GiRİŞ canliliğin tanimi



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə49/204
tarix20.11.2023
ölçüsü5,01 Kb.
#165478
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   204
ormankoruma 51b07

C
vitamininin yüksek doz fazlalığının vücuttan atılabilmesinden önce bazı hastalık 
etkileri meydana getirdiğinin bir hayli kanıtları vardır. 
A

D

E
ve 
K
vitaminleri yağda çözünürler. Yağda çözünen vitaminlerin fazlalıkları 
vücuttan basit şekilde atılmazlar. Aksine, yağ dokularında depolanır ve toksik düzeylere 
kadar biriktirilebilirler. 
A
vitamini fazlalığı baş ağrılarına, mide bulantısına, ishal ve 
bitkinliğe neden olabilir. Sürekli yüksek dozlar beyin omurilik sıvısında basıncın artmasına 
ve beynin zarar görmesine neden olabilmektedir. İleri dozlarda 
D
vitamini çocuklarda 
gelişmenin yavaşlamasına ve kalsiyum birikimine, yetişkinlerde ise çok ciddi böbrek 
hasarlarına neden olabilmektedir. Bazı araştırıcılar, herhangi bir miktarı zararlı görülen 
çok yüksek dozlardaki 
E
vitamininin kanın pıhtılaşmasını kapsayan toksik etkilere de 
sahip olabildiğini kabul etmektedirler.
Sonuçta, sağlıklı kalmak için yüksek dozlarda vitaminler almamız gerekiyor mu 
sorusuna, pek çok hekim ve beslenme uzmanı, iyi ve dengeli beslenmenin, ihtiyacımız 
olan tüm vitaminleri sağladığı karşılığını vermektedirler. Dengeli besin alınmadığında, 
FDA
'nın vitamin düzeylerini içeren günlük vitamin desteği önermektedirler. Bazı 
uzmanların, belli vitaminlerin yüksek dozlarının, iyi beslenen sağlıklı insanların durumu 
gibi yararlı olabileceği şeklindeki beyanları şüpheli
bulunmaktadır. Suda çözünenler 
dahil, 
vitaminlerin böyle yüksek dozları zararlı olabilmektedir.
ÇEKİRDEK ASİTLERİ 
 
3-19 DNA ve RNA
’nın Yapısı
İki çeşit çekirdek asidi vardır. Birincisi 
DNA

deoksiribonükleik
asit
, diğeri 
RNA

ribonukleik asit
tir. Bu maddeler ilk olarak nükleus (çekirdek) adı verilen hücre kısmında 
bulunmuştur. Genel adları da buradan gelmektedir. DNA üreme sırasında bir dölden bir 
sonrakine aktarılan kalıtsal materyaldir. RNA ile birlikte çalışarak, bir organizmanın tüm 
hücrelerindeki gelişme ve faaliyetleri yönetir ve denetler. Bunun hangi yolla yapıldığı 
ileride ele alınacaktır.


47 
Bir nükleik asit molekülünün genel yapısı, tekrarlanan birimlerin çok uzun bir zinciridir. 
Zincirin omurgası, bir biri ardına gelen iki kimyasal birimden meydana gelir. Bu 
birimlerden biri, 5-
karbonlu şeker (DNA 'da deoksiriboz, RNA 'da riboz)'dir. Diğeri ise 
fosfat grubu, PO4
-
'dur. İnsan hücrelerinde, bir tek DNA molekülü, bu birimlerden 3 
milyar kadarına sahip olabilir.
Zincirin bir tarafı boyunca, şeker gruplarına ilişik, azotlu bazlar denilen kimyasal 
gruplar bulunur. DNA 'da zincire bağlanabilen yalnızca dört ayrı baz vardır. Bunlar aden
in, 
timin, sitozin ve guanin'dir. Amino asitlerin bir polipeptit zincirde herhangi bir ardıllıkta 
sıralandığı gibi, bu dört çeşit baz DNA molekülü boyunca herhangi bir düzende ilişik 
olabilirler.
Bir DNA molekülü, ters zincirleri birbirine bağlayan bazların bulunduğu yan yana iki 
zincirden meydana gelir. Bu bağlanmada, bir adenin her zaman bir timine ve bir sitozin 
her zaman bir guanin'e bağlıdır 
(Şekil 3
-28).
Molekülün tamamı iki katlı heliks denilen 
sarmal şekildedir. İki katlı heliks kendi etrafında pek çok defa sarmal yapmıştır. Bir insan 
DNA molekülü düz bir hat boyunca uzatıldığında yaklaşık 4 cm uzunlukta olabilmektedir. 
Tekrarlanan sarmallarla hücre içerisindeki çok küçük yapılara uyabilmektedir.
Bir RNA molekülü kimyasal bileşimi bakımından DNA 'y
a benzer, fakat belirli 
farklılıkları vardır. RNA molekülü bazların sadece bir zincirinden, ya da örgünün bir 
kolundan ibarettir. RNA 'daki şeker, deoksiriboz değil, riboz'dur ve timin bazının yerini 
urasil almıştır. RNA protein sentezine katılmaktadır.

Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   204




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin