104
İntikâm:
Öç almak, hesâplaşmak, birini bir şey yüzünden cezâlandırmak istemek.
Kıskanç:
Kendinde olmayan başkasında
olan bir şeyin onda olması isteği, kıskançlık bir
kişinin veya bir ilişkinin yitirilmesinden korkulan, karmaşık bir rûhsal yaşantı ve olumsuz
tutumdur.
Karamsar:
Kötümser, bedbin, “iyimser” in
karşıtı.
Kırıcı:
Kaba, sert, çevresindekileri inciten kişi, söz veya davranış.
Cimri:
Eli sıkı, pinti, sıkı, varyemez. Elindeki mal veya parayı
harcayamayan ve türlü
sıkıntılara katlanarak daha çok biriktirmeye çalışan kimse.
Takılmak:
Şaka yapmak.
Örnek: Bu küçük kızın bana tepkileri hoşuma gittiği için ona “Sen ne
kadar çirkinsin” diye
hep takılırım.
Küsmek:
Darılmak, kırılmak, birinin yaptığı bir davranıştan dolayı
üzülüp ondan
uzaklaşmak, görüşmemek isteği.
Örnek: Mal davası yüzünden onunla küstük.
Barındırmak:
Barınmasını sağlamak, bir yerde yaşamasına izin vermek.
Örnek: Onun bu sözlerinden sonra bu iş yerinde onu barındırmam, kovarım.
Dostları ilə paylaş: