Aklını En Doğru
Şekilde
Kullan
dan kaçmaya başladı. Sonra bir gün bir kahve dükkanı yakınlarında
Jean ona yaklaştı ve beraber kahve dükkanında oturup oturamaya
caklarını sordu. O anda, onu etkilemek için akıllı bir cevap düşüne
medi ve şöyle söyledi, "Oturup oturmaman benim için fark etmez."
George,
ne
yapıyordu öyle?
Kendisini reddedilmekten korumaya
çalışıyordu -çok da ilgili görünmeyerek- ve bu garip durumu sonlan
dırmaya gayret ediyordu. Garip bir şekilde bunu başardı da. Şüphesiz
ki
çok ilgili görünmedi ve sosyal etkileşim Jean'ın kısa süre sonra ora
dan çok hızlı biçimde uzaklaşmasıyla sona erdi. George tam da Jen
nifer Beer' ın çalışmasındaki insanlara benziyordu. Sosyal yargılanma
korkusu tarafından idare ediliyor, iletişim kurmaktan sakınıyordu.
Wetzler, George' a yargılanmaya odaklanmayı atlatmasına yavaş
yavaş yardımcı oldu. Jean'ın onu yargılamak ve aşağılamak için ora
da olmadığını görmeye başladı. Onu tanımaya uğraşıyordu. Odağı
nı yargılanmaktan,
ilişki gelişimine çevirmesiyle,
George sonunda
karşılık verebiliyordu. Gerginliğine rağmen Jean' a yaklaştı, kaba
davranışı için özür diledi. Jean özrü kabul etti.
Daha da önemlisi ne
biliyor musunuz; Jean bu davranışa George'un korktuğu kadar titiz
bile yaklaşmamıştı.
ZORBALAR VE KURBANLAR: İNTİKAMA GERİ DÖNÜŞ
Reddetmeye tekrar geri dönüyoruz çünkü
insanlar reddedilmeyi
sadece ilişkiler içerisinde tecrübe etmezler. Bu,
okullarda her gün
olan bir şeydir. İlkokuldan başlayarak bazı çocuklar kurban seçilirler.
Bu
çocuklarla dalga geçilir, onlara acı çektirilir. Bu çocuklar yanlış
yapmadıkları şeyler için dövülürler. Bu durum onların ürkek kişilik
lerinden kaynaklanıyor olabilir. Bakışlarından, geçmişlerinden, ne
kadar akıllı olup olmadıklarından (bazen yeterince akıllı değillerdir,
bazen de çok akıllılardır) kaynaklanıyor olabilir. Hayatı
bir kabusa
çeviren ve yıllar boyu sürecek öfke ve sıkıntıya götüren şey günlük
bir olay olabilir.
227
Dostları ilə paylaş: