TÜRKÇENİN OĞUZ SAHASININ İKİ VATAN ŞAİRİ: BAHTİYAR VAHAPZADE VE
ABDÜLFETTAH RAUF’UN “VATAN” TEMALI ŞİİRLERİ ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI
BİR İNCELEME
BAED / JBRI, 7/1, (2018), 111-166.
143
Ben figân ettimse Tanrım kim bu feryadı duyar” (Hicrân-ı Vatan
Hamâsî İçinde- 13 Şubat 1960)
Şiirin yazıldığı dönem, yeni rejimin şairin mazide kalan şanlı
vatanını, kendi dünya görüşü çerçevesinde yeniden inşa etme iddiasında
olduğu bir dönemdir. Hiçbir adım, şairin gözlerinin önünde yıkılan beş yüz
yıllık vatan manzarasını silemez:
“Handeler, güller baharlar gönlüme bîgânedir
Bence ismi varsa cismi yok birer afsânedir
Dağlarıyla bağlarıyla baksanız kâşânedir
Bence lâkin yaslı yurdum eski bir viranedir” (Hicrân-ı Vatan Hamâsî
İçinde-13 Şubat 1960)
Burada, “kâşâne”den “virane”ye geçen bir değişim söz konusudur.
Hatta şair aynı şiirde vatanın bu hâlini “matemhâne” olarak da tasvir eder.
“Müslümana dert ve mâtemhâne olmuş bir vatan” (Hicrân-ı Vatan
Hamâsî İçinde-13 Şubat 1960)
Şairin, vatanın hâline dair bu tasvirleri için kendisine bir yakıştırması
da vardır. Eğer vatan şimdi bir virane ise kendisi de bu viranede feryat eden
bir bülbüldür.
“Bense feryadımla ol viranede bir baykuşum
Sanki kalbinden vurulmuş haykıran hor bir kuşum
Böyle bir viranede ben bir aşiyana
Neş’e-i mâzîye mâtemler … durmuşum” (Hicrân-ı Vatan Hamâsî
İçinde-13 Şubat 1960)
Mazinin neşesine matemler tutturan şair, “Gürleyen Dert” adlı
şiirinde, benzer bir karamsar tablo çizer. Bu tabloda da “solup gitmiş bir bağ”
ve “baykuş sesiyle ufku çınlayan bir vatan” vardır:
“Sönüp gitmiş ocağım artık tütmez olmuştur
Solup bitmiş bağımda çeşme bitmez olmuştur
Baykuş sesiyle ufku çınlayan vatanımda
Bahar olmaz gül açmaz bülbül ötmez olmuştur” (Gürleyen Dert-6
Eylül 1959)
|