22 MAYIS DÜNYA OBEZİTE GÜNÜ
OBEZİTE(ŞİŞMANLIK)
Obezite, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından "Sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi" olarak tanımlanmaktadır. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının ortalama %15-20'sini, kadınlarda ise %25-30'unu yağ dokusu oluşturmaktadır. Erkeklerde bu oranın %25, kadınlarda ise %30'un üzerine çıkması durumunda obezite söz konusudur.
Günlük yaşamda bireylerin (gebe, emzikli, bebek, okul çocuğu, genç, yaşlı, işçi, sporcu, kalp-damar, şeker, yüksek tansiyon hastalığı vb.) yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik ve fizyolojik özelliklerine ve hastalık durumuna göre değişen günlük enerjiye ihtiyacı vardır.
Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir.
Günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır. Buna paralel olarak, günümüz teknolojisindeki gelişmeler, yaşamı kolaylaştırmakla birlikte, günlük hareketleri önemli ölçüde sınırlamıştır.
Obezite; besinlerle alınan enerjinin (kalori) harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması (%20 veya daha fazla) sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir.
Obezite Nasıl Saptanır?
Obeziteyi belirlemek için Dünya Sağlık Örgütü'nün obezite sınıflandırması kullanılmakta ve genellikle Beden Kitle İndeksi (BKİ) esas alınmaktadır. BKİ, bireyin vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun (m) karesine (BKİ=kg/m2 ) bölünmesiyle elde edilen bir değerdir. BKİ boy uzunluğuna göre vücut ağırlığını değerlendiren bir gösterge olup, vücutta yağ dağılımı hakkında bilgi vermemektedir. Optimum sağlığa ulaşmak için erişkin nüfus için ortalama BKİ 21 ile 23 kg/m2 aralığında olmalıdır.
Sınıflandırma
|
BKİ (kg/m2)
|
Zayıf (düşük ağırlıklı)
|
<18.50
|
Normal
|
18.50 – 24.99
|
Toplu, hafif şişman, fazla kilolu
|
> 25.00
|
Şişman (Obez)
|
> 30.00 olarak kabul edilmektedir.
|
Ayrıca tek başına bel çevresi ölçümünün erkeklerde 94 cm, kadınlarda 80 cm ve üzerinde olması hastalık riski ile ilişkilidir.
Obezitenin Nedenleri:
Obezitenin en önemli nedenlerinin başında aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite yetersizliği olarak kabul edilmektedir. Bu faktörlerin yanı sıra genetik, çevresel, nörolojik, fizyolojik, biyokimyasal, sosyo-kültürel ve psikolojik pek çok faktör birbiri ile ilişkili olarak obezite oluşumuna neden olmaktadır. Tüm dünyada özellikle çocukluk çağı obezitesindeki artışın sadece genetik yapıdaki değişikliklerle açıklanamayacak derecede fazla olması nedeniyle, obezitenin oluşumunda çevresel faktörlerin rolünün ön planda olduğu kabul edilmektedir.
Obezitenin Yol Açtığı Sağlık Problemleri:
Obezitenin çeşitli hastalıklarla ilişkisi bilinmekte olup morbidite ve mortaliteyi artırıcı etkisi de ortaya konulmuştur. Fazla kilolu olma Avrupa Bölgesinde her yıl 1 milyondan fazla ölümün ve hasta olarak geçirilen 12 milyon yaşam yılının sorumlusudur.
Obezitenin neden olduğu sağlık sorunları/risk faktörleri:
Tip 2 Diyabet, Hipertansiyon, Koroner arter hastalığı, Karaciğer yağlanması, Uyku apnesi
Hiperlipidemi, Metabolik sendrom, Safra kesesi hastalıkları, bazı kanser türleri, Osteoartrit, Felç, Kas-iskelet sistemi problemleri, astım, Solunum zorluğu, Ruhsal sorunlar (Anoreksiya nevroza (yemek yememe) veya Blumia nevroza (kusarak yediği besinlerden yararlanmama),
Özellikle sık aralıklarla ağırlık kaybetme ve kazanma sonucunda deri altı yağ dokusunun fazla olması nedeniyle deri enfeksiyonları, kasıklarda ve ayaklarda mantar Enfeksiyonları’na neden olabilir.
Obezitenin Tedavisi:
Obezite oluşmadan korunma büyük önem taşımaktadır. Obeziteden korunma, çocukluk çağında başlamalıdır. Çocuk ve adolesan döneminde oluşan obezite, yetişkinlik dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle aile, okul ve çevre yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgilendirilmelidir. Obezitenin oluşumunda pek çok faktörün etkili olması, bu hastalığın önlenmesi ve tedavisini son derece güç ve karmaşık hale getirmektedir. Bu nedenle obezite tedavisinde hekim, diyetisyen, psikolog, fizyoterapist ten oluşan bir ekip gerekmektedir.
OBEZİTEDE KORUYUCU VE ÖNLEYİCİ TEDBİRLER
-Boy uzunluğuna uygun kilo ölçüsünü hedefleyip kilo almaktan kaçınmak,
-Yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı edinerek, besinlerle aldığımız enerji ile harcadığımız enerjiyi dengelemek
-Uyku ve öğün saatlerine dikkat ederek düzenli bir yaşamı benimsemek,
-Gelişigüzel diyetler uygulamak yerine mutlaka bir uzmandan yardım alarak diyet yapmak,
-Yağlı şekerli ve unlu besinlerden uzak durmaya çalışmak,
-Bebeklerimizi en az 6 ay tek başına anne sütüyle beslemek,
-Besinler pişirilirken kızartma, kavurma yerine haşlama, fırında pişirme, buğulama yöntemiyle az yağda pişirmek,
-Bol su içmek ve bedenimize uygun fiziksel aktivite yöntemlerini her gün yerine getirmek.
Gümüşhane Halk Sağlığı Müdürlüğü
Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şubesi
Diyetisyen.Nida IŞIK
Dostları ilə paylaş: |