Çukurova üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ İKTİsat anabiLİm dali


 Dyy’ler Yoluyla İkincil Teknolojik Yayılma (Spillover) Ve Bu Yayılmayı



Yüklə 1,26 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə58/87
tarix02.01.2022
ölçüsü1,26 Mb.
#39572
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   ...   87
2.1.4.5.3. Dyy’ler Yoluyla İkincil Teknolojik Yayılma (Spillover) Ve Bu Yayılmayı 
Belirleyen Etkenler Üzerine Yapılmış Uygulamalar  Ve Ülke Örnekleri  
 
DYY’ler  yoluyla  transfer  edilen  teknolojinin  ev  sahibi  ülkedeki  başarısını 
belirleyen  en  önemli    unsur,  ülkenin  beşeri  sermaye  yapısıdır.  Bir  ülkenin  beşeri 
sermaye  yönünden  zenginliği,  öncelikle  eğitilebilecek,  genç,  psikolojik  ve  fizyolojik 
açıdan  yeterli  nüfusa  sahip  olmasına  bağlı  olurken,  ülkenin  eğitim  ve  sağlık  yapısı  bu 
faktörü yaratacak unsur olarak dikkat çekmektedir. 
 
Gelişmiş ülkeler için amaç, fiziki sermayeden daha önemlisi insan sermayesi ve 
onun  geliştirilmesi  olmuştur.  Çünkü sanayi  ve  bilgi toplumu  haline gelebilmek  için  en 
azından  fiziki  sermaye  kadar,  beşeri  sermayeye  de  önem  verilmesinin  zorunlu  olduğu 
ortaya çıkmıştır (Taban, Kar, 2004). 
 
Beşeri  sermaye;  DYY’ler  yoluyla  ülkeye  gelen  hem  fiziki  sermayenin  hem  de 
soyut,  teknolojik 
ve 
yönetim 
bilgilerinin  ev  sahibi 
ülkede  kullanımının 
yaygınlaştırılması (massetme kapasitesi) açısından önem taşımaktadır
19

                                                
19
  Beşeri  sermayenin  ekonomik  büyüme  üzerinde  etkili  bir  faktör  olduğunu  ancak  beşeri  sermayenin 
verimliliğini arttırıcı faktörlerin bulunduğunu da unutmamak gerekir. Bunlar fiziki olanlar ve olmayanlar 
olarak iki bölüme ayrılmaktadır. Fiziki olanlar, çalışma ortamı imkânları, ücret düzeyi, beşeri sermaye ve 


 
 
110 
 
 
 Gregoria,  Lee  ve  Borensztein  (1998)  tarafından  yapılan  çalışmada,  DYY’lerin 
ev  sahibi  ülke  ekonomisine  olan  katkısında,  ülkenin  beşeri  sermaye  stokunun  önemi 
araştırılmıştır.  Çalışmanın  uygulama  bölümünde,  gelişmiş  ülkeler  tarafından,  69 
GOÜ’ye  yönelik olarak  yapılan DYY’lerin 1970-79 ve 1980-1989 yılları arasındaki 20 
yıllık panel veri seti kullanılmıştır. 
 
Teknolojik  gelişmenin,  ülkelerin  ekonomik  büyümelerinin  sağlanmasında 
merkezi  rol  oynadığı  çünkü,  teknolojik  ilerleme  ile  üretimde  kullanılan  makine  ve 
techizatın  daha  modernize  olarak,  daha az sermaye  ile  daha  fazla  çıktı elde  edilmesine 
olanak  sağlayacağı,  diğer  bir  ifadeyle,  sermaye  derinleşmesi  sağlayarak,  ekonomik 
büyümeye  katkı  sağlanacağı  belirtilmektedir.  DYY’lerin  ise,  kendi  teknolojilerini 
geliştirmekte  yetersiz  kalan  ülkelerin  teknolojik  gelişme  sağlamasında  önemli  bir  araç 
olduğunu 
belirterek, 
DYY’ler 
yoluyla 
sağlıklı 
bir 
teknoloji 
transferinin 
gerçekleştirilmesinde 
beşeri 
sermayenin 
önemini 
araştırılmaya 
çalışılmıştır.           
 
Araştırmadan çıkan sonuca göre, DYY’lerin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi 
DYY’ler ile ev sahibi ülke ekonomisinin sahip olduğu beşeri sermaye stoku  arasındaki 
ilişkiye  bağlı  olduğu,  eğer  beşeri  sermaye  ve  DYY’ler  arasında  tamamlayıcı  bir  ilişki 
var  ise,  diğer  bir  ifadeyle,  DYY’lerin  getirdiği teknolojik  yenilikler ev sahibi  ülkelerin 
yerel  firmalarında  kullanımına  geçirilebiliyor  ise,  DYY’lerin  ev  sahibi  ülkelerin 
ekonomik  büyümeleri  üzerinde  olumlu  bir  etki  yaratacaktır.  Diğer  taraftan  ev  sahibi 
ülkenin  beşeri  sermayesi  yeni  teknolojilerin  kullanımını  ülkelerine  aktaramaması 
durumunda DYY’ler ekonomik büyümeyi neğatif yönde etkileyecektir. 
 
Araştırmada  DYY’lerin  önemli  bir  özelliğine  dikkat  çekilmektedir.  Makine, 
araç,    gereç  şeklinde  malların  ithalatı  ile  de  ev  sahibi  ülkenin  teknoloji  transferi 
sağlayabileceği  ancak,  DYY’ler  yoluyla  gelen  teknolojilerin  ev  sahibi  ülkeye  bu 
teknolojinin kullanımını da içeren eğitim imkânını da beraberinde getirmesinden dolayı 
ülkenin beşeri sermayesinin üzerinde geliştirici etki yaratacağı ifade edilmiştir. 
 
Sonuç  olarak,  DYY’lerin  ev  sahibi  ülke  ekonomisi  üzerinde  yarattığı  büyüme 
etkisi,  sağladığı  sermayeden  ziyade,  kaynak  kullanımında  etkinlik  yaratmasından 
kaynaklanmaktadır.  Bu  sebepten dolayı,  yabancı  yatırımların  ev  sahibi ülke  ekonomisi 
üzerinde yurt içi yatırımlara göre daha faydalı olduğu ifade edilmiştir. 
 
Beşeri  sermayenin  önemini  gösteren  çalışmalardan  bir  diğeri  de  Xu  (2000)  
tarafından  yapılmıştır.  1966-1994  dönemi  için  panel  data  regresyonu  kullanılarak  20 
                                                                                                                                          
fiziki  sermaye  arasındaki  tamamlayıcılık  ilişkisi  maddi  olmayanlar  ise;  çalışanın  işine  olan  bağlılığını 
etkileyen, sosyal sermaye ile diğer ahlaki ve sosyal değerler şeklinde sıralanabilir, M. Karagül, 2003. 


 
 
111 
 
gelişmiş ve 20 GOÜ grubu üzerinde Amerikan ÇUŞ’larının herhangi bir verimlilik artışı 
ya  da  teknoloji  yayılması  etkisi  yaratıp  yaratmadığı  hususunda  beşeri  sermaye  faktörü 
araştırılmıştır.  Toplam  faktör  verimliliğinin  büyüme  oranı,  teknoloji  boşluğu,  beşeri 
sermaye  stoku  (25  yaş  üzerindeki  orta  okul  mezunu  erkek  nüfus),  ev  sahibi  ülke 
ekonomisinin  verimlilik artışında Amerikan ÇUŞ’larının etkisi, reel GSYİH, (1985  yılı 
uluslararası fiyatlarıyla), sermaye stoku, (1985 yılı uluslararası fiyatlarıyla),uygulamada 
açıklayıcı değişkenler olarak kullanılmıştır. 
Uygulama  sonucunda,  Amerika  ÇUŞ’larından  ev  sahibi  ülkelere  teknoloji 
transferi  şeklinde  dışsallıkların  oluşabildiği,  ancak  bu  etkinin    beşeri  sermaye  stokuna 
bağlı  olduğu  ortaya  çıkmıştır.  Xu’ya  göre,  ortalama  orta  öğretim  süresi  gelişmiş 
ülkelerde  2,7  iken,  GOÜ’lerde  sadece 1,4  yıldır. Bu  sebepten dolayı,  DYY’ler  yoluyla 
GOÜ’lerde dışsallıklar yoluyla oluşan verimlilik artışı gelişmiş ülkelere oranla oldukça 
düşük, ancak, yine de pozitif-önemsiz bir  değere sahiptir.   
Berthelemy  ve  Demurger’in  (2000)  Çin’in  ekonomik  büyüme  performansını 
değerlendirmeye  yönelik  olarak  yaptıkları  çalışmalarında  Romer’in  içsel  büyüme 
modelini  DYY’lerin  ekonomik  büyümeye  olan  katkıları  çerçevesinde  araştırmışlardır. 
Uygulamada  1985-1996  dönemine  yönelik  24  farklı  üretim  alanına  ilişkin  veriler 
kullanılmıştır.  Reel  GSYİH’nin  yıllık  büyüme  oranı,  işgücünün  büyüme  oranı,  sabit 
sermaye  yatırımlarının  GSYİH’ye  oranı,  yabancı  yatırımların  GSYİH’ye  oranı, 
ihracatın  büyüme  oranı,  toplam  nüfus  içerisindeki  ilköğretim  ve  lise  eğitimini 
tamamlamış insan sayısı, açıklayıcı değişkenler olarak kullanılmıştır. 
  
Uygulamadan  elde edilen sonuç, DYY’lerin ekonomik büyüme üzerinde 
pozitif önemli  etki  yaratabilmesinin ev  sahibi ülkenin  beşeri sermaye  stoğu ile  yabancı 
yatırımlar  arasındaki  ilşkinin  tamamlayıcı  nitelikte  olmasına  bağlı  olduğu  ifade 
edilmektedir. Çalışmada elde edilen bir diğer önemli  bulgu  ise, ev sahibi ülkenin diğer 
dünya ülkeleri  ile arasındaki teknoloji boşluğu nekadar  yüksek ise, DYY girişi o kadar 
yüksek olacaktır.  Ancak ülkeler arasındaki teknoloji  boşluğu  büyüdükçe DYY’lerin ev 
sahibi ülke ekonomisi üzerindeki katkıları o kadar sınırlı olacağı yönündedir. 
   
 
Marwah  ve  Tavakoli  (2002)  ise,  yaptıkları  çalışmada  ülkelerin  ekonomik 
büyüme  performansı  üzerinde  etkili  olan  iki  faktör  bulunduğunu  ifade  etmektedir. 
Bunlar, ülkenin ticari açıklığı  ve sahip olduğu DYY’leridir. Ticari açıklığın ekonomik 
büyüme  üzerinde  sağladığı  etki,  öncelikle  ihracat  vasıtasıyla  oluşan  global  rekabetin 
üretim etkinliği yaratmasına ve  ithalatın üretim yöntemlerini teknoloji transferi yoluyla 
modernize  etmesinden  kaynaklanırken,  DYY’lerin  ülkede  sermaye  birikimi  sağlaması 


 
 
112 
 
yanısıra teknoloji transferi ile birlikte yönetim tekniklerinide beraberinde getirmesinden 
kaynaklanmaktadır. 
 
Çalışmanın  uygulama  bölümü  Endonezya,  Filipinler,  Tayland  ve  Malezya  gibi 
birbiri ile ihracat odaklı, dualistik yapıya sahip, eğitimsiz nüfusa ve nüfusunun %50’den 
fazlasının  tarımla  uğraşan  insanlar  olması  bakımından  birbirine  benzeyen  4  ASEAN 
ülkesi  üzerinde  yapılmıştır.  Ayrıca  bu  ülkelerin  bir  diğer  ortak  özelliği  de,  DYY 
girişlerinin  kaynağı  Japonya,  ABD  ve  AB  ülkeleri  olmasındandır.   Uygulamada 1970-
1998  dönemine  ilişkin  veriler  kullanılarak  ithalatın,  işgücünün,  yerli  ve  yabancı 
kaynaklı sermaye  stoku artışının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi  Cobb-Douglas  ve 
bunun  iki  özel  biçimi  olan  TR(Transcendental)  ve  CES  fonksiyonları  kullanılarak 
araştırılmıştır.  Uygulamadan  elde  edilen  sonuç,  hem  DYY’lerin  hem  de  ithalatın 
bahsedilen 4 ülkenin ekonomik büyüme performansını arttırdığı yönündedir. 
 
DYY’lerin  ekonomik  büyümeye  olan  katkısını  belirleyen  faktörlere  yönelik 
çalışmalardan  biri  de  Alfaro,  Chanda,  Kalemli-Ozcan,  Sayek  (2003)  tarafından  1975- 
1995  dönemi  için  20’si  OECD  ve 51’i OECD  dışı  olmak  üzere  71  ülke  ve  1980-1995 
dönemi  için  ise  20’si  OECD  29’u  OECD  dışı  olmak  üzere  49  ülkenin  yatay  veri  seti 
kullanılarak  yapılmıştır.  Araştırmada  İlk  dönemdeki  gelir,  nüfus  artış  oranı,  beşeri 
sermaye, devlet harcamaları, enflasyon oranı, ticaret hacmi, kurumsal  nitelikler kontrol 
değişkenler  olarak;  özel  sektör  kredileri,  kısa  vadeli  likidite,  banka  kredileri,  ticari 
banka  varlıklarının  toplam  banka  varlıklarına  oranı,  stok  piyasalarının  sermaye  değeri 
ise finansal değişkenler olarak kullanılmıştır. 
 
Uygulamadan  elde  edilen  sonuç,  iyi  karakterize  olmuş  bir  finansal  piyasada 
işlem  maliyetleri  daha  uygun  olacağından  sermaye  yüksek  dönüşümlü  alanlarda 
kullanılarak  ekonomi  üzerinde  büyümeyi  uyarıcı  etkide  bulunacağını  ifade  eden 
Shumpeter’in görüşleriyle tutarlılık göstermektedir
20

 
Finansal  piyasaları  gelişmiş  ülkelerin,  DYY’lerden  daha  fazla  katkı  elde 
ettikleri, DYY’lerin ulusal ekonomileri modernize etmede etkili olduğu ifade edilirken, 
yerel koşullar sadece daha fazla DYY girişi elde etmede değil, elde edilen DYY’lerden 
maksimum fayda sağlanmasında da oldukça önemli bir etken olduğu ortaya çıkmıştır 
                                                
20
 Finansal olarak dışa açılmanın doğrudan iki faydası vardır. Öncelikle dışarıdan gelen yabancı sermaye 
yurtiçi  yatırımları  arttırırken  diğer  taraftan  yurt  içi  yatırım  ve  tüketim  harcamalarındaki  dalgalanmalar 
sonucu  ortay  çıkacak  riski  ortadan  kaldırabilecektir.  Finansal  dışa  açılmanın  doğrudan  etkisi  yanında 
dolaylı etkileride vardır. Bunlar; bilgi taşma etkisi(knowledge spillover effect), kaynak dağılımı etkinliği 
ve AGÜ’lerin finansal piyasalarını güçlendirme etkisidir, Ferit, 2003. 


 
 
113 
 
 
Ram ve Zhang (2002) tarafından 1990-1997 dönemi için 85 düşük ve orta gelirli 
ülkelere  ait  olan  yatay  veri  seti  kullanılarak  DYY’lerin  sözkonusu ülkelerin  ekonomik 
büyüme  performansı  üzerindeki  etkileri  ve  DYY’ler  ile  ülkelerin  beşeri  sermaye  stoku 
arasındaki  ilişki  araştırılmaya  çalışılmıştır.  Uygulamada  1990-1997  döneminde 
GSYİH’nin  yıllık  artış  oranı,  yatırım-çıktı  oranı,  nüfusun  büyüme  oranı,  1990  yılı 
itibariyle  sermaye  başına  GSYİH’nin  logaritması,    beşeri  sermaye  stoğu olarak  Robert 
Barro ve Jong Wha Lee tarafından araştırmalarında türetmiş oldukları bir değişken olup, 
15  yaş  ve  daha  yukarısındaki  nüfusun  eğitim  ölçütü  açıklayıcı  değişkenler  olarak 
kullanılmıştır. 
 
Araştırmada EKK uygulaması sonucunda, DYY’lerin ev sahibi  ülkeye getirdiği 
projelerin niteliklerinin yüksek kalitede olması, yerel piyasada oluşturulan etkin rekabet, 
ihracat  yoluyla  sağlanan  gelirlerin  daha  hızlı  ve  yüksek  miktarda  ara  mallarının  temin 
edilmesine  yardımcı  olması  ve  diğer  sektörler  üzerinde  olumlu  dışsallıklar  vasıtasıyla 
yatırımların  çıktıyı  kullanılan  girdi  miktarından  daha  fazla  artırarak  ülke  ekonomisinin 
gelişiminde  pozitif  etkili  olduğu  ancak,  ev  sahibi  ülkedeki  nüfusun  eğitim  seviyesi  ile 
DYY’ler  arasında  herhangibir  tamamlayıcılık  ilişkisi  olmadığı  yöünde  bulgular  elde 
edilmiştir . 
  
   DYY’ler  yoluyla oluşan dışsallıklar konusunda yapılmış  bir çalışmada  Aitken 
ve Harrison (1999) tarafından gerçekleştirilmiştir. Onlara göre, DYY’ler yoluyla oluşan 
dışsallıkların,  yabancı  firmaların  yerel  firmalardan daha  fazla  mesleki  eğitim programı 
düzenlemesinden  kaynaklanmaktadır.  Yabancı  firmada  eğitim  olanağı  elde  eden  yerel 
işgücü bir süre yabancı firmada çalıştıktan sonra yerel firmada işe başlaması ile yabancı 
firmadan  elde  edindiği  bilgiyi  yerel  firmalara  aktarmasıyla  pozitif  dışsallıkların 
oluşacağı  çünkü,  yabancı  firmaların  yoğun  ar-ge  çalışmaları  nedeniyle  daha  gelişmiş 
teknik  bilgiye,  yönetim  ve  piyasa  bilgisi  ile  üretici-tüketici  arasındaki  koordinasyon 
bilgisine sahip oldukları gözlenmektedir. 
 
Dikkat  çektikleri  bir  diğer  nokta  ise,  yabancı  firmaların  yerel  firmalar  için  bir 
talep  kaynağı  olabileceği  dolayısıyla  yerel  firmaların,  yabancı  firmalara  yurt  dışı 
bağlantıları  kuvvetli  olması  nedeniyle  çok  daha  fazla  mal  satabileceği,  aynı  zamanda 
geriye  dönük  bağlantılar  yoluyla  yabancı  firmalardan  gerek  soyut  gerek  somut 
teknolojiler edinilebileceğini ifade etmekteler. Diğer bir ifadeyle yabancı firmalar yerel 
firmaları  kendilerine  daha  iyi  hizmet  sunabilmeleri  için  verimli  çalışmaları  yönünde 
uyarıcı etkide bulunacakları ifade edilmektedir. 


 
 
114 
 
 
Yukarıda  ifade  edilen  hususlar  çerçevesinde  DYY’ler  yoluyla  oluşabilecek 
dışsallıklara bağlı olarak, yerel firmaların ortalama maliyetlerinin düşeceğini ve maliyet 
eğrisinin  aşağı  doğru  kayacağı,  yabancı  firmaların  yerel  endüstride  olumsuz  bir  etkiye 
sahip  olması  durumunda  ise,  ortalama  maliyette  artış  yaratarak  maliyet  eğrisini  yukarı 
doğru  kaydıracağı  ifade  edilmektedir.  Özellikle  kısa  dönemde  yabancı  firmalar  yerel 
firmaların  verimliliğini  azaltabilir.  Çünkü,  yerli  firmanın  yeni  teknolojilere  adapte 
olması uzun bir süreci kapsarken diğer taraftan, ev sahibi ülke hükümeti tarafından daha 
fazla  kaynak  elde  etmek  amacıyla  yabancı  firmalara  verilen  teşvikler  marjinal 
maliyetlerde  düşüş  sağlayarak  üretim  güçlerini  arttıracaktır.  Yabancı  firmaların  üretim 
gücünün artması karşısında aynı  malı daha pahalıya üreten  yerli  firma üretimini kesme 
yoluna gidecektir. 
 
Aitken  ve  Harrison’un  (1999)  DYY’ler  yoluyla  Venezuela  firmaları  üzerinde 
oluşabilecek  dışsallıkları  tespit  etmek  için  yaptıkları uygulamada  1976-1989 dönemine 
ilişkin  4000  Venezuela  firmasının  panel  veri  seti  kullanılmıştır.  Yapılan  uygulama 
sonucuna  göre,  DYY’lerin  bahsedilen  ülke  firmaları  üzerinde  iki  farklı  etki  yarattığı 
sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre DYY’lerin 50’den daha az çalışanın bulunduğu küçük 
ölçekli  firmalar  üzerinde  verimlilik  artışı  yarattığı,  diğer  taraftan,  aynı  endüstride 
faaliyet gösteren büyük firmaların verimliliğinin yabancı ortaklığın artmasından negatif 
yönde  etkilendiği  sonucuna  ulaşılmıştır.  Bunun  nedeni  olarak  ise,  yabancı  firmaların 
daha  çok  yerel  firmaların  ve  yerel  endüstrinin  verimli  olduğu  alanlarda  yatırımda 
bulunmasından  dolayı  talebin  yerli  firmalardan  yabancı  firmalara  kayması  şeklinde 
gösterilmektedir. 
 
Araştırmada  DYY’lerin  yerel  firmalarda  teknoloji  transferi  sağlamada  yetersiz 
kaldığı  ifade  edilirken,  bunu  iki  nedene  bağlamışlardır.  Bunlardan  ilki  yabancı 
yatırımların  istenilen  düzeyde  gerçekleşmemesi  diğeri  ise,  yabancı  yatırımlar  yoluyla 
gelen bilgileri ülke ekonomisine kanalize edebilecek alt yapının diğer bir deyişle beşeri 
sermayenin olmamasından kaynaklanmaktadır. 
 
 Bununla  birlikte  araştırmada  bazı  eksiklikler  dikkat  çekmektedir.  Örneğin, 
DYY’lerin  yeni  iş  imkânı  yaratma  etkisi  ve  sermaye  etkisi  göz    ardı  edilmiştir.  Diğer 
taraftan  yerel  ekonomi  üzerindeki  uzun  dönemli  etkisi  de  ölçülmemiştir.  Oysa  yapılan 
birçok  çalışma DYY’lerin  büyüme üzerindeki etkisinin uzun dönemde ortaya çıktığına 
ilişkin  sonuçlar  vermiştir.  Dolayısıyla  bu  hususlar  araştırma  için  önemli  eksiklikler 
oluşturmaktadır. 


 
 
115 
 
 
Kokko,  Tansını  ve  Zejan  (1996)  tarafından
 
1988-  1990  dönemi  için  yapılan 
çalışmada  ise,  Uruguay  imalât  sanayine  ait  159  yerel  firma  üzerinde  DYY’lerin  emek 
verimliliği üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Her bir yerel firmadaki katma değer/ emek 
oranı  (yerel  sahipli  firmaların  işgücü  verimliliğ),  sermaye  /emek  oranı(sermaye 
yoğunluğu),kapasite  kullanım  oranı,  içerilmemiş  (soyut)    teknoloji  varlığı  olarak 
firmanın  çalışanları  başına  patent,  marka  ve  isim  hakkı  için  yaptığı  ödeme,    firmanın 
toplam çalışanları  içindeki  yönetici personelin payı,  firmanın  içinde bulunduğu sektöre 
ilişkin  yoğunlaşma  oranı,  söz  konusu  yerel  firmaların  faaliyette  bulunduğu  sektördeki 
yabancı firmaların toplam hasıladaki payı açıklayıcı değişkenler olarak kullanılmıştır. 
Uygulama  sonucunda  DYY’lerin  Uruguay  imalât  sanayine  yönelik  159  yerel 
firma  üzerinde  herhangibir  verimlilik  arttırıcı  etkisi  gözlenmezken,  uygulamaya  dahil 
olan  yerel  firmalar  teknoloji  boşluklarına göre  iki  farklı gruba  ayrıldığında  daha  farklı 
sonuçlar  elde  edilmiştir.  Buna  göre;  teknoloji  boşluğu  geniş  79  yerel  firma  üzerinde, 
DYY’lerin verimlilik üzerinde anlamlı etkileri gözlenmezken, teknolojik boşluğu düşük 
80  yerel  firma  üzerinde,  DYY’lerin  emek  verimliliği  üzerine  olumlu  dışsallıkları 
bulunduğu gözlenmiştir.  
 
Bir  diğer  çalışma  ise  Robert  Lipsey  ve  Fredrik  Sjöholm  (2004)  tarafından 
yapılmıştır. Onlar DYY’ler  yoluyla oluşan dışsallıkların  iki türüne dikkat çekmektedir. 
Bunlar;  ücret  dışsallıkları  ve  verimlilik  dışsallıklarıdır.  Ücret  dışsallıkları,  işgücü 
piyasasının  coğrafi  anlamda  dar  olmasından  oluşurken;  verimlilik  dışsallıklarının, 
üretim  piyasasındaki  genişlikten  kaynaklanan  rekabet  etkisiyle  ortaya  çıktığını  ifade 
etmektedirler. 
 
Ücret  dışsallıklarının  oluşumunda  dikkat  edilmesi  gereken  husus  yabancı 
firmaların  yurt  içi  işçilere  ödediği  ücretlerin  yüksek  olup  olmadığıdır.  Eğer  yabancı 
firmalar  yurtiçi  işçilere  yüksek  ücret  öderler  ise,  ev  sahibi  ülkenin  işgücü  piyasasında 
ücret seviyesi yükselerek yerel firmaların üretim maliyetlerinde oluşacak artıştan dolayı 
üretim  daralacaktır.  Diğer  taraftan  yabancı  firmaların  en  iyi  nitelikteki  işçileri  yüksek 
ücretle  kendilerine  çekmesi  yerel  firmaların  niteliksiz  işgücünü  yüksek  ücretle 
istihdamına neden olarak bir diğer verimlilik kaybına neden olacaktır. 
 
Lipsey  ve  Sjöholm  (2004)  tarafından  Endonezya  üzerinde  yapılan  uygulamalı 
araştırmada  yabancı  firmaların  yerel  firmalar  üzerinde  dışsallık  etkisi  yaratıp 
yaratmadığı  1980-1991  dönemine  ait  yatay  veri  seti  kullanılarak  araştırılmıştır.  İşgücü 
başına  yaratılan  değer  artışı,  işgücü  başına  enerji  tüketimi,toplam  işgücü  miktarı, 
işgücünün eğitim seviyesi açıklayıcı değişkenler olarak kullanılmıştır.  


 
 
116 
 
 
Araştırma  sonucunda  dışsallıkların  oluşumunda  rekabet  derecesinin,  yerli  ve 
yabancı  firmalar  arasındaki  teknoloji  boşluğunun  ve  yabancı  firmalardan  sağlanan 
bilgilerin  yerel ekonomiye aktarılabilmesi  için  beşeri sermaye  stokunun önemli olduğu 
ifade edilmektedir. 
 
Endonezya’da  yerel  firmalar  üzerinde  DYY’ler  yoluyla  dışsallıkların  oluştuğu, 
özellikle  Jakarta’daki  Jabotek  bölgesinde, DYY’lerin  yarattığı  bölgeselleşme  eğilimine 
bağlı olarak ortaya çıkan dışsallıkların kuvvetli olduğu ifade edilmektedir. 
Endonezya’da verimlilik dışsallığının ücretler dışsallığından daha yüksek olduğu 
sonucuna  ulaşılırken,  DYY’ler  yoluyla  en önemli  dışsallıkların  oluştuğu    sektör  imalât 
sektörü olarak gösterilmektedir.    
Bir diğer nokta ise, Endonezya firmaları üzerinde yapılan uygulamada firmaların 
sahipliğinin  yerel  firmalardan  yabancı  firmalara  doğru  kaydıkça  verimlilik  artışının 
hızlandığı sonucu elde edilmiştir. 
F.  Sjöholm  (1998)  tarafından  yapılmış  bir  başka  çalışmada    yine  Endonezya 
üzerinde  fakat  bu  kez  bölgesel  farklılıkların  DYY’lerin  ekonomik  büyümeye  olan 
katkılarını ne yönde etkileyeceği üzerine yapılmıştır. 
Uygulamada  20  den  fazla  çalışanı  bulunan  Endonezya  imalat  sanayine  yönelik 
firmaların 1980-1991 dönemine ilişkin veriler kullanılmıştır. 
Çeşitlendirilmiş 
endüstriyel 
bölgelerde 
kurulan 
firmaların 
verimlilik 
yapılarındaki  artış  oldukça  yüksektir.  Diğer  bir  ifadeyle  endüstri  dışı  bilgi  akışından 
ortaya  çıkan  bilgi  yayılması  (dışsallık)  verimliliği  pozitif  yönde  etkilemektedir.  Aynı 
şekilde  endüstri  içerisinde  de    DYY’lerin  dışsallık  oluşumunda  pozitif  etkiye  sahip 
olduğu sonucu elde edilmiştir. 
Yapılan  birçok  çalışmada  rekabetin  verimlilik  üzerinde  pozitif  etkiye  sahip 
olduğu  sonucu  elde  edilirken  bu  uygulamada  uzmanlaşma  ve  rekabetin  verimlilik 
üzerinde  etkili  olmadığı  sonucu  elde  edilmiştir.  Bunun  nedeni,    öncelikle  kullanılan 
metodoloji  farklılığından  kaynaklanabileceği  gibi  ana  ülke  ile  ev  sahibi  ülkelerin 
gelişmişlik seviyelerindeki farklılıktan ileri gelebileceği ifade edilmiştir. 
Chuang ve Hsu (2004) tarafından  Çin üzerinde  yapılan  bir diğer çalışmada  ise, 
yabancı  firmalardan  kaynaklanan  teknoloji  yayılması  ile  uluslararası  ticaret  yoluyla 
gerçekleşen öğrenme etkisi araştırılmıştır.  
Araştırmada OECD ülkeleri  ve Asya Kaplanları olarak adlandırılan Hong Kong, Kore, 
Japonya  ve Singapur’a ait dış ticaret verileri ve DYY miktarları kullanılarak uygulama 
yapılmıştır.  Uygulamada  kullanılan  değişkenler;  İşgücü  başına  satış  geliri,  sermaye 


 
 
117 
 
işgücü oranı,  işgücü  başına çalışma  sermayesi, ölçek ekonomisi  büyüklüğü, piyasadaki 
bölgeselleşme  eğilimi,  OECD  ülkelerinin  ithalat  payı  ve  ihracat  payı,  Asya 
kaplanlarının ithalat payı ve ihracat payı ve endüstrideki DYY’ler. 
Asya kaplanlarının 
Yapılan  analizde,  yabancı  firmaların  Çin’de  faaliyette 
bulunmasının  yurtiçi  firmalar üzerinde verimlilik  artışı yarattığı sonucu elde edilmiştir. 
Verimlilik  artışının  ise,  yabancı  firmalarca  ülkeye  getirilen  teknolojilerin  ev  sahibi 
ülkede  kullanımının  yaygınlaşması  sonucu  ortaya  çıkan  dışsallıklardan  kaynaklandığı, 
diğer  bir  ifadeyle  daha  nitelikli  hammadde  ve  makinelerin  üretime  kanalize  edilmesi, 
piyasada  rekabet  ortamının  yaratılması,  yerel  işgücü  ve  yöneticilerin  niteliğinin 
geliştirilmesi yurt içi verimlilik üzerinde pozitif etki yaratmıştır. 
 
 
Uygulamada  elde  edilen  bir  diğer  bulgu  ise,  üretim  ölçeğinin  ve  piyasa 
yoğunlaşmasının  verimlilik  üzerinde  negatif-önemli  bir  etkiye  sahip  olduğudur.  Bu 
durumun  nedeni  ise,  yoğunlaşmadan  dolayı  ortaya  çıkan  rekabet  azalması  ve  büyük 
firmalarda üretim arttıkça maliyet artışının ortaya çıkması ve ölçek ekonomisi etkisinin 
kaybolmasıdır. Sigara ve ilaç endüstrileri yoğunlaşmanın ve ölçek ekonomisinin en çok 
yaşandığı  sektörlerdir.  En  yüksek  verimliliğin  bulunduğu  sektörler  yiyecek,  petrol 
rafinerisi, maden ve sigara endüstrileridir. 
 
Diğer taraftan Çin’in OECD ülkelerinden çoğunlukla makine-techizat ithalatında 
bulunurken, Asya ülkelerinden daha çok plastik ve tel ürünler ithal etmektedir. Ülkenin 
hem  OECD  hem  de  Asya  kaplanlarından  yaptığı  ithalatın  ülkenin  verimliliği  üzerinde 
pozitif etki yarattığı sonucu elde edilmiştir. 
 
İhracat  cephesine  baktığımızda  ise,  yalnızca  OECD  ülkeleri  ile  yapılan  ihracat 
pozitif  etkiye  sahiptir.  Çünkü  ticaret  açısından  boy  ölçüşebileceğimiz  oranda  bizden 
daha  iyi  durumdaki  ülkelerle  ticarette  bulunmak  rekabeti  arttırırken  diğer  taraftan 
yönetim, üretim ve piyasaya ilişkin bilgilerin edinilmesine yardımcı olmaktadır. 
 
Çin’de  en  fazla  DYY’lerin  yapıldığı  sektörler  elektronik,  telekomünikasyon, 
tekstil  ve  yiyecek  sektörleridir.  Çünkü  bu  sektörler  işgücü  yoğun  sektörler  olup Çin’in 
aynı zamanda bol ve ucuz işgücüne sahip olmasından kaynaklanmaktadır.  
Uygulamada elde edilen bir diğer Sonuç DYY’lerin yoğun olduğu endüstrilerde 
teknolojik  yayılmanın  daha  büyük  olduğu  ve  dışsallıkların  daha  önemli  boyutlara 
ulaştığı  sonucu  elde  edilmiştir.  Verimlilik  artışının  teknoloji  boşluğu  hem  düşük,  hem 
de  yüksek  gruplar  üzerinde  ortaya  çıktığı  ancak,  teknoloji  boşluğu  düşük  gruplar 
açısından  daha  yüksek  olduğu  yönündedir.  Ayrıca  dışsallıkların  oluşumunda  temel 
belirleyicinin ülkenin massetme kapasitesi olduğu sonucu elde edilmiştir. 


 
 
118 
 
  Bir  diğer  çalışma  ise  Sinani  ve  Meyer  (2004)  tarafından  Estonya  imalat 
sektörüne  yönelik  olarak  yapılan  DYY’lerin  bu  sektör  üzerinde  dışsallık  yaratıp 
yaratmadığını  araştırmak  için  1994-1999  dönemine  ilişkin    2250  firmaya  ait  veriler 
kullanılarak yapılmıştır. 
Yapılan  araştırmada  dışsallıkların  oluşumunda  etkili  olabilecek  faktörler  şöyle 
ifade edilmiştir. 
-  DYY’lerin giriş tipine bağlı olarak, 
-  Ev sahibi firmanın büyüklüğüne ve sahiplik yapısına bağlı olarak, 
-  Ev  sahibi  ülkenin  ticaret  yapısına  bağlı  olarak  farklı  dışsallıklar  ortaya 
çıkabilecektir. 
Yurtiçi  firmaların  sahiplik  yapılarının  teknoloji  transferinden  kaynaklanan 
dışsallıklardan  faydalanılmasında  etkili  olduğu  ifade  edilirken  üç  tür  sahiplikten 
bahsedilmiştir. Bunlar, kamu sahipliğindeki firmalar, firma çalışanlarının sahipliğindeki 
firmalar ve dışarıdan yönetimli firmalardır. 
Dışarıdan  yönetimli  firmalar,  gerek  kamu  gerek  çalışanların  sahipliğindeki 
yabancı  firmalara  göre,  dışsallıkların ortaya çıkmasına  daha  iyi  cevap  verebilmektedir. 
Çünkü çalışanların sahipliğindeki firmaların sermaye girişi sınırlı, massetme kapasitesi 
ve  rekabet  gücü  diğerlerine  göre  daha  düşük  olup,  kamu  yönetimli  firmalarda  ise, 
bürokratik  yoğunluk  daha  fazladır.  Oysa  dışarıdan  yönetimli  firmalar,  yabancı 
firmalardan  işletme  yönetimi  hakkında  yeni  fikirler  araştırırken,  edindikleri  bilgilerle 
yeniden yapılanmada bulunarak dışsallıklardan daha fazla faydalanabilmektedir. Çünkü 
firmaların elde ettikleri bilgiyi tüm alanlarda kullanıma aktarabilmesi diğer bir ifadeyle 
massetme kapasitesi yalnız beşeri sermayeye değil aynı zamanda firmanın organizasyon 
yapısına ve kültürüne de bağlıdır. 
Estonya  için  yapılan  bu  araştırma  sonucuna  göre,  satış  ve  işgücüne  yönelik 
olarak  ev  sahibi  ülkeye  gelen  yabancı  firmanın  büyük  dışsallıklar  sağladığı  yönünde 
sonuç elde edilmiştir.  
Bir diğer bulgu ise, küçük firmaların bürokratik yoğunluktaki hafiflikten dolayı, 
ihracat  dışı  firmaların  ise,  ihracata  yönelik  firmaların  dışardan  edindiği  bilgiye  göre 
yurtiçindeki yabancı firmalardan daha büyük dışsallıklar sağlayabildiği belirtilmektedir. 
Estonya’ya  yönelik  DYY’lerin  imalât  ve  enerji  sektörüne  yönelik  olduğunu  bu 
durumun dışsallıkların ortaya çıkması açısından olumlu etki yarattığı çünkü, Estonya’da 
ki  bu  sektörlerin  verimliliğinin  yüksek  olduğu  dolayısıyla  yabancı  firmalarla  rekabet 


 
 
119 
 
edebilecek  bir  teknoloji  boşluğunun  bulunduğunu,  zamanla  bu  boşluğun  dışsallıklar 
yoluyla giderilebileceği düşünülmektedir. 
1980’li  yıllardan  itibaren  ülke  hükümetlerinin,  yerli  firmaların  yabancı 
firmalardan  sağladıkları  teknolojik  dışsallıklardan  dolayı  verimliliği  arttırabileceği 
düşüncesiyle  DYY’leri  ülkelerine  yönlendirici  politikalar  uyguladıkları  gözden 
kaçmamaktadır.  Örneğin  Estonya’nın  yerli  firmalar  ile  yabancı  firmalar  arasındaki 
teknoloji  boşluğunun  yüksek  olmasından  dolayı  dışsallığın  oluşumu  sağlanamıyordu. 
Bu  sebeple  Estonya  hükümeti  yerel  firmalara  yabancı  firmalardan  bilgi  edinmeleri 
yönünde  destek  verdi.  Diğer  bir  ifadeyle  yerel  firmaların  yabancı  firmalar  karşısında 
rekabet gücünü arttırıcı politikalar uygulamıştır. 
Magnus  Blomström  ve  Fredrik  Sjöholm  (1998)  tarafından  hazırlanan  bu 
makalede  de,  diğer  makalelerde  olduğu  gibi  DYY’ler  yoluyla  yerel  firmalar  üzerinde 
teknolojik  bilginin  yayılmasında  ülkeler  arasındaki  teknoloji  boşluğun  önemli  olduğu, 
bu  boşluğun  büyük  olması  halinde  teknolojik  dışsallıkların  oluşamayacağı  ifade 
edilmiştir. 
Makaleye  göre,  yabancı  firmaların  yurtiçi  piyasalara  girmesinin  yerel  firmaları 
kârlarını  ve  piyasa  paylarını  korumak  amacıyla  uyarıcı  etkide  bulunarak  diğer  bir 
ifadeyle rekabetçi bir ortam yaratarak verimlilik artışı yaratılabileceği ifade edilmiştir. 
Blomström  ve  sjöholm  teorik  açıklamalarının  tutarlılığını  ispatlamak  için 
Endonezya’da  20’den  fazla  çalışanı  bulunan  imalât  sanayine  yönelik  13.663  firmanın 
1991 yılına ait verileri kullanılarak uygulama gerçekleştirmiştir. 
Endonezya’nın  1991  yılına  ilişkin  imalât  sanayine  yönelik  gayrisafi  çıktı 
miktarının  yaklaşık  %20’si  yabancı  kuruluşlar  tarafından  üretilmiştir.  Yabancı 
firmaların en fazla yoğunlaştığı sektörler; içecek, ayakkabı, ilaç endüstrileridir. 
Bu  araştırmada,  yabancı  yatırımların  işgücü  verimliliği  üzerinde  etkili  olup 
olmadığı araştırılmıştır.  Model de işgücü verimliliği,  sermaye-işgücü oranı, işgücünün 
becerileri, massetme kapasitesi, ölçek ekonomisi, yabancı sahiplik ve endüstriye yönelik 
faktörlerin bir fonksiyonu olarak oluşturulmuştur. 
 
Uygulama  sonucunda  elde  edilen  katsayılar  beklentilerle  aynı  yönde  tutarlılık 
göstermektedir.  İşgücü  verimliliğinin,  sermaye  yoğunluğu,  beceriler,  massetme 
kapasitesi ve ölçek ekonomileri ile arasındaki ilişki pozitif yönlüdür. 
 
Elde  edilen  sonuçlara  göre,  ÇUŞ’ların  ev  sahibi  ülkelere  katkısı  en  yeni 
teknolojileri  ücretsiz  olarak  getirmeleri  ve  yerel  firmaların  kendilerine  en  uygun 
teknolojileri  bu  yolla  transfer  etmelerinden  kaynaklanmaktadır.  Teknoloji  transferinin 


 
 
120 
 
başarı  ile  gerçekleştirildiği  sektörler,  yiyecek,  tekstil,  ağaç,  ilaç  ve  metal  olmayan 
ürünlere aittir. 
Makaleden elde edilen en önemli bulgu ise, yabancı sahipliğin işgücü verimliliği 
üzerinde  pozitif  etkiye  sahip  olduğu,  ancak  yabancı  ortaklığın  derecesinin  ne  işgücü 
verimliliği  üzerinde  ne  de  DYY’ler  yoluyla  gelen  teknolojik  bilginin  yerel  firmalara 
yayılmasında hiçbir etkisi yoktur.   
Blomström  (1986)  tarafından  yapılan  bir  diğer  çalışmada  ise  Meksika 
ekonomisinin  145  farklı  endüstrisi  için  1970-1975  dönemine  ilişkin  yatay  veri  seti 
kullanılarak ekonominin verimliliğini arttırmada DYY’lerin etkisi araştırılmıştır.  
Uygulamadan  elde  edilen  sonuç  %1  anlamlılık  düzeyinde  yabancı  ortaklığın 
yerel  endüstrilerin  verimliliğinde  pozitif-önemli  etkiye  sahip  olduğu,  bu  etkinin 
kaynağında  yabancı  firmaların  yurtiçi  piyasalarda  rekabet  ortamı  yaratarak,  yerel 
firmaları  daha  etkin  çalışmaya  yöneltmesi  ile  finans,  pazarlama,  teknoloji  ve  yönetim 
becerileri gibi konularda pozitif dışsallıkların ortaya çıkmasından kaynaklanmaktadır. 
Bir diğer bulgu ise DYY’lerin verimliliğin yüksek olduğu sektörlerde daha fazla 
odaklandığı gözlemlenmiştir. 
 Mielnik  ve  Goldemberg  (2001)  tarafından  1987-1998  dönemi  için  Dünya 
Bankası’ndan   20 GOÜ’lere  ilişkin  veriler kullanılarak DYY’ler ile ev  sahibi ülkelerin 
enerji  yoğunluğu  arasındaki  ilişki  test  edilmiştir.  Uygulama  sonucunda  R
2
=  08692 
değeri ile  DYY’lerin ev sahibi ülkede dışsallıkların ortaya çıkmasında etkili olduğu ve  
söz  konusu  ülkelerin  enerji  tüketimlerindeki  azalmanın  %87’sinin  DYY’ler  yoluyla 
ülkeye gelen daha modern teknolojilerin kullanılmasından kaynaklandığı %13’ünün ise 
diğer faktörlerden kaynaklandığı sonucu elde edilmiştir.  
DYY’ler  ve  ekonomik  büyüme  arasındaki  ilişkiyi  ölçmeye  yönelik 
çalışmalardan bir diğeri de UNCTAD (1999) tarafından gerçekleştirilmiştir.Araştırmada 
çok  sayıda  GOÜ’ye  (100’den  fazla)  ilişkin  1970-1995  dönemine  ait  veriler 
kullanılmıştır.  Kullanılan  veriler  5’er  yıllık  dönemlere  ayrılarak  konjonktür  etkisi 
(cyclical effect) giderilmeye çalışılmıştır.  
Uygulamada büyüme oranı; kişi başına milli gelirdeki artış ( modelde t ve t-1 dönemine 
ilişkin  büyüme  oranları  kullanılmıştır.),  cari  uluslar  arası  fiyatlarla  yatırım, 
harcamalarının  dönem  içindeki  GSYİH’ye  oranı,  nominal  GSYİH’nin  yüzdesi  olarak, 
ülkeye  giren  DYY  miktarı,  dönem  başındaki  okullaşma  oranı,  işgücü  katılımındaki 
değişmeler,  dünya  genel  fiyatlar  düzeyine  göre  ülkenin  genel  fiyatlar  düzeyindeki 


 
 
121 
 
değişme, ülkenin kişi başına gelirinin dönemin ilk yılındaki ABD’deki kişi başına milli 
gelire oranı açıklayıcı değişkenler olarak kullanılmıştır. 
Modelde 5’er yıllık dönemler içersisinde ülkelerin büyümelerine etki edebilecek 
değişkenlerin  önemi  ve  bu  değişkenlerin  birbirleri  ile  olan  ilişkileri  inceleme  konusu 
olmuştur. 
Uygulama sonucunda DYY’lerin ekonomik  büyüme üzerindeki etkisinin pozitif 
ve  istatistiki  olarak  anlamlı  olduğu  sonucuna  ulaşılmıştır.  Ayrıca  daha  önceki 
bölümlerde DYY’lerin belirleyicileri arasında gösterilen bir önceki döneme ait büyüme 
oranı ile DYY’ler arasında doğrusal bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kısaca, her 
iki  değişken  birbirini  besleyen  bir  ilişki  sergilemektedir.  Ayrıca  okullaşma  oranının, 
işgücünün  katılım  oranının,  önceki  döneme  ilişkin  yatırım  oranının  DYY’ler  ile 
ilişkileri  sonucunda  özellikle  bilgi  dışsallıklarının  oluşumuna  bağlı  olarak  büyüme 
üzerinde anlamlı sonuçlar ortaya çıkardığı gözlenmiştir (UNCTAD,1999, s 365-367). 
H.  Sun  ve  A.  Parıkh  (2001)  tarafından  Çin üzerinde  yapılan    bir  çalışmada  ise, 
ülkenin  GSYİH’sının  artması  üzerinde  DYY’ler,  yurt  içi  yatırımlar  ile  ihracat 
içerisindeki  değişikliklerin  etkisi  ayrıca,  bölgesel  farklılıkların  hem  ihracatın  hem  de 
DYY’lerin ekonomik büyümeye olan katkısını ne yönde etkileyeceği araştırılmıştır. 
Uygulamada  sabit  yurtiçi  sermaye yatırımlarının,  DYY’lerin,  ihracatın ve Reel GSYİH 
büyüme oranı açıklayıcı değişkenler olarak belirlenip 1985-1996 yıllarına ilişkin  panel 
veri seti kullanılmıştır.  
Araştırmada hem ihracatın hem de DYY’lerin ekonomik büyümeye olan katkısı 
ülkenin sosyal ve ekonomik çevresi, kalkınma seviyesi, endüstriyel yapısı, ticari açıklığı 
gibi faktörlere bağlıdır. 
  
Uygun  koşulların  bulunması  durumunda  hem  ihracatın  hem  de  DYY’lerin 
ekonomik  büyümeye  olan  katkısının  pozitif  ve  önemli  olması  beklenmektedir.  Çünkü, 
gerek  ihracat  gerekse  DYY’ler  kaynak  dağılımında,  ölçek  ekonomisinin  oluşumunda, 
teknolojik  yeniliklerin  elde  edilmesinde  ve  verimlilik  artışında  olumlu  katkı 
sağlamaktadır. Bu uygulamada uygun koşul ile kastedilen ülkenin kalkınma seviyesidir. 
 
Uygulamadan elde edilen sonuç hem düşük hem de yüksek kalkınma seviyesinin 
orta  seviyeye  göre  ihracatın  ve  DYY’lerin  ekonomik  kalkınmaya  olan  etkisini  sınırlı 
kılmaktadır.  Çin’in  iki  bölgesi  için  hem  ihracatın  hem  de  DYY’lerin  Pozitif  önemli 
katkısı gözlenirken  güneydoğu  bölgesi  için  negatif  ilişki ortaya çıkmıştır. Ancak genel 
anlamda  hem  DYY’nin  hem  de  ihracatın  pozitif  önemli  etkiye  sahip  olduğu 


 
 
122 
 
belirtilebilir.  Bu  etki  ihracat  hacmindeki  genişlemeyle  birlikte  ihracat  sektöründen 
ihracat dışı sektörlere yönelik dışsallıkların ortaya çıkmasından kaynaklanmaktadır. 
 
L.  R.  De  Mello  (1997)  DYY  ‘lerin  teknoloji  transferi  ve  bilgi  dışsallıkları 
yoluyla  ev  sahibi  ülke  ekonomisi  üzerinde  büyümeyi  uyarıcı  etkide  bulunacağı,  bu 
etkinin  büyüklüğünün  de  DYY’ler  ile  yurt  içi  yatırımlar  arasındaki  ilişkinin  niteliğine 
yani  tamamlayıcı  mı  yoksa,  ikame  mi  olduğuna  bağlı  olduğunu  ifade  etmiştir.  Ayrıca 
DYY’ler  ile  yurt  içi  yatırımlar  arasında  sağlıklı  bir  ilişki  kurulmasında  ülkeler 
arasındaki  teknoloji  boşluğunun  önemli  bir  unsur  olduğuna  dikkat  çekmektedir. 
Dolayısıyla  ona  göre  DYY’lerden  beklenen  katkılar  için  hiçbir  zaman  kesin  ve  sürekli 
değildir. 
 
De  Mello  (1997)  çalışmasında  DYY’lerin  ekonomik  büyüme  üzerine  olan 
etkilerini  ortaya  koymaya  çalıştığı  büyüme  hesaplaması  modelinde  literatürde  yapılan 
çalışmalardan esinlenmiştir. 
 
 
 
( , , , )

Yüklə 1,26 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   ...   87




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin