bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə75/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   71   72   73   74   75   76   77   78   ...   114
vocabularyy















1392) instructor; (isim)










eğitmen, eğitici, öğretim görevlisi







My driving instructor is really very patient. (Sürücü eğitmenim gerçekten çok sabırlı.)



















1393) instrument; (isim)










enstrüman, alet, vasıta, çalgı










She can play three different musical instrument. (Üç farklı müzik aleti çalabiliyor.)



















1394) insurance; (isim)










sigorta
















Do you have health insurance? (Sağlık sigortanız var mı?)



















1395) intellectual; (sıfat)










entelektüel,aydın,alim, düşünsel, zihinsel




Uncle George is very intellectual. (George amca çok entelektüel biridir.)



















1396) intelligence; (isim)










zeka, akıl, anlama, istihbarat










He didn’t have the intelligence to answer the easiest question. (En kolay soruyu cevaplayacak kadar bile zekası yoktu.)



















1397) intend; (fiil)













niyet etmek, niyetlenmek, istemek, niyetinde olmak

I don’t intend staying long. (Uzun süre kalmak niyetinde değilim.)



















1398) intense; (sıfat)










yoğun, koyu, gergin













The manager is under intense pressure to resign. (Müdür, istifa etmesi için yoğun baskı altında.)



















1399) intensity; (isim)










yoğunluk, koyuluk, gerilim, şiddet







The pain intensity has increased. (Ağrının şiddeti arttı.)



















1400) intention; (isim)










niyet, maksat, hedef, amaç










It was not my intention to hurt you. (Niyetim seni incitmek değildi.)



















1401) interaction; (isim)










etkileşim
















The interaction between characters makes this story interesting. (Karakterler arasındaki etkileşim bu hikayeyi ilginç kılıyor.)



















1402) interest; (isim, fiil)










i.; ilgi, faiz, çıkar, menfaat     f.; ilgilendirmek, dikkatini çekmek

The bank gave the credit at 5% interest. (Banka, krediyi %5 faizle verdi.)



















1403) interested; (sıfat)










ilgili, alakalı, ortak, çıkarcı










I am very interested in history. (Tarihle çok ilgiliyimdir.)



















1404) interesting; (sıfat)










ilginç, enteresan













He saw many interesting places during his trip. (Gezi süresince birçok ilginç yer gördü.)



















1405) internal; (sıfat)










iç, dahili, içsel













The skeleton serves to protect the internal organs. (İskelet, iç organları korumaya hizmet eder.)



















1406) international; (sıfat)










uluslararası, enternasyonal










A new international airport was built last year. (Geçen yıl yeni bir uluslararası havaalanı yapıldı.)



















1407) internet; (isim)










internet
















The internet connection here is not very strong. (Buradaki internet bağlantısı çok güçlü değil.)



















1408) interpret; (fiil)










yorumlamak, anlamını açıklamak, sözlü tercüme yapmak

I don’t know how to interpret her words. (Onun sözlerini nasıl yorumlayacağımı bilemiyorum.)



















1409) interpretation; (isim)










yorum, izah, açıklama, tercüme







This subject is open to interpretation. (Bu konu yorumlamaya açık.)



















1410) intervention; (isim)










müdahale, karışma













The police’s intervention stopped him from robbing the bank. (Polis müdahalesi onun bankayı soymasını engelledi.)



















1411) interview; (fiil, isim)










f.; görüşmek, röportaj yapmak  i.; görüşme, röportaj, mülakat

He has a job interview next week. (Gelecek hafta bir iş görüşmesi var.)

Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   71   72   73   74   75   76   77   78   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin