1
T.C.
MERSİN ÜNİVERSİTESİ
TIP FAKÜLTESİ
İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI
GASTROENTEROLOJİ BİLİM DALI
AKUT PANKREATİTTE AĞRI İLE PANKREATİT
ŞİDDET SKORLAMASI ARASINDA İLİŞKİ VAR MIDIR?
PANKREATİK NEKROZU ÖNGÖRÜR MÜ?
Dr. Serkan YARAŞ
YAN DAL UZMANLIK TEZİ
DANIŞMAN
Dr. Engin ALTINTAŞ
MERSİN - 2012
2
T.C.
MERSİN ÜNİVERSİTESİ
TIP FAKÜLTESİ
İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI
GASTROENTEROLOJİ BİLİM DALI
AKUT PANKREATİTTE AĞRI İLE PANKREATİT
ŞİDDET SKORLAMASI ARASINDA İLİŞKİ VAR MIDIR?
PANKREATİK NEKROZU ÖNGÖRÜR MÜ?
Dr. Serkan YARAŞ
YAN DAL UZMANLIK TEZİ
DANIŞMAN
Dr. Engin ALTINTAŞ
MERSİN - 2012
3
Gastroenteroloji Yan Dal Uzmanlık Eğitimi boyunca kazandığım tüm bilgi
ve becerileri borçlu olduğum hocalarım Dr Orhan Sezgin, Dr Engin Altıntaş ve
Dr Fehmi Ateş’e sonsuz saygılarımla.
Dr Serkan Yaraş
4
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
ÖZET 5
İNGİLİZCE ÖZET 6
GİRİŞ VE AMAÇ 7
GENEL BİLGİLER 8
Akut Pankreatit / Etyoloji 8
Akut Pankreatit / Patofizyoloji 9
Akut Pankreatit Akut Pankreatitte Pankreas Egzokrin Fonksiyonları 11
Akut Pankreatit / Belirtiler-Bulgular-Tanı 12
Akut Pankreatit / Tedavi 13
Akut Pankreatit / Akut Pankreatitte Beslenme 14
Akut Pankreatit / Akut Pankreatitte Ağrı 14
Akut Pankreatit / Akut Pankreatitte Prognozun Değerlendirmesi 16
GEREÇ VE YÖNTEMLER 20
İstatistik Analiz 21
BULGULAR 23
TARTIŞMA 34
SONUÇ VE ÖNERİLER 45
KAYNAKLAR 46
ŞEKİLLER VE RESİMLER DİZİNİ 50
TABLOLAR DİZİNİ 51
EKLER 52
5
ÖZET
Akut pankreatit, pankreasın iltihabi bir hastalığıdır. Hastalık sadece
pankreası etkileyerek hafif seyredebileceği gibi çoklu organ yetmezliği ve ölümle
de sonuçlanabilir. Tıbbi ve gerektiğinde cerrahi tedavi uygulanır. Hastalığın
klinik şiddetinin önceden tahmin edilmesi, sistemik antibiyotik, yoğun bakım
ünitesi ve cerrahi tedavi gereksinimi belirlenmesi ve planlaması açısından
önemlidir. Günümüze kadar bu amaçla çok sayıda skorlama sistemleri
geliştirilmiştir. Bunlardan en çok kullanılanları Ranson, APACHE 2 ve Atlanta
sınıflamaları; klinik, biyokimyasal ve radyolojik değişkenlere dayanmaktadırlar.
Akut pankreatitte şiddetli ve sıklıkla sırta yansıyan vasıfta karın ağrısı vardır.
Klinik olarak en sık akut pankreatit belirtisi olan ağrı düzeyinin prognoz
öngördürücüsü olarak literatürde fazla çalışılmamış olduğunu saptadık. Akut
pankreatitte ağrı birincil olarak inflamasyona bağlı olduğu için inflamasyon
düzeyinin göstergesi olabilir. Ağrı düzeyinin ve hastalık süresince değişiminin
akut pankreatitte prognoz öngördürücüsü (Atlanta sınıflamasında şiddetli
hastaları saptamada) olabileceği düşüncesiyle bir çalışma planladık. Nisan
2011-Nisan 2012 ayları arasında Mersin Üniversitesi Hastanesi gastroenteroloji
kliniğimizde yatan toplam 100 akut pankreatit hastası çalışmaya alındı. Türk
toplumu için valide edilmiş kısa ağrı dökümü (BPI-Tr) ile ağrı düzeyleri öncelikle
sayısal hale getirildi. Bu hasta grubuna ait diğer klinik ve laboratuvar verilerinin
klinik şiddeti öngördürücü etkileri de değerlendirilmeye alındı. Günlük en
şiddetli, ortalama ağrı düzeyleri ve ağrının hastalık seyri boyunca değişim
düzeniyle hastalık şiddeti arasında bir ilişki saptanmadı (sırasıyla p=0,651,
p=0,07). Literatürde 96. saatte en yüksek düzeye çıktığı bildirilen serum CRP
düzeyi, bizim çalışmamızda ilk 48 saatte öngördürücü saptanmadı. Serum ALT
düzeyi ve son yıllarda literatürde ön plana çıkan serum kreatinin düzeyi
prognoz öngördürücüsü olarak saptandı. Serum Kreatinin düzeyinin
sınıflandırma sistemlerine katılması gerektiğini düşünmekteyiz.
Önemli bir hastalık olarak Akut Pankreatitte henüz ideal bir sınıflama
sistemine ulaşılamamıştır. Çalışmamızda pankreatik nekroz saptanan hasta
sayısı sınırlı olduğu için ağrı ile nekroz ilişkisi değerlendirilemedi. Bu konuda
daha ileri çalışmalara ihtiyaç olduğu açıktır.
Anahtar Sözcükler: Akut Pankreatit, Ağrı, Şiddet Skoru
6
ABSTRACT
Acute pancreatitis is an inflammatory disease of the pancreas. The
disease may affect the pancreas, solely, or may be severe as to cause multiple
organ failure and death. There is need for medical treatment always and
surgery, when necessary.
Predicting the clinical severity of the disease is
important in terms of identifying and planning, systemic antibiotics, intensive
care unit, and surgical intervention needs.
A large number of scoring systems
have been developed for this purpose up to now.
Ranson and APACHE 2 and
the Atlanta classifications are the most commonly used ones; based on clinical,
biochemical and radiological variables. Severe abdominal pain, often reflected
to back, seen in the course of acute pancreatitis. As the most common
symptom of acute pancreatitis, issue on pain level as a predictor of prognosis
found scarsely in the literature.
Is primarily due to inflammation in acute
pancreatitis, pain may be indicative of the level of inflammation.
We designed a
study, therefore, whether the level of pain and the change in the level during
illness can predict prognosis in acute pancreatitis, or not.
Total 100
hospitalized patients with acute pancreatitis between April 2011 - April 2012 in
Mersin University Hospital gastroenterology clinics icluded in the study.
First,
Brief Pain Inventory- Tr (BPI-Tr) validated for Turkish society used to quantify
the pain level.
The other clinical and laboratory data of this group also evaluated
for their predicting effects for clinical severity.
The most severe and mean pain
level, pain pattern, were not found to be associated with severity of the disease
(p=0.651,p=0.07, respectively).
Reported to reach the highest level after 96 h in
the literature, serum CRP level was not predictive in our study, for first 48 hours
in the course.
Serum ALT level and like the literature in recent years,serum
creatinine were found to be independent predictors of prognosis.
We suggest
that serum creatinine level should be involved in classification systems.
Acute Pancreatitis is an important disease and not yet reached the ideal
classification system.
As the number of patients with pancreatic necrosis were
low, relationship with the pain and the necrosis couldn't assessed.
It is clear
that further studies on this subject needed.
Key Words: Acute Pancreatitis, Pain, Severity Score
7
GİRİŞ VE AMAÇ
Akut pankreatit, pankreasta gelişen, sıklıkla pankreas çevresindeki
dokuların ve daha az sıklıkta uzak organ ve sistemlerin de katıldığı akut
inflamatuvar bir hastalıktır. Hastalığın şiddeti sadece pankreasın tutulduğu hafif
halde olabileceği gibi çoklu organ yetmezliği ve ölümle sonuçlanabilecek kadar
şiddetli olabilir
1
. En sık görülen gastrointestinal bozukluklardan birisi olup
ivedilikle tedavi gerektirir
2
. Akut pankreatit geniş bir yelpazede klinik bulgularla
seyrettiği için bu bulguların şiddet derecelendirmesinde nesnel olarak
değerlendirilmesi zordur
3
. Hastalığın klinik şiddetinin önceden tahmin edilmesi,
sistemik antibiyotik, yoğun bakım ünitesi ve cerrahi tedavi gereksinimi
belirlenmesi ve planlaması açısından önemlidir. Günümüze kadar bu amaçla
çok sayıda skorlama sistemleri geliştirilmiştir. Bunlardan en iyi bilinen ve
kullanılanları Ranson ölçütleri, APACHE -2 ve Atlanta kriterleridir. Klinik ve
laboratuvar verileriyle oluşturulmuşlardır.
Ağrı, insanları tıbbi yardım aramaya en sık zorlayan önemli bir klinik
belirtidir. Akut pankreatitin de en önemli belirtilerinden birisidir. Akut pankreatitte
ağrı düzeyinin ve hastalık seyri boyunca ağrı düzeyi değişikliklerinin hastalığın
klinik şiddetini öngördürmede etkili olup olmadığını araştırmak için bir çalışma
planladık. Subjektif bir bulgu olduğundan; ölçülmesi ve değerlendirilmesi zor
olacağı için Türk toplumu için valide edilmiş kısa ağrı dökümüyle ağrı düzeyleri
öncelikle sayısal hale getirildi. Bu amaçla Nisan 2011- Nisan 2012 ayları
arasında gastroenteroloji kliniğimizde yatan toplam 100 akut pankreatit hastası
tarafından doldurulan kısa ağrı dökümünden elde edilen sonuçlar çalışmaya
alındı. Bu, çalışmanın birinci amacını oluşturdu.
İkinci amaç, bu hasta grubuna ait klinik ve laboratuvar verilerinin klinik
şiddeti öngördürücü etkilerinin değerlendirilmesiydi. Bu amaçla, hastalara ait
klinik ve laboratuvar verileri, en kapsamlı akut pankreatit sınıflaması olan
Atlanta ölçütlerine göre şiddetli hastaları saptamadaki rollerine göre
ölçümlendirildi. Bazı laboratuvar verilerinin sadece anlık sonuçları değil zamanla
değişimleri de önemli olabileceği varsayılarak buna yönelik istatistiksel analizler
yapıldı.
8
GENEL BİLGİLER
AKUT PANKREATİT
Akut pankreatit, yerel inflamasyondan, organ yetmezliğini de içeren ağır
bir sistemik tutuluma kadar geniş bir dağılım gösteren pankreasın iltihabi bir
hastalığıdır
4
. Tanı, aşağıdaki üç özellikten ikisinin bulunmasıyla konulur: ani
başlangıçlı üst karın ağrısı, serum amilaz veya lipaz düzeyinde normalin üst
sınırının üç katını aşan yükselme, ultrasonografi veya bilgisayarlı tomografiyle
akut pankreatite özgü bulgularının saptanması
5
. Çoğu olguda kendi kendini
sınırlayan hastalık söz konusuyken hastaların %15-20’sinde abartılı bir sistemik
inflamatuvar yanıt ve buna bağlı çoklu organ yetmezliğinin neden olduğu yüksek
morbidite ve mortalite vardır
6
. Akut pankreatite bağlı ölümlerin yaklaşık üçte biri,
hastalığın ilk haftasında ve ilerleyici organ yetmezliğine bağlı sistemik
nedenlerle gelişir, hastaneye yatışın ikinci haftasından itibaren görülen ölümler
genellikle enfekte panktreatik nekroz gibi yerel komplikasyonlara bağlıdır
7
.
Etyoloji
Safra taşı hastalığı ve alkol kullanımı akut pankreatit olgularının %70-
80’inden sorumludur. Bu iki etkene ait işleyiş halen tam aydınlatılamamıştır. Ek
olarak, hastalığın hızlı seyri ve pankreatik dokuya ulaşmada göreceli zorluklar,
altta yatan patolojik işleyişe yönelik bilimsel araştırmayı zorlaştırmaktadır,
hayvan modellerinde hastalığın araştırılması öne çıkmaktadır
1
.
Sülfonamidler, tetrasiklinler, L-asparajinaz, vinka alkaloidleri, diüretikler,
salisilatlar, didanozin ve valproik asit başta olmak üzere çok çeşitli ilaçlar
pankreatite yol açabilirler
8
. Doğrudan toksisite ve hipersensitivite yoluyla etkili
olabildikleri gibi hiperkalsemi aracılığı ile dolaylı yollardan da etkili
olabilmektedirler
9
. Pentamidin gibi bazı ilaçlar, muhtemelen toksik metabolitlerin
birikimiyle, maruziyetten haftalar ya da aylar sonra panktreatite yol
açabilmektedir. Sık olarak görülmese de hiperlipidemiye bağlı pankreatit iyi
bilinen bir olaydır. Akut pankreatite yol açması beklenen trigliserid düzeyi 1000
mg/dl’nin üstü olmakla birlikte, trigliserid düzeyi ile akut pankreatit şiddeti
arasında bir ilişki saptanmamıştır
10
. Tip 1 ve Tip 5 ailesel hiperlipidemisi olan
hastalarda pankreatit atakları sıktır. Olasılıkla, hipertrigliseridemide gözlenen
pankreatit, pankreastik asiner hücreden sızan pankreatik lipaz aracılığıyla
9
trigiseridlerin hidrolizini takiben ortaya çıkan serbest yağ asitlerine bağlıdır.
Hiperlipidemiye yol açan diğer sebepler genellikle serum lipidlerini pankreatite
yol açacak kadar yükseltmezler
11
. Kabakulak ve koksaki virusları ile
mikoplazma gibi çok sayıda enfeksiyöz etken pankreatitte etkili görünse de
patogenez günümüzde aydınlatılamamıştır. Askaris ve klonorşis gibi parazitler
pankreas kanalını tıkayarak pankreatite yol açabilir. Birçok cerrahi işlem
pankreatite yol açabilir. Endoskopik retrograd kolanjiyopankreatografi,
hastaların yaklaşık %15 kadarında biyokimyasal pankreatite yol açabilir.
Koledok eksplorasyonu, sfinkteroplasti, splenektomi, distal gastrektomi gibi
pankreas yakınında uygulanan işlemler ile kardiyopulmoner by pass ve kalp
nakli gibi ameliyatlar pankreatite yol açabilir.
Patofizyoloji
Akut pankreatitte altta yatan en önemli olay, pankreas dokusunda yangı,
ödem ve nekrozla birlikte pankreas dışı organlarda yangı ve hasarlanmadır.
Akut pankreatitte toplam mortalite oranı yaklaşık %5 dolayındadır. Nekrotizan
pankreatitte mortalite oranı, interstisyel pankreatite oranla belirgin olarak
yüksektir (sırayla %17’ye karşı %3). Bu oran nekrotizan pankreatitte enfekte
nekroz varlığında %30, steril nekroz varlığında %12 dolaylarındadır. Nekrotizan
pankreatitte enfekte nekroz sıklığı eskilerde yaklaşık %35 iken, günümüzde
%15-20 dolaylarına düşmüştür
1
.
Yirminci yüzyılın başlarında ilk kez Opie tarafından ortak kanal teorisi ileri
sürülmüştür. Buna göre safra taşlarının ampulla vateriiye oturması ile akut
pankreatite yol açtığı iddia edilmiştir. Teoriye göre, tıkanıklık sonucunda safra,
pankreas kanalına kaçar, pankreatit oluşumuna yol açar. Hayvan deneylerinde
pankreas kanalına safra tuzu uygulanmasıyla pankreatit oluşturulmaktadır.
12
Safra tuzlarının etkisiyle pankreas asiner hücresinde inozin trifosfat yolağı
üzerinden intrasitoplazmik kalsiyum konsantrasyonu artar, kalsiyumun
mitokondriler tarafından alınması ve mitokondriyal hasar sonucu hücre ölümü
gerçekleşir
13
. Safra tuzu reflüsü olmaksızın tek başına pankreas kanalının safra
taşıyla tıkanmasının hayvanlarda pankreatite yol açtığı gösterilmiştir. İnsanlarda
safra asitlerinin akut pankreatitte rolleri tam açıklanamamıştır
14
.
Akut pankreatit patofizyolojisi 3 aşamadan oluşur. İlk aşamada
pankreatik asiner hücrelerin içinde prematür tripsin aktivasyonu olur. Asiner
10
hücrelerdeki kalsiyum sinyalinde bozukluk, katepsin B lizozomal hidrolaz
aktivitesi ile tripsinojenin parçalanarak tripsin oluşumu, intrasellüler pankreatik
tripsin inhibitörünün azalmış etkinliğini de içeren mekanizmalarla bu faz
açıklanır
15
. Tripsin etkinleştikten sonra hasara yol açan pankreatik sindirim
enzimlerini kendisi aktive eder. İkinci fazda çeşitli mekanizmalar ve yolaklarla
pankreas içinde inflamasyon mevcuttur
16
. Üçüncü fazda akut respiratuvar
distres sendromunu (ARDS) da içeren ekstrapankreatik inflamasyon vardır.
Son iki fazda sitokinler ve diğer inflamatuvar aracılarla oluşturulan dört önemli
basamak vardır: 1) inflamatuvar hücrelerin etkinleşmesi, 2) etkinleşen
inflamatuvar hücrelerin mikro dolaşıma kemoatraksiyonları, 3) inflamatuvar
hücrelerin endotele tutunmasını sağlayan adezyon moleküllerinin etkinleşmesi,
4)etkinleşmiş inflamatuvar hücrelerin inflamasyon bölgelerine göçleri. Hastaların
%10-20’sinde intrapankreatik ve ekstrapankreatik inflamasyonun artmasıyla
sistemik inflamatuvar yanıt (response) sendromu (SİRS) gelişebilir. Bazı
durumlarda SİRS çoklu organ yetmezlikleri ve/ veya pankreatik nekroza ilerler.
Hastalığın şiddetini belirleyen faktörler net olarak bilinmemekle birlikte pro-
inflamatuvar ve anti-inflamatuvar faktörler arasındaki dengeyle ilişkili olduğu
düşünülür. Bu dengenin inflamatuvar medyatörlerde genetik polimorfizm ile pro-
inflamatuvar etkenlerin lehine değişmesi ile akut pankreatitin şiddetinin arttığı
yakınlarda gösterilmiştir
5
.
Pankreatik enzimlerin aktivasyonu ve salınması ile ilgili mekanizmalar
henüz net açıklanmamıştır. Hayvan çalışmaları zemininde olası mekanizmalar
şunlardır: Kanal obstrüksiyonu: pankreatik kanal veya ortak safra kanalının son
kısmı tıkanırsa (örneğin safra taşı ile), devam eden pankreatik sekresyon, kanal
içi basıncında artışa yol açabilir. Artmış basınçla, küçük pankreas duktullerinde
rüptür oluştuğu, pankreatik enzimlerin interstisyuma sızdığı, sindirim
enzimlerinin etkinleştiği ve takiben pankreatit geliştiği düşünülür. Enzimlerin
nasıl etkinleştiği net değildir. Safra reflüsünün bunda etkili olmadığına inanılır.
Alkolizm: Alkolizmin akut pankreatite nasıl neden olduğu kesin olarak bilinmez.
Alkolik pankreatitte olgular akut pankreatitten daha çok kronik pankreatitin akut
alevlenmeleri şeklinde başvururlar. Kronik alkol kullanımı, proteinden zengin
pankreas sıvısı salgılanmasını sağlayarak proteinden kaynaklanan tıkaçların ve
bunların kalsifiye hallerinin birikimine yol açar. Bu tıkaçlar, küçük pankreatik
11
kanalların tıkanmasına neden olarak asininin hasar görmesine, dejenere
olmasına ve asiner fibrozise yol açabilir
17
. Asiner hücre hasarı: birçok akut
pankreatit formunun gelişiminde erken olaylardan birisidir. Alkol, belki de asiner
hücrelere doğrudan toksiktir ve sindirim enzimlerinin intersellüler kaçağına yol
açabilir. Pankreatik enzimlerin bozulmuş intrasellüler taşınması: alkole bağlı
pankreatitte enzimlerin apikal sekresyonu engellenir. Bunun yerine enzimler
lizozomal enzimler içeren bir vakuolde toplanır ve bu organellerin parçalanması
sonucunda enzim aktivasyonu olur.
Başlangıçta lokalize bir hastalık olan akut pankreatitin çoklu organ
yetmezliği ile ciddi bir soruna dönüşmesinde patofizyolojik mekanizmalar net
olmamakla birlikte kontrolsüz ve baskın inflamatuvar yanıtın, doku hipoksisi,
intestinal yaralanma ve sonuçta intestinal endotelyal geçirgenlikte artışa yol
açtığı bilinmektedir. Bakteri ve endotoksinin barsak duvarından translokasyonu,
makrofaj ve nötrofil aktivasyonuna, çeşitli sitokinlerin ve proteazların
salınmasına, kompleman sisteminin etkinleşmesine yol açar. Neden bazı
hastalarda hastalık nekrotizan pankreatit ve çoklu organ yetmezliğine yol
açarken diğerlerinde daha hafif formda atlatıldığı henüz açıklanamamıştır
18
.
Akut Pankreatitte Pankreas Egzokrin Fonksiyonları
Akut pankreatit atağı ve sonrasındaki ilk haftalarda egzokrin pankreas
fonksiyonları yeterince ayrıntılı bilinmemektedir. Pankreatitin akut fazında
pankreatik enzim sekresyonunda bozulma olduğu ileri sürülür. Bazı
çalışmalarda, akut pankreatit sonrasında, hastaların önemli bir bölümünde en
azından 12-18 ay süren egzokrin yetmezlik görülebilmektedir. Pankreatitin akut
fazında da sekretuvar yetmezliğin çeşitli etkileri gözlenebilir. Örneğin enzimatik
sekresyon ihtiyacı artmış inflame bir pankreasta artmış stres mevcuttur. Ayrıca,
pankreas enzimlerinin barsak mukozası üzerinde olası trofik etkilerinin
kaybolması sonucu barsak mukozasında atrofiye yol açabilir. Daha uzun süren
bir egzokrin yetmezlik, malabsorbsiyon, steatore, ağrı ve kilo kaybı gibi kronik
pankreatite özgül olan belirtilere yol açabilir
18
. Disfonksiyonun derecesi akut
atağın şiddetine bağlıdır. Bazı çalışmalarda disfonksiyonun özellikle akut
nekrotizan pankreatit sonrası daha da uzun süreli olduğu gösterilmiştir. Alkole
bağlı pankreatitte pankreatit atağı öncesinde de bir derecede egzokrin yetmezlik
olduğu için atak sonrası yetmezlik daha belirgin olabilmektedir. Buna karşın
12
hastalık atağı sırasında sekresyon konusunda bilgi azdır. Deneysel veriler akut
faz sırasında ekzokrin pankreas fonksiyonunun bozulduğunu göstermiştir,
ancak insanlarda bu konuda yapılan çalışmalar yetersizdir. Akut pankreatit
tedavisinde geleneksel yaklaşım, pankreas salgılarının sınırlandırılması üzerine
kurulmuştur. İnsanda, akut pankreatit sırasında somatostatin kullanımı ile ilgili
bir meta-analizde, tedavinin olumlu bir etkisi görülmemiştir. Ayrıca, tedavi
amacıyla pankreası dinlendirme savına karşı geliştirilen erken enteral
beslenmenin, akut faz cevabı azaltarak akut pankreatit klinik seyrini
düzeltebildiği gösterilmiştir
19
.
Dostları ilə paylaş: |