ECMO DÜZENEĞİ ECMO, kardiyak cerrahide rutin olarak kullanılan kardi-
yopulmoner baypas devresinin değişik bir şeklidir. Kan perif-
erik yoldan femoral ven kanülasyonu veya santral yoldan sağ
atriyum kanülasyonu aracılığı ile venoz sistemden ayrılır, oksi-
jenlenir, karbondioksitten arındırılır ve periferik olarak femo-
ral arter veya santral olarak asendan aorta yoluyla vücuda geri
döner
(7)
.
ECMO devresi; pompa, membran oksijenatör ve ısı
değiştirici, kanüller ve tubing sisteminden oluşur. Roller ve
sentrifugal olmak üzere iki tür pompa kullanılır ve bunlardan
roller pompa daha sık kullanılmaktadır
(8)
. Sentrifugal pompa
kullanıldığında venöz kanın dönüşü yerçekiminden etkilenmez.
Buna ek olarak hasta ve pompanın seviyeleri de dönüşü
etkilemez. Sentrifugal pompanın kullanıldığı sistemde arteriyel
sistemde oklüzyon oluşursa hatta basınç aşırı artmaz sistemde
patlama olmaz. Sentrifugal pompalardaki bu yüksek akım
paterni venöz hatta hemoliz ve hava boşluklukları oluşumuna
neden olabilir. Roller pompa sisteminde kırılma ve erozyona
dirençli Tygon tüp sistemi kullanılır. Venöz kanül vasıtasıyla
hastanın kanı pasif olarak “bladder” olarak adlandırılan küçük
venöz rezervuara drene olur. Kardiyopulmoner baypas
cihazının en trombojenik parçası olan venöz rezervuarın
daha küçük olması ECMO’nun diğer bir avantajıdır, böylece
ECMO hastaları için parsiyel antikoagülasyon tedavisi yeterli
olur. ECMO pompası sağ atrium benzeri fonksiyon yapan bu
rezervuardan kanı çeker. ECMO’da temel prensip oksijenin
yarı geçirgen bir membrandan kana transportudur. Pompadan
çıkan kan ‘Hollow fibre’ ya da ‘silikon membran’ oksijenatöre
girer. Geleneksel kardiyopulmoner baypas cihazının belirli
bir sürenin üzerinde kullanımı ile plazma proteinlerinin
denatürasyonu, kan hücrelerinin hemolizi veya mikroemboliler
gibi birçok sebebe bağlı ölümcül sonuçlar doğabilir ancak
kardiyopulmoner baypas cihazındaki ‘hollow fibre’ membrana
kıyasla ECMO’da uzun süreli (> 1-2 gün) kullanımdan ötürü
tercih edilen yarı geçirgen membran oksijenatör, silikon yapıda
olup sayesinde kan ve gazın direkt temasından kaçınılır
(9)
. Gaz
değişimi çok efektiftir. Oksijenatörün yüzey alanı 0.4 ile 4.5
m
2
arasında değişip hastanın büyüklüğüne ve total kan akımına
göre büyüklüğü ayarlanır
(10)
. ECMO sistemi çalışmaya
başladıktan sonra ısı kaybı kaçınılmazdır. Normotermiyi
muhafaza etmek amacıyla bir ısı değiştirici sisteme entegre
edilir. Oksijenatörün arkasına konulan bu ısı değiştirici aynı
zamanda hava kabarcıklarını tutucu bir vazife görür. Isı
değiştiriciden çıkan kan tekrar hastaya geri döner. ECMO
sisteminde venöz ve arteriyel hatlar arasında köprü vazifesini
gören ilave bir bağlantı olmalıdır. Hastanın sistemden ayrılması
gereken durumlarda dolaşım bu hat yoluyla sistemin içinde
devam ettirilerek pıhtı oluşması engellenir. Ekstrakorporeal
membran oksijenatör akım hızı genellikle 80-150 cc/kg/
dakika civarında tutulur. ECMO sisteminde bulunması
gereken diğer ekipmanlar arasında basınç monitörü, hava
detektörü ve kan gazı analiz cihazı da vardır. Basınç monitörü
“bladderˮa gelen kanın basıncını ölçerek hastanın volüm yükü
hakkında bilgi verir. Basınç monitörü oksijenatörün önüne
ve arkasına yerleştirilerek membrandaki basınç değişiminin
derecesi hakkında bilgi alınır. Ortalama 100 ile 200 mmHg
arasında bir basınç azalması görülür. Bu aralığın üzerinde bir
basınç azalması olursa kanın oksijenatörden geçişi esnasında
yüksek rezistans oluştuğu anlaşılır. Bunun en önemli nedeni
oksijenatörde pıhtı oluşmasıdır. Kan gazı analiz sensörü
venöz ve arteriyel kanda pH, PCO
2
, PO
2
, HCO
3
ve ısıyı ölçer.
Membran oksijenatörden çıkan kan hastaya sunulan oksijen ve
karbondioksitin iyi bir göstergesi iken hastadan dönen venöz
kan ise oksijen tüketiminin iyi göstergesidir.