Osteoporoz, kemik erimesi olarak da adlandırılan, kemiklerin incelmesi, zayıflaması ve kırılması ile karakterize bir hastalıktır.
Osteoporozun etiyolojisinde; kalıtım, cinsiyet, ırk, beslenme, yetersiz fiziksel aktivite gibi bir çok faktör bulunmaktadır.
Bununla birlikte hastalığın oluşumu, özellikle yaşamın erken dönemlerindeki yanlış beslenme ve yaşam biçimlerinden etkilenir, belirti vermeden sessiz ilerler ve ileriki yaşlarda sürpriz bir şekilde ortaya çıkabilir.
Kalsiyum
Yetişkin bir insanın vücudunda 1.2 kg kalsiyum bulunur.
Kalsiyumun büyük çoğunluğu kemik ve dişlerin yapısında, geri kalanı yumuşak dokularda ve az miktarı da vücut sıvılarında bulunur.
Besinlerimiz ile aldığımız kalsiyumun ancak %30-40’ı emilebilmektedir.
Emilemeyen kısım ise dışkı, idrar az miktarda da deri ve saç ile atılır.
Kalsiyumun görevleri nelerdir?
Kemik ve dişlerin gelişimi ve sağlığının korunması için gereklidir.
Menapoz sonrası dönemde olmak (östrojen hormonunun yetersiz olması)
Erken menapoza girmek (45 yaş öncesi)veya düzensiz adet görmek
Düşük kemik mineral yoğunluğuna sahip olmak (kadınlarda kemik yoğunluğu, erkeklerden daha azdır)
Erkeklerde düşük testosteron düzeyine sahip olmak
Küçük ve ince iskelet yapısına sahip olmak
Vücut ağırlığının idealin altında olması
Vücut ağırlığının idealin altında olması
Vücut ağırlığının idealin altında olması
Ailede osteoporozu olan bireylerin bulunması (Bazı kalıtımsal faktörler, kemik gelişimini olumsuz etkileyebilmektedir)
Ciddi bir kaza olmaksızın küçük bir çarpma veya düşme sonrasında kemik kırığı oluşan bireyler
Özellikle süt ve süt ürünleri gibi kalsiyumdan zengin besinlerin yeterli tüketilmemesi
D vitamini yetersizliği (diyette yetersiz oluşu ve güneş ışınlarından yeterince yararlanamamak)
Çocukluk çağından itibaren fiziksel aktivitenin yetersiz olması ve düzenli egzersiz yapmamak
Çocukluk çağından itibaren fiziksel aktivitenin yetersiz olması ve düzenli egzersiz yapmamak
Kadınlarda yeme davranış bozukluğunun (anoreksiya nervoza, bulimia vb) olması
Kemik mineral yoğunluğunu azaltan bazı ilaçların kullanılması
Sigara içilmesi.
Alkol tüketilmesi.
Osteoporoz Nasıl Önlenir ?
Osteoporozu önlemede en önemli iki faktörden biri güçlü bir kemik oluşumunu sağlamak, diğeri ise kemik kaybını önlemektir.
Gençlik yıllarında kemik mineral yoğunluğunu en üst düzeye ulaştırmak ileriki yaşlarda kaçınılmaz olan kemik kaybını en aza indirir.
Sahip olduğumuz genetik özellikleri değiştiremeyiz ancak, osteoporozu önlemek veya yavaşlatmak için sağlıklı beslenme ve yaşam kriterlerini tercih edebiliriz.
Osteoporozu önlemek için neler tüketmeliyiz?
1- Dört besin grubundaki besinler (“süt ve süt ürünleri”; “et –yumurta – kuru baklagiller” “taze sebze ve meyveler”; “ekmek ve tahıl grubu” ) birlikte aynı öğünde bireyin gereksinmesine uygun miktarlarda tüketilmeli ve her defasında grup içerisinden farklı besinler seçilerek, besin çeşitliliği sağlanmalıdır.
2-İyi bir potasyum ve magnezyum kaynağı olan sebze ve meyvelerin tüketiminin kemik mineral yoğunluğunu koruyucu etkisi vardır.
2-İyi bir potasyum ve magnezyum kaynağı olan sebze ve meyvelerin tüketiminin kemik mineral yoğunluğunu koruyucu etkisi vardır.
3-Kuru baklagillerden özellikle soyada bulunan östrojen benzeri maddelerin, osteo-poroza karşı koruyucu etkileri vardır.
4-Balık içermiş olduğu elzem yağ asitleri sayesinde, kemik sağlığını geliştirir. Haftada en az 2 kez balık tüketilmelidir.
4-Balık içermiş olduğu elzem yağ asitleri sayesinde, kemik sağlığını geliştirir. Haftada en az 2 kez balık tüketilmelidir.
5-Kalsiyum ve D vitamini tüketimi arttırılmalıdır. Kalsiyumun yeterli alınması sadece kemik sağlığı için değil, vücuttaki diğer bazı fonksiyonların (kas hareketleri, kalp atımı, normal kan pıhtılaşması gibi) yerine getirilmesi açısından da önem taşır.
6-Kemik mineralizasyonu için gerekli olan magnezyum, çinko, bakır, manganez gibi diğer mineraller ve K vitamini yeterli miktarlarda tüketilmelidir.
6-Kemik mineralizasyonu için gerekli olan magnezyum, çinko, bakır, manganez gibi diğer mineraller ve K vitamini yeterli miktarlarda tüketilmelidir.
Badem, fındık, fıstık gibi sert kabuklu meyveler, kuru baklagiller yeşil yapraklı sebzeler ve tahıllar magnezyumun zengin kaynaklarıdır.
Etler, peynir, deniz ürünleri, süt, yumurta, yağlı tohumlar (fındık, fıstık, ceviz vb), bulgur, kuru baklagiller, mantar çinkodan zengindir.
Osteoporozu önlemek için neler tüketmemeliyiz?
Aşırı tuz ve şeker tüketilmemelidir.
Aşırı kafein tüketiminden sakınılmalıdır.
Çay, kahve ve kolalı içeceklerin kafein içeriği yüksektir.
Aşırı hayvansal kaynaklı protein, tuz, şeker ve kafeinin tüketilmesi idrarda kalsiyum ve magnezyum atımını arttırır.
Doymuş yağ tüketimi azaltılmalıdır. Yüksek miktarda doymuş yağ tüketimi, kemik mineralleri olan kalsiyum ve magnezyumun barsaklardan emilimini azaltır.
Alkol ve sigara içilmemelidir.
Ayrıca;
Düzenli fiziksel aktivite yapılmalıdır. Fiziksel aktivite gençlikte kemik kütlesini arttırır, yaşlılıkta ise kemik kaybını önler.
Haftada 4 kez, 30-60 dakika fiziksel aktivitede bulunmak kemik kırık riskini %50-70 oranında azaltır.
Dans etmek, tenis, hızlı tempoda yürüyüş ve yüzme gibi ağırlık aktarma ve direnç egzersizleri yapılmalıdır