Bir hücreyi, kendi ozmolar değerine eşit bir sıvı içine (izoozmotik, izotonik sıvı) koyarsak, hücre içiyle dışı arasında devamlı bir alış veriş vardır. Fakat hücreye giren ve çıkan sıvı miktarı birbirine eşittir. Yani hücrenin volümü değişmez. Eğer hücre, ozmolaritesi kendisininkinden daha düşük bir sıvı içine (hipoozraotik, hipotonik sıvı) konulursa, su molekülleri hücre içine girer ve hücre şişer. Eğer hücre, ozmolaritesi kendisininkinden daha yüksek bir sıvı içine (hiperozmotik, hipertonik sıvı) konulursa, su molekülleri hücre dışına çıkar ve hücre küçülerek büzülür (8. Şekil).
Buna göre, bir çözeltinin ozmolaritesi (katı madde yoğunluğu) hücreninkine eşitse, bu çözeltiye izotonik çözelti denir. İçerdikleri su konsantrasyonu ve çözünmüş parçacık sayısı birbirine eşittir, %0,9'luk NaCl (serum fizyolojik), %5'lik glikoz eriyiği (dextroz) ve %1,4 sodyumbikarbonat yaklaşık olarak izotoniktir.
Buna göre, bir çözeltinin ozmolaritesi (katı madde yoğunluğu) hücreninkine eşitse, bu çözeltiye izotonik çözelti denir. İçerdikleri su konsantrasyonu ve çözünmüş parçacık sayısı birbirine eşittir, %0,9'luk NaCl (serum fizyolojik), %5'lik glikoz eriyiği (dextroz) ve %1,4 sodyumbikarbonat yaklaşık olarak izotoniktir.
Eğer çözeltinin ozmolaritesi, hücreninkinden daha düşükse, bu çözeltiye hipotonik çözelti denir. Hipotonik çözelti, hücreye göre daha az çözünmüş parçacık sayısına, ancak daha fazla su konsantrasyonuna sahiptir. İzotonik eriyiklerden daha düşük konsantrasyona sahip eriyikler hipotoniktir.
Eğer çözeltinin ozmolaritesi, hücreninkinden daha düşükse, bu çözeltiye hipotonik çözelti denir. Hipotonik çözelti, hücreye göre daha az çözünmüş parçacık sayısına, ancak daha fazla su konsantrasyonuna sahiptir. İzotonik eriyiklerden daha düşük konsantrasyona sahip eriyikler hipotoniktir.
Eğer çözeltinin ozmolaritesi, hücreninkinden daha yüksekse bu çözeltiye hipertonik çözelti denir. Hipertonik çözelti, hücreye göre daha fazla çözünmüş parçacık sayısına, ancak daha az su konsantrasyonuna sahiptir. Dolayısıyla su molekülleri, hipotonik çözeltilerden hipertonik çözeltilere doğru hareket ederler. îzotonik eriyiklerden daha yüksek konsantrasyona sahip eriyikler hipertoniktir (%10, %20, %30 Dextroz ve %3, %5 NaCl hipertonik solüsyonlara örnektir.).
Karşılaştırmalı bir Örnek verecek olursak (hücreyi yok sayarsak), %10'luk NaCl, %20'lik NaCI'ye göre hipotonik, %1'lik NaCI 'ye göreyse hipertoniktir (birbirlerine göre).
Karşılaştırmalı bir Örnek verecek olursak (hücreyi yok sayarsak), %10'luk NaCl, %20'lik NaCI'ye göre hipotonik, %1'lik NaCI 'ye göreyse hipertoniktir (birbirlerine göre).
Ozmotik basınç
Katı maddeleri geçirmeyen ve sadece suyun geçişine izin veren, seçici geçirgen bir membranla ayrılmış iki bölüm düşünelim. Bu bölümlerden birincisinde sadece su, ikincisindeyse NaCl eriyiği bulunduğunu varsayalım. Normal şartlarda su molekülleri, birinci bölümden ikinci bölüme doğru geçmeye başlarlar (ozmozla).
İkinci bölümden, aradaki membrana doğru (suyun geçiş yönünün tersine) bir basınç uygulanacak olursa, ozmozun yavaşladığı hatta bir süre sonra durduğu gözlenir. Ozmozu tamamen durdurmak için gereken basınca, NaCl eriyiğinin ozmotik basıncı denir.
İkinci bölümden, aradaki membrana doğru (suyun geçiş yönünün tersine) bir basınç uygulanacak olursa, ozmozun yavaşladığı hatta bir süre sonra durduğu gözlenir. Ozmozu tamamen durdurmak için gereken basınca, NaCl eriyiğinin ozmotik basıncı denir.
Bir eriyikteki parçacıkların yarattıkları ozmotik basınç (iyonun ya da molekülün oluşturduğu), parçacıkların kütlelerine değil, sıvının birim hacminde bulunan parçacık sayısına bağlıdır. Bunun nedeni, parçacıkların kütlesi ne olursa olsun membrana aynı miktarda basınç uygulamalarıdır. Yani bütün parçacıklar, birbirine eşit bir enerjiyle hareket ederler.
Bir eriyikteki parçacıkların yarattıkları ozmotik basınç (iyonun ya da molekülün oluşturduğu), parçacıkların kütlelerine değil, sıvının birim hacminde bulunan parçacık sayısına bağlıdır. Bunun nedeni, parçacıkların kütlesi ne olursa olsun membrana aynı miktarda basınç uygulamalarıdır. Yani bütün parçacıklar, birbirine eşit bir enerjiyle hareket ederler.
Kütleleri farklı olduğu hâlde eşit basınçla membrana çarpmalarının nedeni, büyük kütleli parçacıkların yavaş hareket etmeleri, küçük kütleli parçacıklarınsa daha hızlı hareket etmeleridir.
Kütleleri farklı olduğu hâlde eşit basınçla membrana çarpmalarının nedeni, büyük kütleli parçacıkların yavaş hareket etmeleri, küçük kütleli parçacıklarınsa daha hızlı hareket etmeleridir.
Özetle, bir eriyiğin ozmotik basıncını, o eriyikteki parçacıkların
sayısal konsantrasyonu belirler. Parçacıkların kütlesi Önemli değildir,
Ozmolarite, eriyiğin litresinde bulunan ozmoldür. Ozmolsa parçacıkların sayısal konsantrasyonunu ifade etmek için "gram" yerine kullanılan bir birimdir. Basit bir deyişle ozmol, eriyikteki parçacık sayısını, ozmolariteyse bir litre sıvıdaki parçacık yoğunluğunu gösterir.
Bir zarın bir tarafında iki veya daha fazla eriyik hâlinde katı madde varsa ve bu zar, bu maddelerden bazılarının geçmesine izin veriyorsa diyaliz olayı meydana gelir. Zarın geçmesine izin verdiği madde, bir tarafta yüksek yoğunlukta bulunuyorsa, bu madde diğer tarafa difüze olur. Böylece eriyikten bir kısım madde ayrılmış olur.