“Kemoterapötik” olarak adlandırılan kimyasal maddelerin infeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılması 17. yüzyıldan itibaren başlamıştır.
Bu tür tedavilerin bilimsel bir temele oturması, bu yüzyılın başında Paul Ehrlich’in “seçici toksik etki” kavramını ortaya atması ile olmuştur.
TARİHÇE - 2
Antimikrobiyal tedavi 1935 yılında Domogk’un sulfamidleri tedavide kullanmasıyla gelişme safhasına girmiştir.
1929’da Fleming’in gözlemlediği ve 1940’da Chain ve Flarey’in Penicillium notatum’dan elde ettiği bir maddenin mikroorganizmalar üzerine öldürücü etkisi ile antibiyotikler tedavide yer almaya başlamıştır.
Antibiyotik
Bazı bakterilerden ama çoğunlukla mantarlardan elde edilen, insana verildiğinde çok küçük dozlarda bile diğer bakteriler üzerinde öldürücü ya da üremelerini engelleyici etki gösteren, buna karşın insana zararı hiç olmayan veya çok az olan (seçici toksik etki) ve bakteriyel infeksiyonların tedavisinde kullanılan ilaçlardır.
Anti: Karşı
Biyos: Yaşam
Kemoterapötik
Antibiyotiklerle aynı özellikleri gösteren fakat mikroorganizmalardan elde edilmeyen kimyasal veya sentetik maddelerdir.
Tanım
Kimyasal yapıları belli veya yapay olarak elde edilen maddelere kemoterapötik,
doğal kaynaklı olanlara ise antibiyotik denmesine karşın,
günümüzde antibiyotiklerin çoğunun sentetik ya da semisentetik yöntemlerle elde edilmesi mümkün olduğundan,
antibiyotik terimi tedavide kullanılan kemoterapötik ve antibiyotik niteliğindeki maddeler için genel bir ad olarak kullanılır.