheep. J
Chrom B Biomed Sci Appl 1997; 697: 223-229.
30.
Gilch S, Schätzl HM. Aptamers against prion proteins
Patolojik prion proteininin tespiti
149
and prions. Cell Mol Life Sci 2009; 66: 2445-2455.
31.
Weiss S, Proske D, Neumann M, et al. RNA Aptamers
Specifically Interact with the Prion Protein PrP. J Virol
1997; 71: 8790–8797.
32.
Beekes M,
Lasch P,
Naumann D. Analyti-
cal applications of Fourier transform-infrared (FT
IR)
spectroscopy in microbiology and prion research.
Vet
Microbiol 2007; 123: 305-319.
33.
Murayama Y, Yoshioka M, Horii H, Takata M, Miura
K, Shinagawa M. Specific detection of prion antigenic
determinants retained in bovine meat and bone meal by
flow microbead immunoassay. J Appl Microbiol
2006; 101: 369-376.
34.
Kallenberg K, Schulz-Schaeffer WJ, Jastrow U, et al.
Creutzfeldt-Jakob disease: Comparative Analysis of MR
Imaging Sequences. ANJR Am J Neuroradiol 2006; 27:
1459-1462.
35.
Duffy P, Wolf J, Collins G, DeVoe AG, Streeten B,
Cowen D. Possible person-to-person transmission of
Creutzfeldt-Jakob disease. N Engl J Med 1974; 290: 692-
693.
36.
Collinge J, Sidle KC, Meads J, Ironside J, Hill AF.
Molecular analysis of prion strain variation and the
aetiology of ‘new variant’ CJD. Nature 1996; 383: 685-
690.
37.
Pan KM, Baldwin M, Nguyen J, Gasset M, Serban A,
Groth D, Mehlhorn I, Huang Z, Fletterick RJ, Cohen
FE, Prusiner SB. Conversion of -helices into ß-sheets
features in the formation of the scrapie prion proteins.
Proc Natl Acad Sci USA 1993; 90: 10962-10966.
38.
Gasset M, Baldwin MA, Fletterick RJ, Prusiner SB.
Perturbation of the secondary structure of the scrapie
prion protein under conditions that alter infectivity.
Proc Natl Acad Sci USA 1993; 90: 1-5.
Dostları ilə paylaş: |