ERTUĞRUL
KARAKUŞ
144
BAED / JBRI, 7/1, (2018), 111-166.
Şaire göre vatan bu hâldeyken bülbül sesini dinlemek bile utanılacak
bir şeydir.
“Yurdun ki bütün sahası bin kanlı mezardır
Bülbül sesini dilememiz bizlere ardır
İkbâlde olan kimselere kış da bahardır
Yurdunda gârib kalmışın ama nesi vardır” (Bir Garîbin Baharda
Hazân Duyguları-25.04.1959)
Şair burada “İkbâlde olan kimselere kış da bahardır” diyerek
dönemle ilgili bir duruma daha dikkat çeker. Vatana bu hâlde iken ikbal
peşinde koşanlar da mevcuttur. Fakat yurdunda garip kalanlar için bülbül
sesini dinlemek bile mümkün değildir.
Şairin “Şehîde-i Şedâid Üsküb’üm İçin” adlı şiirinde başlıktaki
ifadeler bile durum tasviri içerir:
“Üsküb’üm yandım bu acıklı kaderinde
Yâd el dolaşır eski âhalisi yerinde
Güller yerine gözlere batmakta dikenler
Kuş namına baykuş ötüyor bahçelerinde” (Şehîde-i Şedâid Üsküb’üm
İçin-5 Eylül 1959)
Şairin vatanın hâlini tasvir ederken kullandığı metaforlardan birisi
“mezar”dır.
“Öksüz vatan nedir bu öksüz manzaran bugün
Sessiz bir ak mezara mı döndü karan bugün” (Karlı Bir Günün Vatan
Seslenişleri)
Vatanın hâlini tasvir ederken kullanılan diğer bir metafor da
“zindan”dır.
“Toprağında doğuverdimse de şirin vatanın
Gözümün gördüğü yurt olmada yer yer zindan
Ben de bir anne pederden geliverdim ama
Ben esir onlar esirmiş başımızda düşman” (Yine Vatan İçin-30 Eylül
1959)
|