BAED / JBRI, 7/1, (2018), 111-166.
147
Bu ittiham, bu sual
Bağrına dağ çekilen kocaman bir milletin
Dudağında seslenir” (Şehitler)
Yine B. Vahapzade’ye göre halk, şehitlerin tabutlarını omuzlarına
alıp Allah’a gösterir ve âh eder:
“Diyor: Neler gördük, ey adil Allah,
Bu mudur göklerin hakk-adaleti?
Diyor: Biz götürdük, ey adil Allah,
Sen nasıl götürdün bu hıyaneti?
Milletin âhıdır arşa dayanan,
Dilsiz bakışlarda isyandır yanan.” (Şehitler)
B. Vahapzade’nin dua içeren şiirlerinde genellikle “Allah” hitabı
dikkat çeker. Haricen, Rusya tarafından vatana-millete yönelik haksızlıkların
dua vesilesiyle Allah’a şikâyet edildiği görülür.
“...Böyle talih düşmüş kısmetimize,
İlahi, sen yine dözüm ver bize.
Hakkın dergâhında unutulmuşuz,
Nasıl götürelim bu töhmetleri?” (Şehitler)
Yine “Şehitler” şirinde A. Rauf, vatanının ve milletinin uğradığı
haksızlıkları “Ay Allah, insanoğlu İblise mi kul oldu?” diyerek dua yoluyla
şikâyet eder:
“Allah, sen bizi koru Ehrime’nin şerinden,
Allah, dünya çıkmıştır belki öz mihverinden?
Ay Allah, insanoğlu İblise mi kul oldu?
Yoksa insan başından öyle İblis doğuldu?” (Şehitler)
A. Rauf’un vatan temalı şiirlerinde de, zaman zaman düşülen yoğun
çaresizlik duygusunun etkisiyle, umutsuzluğun ön plana çıktığı görülür.
Bütün bu umutsuzluk durumlarında, vatan konulu şiirlerde en çok rastlanan
bir başka unsur da “dua”dır. A. Rauf, özellikle de “vatan sevgisi-endişesi”
gibi hassas olduğu konularda sıkça duaya başvurur.
Ancak şiirlerinde şair, edeceği duayı dile getirmeden önce, vatanın ve
milletin durumunu açıklar:
|