181
Vefât etmek:
Ölmek.
Örnek: Atatürk 1938 yılında Dolmabahçe Sarayı’nda vefât etti.
Taşmak:
Bir şeyin bir yere veya bir şeye
dolup sığmaması.
Örnek: İnsanlar cuma namazında camiye sığmadı ve bahçeye taştılar.
3. METİN (Ayla):
Hortlak:
Mezardan çıkarak insanları korkuttuğuna inanılan yaratık.
Mezâr:
Ölünün gömülü olduğu yer, insanın öldükten sonra konulduğu çukur, kabir.
Örnek: Babamın mezârı doğduğu şehirde, Malatya’dadır, kendisi ölmeden önce oraya
gömülmek istediğini söylemişti.
Mezarlık:
Mezarların bulunduğu yer.
Örnek: İnsanlar bayramlarda veya bayramdan bir gün önce akrabâ ve tanıdıklarının
mezârını ziyâret etmek için mezarlığa
giderler.
Tabut:
Ölünün içine konulduğu sandık.
Örnek: Komşumuz ölünce onu yeşil bir tabuta koydular.
Enişte
:
Bir kimsenin kız kardeşinin, halasının, teyzesinin kocaları o kişinin eniştesi olur.
Ceset:
Ölü vücut.
Makas (
Scissors
):
Arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç.
Korkutmak:
Birinin korkmasına yol açmak.
Örnek: Karanlıkta adam birden karşıma çıkınca beni korkuttu.
Dostları ilə paylaş: