İstemli motor ya da duyu işlevlerini etkileyen, nörolojik ya da başka bir fiziksel hastalık düşündüren semptom ya da defisitlerin varlığı
İstemli motor ya da duyu işlevlerini etkileyen, nörolojik ya da başka bir fiziksel hastalık düşündüren semptom ya da defisitlerin varlığı
Bu semptom ya da defisite eşlik eden psikolojik etkenler
Bu semptom ya da defisit amaçlı olarak ortaya çıkartılmamakta
Mutlaka yeterli bir incelemeden sonra, nörolojik, diğer tıbbi durum ve madde ile ilgili semptom ve defisitler dışlanmalı
Antik Mısır’da tuhaf davranan kadınlar
Eski Yunan’da Hipokrat zamanında “histeri”
Yunanca “döl yatağı” anlamına gelen “histeron”
Kadın rahminin vücut içinde yer değiştirmesi ve yerleştiği organa göre semptom
Ortaçağ ve rönesansta şeytanla ilişkili durumlar
17.yüzyılda Thomas Willis; histeri beynin sinirsel hastalığı
17.yüzyılda Thomas Willis; histeri beynin sinirsel hastalığı
17. Yüzyıl’da Sydenham; histerinin bedenden ziyade zihnin psikolojik bozukluğu olduğuna, erkeklerde de görüldüğüne ve birçok klinik sendromu taklit edebileceğine dikkat çekmiş.
19. yüzyılda Jean Martin Charcot; nörolojik hasarı taklit eden histeri semptomlarına odaklanarak, bu semptomların yapay olarak tetiklenebileceğini ve hipnozla da düzeltebileceğini göstererek psikolojik olduğu sonucuna varma
Janet, Freud ; Histeri, psikolojik travmanın neden olduğu bir durum
Janet, Freud ; Histeri, psikolojik travmanın neden olduğu bir durum
Janet:‘’Disosiasyon’’
Freud:‘’Represyon, konversiyon’’
1893’de Freud ve Josef Breuer’in yayınladıkları “Histeri Üzerine Çalışmalar”da; Freud konversiyon mekanizmasının histeride merkezi bir özellik olduğunu, travmatik olayla ilgili olan duygusal yaşantı sözel olarak ifade edilmediği için somatik histerik semptoma dönüştüğü, bu semptomun aynı zamanda sembolik olarak travmatik olayı da yansıttığını belirtiyor.
Travmatik anıların iyileştirilmesi; psiko-analiz
1967’de DSM-II’de histerik nevrozlar ana başlığı altında “konversiyon tipinde histerik nevroz” ve “dissosiyatif tipte histerik nevroz”
1967’de DSM-II’de histerik nevrozlar ana başlığı altında “konversiyon tipinde histerik nevroz” ve “dissosiyatif tipte histerik nevroz”
DSM-III’de somatoform bozukluklar altında konversiyon bozukluğu
DSM-IV’de şimdiki kullanılan konversiyon bozukluğunu etiyolojisi ve tanı kriterleri tanımlanmış
International Statistical Classification of Diseases and Related Health Problems listesinin dokuzuncu versiyonunda (ICD-9) da bu grup “nevrotik bozukluklar” başlığı altında;
International Statistical Classification of Diseases and Related Health Problems listesinin dokuzuncu versiyonunda (ICD-9) da bu grup “nevrotik bozukluklar” başlığı altında;
Histeri terimi ile hem konversiyon hem de disosiasyon kastediliyor.
ICD-10’da konversiyon bozukluğu disosiyatif bozukluklar başlığı altında incelenmiş.
Genel populasyonda insidansı 11-300/100000
Genel populasyonda insidansı 11-300/100000
Yaşam boyu sıklığı %25-33
Genel tıbbi kliniklere başvuran olgularda konversiyon semptomunun görülmesi %20-25
Hastanede psikiyatri konsültasyonlarının %5-14 kadarı konversiyon belirtileri nedeniyle
Ülkemizde, psikiyatri acil polikliniklerine yapılan başvurularda %12- 47
Psikiyatri konsültasyonu istemlerinin %25’inde
Başlangıç yaşı genellikle 10-35 yaş
Başlangıç yaşı genellikle 10-35 yaş
Orta ve ileri yaşta nörolojik ya da diğer tıbbi durumlar
Kadınlarda 2-10 kat daha sık
Kadınlarda bedenin sol tarafında semptomlar daha sık
Konversif semptomlar gösteren kadınlarda daha sonra somatizasyon bozukluğu gelişme olasılığı fazla
Erkeklerde konversiyon bozukluğu ile anti sosyal kişilik bozukluğu arasında ilişki
Kırsal alanda ve gelişmekte olan ülke ve bölgelerde daha sık
Kırsal alanda ve gelişmekte olan ülke ve bölgelerde daha sık
Düşük sosyoekonomik koşullar, düşük eğitim düzeyi, düşük tıbbi bilgi, düşük zeka düzeyi risk faktörü
Erkeklerde çoğu zaman iş kazaları ya da askerlik sırasında (simulasyon?)
Çatışma içindeki askeri personelde sık
Kültürel özellikler önemli;
Kültürel özellikler önemli;
Konversif semptomlar,
Sıkıntıların kültüre özgü kabul edilebilir dışavurumu,
Dinsel veya şifa verme törenlerinin bir görünümü olabilir.
Psikodinamik Etkenler:
Psikodinamik Etkenler:
İntrapsişik çatışmanın baskılanması ve anksiyetenin fizyolojik işlev değişikliklerine çevrilmesi,
Konversiyon düzeneği sayesinde hasta bilinçdışı çatışmalardan ve bunların sonucunda ortaya çıkan anksiyeteden kurtulur (birincil kazanç).
Ayrıca ortaya çıkan işlevsel fizyolojik bozukluklar aracılığıyla çevrenin ilgisini, sevgisini, yardımını, yakınlığını elde ederek, bu ortam ve kişilerle ilgili sıkıntılarından kurtulmaya çalışır (ikincil kazanç).
Biyolojik Etkenler;
Biyolojik Etkenler;
Kranyal görüntüleme;
Serebral asimetri ? Sağ hemisfer baskın, belirtiler genellikle vücudun sol tarafında
Baskın hemisferde hipometabolizma ve çekinik hemisferde hipermetabolizma
Bunlara bağlı olarak interkortikal kominikasyon ve sözel ileti işlevinin bozulması
Nöropsikolojik testler; sözel iletişim, hafıza, dikkat ve affektif
uygunlukta pek belirli olmayan serebral bozukluklar
Kafa travması ve organisitede artmış insidans
Öğrenme Teorisi: Koşullanmış öğrenme davranışı ? Çocuklukta öğrenilen hastalık semptomları zor durumlarda uyum mekanizması olarak ortaya çıkmakta
Öğrenme Teorisi: Koşullanmış öğrenme davranışı ? Çocuklukta öğrenilen hastalık semptomları zor durumlarda uyum mekanizması olarak ortaya çıkmakta
Kalıtsal Etkenler: Tek yumurta ikizlerinde görülme sıklığı artmış
Birinci derece yakınlarında görülme sıklığı normal toplumdan 10 kat
fazla
DSM-IV-TR Konversiyon Bozukluğu için Tanı Ölçütleri -1 A. İstemli motor ya da duyu işlevlerini etkileyen, nörolojik ya da diğer bir genel tıbbi durumu düşündüren bir ya da birden fazla semptom ya da defisitin olması. B. Bu semptom ya da defisite psikolojik etkenlerin eşlik ettiği yargısına varılır, çünkü bu semptom ya da defisitin başlaması ya da alevlenmesi öncesinde çatışmalar ya da diğer stres etkenleri vardır. C. Bu semptom ya da defisit amaçlı olarak ortaya çıkartılmamakta ya da bu tür semptomları varmış gibi davranılmamaktadır (Yapay bozukluk ya da simülasyonda olduğu gibi). D. Yeterli bir incelemeden sonra, bu semptom ya da defisit genel tıbbi bir durum ya da bir maddenin doğrudan etkisi ile ya da kültürel olarak uygun bulunan bir davranış ya da yaşantı olarak tam açıklanamaz. E. Bu semptom ya da defisit, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da işlevselliğin önemli diğer alanlarında bozulmaya neden olur ya da tıbbi değerlendirmeyi gerektirir. F. Bu semptom ya da defisit ağrı ya da işlev bozukluğu ile sınırlı değildir, sadece somatizasyon bozukluğunun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır ve başka bir mental bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
DSM-IV-TR Konversiyon Bozukluğu için Tanı Ölçütleri -1 A. İstemli motor ya da duyu işlevlerini etkileyen, nörolojik ya da diğer bir genel tıbbi durumu düşündüren bir ya da birden fazla semptom ya da defisitin olması. B. Bu semptom ya da defisite psikolojik etkenlerin eşlik ettiği yargısına varılır, çünkü bu semptom ya da defisitin başlaması ya da alevlenmesi öncesinde çatışmalar ya da diğer stres etkenleri vardır. C. Bu semptom ya da defisit amaçlı olarak ortaya çıkartılmamakta ya da bu tür semptomları varmış gibi davranılmamaktadır (Yapay bozukluk ya da simülasyonda olduğu gibi). D. Yeterli bir incelemeden sonra, bu semptom ya da defisit genel tıbbi bir durum ya da bir maddenin doğrudan etkisi ile ya da kültürel olarak uygun bulunan bir davranış ya da yaşantı olarak tam açıklanamaz. E. Bu semptom ya da defisit, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da işlevselliğin önemli diğer alanlarında bozulmaya neden olur ya da tıbbi değerlendirmeyi gerektirir. F. Bu semptom ya da defisit ağrı ya da işlev bozukluğu ile sınırlı değildir, sadece somatizasyon bozukluğunun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır ve başka bir mental bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Semptom ya da defisitin tipine göre;
Motor semptom ya da defisit gösteren
Duyu semptomu ya da defisit gösteren
Katılmalar ya da konvülsiyonlar gösteren
Karışık görünüm sergileyen
Astazi-abazi
Paralizi ya da lokalize zayıflık
Belirgin ritmik tremor, kore, tik, jerk
Afoni
Üriner retansiyon
Globus histerikus (boğazda kitle hissi)
Flask yutma güçlüğü
Astazi-Abazi;
Astazi-Abazi;
Belirgin koordinasyon bozukluğu ile kararsız bir duruş ve ataksi ile karakterize (sarhoş gibi yürüme, sendeleme).
Hasta nadiren düşer, ancak bir yerini yaralamaz.
Dikkatin odaklanmasıyla hareket kötüleşir.
Afoni (ses kısılması), mutizm (konuşamama) oldukça sık görülen belirtiler
Afoni (ses kısılması), mutizm (konuşamama) oldukça sık görülen belirtiler
Heceleme kusurları ve dizartri olabilir.
Daha seyrek olarak da çocuksu, peltekleyerek, kekeleyerek ya da bir çocuğu taklit edercesine konuşma bozuklukları
Normal öksürme sesi kordların kapandığını gösterir.
Paralizi;
Paralizi;
Ekstremitelerin distal kısımlarına göre daha çok proksimal kısımlarında olur.
Gevşek ya da kontraktürle seyreder, ektremiteleri ya da yüzün bir yanını etkileyebilir.
Konversif bir spazmda, hem kol, hem bacak bedenin aynı yanında kasılır, eller yumruk halinde, dizler fleksiyonda, ayaklar yukarı dönük
Uzun süren konversiyon bozukluklarında kas atrofisi, kontraktürler gelişebilir.
EMG normal
Nöbetler;
Nöbetler;
Sosyal ortama yanıt
Yere düşüş yavaş
Kenetlenme, bazen opistotonus
Tonik-klonik düzenli ardışık kasılma yok
Dil ısırma, idrar kaçırma nadir
Bilinç kaybı yok.
Kornea refleksi var.
Plantar yanıt fleksör
EEG normal
Nöbet sonrası prolaktin düzeyinde artış yok
Epileptik nöbet
Epileptik nöbet
Nöbetin süresi, birkaç dakika-birkaç saniye
EEG, nöbet sırasında bozuk, interiktal dönemde normal olabilir
İnkontinans, sık
Nöbete karşı tavır, egodistonik
Stresle bağlantı, genellikle yok
Gözlemci, yalnız
Sterotipik davranış, evet
Telkine yatkınlık, hayır
Postiktal konfüzyon, sık
Antikonvulzanlara yanıt, genellikle verir
Nöbetteki olayları anımsama, hayır
Bizar nöbet davranışı, nadir
Fiziksel yaralanma, sık
Başlaması , genellikle ani
Ağrı veya dokunma hissinin kaybı
Ağrı veya dokunma hissinin kaybı
Hiperestezi, parestezi
Çift görme
Körlük
Sağırlık
Görsel halüsinasyon
Konversiyonda duyusal algılardaki değişiklikler, sinir dağılımına (dermatom) uyumsuz
Konversiyonda duyusal algılardaki değişiklikler, sinir dağılımına (dermatom) uyumsuz
Hemianestezi durumunda gövde ve yüzdeki sınır kesin olarak bölünemez, orta hatta çok belirgin
Tüm duyularının kaybolduğunu belirtse bile pozisyon duyusu sağlam, karanlıkta tökezlemeden yürüyebilir.
Vibrasyon hissi de değişse bile sağlam kalır.
Ellerine tutuşturulan eşyayı tanıyabilir.
Anestetik alanlar perifer-distal arasında derece farklılıkları göstermez, kesin olarak sınırlanabilir, ama muayeneden muayeneye değişebilir.
Görmeme durumu tam değil, bulanık görme ya da okuma güçlüğü olabilir, etrafa çarpmadan yürüyebilir, ani verilen parlak ışığa bakar, bir parmağına dokunması istenince yapamaz, tehlikeli durumlardan kendini korur.
Görmeme durumu tam değil, bulanık görme ya da okuma güçlüğü olabilir, etrafa çarpmadan yürüyebilir, ani verilen parlak ışığa bakar, bir parmağına dokunması istenince yapamaz, tehlikeli durumlardan kendini korur.
Bilateral sağırlıkta yüksek ses uyaranı ile göz kırpma refleksi ya da cilt terlemesinde değişiklik elde edilebilir.
Ülkemizde konversiyon bozukluğu tanısı konanlarda yapılan bir çalışmada; olguların %66.3’ünde katılmalar ya da konvülsiyonlar, %36.9’unda duyu belirtisi ya da kaybı, %41.1’inde motor belirtisi ya da kaybı (Gülseren ve ark. 1993).
Ülkemizde konversiyon bozukluğu tanısı konanlarda yapılan bir çalışmada; olguların %66.3’ünde katılmalar ya da konvülsiyonlar, %36.9’unda duyu belirtisi ya da kaybı, %41.1’inde motor belirtisi ya da kaybı (Gülseren ve ark. 1993).
Ülkemizde yapılan diğer bir çalışmada ise olguların;
%74’ünde katılmalar ya da konvülsiyonlar, %10’unda globus histerikus, %6.9’unda paralizi, %6.9 konuşamama, %3.4 körlük (Avcı ve Aslan 1995).
Tomasson ve arkadaşlarının (1991), konversiyon bozukluğu olan olgularla yaptıkları çalışmada;
Tomasson ve arkadaşlarının (1991), konversiyon bozukluğu olan olgularla yaptıkları çalışmada;
%71’inin psödonörolojik kayıplar,
%40.3 oranında katılmalar ya da konvülsiyonlar,
%40.3’ünde de duyu belirtisi ya da kaybı
Körlük ya da afoni gibi belirtilerin batı ülkelerinde seyrek görüldüğü belirtilirken gelişmekte olan ülkelerde bu belirtilerin hala sık
Kent ve ark. 1995,
Sağduyu ve ark. 1997,
Tomasson ve ark. 1991
Güzel aldırmazlık (la belle indifference)
Güzel aldırmazlık (la belle indifference)
Dramatik ve histriyonik bir görünüm
İkincil kazanç
Telkine yatkınlık
Hasta rolünün benimsenmesi
Somatik yakınmalar
Genellikle akut başlangıçlı
Genellikle akut başlangıçlı
Belirtiler oldukça renkli, dramatik
Uygun çevresel koşullar, telkin yöntemi ile spontan düzelme sık
Konversiyon bozukluğu hastalarının %90-100’ünün başlangıç semptomları bir aydan az bir sürede genellikle de birkaç gün içerisinde düzelmektedir.
Konversiyon bozukluğu nedeniyle hastaneye yatan çoğu olgu 2 hafta içinde düzelir.
Olguların 1/4 -1/5’inde 1 yıl içinde rekürens olur.
Hastaların %75’inin başka bir epizod geçirmediği, %25’inin ise stresli yaşam olaylarının olduğu dönemler boyunca hastalığın tekrarladığı bildirilmiştir.
Eşlik eden diğer bir mental ve tıbbi bir bozukluğun olması olumsuz bir prognostik faktör olarak gösterilmektedir.
Eşlik eden diğer bir mental ve tıbbi bir bozukluğun olması olumsuz bir prognostik faktör olarak gösterilmektedir.
Tremor ve konvulsiyonlar kötü prognozu gösterir.
Hastaların %25-50’sinde daha sonradan nörolojik veya psikiyatri dışı tıbbi bir hastalık ortaya çıkmaktadır (yanlış pozitiflik ?).
Akut başlangıç
Akut başlangıç
Başlangıçta belirgin psikososyal stresör varlığı
Erken tedavi başvurusu
Eşlik eden başka bir psikiyatrik bozukluk ya da tıbbi bir hastalığın olmaması
Zeka düzeyinin iyi olması
Paralizi, afoni, körlük belirtileri
Hastanın ikincil kazançlarının fazla olmaması
Çevredeki kişilerle yaşadığı çatışmanın fazla olmaması
Bağımlı, Pasif-Agresif Kişilik Bozuklukları, %9-40
Anti sosyal Kişilik Bozukluğu
Şizofreni
Konversiyon bozukluğu tanısı konmuş hastaların %10-50’sinde epilepsi başta olmak üzere organik beyin bozuklukları,
Konversiyon bozukluğu tanısı konmuş hastaların %10-50’sinde epilepsi başta olmak üzere organik beyin bozuklukları,
Bir araştırmada hastaların %22.3’ünde beyin bozukluğuna işaret eden en az bir marker (%8.7’sinde epileptiform değişiklikler, %9.7’sinde MRI değişiklikleri, %9.7’sinde nöropsikolojik değişiklikler) saptanmış.
MSS hastalıkları: Özellikle epilepsi, multipl skleroz, kontüzyon sendromu, MSS enfeksiyonları (ensefalitler), demans, beyin tümörleri, Guillian-Barre sendromu, bazal ganglia hastalıkları, Creutzfeld-Jacob hastalığı, periyodik paralizi ve AİDS’in erken nörolojik görünümleri, optik nörit
MSS hastalıkları: Özellikle epilepsi, multipl skleroz, kontüzyon sendromu, MSS enfeksiyonları (ensefalitler), demans, beyin tümörleri, Guillian-Barre sendromu, bazal ganglia hastalıkları, Creutzfeld-Jacob hastalığı, periyodik paralizi ve AİDS’in erken nörolojik görünümleri, optik nörit
Dejeneratif hastalıklar: Kas-iskelet ve bağ dokusunun hastalıkları olan SLE, PAN, RA’in erken dönemleri, myestenia gravis, polimiyozit
Diğer: Sifiliz, tüberoskleroz, hiper ve hipotiroidizm, hiperparatiroidizm, porfiria, hipoglisemi, duodenum ve safra kesesi hastalıkları, pankreas hastalıkları
İlaç kullanımına bağlı distoniler
İlaç kullanımına bağlı distoniler
Alkol-Madde ile ilişkili bozukluklar
Yapay bozukluk,
Yapay bozukluk,
Temaruz (simülasyon),
Somatizasyon bozukluğunda da duyu ve motor semptomlar görülür, ama bu, erken yaşta başlayan kronik ve çoklu semptom veren bir hastalıktır.
Hipokondriyaziste vücutta herhangi bir fonksiyon kaybı yoktur.
Semptomlar “ağrı” üzerine odaklaşmışsa ağrı bozukluğu tanısına yönlenilir.
Şikayetler cinsel işlevle sınırlı ise cinsel işlev bozukluğu tanısı konur.
Disosiyatif bozukluklar; konversiyon bozukluğu ile bazı özellikleri paylaşır. Her iki bozukluk da nörolojik işlev bozukluğunu düşündüren semptomları kapsar. Aynı kişide bu iki durum da saptanırsa iki tanı da kaydedilmelidir.
Disosiyatif bozukluklar; konversiyon bozukluğu ile bazı özellikleri paylaşır. Her iki bozukluk da nörolojik işlev bozukluğunu düşündüren semptomları kapsar. Aynı kişide bu iki durum da saptanırsa iki tanı da kaydedilmelidir.