TÜRKÇENİN OĞUZ SAHASININ İKİ VATAN ŞAİRİ: BAHTİYAR VAHAPZADE VE
ABDÜLFETTAH RAUF’UN “VATAN” TEMALI ŞİİRLERİ ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI
BİR İNCELEME
BAED / JBRI, 7/1, (2018), 111-166.
145
Bütün bu metaforların yanında, şairin vatanın hâlini ve kendisinin bu
hâl çerçevesinde vatan ile olan ilişkisini en etkili bir şekilde özetleyen dizeleri
şu dizelerdir:
“Zaman içindeyim ama benim zamanım değil
Mekân içindeyim ama benim mekânım değil
Hayata karşı ümidim bütün bütün meslûb
İçindeyim fakat eyvah benim cihanım yok” (Vevâ-yı T…)
Bu dizelerde adeta bir yabancılaşma hissedilir. Şair, kendisini ne
içerisinde olduğu zamana ne de mekâna ait hissedebilmektedir. Çünkü
Osmanlı Devleti’nin yıllar önce kurulmuş olan “şanlı” düzeni bozulmuştur.
A. Rauf’un dizelerinde, genel olarak “vatan” kelimesiyle Üsküp
tasvir edilse de, şair Makedonya’nın muhtelif her köşesini aynı “endişeyle”
tasvir eder.
“Ey bahtı kara Koçana
Ezanların dönmüş çana” (Koçana İçün)
B. Vahapzade’nin tasvirlerinde de görülen “ezan-vatan” ilişkisi, A.
Rauf’un şiirlerinde daha baskın bir şekilde kendisini gösterir. Çan seslerinin
ezan seslerini bastırdığı bir Koçana tasvir edilir.
Şairin endişe taşıdığı bir başka diyar da Manastır şehridir:
“Biz sende bugün sen ise ağyara mı kaldın
Can düşmanı şan düşmanı küffâra mı daldın?
Artık yazacak kaldı mı hiç işte esirim
Ey köhne kalem ağla ve sus sen de bunaldın!” (Manastır’da-1960)
A. Rauf ve B. Vahapzade’nin “vatan” temalı şiirlerine bakıldığında,
“Vatana Dair Durum Tespitleri ve Tasvirleri” ile ilgili genel olarak şu
değerlendirmeler yapılabilir:
B. Vahapzade’nin vatan temalı şiirlerinde, değişen siyasi ve kültürel
şartlar doğrultusunda vatanın durumuna ilişkin tespitler ve tasvirler yer alır.
Bunlar bazen, Sovyetler rejiminin hâkim olduğu günlerde üstü kapalı
olmuştur.
|