Çukurova üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ İKTİsat anabiLİm dali


 DYY’ler Ve Bölgeselleşme Ekonomileri (Agglomeratıon Economies) Etkisi



Yüklə 1,26 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə61/87
tarix02.01.2022
ölçüsü1,26 Mb.
#39572
1   ...   57   58   59   60   61   62   63   64   ...   87
2.1.5. DYY’ler Ve Bölgeselleşme Ekonomileri (Agglomeratıon Economies) Etkisi  
 
DYY’lerin  yatırımda  bulundukları  ev  sahibi  ülke  ekonomileri  üzerinde  zaman 
zaman bölgeselleşme ekonomisine neden oldukları gözlenmektedir.  
 
Bölgeselleşme,  firmaların  belli  bir  yörede  veya  bölgede  toplanması  şeklinde 
ifade edilebilir. 
 
Bölgeselleşmede  üç  tür  karşımıza  çıkmaktadır.  Bunlar;  merkez-taşra 
bölgeselleşmesi, endüstri içi bölgeselleşme ve şehre yönelik bölgeselleşmedir. 
 
Merkez-Taşra bölgeselleşmesi, merkezi oluşturan sanayileşmiş ülkelerle çevreyi 
oluşturan  AGÜ’ler  arasındaki  ekonomik  ilişkilerdir.  Çevre  merkez  ülkeye  bir  yandan 
hammadde ihraç ederken, diğer taraftan, onların ürettiği sanayi  mallarını ithal etmesine 
dayalı bir ilişkidir. 
 
Endüstri  içi  bölgeselleşme, aynı endüstri içerisinde  firmaların  bir araya gelmesi 
sonucunda ortaya çıkmaktadır. Mikro seviyeli bölgeselleşme olarak ifade edilmektedir. 
Daha  çok  üretime  yönelik  firmaların  bir  araya  gelmesinden  ortaya  çıktığı  için  imalat 
sektörü odaklı bir bölgeselleşme türüdür.  
 
Şehire  yönelik  bölgeselleşme türü, şehir  içerisindeki  imalat, hizmetler  ve diğer 
sektörlere  yönelik  firmaların  aynı  şehirde  bir  araya  gelerek  oluşturdukları 
bölgeselleşmedir.  Şehirleşme  (urbanizatıon  )  bölgeselleşmesi;  endüstriler  arasındaki 
uzmanlaşmaya  olanak  sağlayarak  sinerji  etkisinin  ortaya  çıkmasına  dayanmaktadır 
(Tuan, F. Y. Ng, 2004). 
 
Bölgeselleşme  ekonomilerinin,  ev  sahibi  ülke  ekonomisi  üzerinde,  DYY’ler 
yoluyla  oluşan  dışsallıkların  oluşumunda  etkili  bir  faktör  olduğu  ifade  edilmektedir. 
Ancak,  bu  etkinin  olumlu  olup  olmadığı  hususunda  görüşler  ikiye  ayrılmaktadır.  Bazı 
görüş  çevrelerine  göre, bölgeselleşmenin  yabancı  ve  yerli  firmalar arsındaki  etkileşimi 
arttırarak  bilgi  alış  verişini  hızlandırıp  verimlilik  artışı  sağlayacağını  ve  böylece 
dışsallıkların  etkisinin  büyük  olacağı  ifade  edilirken,  diğer  bir  görüşe  göre, 


 
 
127 
 
bölgeselleşmenin  rekabeti  azaltacağı  ve  verimliliği  düşüreceği  öne  sürülmektedir 
(Aitken ve Harrison, 1999; Blomström,ve Koko, 2003). 
 
Bölgeselleşmenin  oluşum  nedenlerine  baktığımızda,  hammadde  kaynaklarının 
bölgeselleşmede etkili  bir  faktör olduğu dikkat çekmektedir. Çünkü,  işletmelerin temel 
amacı  kâr  elde  etmek  olduğu  düşünülürse  üretimlerini  sürdürebilmeleri  için  diğer 
işletmelerden  bir  yandan  hammadde  alırken,  diğer  taraftan  üretimlerini  bu  işletmelere 
satmak  zorundadır.  Dolayısıyla  hammaddelerin  bol,  ucuz  ve  nitelikli  olduğu  alanlarda 
yatırımda  bulunulması  kuruluşların  tasarruf  sağlayarak  üretim  maliyetlerini 
düşürecektir.  Ayrıca  altyapı,  haberleşme,  elektrik  ağı  gibi  kamusal  faaliyetlerce  ve 
işgücü  niteliğinden  ortaya  çıkan  bölgeselleşmeler  de  mevcuttur  (  Aitken  ve  Harrison, 
1999; Dinler, 1978, s  61-70). 
 Bazı  görüş  çevrelerine  göre,  sadece  hammadde  temini  için  yapılan  DYY’lerin 
ev  sahibi  ülke  açısından  pek  faydalı  olmayacağı, çünkü,  bu  yatırımların  ev  sahibi  ülke 
ekonomisi ile bütünleşmeyerek sadece yabancı ekonomilerin bir uzantısı olarak kalacağı 
ve  yerel  ekonomi  üzerinde  ikili  yapılanmaya  (Dual  economy)  neden  olacağı  ifade 
edilmektedir  ( Aydın, 1997, s 24-25; R. DE Mello, 1997). 
Bölgesel  gelişme  düzeylerindeki  farklılık,  özellikle  AGÜ’lerin  sorunu  olmakla 
beraber  gelişmiş  ülkelerinde  sık  sık  bu  tür  problemlerle  karşılaştıkları  gözlenmiştir. 
Ancak  bölgesel  gelişme  düzeylerindeki  bu  farklılık,  AGÜ’lerde  daha  belirgin  olup, 
sosyal  ve  ekonomik  sonuçları  bakımından  kalkınma  çabalarını  daha  fazla  olumsuz 
yönde etkileyebilecek niteliktedir. 
Bu  konuda  H.  Singer’in  oldukça  önemli  fikirleri  bulunmaktadır.  Singere  göre, 
DYY’ler  AGÜ’ler  üzerinde  gelir,  istihdam,  bilgi  arttırıcı  etkileri  olmadığı  gibi 
AGÜ’lerin  bir  yandan  ihracat  için üretim  yapan  verimliliği  yüksek kesim  ile  iç  piyasa 
için  üretim  yapan  verimliliği  düşük  kesimin  bir  arada  bulunduğu  ikili  bir  yapı 
sergilemesine bağlı olarak, DYY’lerin AGÜ’ler üzerinde zararlı etkileri olduğunu ifade 
etmiştir.  Diğer  taraftan,  DYY’ler  AGÜ’leri  hammadde  ve gıda  arzı  gibi  bazı  alanlarda 
ihtisaslaşmaya  götürmüştür.  Eğer bunlar olmasaydı, gelişebilecek  olan  yerli  sanayinin, 
oluşumunu  engellenmiştir.  Sanayinin  faydası  ne  hemen  geliri  arttırmasından,  ne  de 
sosyal faydasındandır, asıl faydası genel eğitim seviyesini yükseltmesi, yaşam düzenini 
değiştirmesi yaratıcılığı arttırması, teknik bilgi birikimine yol açmasına bağlanmaktadır. 
Ancak  ona  göre,  DYY’ler  hiçbir  zaman  AGÜ’lerin  bir  parçası  olmamış,  gelişmiş 
ekonomilerin  denizaşırı  ülkelerdeki  tamamlayıcı  bir  uzantısı,  üretimleri  kendi 


 
 
128 
 
amaçlarına  yönelmiş  olup,  asıl  gaye,  sermayeyi  veren  ülkelerin  çıkarlarıdır  (Nurkse, 
1964, s 123-124, Kazgan, 2000,  275).   
Ev  sahibi  ülke  hükümetleri  DYY’lerden  ekonomik  anlamda  daha  fazla  fayda 
elde  edebilmek  için  sosyal  ve  ekonomik  açıdan  geri  kalmış  bölgelere  yatırım 
yapılmasını  sağlamak amacıyla teşvik tedbirleri  alabilirler. Ancak OECD raporunda da 
belirtildiği  üzere  yerli  yatırımcı  için  verilen  teşviklerinin  yabancı  yatırımcılara  da 
verilmesi  yerli  girişimcinin  rekabet  gücünü  azaltabileceği  ileri  sürülmüştür.  Yabancı 
yatırımcılar  AGÜ  hükümetleri  karşısında  yerli  yatırımcılara  göre  daha  fazla  pazarlık 
payına  sahip  olduklarından  rekabet  üstünlüğü  elde  edebilirler.  Gerçekte  ÇUŞ’ların 
yatırımlarını  gelişmiş  ülkelerde  geri  kalmış  bölgelere  kaydırma  olasılığı  AGÜ’lere 
nazaran  daha  fazladır.  Bu  olasılık  teşvik  tedbirlerinin  niteliğinden  değil,  fakat  AGÜ 
hükümetlerinin  ÇUŞ’lar  karşısındaki  pazarlık  gücündeki  zayıflıktan  ileri  gelmektedir 
(Alpar, 1978; s 111-113).      
 
Yukarıda  bölgeselleşmenin  ortaya  çıkmasına  neden  olabilecek  bazı  etkenler 
belirtilse  de  zaman  zaman  firmaların  bazı  bölgelerin  kendileri  için  hiçbir  önem  arz 
etmediği halde sadece diğer firmaların aynı bölgede toplanmış olmasına bağlı olarak bu 
bölgede  üretime  yöneldiği  gözlenmiştir.  Çünkü,  birbirinden  farklı  firmaların  aynı 
bölgede  toplanmasının  firmalar  arası  etkileşimi  güçlendirdiği  için  bu  bölgede 
odaklanmaya  neden  olduğu  gözlenmiştir.  Örneğin,  Silikon  Vadisi’nin  hiçbir  fiziki 
özelliği  bulunmamasına  karşın  DYY’lerin  en  fazla  odaklandığı  bölgelerden  biridir. 
Türkiye’nin  en  büyük  firmalarından  biri  olan  Vestel’in  de  bu  bölgede  yatırımda 
bulunduğu da gözlenmektedir. Buradan çıkarılabilecek bir diğer sonuçta, ülkelerin DYY 
çekebilme  belirleyicileri  arasında  bölgeselleşme  eğilimlerinin  de  yer  aldığıdır  (R.  DE 
Mello, 1997). 
 
Son 20  yılda dünyada DYY akımında  yaşanan  hızlı artıştan  en  büyük payı elde 
eden  ülkelerden  biri  Çin’dir.  Konunun  önemi,  sadece  DYY’lerin  önemli  miktarını 
üzerinde  toplamasından  ziyade  DYY’lerden  oluşabilecek  pozitif dışsallıklardan  önemli 
ölçüde  faydalanabilmesinden  kaynaklanmaktadır.  1980-1999  döneminde  Tayland, 
Malezya,  Filipinler,  Singapur,  Kore, Hindistan  ve  Çin’in  de  içlerinde  bulunduğu  Asya 
ülkeleri  arasında  Çin    %47’7  ‘lik  DYY  payı  ile  lider  konumdadır.  Çin’in  DYY  elde 
etme  başarısı  1979  yılında  açık  ekonomiye  geçmesiyle  birlikte,  kurumsal  altyapı 
yatırımlarının  geliştirilmesi,  DYY’ler  için  tercih  hakkı  bulunan  politikalar 
oluşturulması,  Dünya  Ticaret  Örgütüne  üye  olunması,  zamanla  ülkede  artan 
bölgeselleşme eğilimi daha fazla yatırımcının bu ülkeyi tercihinde etkili olmuştur. 


 
 
129 
 
 
Tuan,  FY,  Ng,  2004  tarafından  şehir  içi  bölgeselleşmeye  neden  olabilecek 
faktörleri  belirlemek  için  Çin  üzerinde  Asya’da  yaşanan  finansal  krizinden  sonraki 
2000-2002’nin  her  bir dönemi  ve 1998 dönemi  için  yatay  veri seti kullanılarak yapılan 
uygulamada  fiziki  alt  yapının,  sermaye  başına  çıktı,  şehirdeki  ücret  yapısı  ve  imâlat 
sektörünün  bölgeselleşmedeki  etkisi  araştırılmıştır.  Elde  edilen  bulgular,  Bohai 
bölgesinde yoğunlaşmanın imalât sektörünün yapısından ve fiziki altyapı imkânlarından 
kaynaklanırken,  Yangtz  River  Delta  ve  pearl  River  Bölgelerinde  ise,  göreceli  ücret 
seviyelerinden kaynaklanan bölgeselleşmenin yaşandığı gözlenmiştir. 
  
Çin’in  pearl  River  Bölgesinde  50.000  yerli  ve  yabancı  kaynaklı  imalât 
sektöründe  faliyet  gösteren  firmalar  üzerinde  yapılan  uygulamalı  çalışmada 
bölgeselleşme  ekonomilerinin  bölgeye  daha  fazla  DYY  çekmede  etkili  bir  faktör  olup 
olmadığı araştırılmıştır. 
 
Elde  edilen  bulgular,  endüstriye  yönelik  bölgeselleşmeden  faydalanmak  isteyen 
hem  yerli  hem  de  yabancı  firmaların,  söz  konusu  bölgede  yoğunlaştığı  gözlenmiştir. 
Diğer  bir  ifadeyle,  yatırımlardaki  kümelenme  daha  fazla  DYY’nin  o  bölgeye 
gelmesinde etkili olmuştur.  
 
  Braunerhjelm  ve  Svenson’un  (1996)  İsveç  ÇUŞ’larının  18  ülkeye  yönelik 
olarak  gerçekleştirdikleri    DYY’lerini  inceledikleri  çalışmada,  DYY‘lerin  oluşum 
nedenleri  arasında  bölgeselleşmenin  etkili  bir  faktör  olduğu  özellikle  teknolojik 
avantajın  yüksek  olduğu  endüstrilerde  bölgeselleşme  eğiliminin  kuvvetli  olduğu 
sonucuna ulaşmışlardır.  

Yüklə 1,26 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   57   58   59   60   61   62   63   64   ...   87




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin