447
Hüseyin KAZAN, Seyran SARISOY
olmasa da, verilen mesajlar çocuk için olumsuz duyguların uyarılmasına neden
olduğu ve zararlı etkilerinin olduğu muhtemel görünmektedir (Carson ve Parke,
1996). Dolayısıyla; iletişim, insan ilişkilerinde yapıcı olduğu kadar yıkıcı da
olduğundan; çocuğu anne babasına yakınlaştırabildiği gibi çocuk ile iletişimin
kesilmesine de sebep olabileceği söylenebilir.
İletişimin etkili olabilmesi niteliğine ve ebeveynin değişik durumlar için seçtiği
ileti türüne bağlı olmasıdır (Voltan Acar, 2012). Bu nedenle çocukla iyi bir
uyum sağlamak için öncelikle çocuğun gelişim basamaklarını anlamak ve her
dönemin ihtiyacına göre karşılık verilmesi gerekmektedir.
Bunu yapapilmek
için ise; çocukla sağlıklı bir iletişim kurmayı öğrenmek ve anne babanın iletişim
becerilerini arttırması gerekmektedir (Keskin, 2007). İletişim becerileri, özellikle
ebeveyn-çocuk iletişimi son yıllarda üzerine yoğun şekilde çalışma yapılan
alanlardan biri olmuştur. Aile bağlamında, çocuk gelişimi ve ebeveyn-çocuk
iletişimi üzerine yapılan araştırmaların son 20 yılda arttığı ve ebeveynlerin
iletişim becerilerini geliştirme konusunda desteklendiği görülmektedir.
Ebeveynlerin iletişim becerilerini değerlendiren ve desteklenmesi yönünde
bulgulara ulaşan çalışmalar incelendiğinde; iletişimin çocuklar üzerindeki etkileri
farklı disiplinlerin bakış açısından değerlendirildiği görülmektedir. Örneğin;
Arabacı ve Ömeroğlu (2013), 48-72 aylık çocuğa sahip anne-babaların çocukları
ile iletişimlerinin ailenin sosyo-ekonomik düzeyi, çocuğun yaşı, cinsiyeti, doğum
sırası ve anne-babanın yaşı gibi değişkenler açısından anlamlı farklılık gösterip
göstermediğini araştırmıştır. Çalışma bulgularında 48-72 aylık çocuğa sahip
anne-babaların çocukları
ile iletişimlerinde, ailenin sosyo-ekonomik düzeyine,
çocuğun yaşına, doğum sırasına ve annebabanın yaşına göre anlamlı düzeyde
farklılık olduğu bulunmuş, çocuğun cinsiyetine göre anlamlı düzeyde farklılık
bulunmamıştır. Keçeli ve Kaysili (2008), akademik basarının arttırılmasında
aile katılımının etkisini incelemiş; uygun aile içi ilişkilerin çocukların akademik
becerilerini arttırdığı bulgusuna ulaşmıştır. Ancak aynı çalışmada anne ve babanın
hangi davranışlarının hangi akademik beceriyi etkilediğinin saptanamadığı
belirtilmiştir. Kaner ve Bayraklı (2010), aile içi iletişimi anne-babaların yılmazlık
algıları, çocuklarında zihinsel yetersizliğin olup olmamasına, anne ya da baba
olmalarına ve yaşlarına göre farklılaşıp farklılaşmadığını incelemiş,
normal
gelişim gösteren çocuğa sahip anne-babaların kendilerini zihinsel yetersizliği
olan çocuklu anne-babalara göre daha yılmaz algıladıklarını ortaya koymuştur.
Sezer, Yılmaz ve Koçyiğit (2016), çocukların oyun
becerileri ile aile-çocuk
iletişimi ve etkileşimi arasındaki ilişkinin incelenmesi sonucunda, çocukların
oyun becerileri ile anne-baba-çocuk iletişiminin ilişkili olduğu, anne-baba-çocuk
arasında gerçekleşen konuşma, dinleme, mesaj, sözsüz iletişim ve empati kurma
biçimlerinde ortaya çıkan iletişimin, çocukların oyun becerilerini etkilediği
bulgusuna ulaşmıştır.
Camadan, Karataş ve Bozali (2017) çalışmalarında, aile
içinde yaşanan anlaşmazlıkları ve bu anlaşmazlıklar karşısında ortaya koyulan
tepkileri; sorunu doğrudan deneyimleyen anne, baba ve çocukların öznel bakış