Onda 'boş bir söz' işitmezler; sadece selam (ı işitirler). Sabah akşam, onların rızıkları orda (bulunmakta)dır.
Edip Yüksel Meali
Orada boş söz işitmezler; sadece barış... Rızıklarını da sabah akşam alırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Onlar orada boş bir söz işitmezler. Ancak "Selam" işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır.
Süleyman Ateş Meali
Orada boş söz değil, yalnız selam işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Orada boş lakırdı değil, yalnızca "Selam!" işitirler. Orada kendilerinin sabah, akşam, rızıkları da hazırdır.
Yusuf Ali (English)
They will not there hear any vain discourse, but only salutations of Peace:(2512) And they will have therein their sustenance,(2513) morning and evening. *
M. Pickthall (English)
They hear therein no idle talk, but only Peace; and therein they have food for morn and evening.
Meryem Suresi 63
تِلْكَ
işte budur
الْجَنَّةُ
cennet
الَّتِي نُورِثُ
vereceğimiz
مِنْ عِبَادِنَا
kullarımızdan
مَنْ كَانَ تَقِيًّا
korunanlara
Türkçe Transcript (*)
Tilke-lcennetu-lletî nûriśu min ‘ibâdinâ men kâne tekiyyâ(n)
Ali Bulaç Meali
O cennet; biz, kullarımızdan takva sahibi olanları (ona) varisçi kılacağız.
Kullarımızdan takva sahibi olanları mirasçı yapacağımız cennet işte budur.
Yusuf Ali (English)
Such is the Garden which We give as an inheritance to those of Our servants who guard against Evil.
M. Pickthall (English)
Such is the Garden which We cause the devout among Our bondmen to inherit.
Muhammed Suresi 15
مَثَلُ
durumu şudur
الْجَنَّةِ
cennetin
الَّتِي وُعِدَ
söz verilen
الْمُتَّقُونَۖ
muttakilere
فِيهَا
içinde vardır
أَنْهَارٌ
ırmakları
مِنْ مَاءٍ
su
غَيْرِ آسِنٍ
bozulmayan
وَأَنْهَارٌ
ve ırmakları
مِنْ لَبَنٍ
süt
لَمْ يَتَغَيَّرْ
değişmeyen
طَعْمُهُ
tadı
وَأَنْهَارٌ
ve ırmakları
مِنْ خَمْرٍ
şarap
لَذَّةٍ
lezzet veren
لِلشَّارِبِينَ
içenlere
وَأَنْهَارٌ
ve ırmakları
مِنْ عَسَلٍ
bal
مُصَفًّىۖ
süzme
وَلَهُمْ
ve onlar için vardır
فِيهَا
orada
مِنْ كُلِّ
her çeşit
الثَّمَرَاتِ
meyva
وَمَغْفِرَةٌ
ve bağışlama
مِنْ رَبِّهِمْۖ
Rablerinden
كَمَنْ
kimseler gibi olur mu?
هُوَ خَالِدٌ
ebedi kalan
فِي النَّارِ
ateşte
وَسُقُوا
ve içirildiği
مَاءً
suyun
حَمِيمًا
sıcak
فَقَطَّعَ
parça parça kesen
أَمْعَاءَهُمْ
barsaklarını
Türkçe Transcript (*)
Meśelu-lcenneti-lletî vu’ide-lmuttekûn(e)(s) fîhâ enhârun min mâ-in ġayri âsinin ve enhârun min lebenin lem yeteġayyer ta’muhu ve enhârun min ḣamrin leżżetin lişşâribîne ve enhârun min ‘aselin musaffâ(en)(s) velehum fîhâ min kulli-śśemerâti ve maġfiratun min rabbihim(s) kemen huve ḣâlidun fî-nnâri ve sukû mâen hamîmen fekatta’a em’âehum
Ali Bulaç Meali
Takva sahiplerine va'dedilen cennetin misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır; orada onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç (böyle ödüllendirilen bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını 'parça parça koparan' kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu?
Edip Yüksel Meali
Erdemlilere söz verilen cennetin örneği şudur: İçinde arı sudan ırmaklar, tadı bozulmayan sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren sarhoş edici maddelerden oluşan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Onlar için orada her türlü ürün ve Rab'lerinden bir bağışlanma vardır. Bunların durumu, ateşte sürekli kalan ve bağırsaklarını yırtan kaynar bir sudan içirilen kimselerin durumu gibi olur mu? *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Kötülükten sakınanlara vaad edilen cennetin durumu şöyledir: Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Onlar için cennette her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır. Bunların durumu, ateşte ebedî olarak kalacak olan ve bağırsaklarını parçalayacak kaynar su içirilen kimsenin durumu gibi olur mu?
Süleyman Ateş Meali
(Şirkten, günahlardan) korunanlara söz verilen cennetin durumu şudur: İçinde bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere lezzet veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır ve onlar için orada her çeşit meyva, Rablerinden de bağışlama vardır. (Şimdi bu ni'metler içinde yaşayanlar) ateşte ebedi kalan ve barsaklarını parça parça kesen sıcak suyun içirildiği kimseler gibi olur mu?
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sakınanlara vaat olunan cennetin durumu şöyledir: Orada, bozulmayan sudan ırmaklar; tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet sunan bir şaraptan nehirler, süzme bir baldan oluşan nehirler var. Ve orada kendileri için her türlü meyvenin yanında, Rablerinden bir de bağışlanma var. Bu nimetler içindekiyle, uzun süre ateşte kalıp da içirildiği sıcak su tarafından bağırsakları parçalanan kimse aynı olur mu?
Yusuf Ali (English)
(Here is) a Parable of the Garden which the righteous are promised: in it are rivers of water incorruptible;(4833) rivers of milk of which the taste never changes; rivers of wine, a joy to those who drink; and rivers of honey pure and clear. In it there are for them all kinds of fruits;(4834) and Grace from their Lord.(4835) (Can those in such Bliss) be compared to such as shall dwell for ever in the Fire, and be given, to drink, boiling water, so that it cuts up(4836) their bowels (to pieces)? *
M. Pickthall (English)
A similitude of the Garden which those who keep their duty (to Allah) are promised: Therein are rivers of water unpolluted, and rivers of milk whereof the flavour changeth not, and rivers of wine delicious to the drinkers, and rivers of clear run honey; therein for them is every kind of fruit, with pardon from their Lord. (Are those who enjoy all this) like those who are immortal in the Fire and are given boiling water to drink so that it teareth their bowels?