Dr. Carol S. Dweck
Gerçek yaşam tecrübelerimi seninle paylaşmak istiyorum.
Ben çok zeki bir beşinci sınıf öğrencisinin annesiyim.
Oğlum
matematik, dil ve fen bilgisi deneme sınavlarında sürekli
99
alır
ama bazı hissedilir ''özgü.ven" sorunlarına sahip. Kocam, o da
zeki bir insandır, ailesinin onun zekasına hiç değer vermediğini
hissettiğini söylüyor ve oğlumuza onun zekasını övmeye yeltene
rek fazlasıyla karışıyor. Geçmiş yıllarda
bunun bir soruna yol
açtığından şüphelendim çünkü oğlum diğer öğrencileri kolaylık
la gölgede bıraktığı zaman, daha zor çalışmaları ya da proje
leri üstlenmekte isteksiz görünüyor (tıpkı sizin çalışmalarınızın
gösterdiği gi.bi) çünkü yaparsa akıllı olmadığını düşünecek. Ye
teneklerine dair şişirilmiş bir bakış açısı tasarlıyor ve başkala
rından daha iyi işler yapacağını iddia ediyor (hem zihinsel hem
de fiziksel etkinliklerde) ama böyle etkinliklere hiç katılmayacak
çünkü tabi ki başarısız olursa yıkılacak.
Burada da Columbia Üniversitesi öğrencilerimden birinin kendi
hikayesini hatalı bulan fikirleri:
Çabalarımdan
çok zekam için övgü, aldığımı hatırlıyorum
ve yavaş ama emin bir biçimde zorluklara karşı
bir isteksizlik
geliştirdim. Beni en çok şaşırtan şey ise bu isteksizliğimin akade
mik zorlukların ötesine geçmesi, atletik zorluklara hatta duygu
sal zorluklara sıçraması oldu. Bu yaşadığım
en büyük öğrenme
yetersizliğiydi. Başarımı karakterin bir yansıması olarak görme
eğilimi vardı, bir şeyi tam olarak başarmazsam o görevi yapmak
tan kaçıyordum ve onu küçümsüyordum.
Bu türden bir övgüye karşı konulmasının imkansız
olduğunu
biliyorum. Sevdiğimiz kişilerin bizim onlara değer verdiğimizi bil
melerini isteriz ve başarılarına değer veririz.
Ben bile bu tuzağa
düştüm.
242
Dostları ilə paylaş: