Genelde her toplumda,duygusal dengesizlik gösteren bir çok



Yüklə 4,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə17/28
tarix21.04.2017
ölçüsü4,8 Kb.
#15082
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   28

D. Yetki 
 
 
UyuĢturucu  madde  suçlarında  davaya  bakma  yetkisi  suçun 
iĢlendiği  yer  mahkemesine  aittir.  Suçun  iĢlendiği  yer  belli 
değilse, sanığın yakalandığı yer, Ģayet yakalanmamıĢsa, ikametgah 
mahkemesi yetkilidir. (CMUK m.9) 
 
Ġhraç  suçunun,  yabancı  ülkede  yakalanma  halinde  ortaya 
çıkmasında,  yetkili  mahkeme  suçun  iĢlenmiĢ  olduğu  Türkiye'yi 
terkedilen sınır kapısının bulunduğu yer mahkemesidir (445). 
_______________ 
(444) ERGEN,  "a.g.m.",  s.371 
(445) BAKICI,  s.158
 
 
 

 
E. Yetki UyuĢmazlığı 
 
 
 
Davaya  bakacak  mahkeme  yetkisizlik  kararı  vermiĢ  ve 
yetkisizlikle  davanın  intikal  ettiği  yer  mahkemeside  yetkili 
olmadığına  karar  vermiĢse,  Yargıtay  3.  Ceza  Dairesi  yetkili 
mahkemeyi belirler (18.2.1983 tarihli 2797 sayılı Yargıtay kanunu 
madde 14 ve CMUK m.18) (446). 
 
 
 
F. Yargılama Usulü 
 
 
 
2313  sayılı  uyuĢturucu  maddelerin    murakebesi  hakkında 
kanunun 27. maddesi uyarınca; TCK'nun 403,404,405,406,407 ve 408. 
maddelerinde  yazılı  suçların  1918  sayılı  kaçakçılık  kanunu 
hükümlerine  göre  takip  ve  muhakeme  olunacağı  açıklanmıĢtır. 
Kaçakçılık  kanununun  58.  maddesi  ise,  yargılamanın  yer  ve  zaman 
kaydına  bakılmaksızın  3005  sayılı  meĢhut  suçların  muhakemesi 
usulüne dair kanun  hükümlerine göre yapılmasını öngörmüĢtür. Bu 
nedenle  TCK'nunda  yer  alan  uyuĢturucu  madde  suçlarında  yargılama 
suçüstü hükümlerine göre yapılmalıdır. 
 
Kanun  koyucu  uyuĢturucu  madde  suçlarının  toplum  üzerindeki 
olumsuz  etkilerini  dikkate  alarak  bu  tür  suçların  çabuk 
sonuçlanmasını  amaçlamıĢtır.  Bu  bakımdan  TCK'da  yer  alan 
uyuĢturucu  madde  suçları,  diğer  genel  yargılama  hükümlerine  dair 
suçlarla birlikte bulunamayacağı gibi 3005  
______________ 
(446)  
"Suç  Bakırköy'de  iĢlenmiĢ  ve  Tosya  Asliye  Ceza  Mahkemesine  göre  sanığın  uyuĢturucu  maddeleri 
kullanmadaki iptila dolayısıyla Bakırköy akıl ve sinir hastalıkları hastahanesine yatırılmıĢ olması bakımından, tedavi 
ve muhafazaya Tosya Asliye Ceza Mahkemesince karar verilmesi gerekir".  (5. CD., 17.1.1969, 141/131),  KURT,  
s.253 
 
"Sanığın  üzerine  atılan  suçun  (yurtdıĢına  uyuĢturucu  madde  ihraç  etmek)  niteliğine,  iddianamede  olayın 
anlatıĢ  biçimine,  suçu  nerde  iĢlediği  belli  olmayan  sanığın  son  defa  YeĢilköy  Hava  Limanında  yakalandığının 
anlaĢılmasına, CMUK'nun 9/1. maddesi hükmüne ve Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin  kararındaki gerekçeye göre 
yerinde  görülmeyen  Bakırköy    2.  Ağır  Ceza  Mahkemesinin  17.1.1984  günlü  kararının  kaldırılmasına  karar 
verilmiĢtir". (3. CD., 14.2.1984,  2452-2081),  Mahmut GÜLER, Kubilay TAġDEMĠR, Ceza Yargılamaları Usulü,  
s.98
 
 

sayılı  suçüstü  hükümlerine  tabi  bulunan  suçlarla  birlikte 
bakılmasıda  mümkün  değildir  (447).  1918  sayılı  kanunun  3. 
bendinde  sanıkların  duruĢma  sırasında  diğer  bir  suçu  olduğu 
anlaĢılsa  bile  bu  halin  davaların  birleĢtirilmesine  sebep 
sayılamayacağı ilkesi benimsenmiĢtir (448). 
 
 
 
G. Müdahale 
 
 
 
UyuĢturucu  madde  suçlarında  Maliye  ve  Gümrük  Bakanlığı'nın 
ve suçu ihbar edenin zararı sözkonusu olmıyacağından, açılan kamu 
davasına  müdahil  olarak  katılmaları  mümkün  olmadığı  gibi,  maddi 
ve  manevi  tazminata  da  hükmedilmesi  mümkün  değildir.  Bu  tür 
suçlarda  müdahale  isteğinin  kabulü  kararı  hukuki  değerden 
yoksundur(449).  
 
Yargıtay  5.CD.,  6.1.1984  gün  ve  4300/12  sayılı  kararında, 
zararı sözkonusu olmayan Maliye ve Gümrük ve Tekel Bakanlığı'nın 
müdahil  sıfatını  almasına  kanuni  imkan  bulunmadığına  karar 
vermiĢtir.  
 
Yargıtay  CGK'nun  21.6.1971  tarih  ve  312/235  ile  24.4.1972 
gün ve 175/205 sayılı kararlarında Ģikayetçinin 
_______________ 
(447) KURT,  s.70;  ERGEN,  s.114 
 
"2313  sayılı  yasanın  27  ve  1918  sayılı  yasanın  53.  madde  hükümleriyle,  Yargıtay  Ceza  Genel  Kurulunun 
14.9.1974 tarih ve 5/338-302 sayılı kararı nazara alınmadan uyuĢturucu maddelerden eroin ve morfin nakletmek suçu 
ile el bombası ve mermi bulundurmak suçlarının birlikte görülemiyeceği gözetilmeyerek yargılamaya devamla yazılı 
Ģekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı...".  (5. CD., 21.8.1991, 4263/5315),  yayınlanmamıştır. 
 
Esrar  bulundurmak  suçu  ile  izinsiz  silah  taĢıma  suçuna  iliĢkin  davalar  birlikte  görülmez".  (5.  CD.,  
21.8.1979,  2560/2260),  YKD,  c.6,  y.1979, sy.10,  s.1428 
 
5. Ceza  Dairesi 4.7.1988 tarih ve  1960/5024 sayılı kararında  ise  uyuĢturucu maddelerden esrar satmak ve 
hint keneviri yetiĢtirmek suçlarının birarada görülerek karara bağlanmasını yasalara aykırı bulmuĢtur. (KURT, s.70).  
UyuĢturucu  madde  tedariki  veya  kullanma  suçları  ile  mesken  masuniyetini  ihlal  suçuda  birlikte  görülemez.    Bkz.  
ERGEN,  s.114 
(448) ERGEN,  s.114 
(449) KURT,  s.70 
                       

davaya  katılamayacağı  ve  maddi  ve  manevi  tazminat  alamayacağına 
karar verilmiĢtir (450). 
 
 
 
H. Ajanın Dinlenmesi 
 
 
UyuĢturucu  madde  suçlarının  ortaya  çıkarılmasında  "Ajan" 
veya  "muhbir"  diye  tanımlanan  kiĢilerin  büyük  yararı  ve  etkili 
rolü  görülmektedir.  Muhbir  değiĢik  kimliklerle  ve  gerçek 
hüviyetini  gizleyerek,  uyuĢturucu  maddelerle  ilgilenen  kiĢilerle 
temas  kurarak,  genelde  alıcı  kılığına  girerek  uyuĢturucu  madde 
kullanan  ve  ticaretini  yapanların  yakalanmasını  ve  maddenin  ele 
geçirilmesini  sağlamaktadır.  Ajanların  görevlerini  yapabilmesi 
için suçlulara karĢı inandırıcı olmaları gereklidir.  
 
Suça  iĢtirakleri  olmayan  bu  kiĢilerin,  yaptıkları  görev 
nedeniyle  kimlik  ve  adreslerinin  gizli  kalması,  suçluların 
saldırılarına hedef bırakılmamaları bakımından önem taĢımaktadır. 
Bu  nedenle  yargılama  aĢamasında  bu  kiĢilerin  tanık  olarak 
dinlenebilmeleri  veya  kimliklerinin  açıklanması  ancak  onların 
rızası ile mümkündür. 1918 sayılı Kaçakçılık kanununun 2. maddesi 
uyarınca;  kaçak  olayları  ihbar  edenlerin  hüviyetleri,  rızaları 
olmadıkça  veya  ihbarın  mahiyeti,  haklarında  suç  teĢkil  etmedikçe 
açıklanamaz.  Bu  bakımdan  yargılama  sırasında,  ajanın  dinlenmesi 
yolunda  bir  talepde  bulunulduğunda  veya  mahkemece  dinlenmesine 
gerek  görüldüğünde,  öncelikle  ajanın  kimliğinin  açıklanması  ve 
tanık  olarak  dinlenmesi  hususunda  rızası  bulunup  bulunmadığı 
araĢtırılmalı, 
Ģayet 
yoksa 
dinlenmesinden 
vazgeçilmelidir. 
Yargıtay 
ajanın 
dinlenmemesini 
kaçakçılık 
kanununun 
2. 
maddesindeki  yasal  dayanak  sebebiyle  bozma  nedeni  saymamaktadır. 
Ajan  dinlenmesine  izin  vermiĢse,  mahkemece  dinlenmesi  gerekli 
görüldüğünde dinlenmelidir (451). 
_______________ 
(450) ERGEN,  s.116 
(451) KURT,  s.71
 

 
 
I. Müsadere 
 
 
UyuĢturucu  madde  suçlarında  ele  geçirilen  ve  yaptırılan 
bilirkiĢi  incelemesi  sonucu  uyuĢturucu  olduğu  anlaĢılan  maddeler 
ile imal ve imale kalkıĢma suçunda ele geçen hammaddelerin, araç 
ve gereçlerin suçun incelenmesinde kullanılan nakil vasıtalarının 
TCK'nun  36.  maddesi  gereğince  müsaderelerine  karar  verilmesi 
gerekir. Bu maddenin ikinci fıkrasında; "kullanılması, yapılması, 
taĢınması,  bulundurulması  ve  satılması  cürüm  ve  kabahat  teĢkil 
eden eĢya bir ceza mahkumiyeti olmasa ve faile ait bulunmasa bile 
müsadere  olunur."  demektedir.  UyuĢturucu  maddelerin  bu  fıkrada 
bahsolunan eĢyadan sayılması gerektiği konusunda Ģüphe yoktur. bu 
nedenle  ele  geçen  uyuĢturucu  madde  failleri  beraat  etse  dahi, 
müstakilen  bulundurulması,  taĢınması  yahut  kullanılması  suç 
teĢkil ettiğinden müsadere kararı verilmelidir.  
 
UyuĢturucu  madde  suçunda  kullanılan  vasıtanın  müsaderesine 
karar  verilebilmesi  için,  sanığa  veya  suç  teĢekkül  halinde 
iĢlenmiĢ 
ise 
buna 
dahil 
kiĢilerden 
birine 
ait 
olması 
gerekmektedir.  ġayet  vasıtanın  sahibinin  suçla  bir  ilgisi  yoksa, 
müsaderesine karar verilemez (452). 
 
UyuĢturucu  madde  suçlarında  1918  sayılı  kanunun  47. 
maddesine göre müsadere kararı verilemez (453). 
 
UyuĢturucu madde suçlarında 2313 sayılı kanunun 20, 21 veya 
22.  maddelerine  göre  müsadere  kararı  kararı  verilmesi  mümkün 
değildir.  
 
UyuĢturucu  madde  konusunda  mahkemece  esas  hükümle  birlikte 
bir karar verilmemiĢse, CMUK'un 392 ve mütaakip maddeler uyarınca 
iĢlem yapılması gerekmektedir. 
 
TCK'nun  408.  maddesinde  müsadere  konusunda  özel  bir  hüküm 
getirilmiĢtir.  Buna göre;  TCK'nun  403.  maddesinde  
_______________ 
(452) KURT,  s.71 
(453) ERGEN,  s.116
  

açıklanan  uyuĢturucu  maddelerin  kullanılmasını  kolaylaĢtırmak 
için  açılan  yerlerde  mevcut  bütün  eĢya  müsadere  olunur.  Kanunda 
"bütün  eĢya"  denildiğine  göre,  sözkonusu  yerlerdeki  tüm  eĢyanın 
müsadere olunması gerekmektedir (454).  
 
Bugün  Avrupa  ülkelerinde  kanun  koyucunun  yeni  eğilimi 
uyuĢturucu  madde  kaçakçılarının  yasadıĢı  uyuĢturucu  ticaretinden 
elde  ettikleri  kazançların  da  müsadere  edilmesi  yönündedir.  Bu 
konudaki  geliĢmelere  mukayeseli  mevzuat  bölümünde  yer  vermiĢtik. 
Ülkemizde bu konuda yasal bir düzenleme olmadığından, bugün için 
uyuĢturucu  ticaretinden  veya  diğer  bir  suç  faaliyetinde  elde 
edilen  kazançların  müsaderesi  mümkün  olmamaktadır.  Bu  durum, 
kanımızca  uyuĢturucu  kaçakçılarının  ödüllendirilmesi  gibi  bir 
sonuç  vermektedir.  Etkin  bir  mücadele  için  bu  konudaki  yasal 
boĢluğun  en  kısa  bir  zamanda  düzenleme  yapılarak  doldurulması 
gerekmektedir (455).  
 
 
 
Ġ. UyuĢturucu Madde Suçlarında Ġadei Muhakeme 
 
Muhakemenin  iadesi  talebiyle  hükmüne  itiraz  olunan  mahkeme 
bu talebin kabule Ģayan olup olmadığına karar verir. Muhakemenin 
iadesi talebinin kabule Ģayan olup olmadığına dair karar duruĢma 
yapılmaksızın verilir (CMUK, m.335). 
 
Temyiz  üzerine  yargıtayca  verilmiĢ  olan  bir  hükmün  konusunu 
teĢkil 
eden 
davanın 
muhakemesinin 
iadesi 
istenildiğinde, 
muhakemenin  iadesine  karar  vermek  yetkisi  evvelce  hükmü  temyiz 
edilmiĢ olan mahkemeye aittir. Mahkumun lehine muhakemenin iadesi 
sebepleri  ise  CMUK'nun  327.  maddesinde,  aleyhine  muhakemenin 
iadesi sebepleri ise CMUK'nun 330. maddesinde sayılmıĢtır.  
 
Yeniden  yapılacak  duruĢma  neticesinde  mahkeme,  ya  evvelki 
hükmü tasdik eder veya iptali ile dava hakkında yeni  
(454) KURT,  s.72 
(455)  Örneğin  ABD'de  uyuĢturucu  madde  ticaret  ile  mücadelede    müsaderenin  etkili  bir  müeyyide  olduğu 
bildirilmektedir. Bkz. YENĠSEY,  s.190
 

baĢtan hüküm verir. (CMUK 34)  
 
Devlet  Güvenlik  Mahkemesinden,  topluluk  veya  teĢekkül 
halinde  iĢlenmiĢ  ve  TCK'nun  403.  maddesinde  yazılı  bir  suçtan 
dolayı verilmiĢ ve temyiz üzerine yargıtaydan geçmiĢ bir davayla 
ilgili  sanık  yararına  muhakemenin  iadesi  istenirse,  önce  DGM 
muhakemenin  iadesini  kabul  edecek  veya  reddedecektir.  DGM 
yapılacak  duruĢma  neticesinde    2  türlü  karar  verebilir.  Önceki 
hükmü  tasdik  edebileceği  gibi  hükmü  iptal  ederek  dava  hakkında 
yeni baĢtan hüküm verebilir. Aynı Ģekilde Ağır Ceza Mahkemesinden 
verilmiĢ  TCK'nun  403.  maddesinde  yazılı  suçlarla  ilgili  davalara 
karĢı  da  muhakemenin  iadesi  istenmiĢ  olabilir.  Asliye  Ceza 
Mahkemesinden  kullanma  suçlarına  ait  verilmiĢ  kararlara  karĢı  da 
muhakemenin iadesi istenmiĢ olabilir.  
 
Mahkeme  muhakemenin  iadesini  kabul  ederse  duruĢma  icrasına 
karar verir (CMUK 338). 
 
Yeniden  verilecek  hüküm,  muhakemenin  iadesi  sanık  yararına 
yapılmıĢsa evvelki hüküm ile tayin edilmiĢ olan cezadan daha ağır 
ceza olamaz (456). 
 
Yargıtay 
5.CD. 
29.6.1988 
tarih 
ve 
1020/4921 
sayılı 
kararında,  iki  sanıklı  teĢekkül  halinde  uyuĢturucu  madde  temini 
suçundan  TCK'nun  403/3-4-5.  maddeleri  ile  Devlet  Güvenlik 
Mahkemesince hükümlendirilen sanıklardan birinin cezasının temyiz 
üzerine onanmıĢ olması, diğer sanık içinde 404/son madde yönünden 
bozulması  neticesinde  mahkemece,  bozmadan  sonra  dinlenen  ajanın 
tan  ık 
olarak 
verdiği 
ifadesinde, 
hakkında 
teĢekkülden 
mahkumiyeti  onanmıĢ  olan  sanığın  kendisine  alım  için  aracılıkta 
bulunduğunu beyan etmesiyle, DGM Savcılığının bu sanık için lehe 
muhakemenin  iadesi  isteği  kabul  edilmiĢ,  yeniden  yapılan 
yargılama  biti-minde  teĢekkül  suçu  bireysel  aracılık  suçuna 
dönüĢerek  eski  hükmün  iptali  ile  bireysel  alım  satma  aracılık 
suçundan  mahkumiyetine  iliĢkin  karar  yasaya  uygun  bulunarak  
onanmıĢtır (457) 
(456) ERGEN,   s.109 
(457) ERGEN,   s.110
 

 
 
 
J. Yargılama Gideri 
 
 
 
Karardan 
önce 
yapılan 
yargılama 
giderleri 
dökümü 
gösterilerek  kararda  belirtilecektir.  Karar  verildikten  sonra 
yapılan giderler ise CMUK'nun 406. maddesi uyarınca yine sanıktan 
alınacaktır.  Suçun  birden  fazla  sanık  tarafından  birlikte 
iĢlenmesi  halinde  yargılama  gideri  sanıklardan  dayanıĢmalı 
(müteselsil)  olarak,  birlikte  iĢlenmemesi  durumunda  eĢit  olarak 
(mütesaviyen) tahsil edilecektir. "Müteselsilen" ve "Mütesaviyen" 
sözcüklerinin birarada kullanılması yasaya aykırıdır (458). 
 
 
 
K. "Non Bis In Idem" Kuralının Uygulanması 
 
 
TCK'nun 4 ve 6/son maddesinde konan istisnalar dıĢında, ülke 
sınırları  dıĢında  iĢlenmiĢ  ve  haklarında  yabancı  mahkemeler 
tarafından  bir  hüküm  verilmesi  halinde  suçluların  yeniden 
Türkiye'de yargılanmıyacakları -Non bis in idem kuralı gereğince" 
kabul edilmiĢ bulunmaktadır(459).  
 
Gerçi TCK 5. maddede bu konuda bir açıklık yoktur. Doktrinde 
ihtilaf 
mevcuttur. 
Ancak 
yargıtay 
5. 
maddedeki 
sükuttan 
yararlanarak  ve  yerinde  olarak,  4  ve  6.  maddede  sayılan  suçlar 
dıĢında kalan suçlardan dolayı haklarında yabancı ülkede bir ceza 
verilmiĢ  kiĢilerin  Türkiye'de  yargılanamayacakları  esasını  kabul 
etmektedir (460). 
_______________ 
(458) BAKICI,  s.1591 
 
"UyuĢturucu  madde  kullanmak  suçundan  mahkum  edilen  sanıklar  Ġ.D.  ve  O.A.'nın  fiilleri  ile  uyuĢturucu 
madde  satmak  suçundan  mahkum  edilen  sanık  A.A.'nın  fiili  birbirinden  farklı  olduğu  gibi  uyuĢturucu  bir  madde 
kullanmak  suçlarının  müĢtereken  iĢlenen  suçlardan  olmadığı  halde  yargılma  giderinin  sanıklardan  müteselsilen 
tahsiline karar verilmesi isabetsizdir". (5.CD., 28.6.1990,  1877/3522),  ABKD,  y.3 (1991),  sy.6,  s.46 
(459) Sadık MOLLAMAHMUTOĞLU-Vural SAVAġ,  Yargısal ve bilimsel içtihatlarla Türk Ceza Kanununun 
Yorumu,  c.1,  Ankara 1985,  s.155-156 
(460) MOLLAMAHMUTOĞLU-SAVAġ,  s.156
 

 
Bu  uygulamayı  uyuĢturucu  madde  suçlarında  da  görmek 
mümkündür.  Örneğin  yargıtay  10  CD.,  22.12.1992  tarih  ve 
14669/13273 
sayılı 
kararında: 
"Federal 
Almanya'da 
alıcı 
kılığındaki  Alman  polisi  Baum'a  ticaret  amacıyla  bulundurduğu  ve 
Türkiye'den  ihraç  etmediği  anlaĢılan  kokaini  sattıktan  sonra  
yakalanan  ve  Almanya  mahkemesinde  hüküm  giyen  sanık  Faruk'un 
iĢlediği 
suç, 
TCK'nun 
4. 
maddesinde 
yazılı 
suçlardan 
olmadığından, 
anılan 
yasanın 
5. 
maddesinde 
de 
yeniden 
yargılanacağı  hususunda  hüküm  bulunmadığından  Türkiye'de  yeniden 
yargılanması  "Non  bis  in  idem"  kuralı  uyarınca  mümkün  değildir" 
demektedir (461).  
 
 
L. 3842 Sayılı Kanun DeğiĢiklikleri 
 
 
18.11.1992  tarih  ve  3842  sayılı  Ceza  Muhakemeleri  Usulü 
Kanunu  ile  Devlet  Güvenlik  Mahkemelerinin  KuruluĢ  ve  Yargılama 
Usulleri 
Hakkında 
Kanunun 
Bazı 
Maddelerinde 
 
DeğiĢiklik 
Yapılmasına  Dair  Kanunla  ceza  usulünde  köklü  değiĢiklikler 
yapılmıĢtır (461a).  
 
CMUK'nun  değiĢik  128.  maddesine  göre,  "yakalanan  Ģahıs 
bırakılmazsa, yakalama yerine en yakın sulh hakimine gönderilmesi 
için  gerekli  süre  hariç  24  saat  içinde  sulh  hakiminin  önüne 
çıkarılır ve sorguya çıkarılır. Yakalananın talebi halinde müdafi 
de sorguda hazır bulunabilir. 
 
Üç veya daha fazla kiĢinin bir suça iĢtiraki suretiyle toplu 
olarak  iĢlenen  suçlarda  delillerin  toplanmasındaki  güçlük  veya 
fail  sayısının  çokluğu  ve  benzeri  nedenlerle  Cumhuriyet  Savcısı 
bu  sürenin  4  güne  kadar  uzatılmasına  yazılı  olarak  emir 
verebilir.    SoruĢturma  bu  sürede  sonuçlandırılmazsa  Cumhuriyet 
Savcısının  talebi  ve  sulh  hakiminin  kararı  ile  8  güne  kadar 
uzatılabilir."  
________________ 
(461) YKD,  c.19,  y.1993,  sy.4,  s.639 

(461a) Bu konuda, 3842 sayılı yasa ile getirilen değiĢiklirlere iliĢkin maddelerin gerekçeleri ve açıklamaları için bkz. 
CMUK (3842 sayılı yasa),  T.C.,  Adalet Bakanlığı,  seri no:100,  Ankara 1993. 

 
Ancak  uyuĢturucu  madde  suçları  topluluk  veya  teĢekkül 
halinde iĢlenmiĢse bu hüküm değil 3842 sayılı kanunun 3. maddesi 
uygulanacaktır.  Buna  göre  "Devlet  Güvenlik  Mahkemelerinin 
görevine  giren  suçlarda  yakalanan  veya  tutuklanan  Ģahıs, 
tutuklama ve yakalama yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için 
gerekli  süre  hariç  en  geç  48  saat  ve  toplu  olarak  iĢlenen 
suçlarda en çok 15 gün içinde hakim önüne çıkarılır."  
 
3842 
sayılı 
kanunun 
31.maddesi 
"bu 
kanunun 
4,5,6,7,8,9,10,11,12,14,15,18,19,20 ve 22. madde hükümleri Devlet 
Güvenlik  Mahkemelerinin  görev  alanına  giren  suçlarda  uygulanmaz. 
Bunlar  hakkında  1412  sayılı  CMUK'nun  bu  değiĢiklikten  önce 
yürürlükte  olan  eski  hükümleri  değiĢtirilmeden  önceki  halleriyle 
uygulanır" 
hükmünü 
amirdir. 
Bu 
nedenle 
yukarıda 
sayılan 
maddelerde  getirilen  değiĢiklikler  toplu  yada  teĢekkül  halinde 
iĢlenen uyuĢturucu madde temini suçlarında uygulanmayacaktır. 
 
UyuĢturucu  kaçakçılığı  suçları  günümüzde  terör  suçları  gibi 
insanlığa  yönelik  suçlar  olarak  kabul  edilmektedir.  Ceza 
kanunumuzun  bu  suçlar  için  ağır  cezalar  öngörmesinin  altında  da 
bu  anlayıĢ  yatar.  Kanaatimizce  uyuĢturucu  madde  temini  suçları 
için  farklı  muhakeme  usullerinin  kabulü  bu  suçlarla  mücadeleye 
etkinlik 
kazandıracaktır. 
Bu 
nedenle 
bu 
alanda 
yabancı 
mevzuatlardaki  geliĢmeler  de  incelenip,  uyuĢturucu  maddelerle 
mücadeleye etkinlik kazandıracak yeni ve farklı muhakeme usulleri 
tesbit edilerek yürürlüğü konulmalıdır.  

 
 
 
 
 
 
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
 
 
ADLĠ TIP AÇISINDAN UYUġTURUCU MADDELER SORUNU 
 
 
1- UYUġTURUCU MADDELER VE ADLĠ TIBBĠ BĠLĠRKĠġĠLĠK 
 
 
A. Adli Tıp Kurumu 
 
 
Adalet  iĢlerinde  görev  yapmak  üzere  Adalet  Bakanlığı'na 
bağlı Adli Tıp Kurumu kurulmuĢtur (ATK m.1) 
 
Adli Tıp kanununun 2. maddesi; Adli Tıp Kurumuna, mahkemeler 
ile  hakimlik  ve  savcılıklar  tarafnıdan  gönderilen  Adli  Tıp  ile 
ilgili  konularda  bilimsel  ve  teknik  görüĢlerini  bildirmekle 
yükümlü tutmaktadır. 
 
Adli  Tıp  Kurumunda  beĢ  ihtisas  kurulu  bulunmaktadır  (ATK, 
m.7).  Adli  Tıp  ihtisas  daireleri  ise,  Morg,  Gözlem,  Kimyasal 
tahliller, Biyoloji, Fizik incelemeler ve Trafik olmak üzere altı 
dairedir. 
 
Adli Tıp Kanununun 16. maddesinin d fıkrası uyarınca; "Türk 
Ceza  Kanununun  403  ve  404.  maddelerinde  yazılı  uyuĢturucu 
maddeleri  kullanan  kimselerin  alıĢkanlığı  ile  ilgili  iptila 
derecesinin 
tayini" 
Dördüncü 
Ġhtisas 
Kurulunun 
görevine 
girmektedir.  
 
Aynı  maddenin  e  fıkrası  BeĢinci  Ġhtisas  Kurulunun  hakkında 
bilimsel  ve  teknik  görüĢlerini  bildireceği  iĢler  arasında 
"uyutucu ve uyuşturucu maddeleri" de saymaktadır. 
 
17.  maddeye  göre  morg  dairesinin  görevi:  "Mahkemeler  ile 
hakimlikler  ve  savcılıklar  tarafından  gönderilen  ceset  ve  ceset 
organları ile canlılara ait dokular ve kıllar üzerinde her türlü 
incelemeleri yapmak ve sonucunu bir raporla tespit etmektir." 
 
18.  maddede  gözlem  dairesinin  görevi  "mahkemeler  ve 
hakimlerce  gözleme  tabi  tutulmasına  karar  verilenleri  gözleme 

tabi  tutmak  ve  gözlem  sonucunu  bir  raporla  tespit  etmek"  olarak 
belirtilmiĢtir. 
 
19.  maddeye  göre  Kimyasal  Tahliller  Dairesinin  görevi  ise, 
"Mahkemeler  ile  hakimlikler  ve  savcılıklar  tarafından  gönderilen 
toksikolojik,  gıdai,  sınai,  narkotik,  ilaç  ve  diğer  çeĢitli 
maddeler ile alkometrik analizler yapmak ve sonucunu bir raporla 
tespit etmektir." 
 
Bu  daire  ve  kurulların  görev  ve  çalıĢma  usulleri  14  ġubat 
1984  tarihli  "Adlı  Tıp  Kurumu  Uygulama  Yönetmeliği"nde  ayrıntılı 
biçimde düzenlenmiĢtir (462).  
 
1- UyuĢturucu maddelerin Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi 
 
2313  sayılı  UyuĢturucu  maddelerin  murakebesi  hakkında 
kanunun  uygulanmasına  iliĢkin  yönetmelik;  uyuĢturucu  maddelerin 
gerek  analiz  için,  gerekse  hükmün  kesinleĢmesine  kadar  saklanmak 
üzere  örnek  alınması,  tahlil  için  gönderilmesi,  uyuĢturucu 
maddelerin  zaptı  ve  imhası,  uyuĢturucu  madde  örneğinin  hükmün 
kesinleĢmesine  kadar  saklanması,  imhada  hazır  bulunacak  heyetin 
kuruluĢu,  imhanın  ne  Ģekilde  yapılacağı  ve  teslim  usulü  ile 
ilgili hususları düzenlemektedir (463). 
 
Zaptolunan  uyuĢturucu  maddelerden,  sözkonusu  yönetmelik 
hükümlerine  göre  alınan  numunelerin  polis  narkotik  labaratuvarı 
veya  Adli  Tıp  Kurumuna  yada  her  ikisine  birlikte  gönderilmesine 
hazırlık  soruĢturması  sırasında  Cumhuriyet  Savcılığınca,  son 
soruĢturma  sırasında  mahkemece  karar  verilir  (Yönetmeliğin  6. 
maddesi). Savcı veya mahkeme uyuĢturucu maddenin kurye veya posta 
iĢletmesiyle  gönderilmesine  karar  verecektir.  Bu  iĢlemler, 
Cumhuriyet Savcısının nezaretinde yapılacaktır (m.15). 
 
Önemli  uyuĢturucu  madde  kaçakçılığı  olaylarında  ele  geçen 
beĢyüz gramdan fazla uyuĢturucu madde ve mustahzarllar- 
_______________ 
(462)  Bkz.  Adli  Tıp  Kanunu  ve  Uygulama  Yönetmeliği,  Döner  Sermaye  Yönetmeliği  ve  fiyat  listesi,  kişilere 
Yüklə 4,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   28




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin