: Donmasını sağlamak
. Örnek: Biraz
önce dondurma yaptım donması için dolaba koydum.
Çırpmak: Sulu yiyecekleri hızla ve sürekli olarak çatal, kaşık vb. ile karıştırmak.
Örnek: Kekin lezzetli olması için yumurtayı iyi çırpmalıyım.
Karıştırmak: Yemeği dibinin tutmaması için kaşıkla altüst etmek.
Örnek: Aşçı sütlacı iyi karıştırmamış, sütlaç dibine yanmış.
Yoğurmak: Katı veya toz durumundaki bir maddeyi herhangi bir sıvı ile karıştırarak
hamur durumuna getirmek.
Örnek: Böreğin hamurunu yoğurtla yoğurursan daha lezzetli olur.
Yağlamak: Yağ sürmek.
Örnek: Leylâ tepsiyi yağladı, börekleri tepsiye dizdi ve sonra fırına verdi.
Sürmek: Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak, dökmek.
Örnek: Böreklerin üzerine yumurta sarısını fırçayla sür, börekler nar gibi kızarsın.
Çıkarmak: Bir meyvenin çekirdeğini çıkarmak.
Örnek: Vişne reçeli yaparken önce çekirdekleri çıkarıyorum.
Temizlemek: Yıkamak, meyve ve sebzelerin kabuklarını, saplarını çıkarmak.
Örnek: Zavallı
kadın saatlerce patateslerin kabuğunu temizledi.
Kesmek: Bıçak, makas gibi araçlarla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak.
Örnek: Domatesleri
küp küp kestim ve üzerine sarmısak ekledim.
Doğramak: Keserek parçalamak veya elle küçük parçalara ayırmak.
Örnek: Hamdi marulları ve
soğanları ufak ufak doğradı sonra bulgurla karıştırdı.
Soymak :
Bir şeyin üzerinden kabuğunu, derisini veya zarını çıkarmak.
Örnek: Ayşe portakalı ve elmayı soydu, kızına elleriyle
yedirdi.
82
Dilimlemek: Dilimlere ayırmak, dilim dilim etmek.
Örnek: Mandalina, portakal gibi meyvelerin içi dilim dilimdir.
Esra ekmeği ince dilimledi ve büyük bir tabağa koydu.