Occlusio pupillae/ oklüzyo pupilla: Pupillanın bir membran ile örtülmesi.
Occlusion, direct/ direkt kapama: Tembellik olmayan gözün kapatılması. Inverse / ters kapama: Tembellik bulunan gözün kapatılması. Punctal / punktum kapatılması: Tıkaç, koter veya başka herhangi bir metot kullanılarak lakrimal punktumun kapatılması.
Oncologist, ophthalmic/ oftalmik onkolog: Göz kanseri tanı ve tedavisi üzerine özel eğitim görmüş göz doktoru.
ONH/ optik sinir başı: Bkz. Optic nervehead.
Opacification/ opasifikasyon, kesafet oluşması: Saydamlığını kaybetme; donuklaşma; donuk lekeler veya bölgeler oluşması. Posterior capsular / arka kapsül kesafeti: Katarakt cerrahisi sonrası arka lens kapsülünde meydana gelen kesafet.
Opacity/ opasite, kesafet: Saydam olmayış; donukluk; saydamlığını kaybetmiş bölge. Congenital central corneal / konjenital merkezî kornea kesafeti: Bkz. Peters’ anomaly.
Opaque/ opak, kesif: Saydam olmayan; donuk; ışığı veya x ışınlarını geçirmeyen.
Operation/ operasyon, cerrahi, girişim: Değişik operasyonlar için Bkz. Procedure, Surgery, Extraction, Technique. Chandler / Chandler operasyonu: Malign glokomun tedavisinde uygulanan pars plana vitreus insizyonu ve aspirasyonu. Elliot-Fronimopoulos / Elliot-Fronimopoulos ameliyatı: Bkz. Covered goniotrephination. Filtration s/ filtrasyon cerrahileri: Aközün göz dışına çıkması için bir pencerenin oluşturulduğu glokom cerrahileri. Fistulizing s/ fistülizan cerrahiler: Bkz. Filtration operations. Kestenbaum / Kestenbaum ameliyatı: Nistagmusta sıfır bölgesini primer pozisyona getirmek için yapılan kas cerrahisi.
Ophthalmia/ oftalmi: Göz iltihabı; gözdeki derin dokuların iltihabı; konjunktiva iltihabı; konjunktivit. Gonococcal / gonokokal oftalmi, gonokokal konjunktivit: Yeni doğan bebekte annedeki gonokok enfeksiyonunun sebep olduğu akut konjunktivit. Gonorrheal : Bkz. Gonococcal ophthalmia. neonatorum/ neonatal oftalmi: Yeni doğan bebekte ilk haftalar içinde gelişen cerahatlı konjunktiva iltihabı. nodosa/ nodüler oftalmi: Göz dokularına böcek kılı veya bitkisel madde girmesi sonucu konjunktivada meydana gelen nodüler şişkinlik. Sympathetic / sempatik oftalmi: Üveal dokuyu ilgilendiren bazı tek taraflı göz yaralanmaları sonucu iki gözde ortaya çıkan şiddetli granülomatöz üveit.
Ophthalmic/ oftalmik: Gözle ilgili.
Ophthalmodynamometer/ oftalmodinamometre: Oftalmik arterdeki kan basıncını ölçen alet.
Ophthalmodynamometry/ oftalmodinamometri: Oftalmik arterdeki kan basıncının ölçülmesi.
Ophthalmologist/ oftalmolog, göz doktoru, göz hastalıkları uzmanı, göz hastalıkları mütehassısı: Göz hastalıklarının tanısı, tıbbi ve cerrahi tedavisi üzerine uzmanlaşmış doktor.
Ophthalmology/ oftalmoloji, göz bilimi: Göz hastalıkları ve tedavilerini konu alan tıp dalı. Pediatric / pediatrik oftalmoloji: Çocuk göz hastalıkları ile ilgilenen oftalmoloji alt dalı.
Ophthalmometry/ oftalmometri: Bkz. Keratometry.
Ophthalmomyasis/ oftalmomiyazis: Çeşitli sinek larvalarının gözde oluşturduğu enfeksiyon.
Ophthalmopathy/ oftalmopati: Herhangi bir göz hastalığı. Dysthyroid / tiroit oftalmopati: Bkz. Thyroid ophthalmopathy. Thyroid / tiroit oftalmopati: Bazı tiroit hastalıklarında göz ve çevresindeki dokuların tutulması ile karakterize bozukluk.
Ophthalmoplegia/ oftalmopleji: Göz içi veya göz dışı kaslarından bir veya birkaçının felci. Cogan’s anterior internuclear / Cogan anterior internükleer oftalmoplejisi: Mezensefalik lezyon tarafından oluşturulan ve konverjansın yapılamadığı genellikle iki taraflı internükleer oftalmopleji. Cogan’s posterior internuclear / Cogan posterior internükleer oftalmoplejisi: Konverjans teşvik edildiğinde genellikle medial rektus fonksiyonunun sağlam olduğu internükleer oftalmopleji. External / eksternal oftalmopleji: Sadece göz dışı kasların felci ile karakterize durum. Internal / internal oftalmopleji: Okülomotor sinirin kısmi etkilenmesi sonucu sadece göz içi kaslarının felci. Internuclear / internükleer oftalmopleji: Medial longitudinal fasikülüs lezyonu sonucu ortaya çıkan, solda olduğu zaman, sağa bakışta, kusurlu sol addüksiyon ve sağ gözde ataksik nistagmus ile karakterize bozukluk. Painful / ağrılı oftalmopleji: Bkz. Tolosa-Hunt syndrome. Progressive / ilerleyici oftalmopleji: İlerleyici seyir göstererek tüm göz kaslarını tutan felç şekli. Thyroid / tiroit oftalmopleji: Tiroit oftalmopatide göz dışı kasların tutulmasıyla ortaya çıkan durum. Wall-eyed bilateral internuclear / dışa bakışlı bilateral internükleer oftalmopleji: Medial rektus subnükleuslarını tutan lezyonlar sonucu ekzotropya, kusurlu konverjans ve kusurlu addüksiyon şeklinde ortaya çıkan bozukluk.
Ophthalmoplethysmography/ oftalmopletismografi: Göz dokularından geçen kan miktarındaki dalgalanmalara bağlı hacim değişikliklerinin pletismograf aracılığıyla kaydedilmesi.
Ophthalmoscope/ oftalmoskop: Göz dibinin muayenesinde kullanılan âlet.
Ophthalmoscopy/ oftalmoskobi: Göz dibinin muayenesi. Scanning laser / tarayıcı lazer oftalmoskop: Optik disk ve peripapiller retina üzerine odaklanan bir lazer demetinden yansıyan ışığın ölçümü ile ardışık koronal kesitler elde edilerek inceleme yapan bir cihaz. Direct / direkt oftalmoskobi: El oftalmoskopları ile yapılan ve retinanın görüntüsünün düz olarak elde edildiği göz dibi muayenesi. Indirect / indirekt oftalmoskobi: Başa yerleştirilen veya biyomikroskoptan sağlanan ışıkla belli mercekler kullanılarak yapılan ve retinanın görüntüsünün ters olarak elde edildiği göz dibi muayenesi.
Opsoclonus/ opsoklonus: Uykuda da devam eden, hızlı, istem dışı, kaotik ve tekrarlayıcı, konjuge, sakkadik göz hareketleri.
Optic/ optik: Yapay göz içi lensinin merkezinde, ışığın kırılması ile görüntüyü retinaya düşüren bölüm.
Optic(al)/ optik, görme: Görme ile ilgili; ışık bilimi ile ilgili.
Optician/ gözlükçü: Gözlük yapımı ve uygulanması konusunda uzmanlaşmış kişi.
Optics/ optik: Işığın özellikleri, göz ve görme ile ilişkilerini konu alan bilim dalı; ışık bilimi.
Opt(o)-/ opt(o)-: Görme ile ilişkili anlamına ön ek.
Optokinetic/ optokinetik: Gözlerin hareketi ile ilgili; görme alanında nesnelerin hareketi ile ilgili.
Optometer/ optometre: Gözün kırma gücünü ölçen âlet.
Optometrist/ optometrist: Gözün kırılma kusurlarının ölçümü ile ilgilenen kişi.
Optomotor/ optomotor: Gözlerin hareketi ile ilgili.
Optotype/ optotip: Görme keskinliğini ölçen eşellerde kullanılan işaretlerden her biri. Snellen s/ Snellen optotipleri: Snellen eşelinde kullanılan harfler.
Ora serrata/ ora serrata: Periferik retinanın pars plana ile olan tarak veya diş şeklindeki birleşim yeri.
Orbit/ orbita: Göz küresini barındıran kemik çukurluk; sapını optik sinirin oluşturduğu armut şeklindeki kavite. Floor of the / orbita tabanı: Zigoma, maksilla ve palatin kemiğin oluşturduğu orbita alt kısmı. Lateral wall of the / orbitanın lateral duvarı: Orbitanın sfenoid kemiğin büyük kanadı ve zigoma tarafından oluşturulan dış duvarı. Medial wall of the / orbitanın medial duvarı: Maksilla, lakrimal, etmoid ve sfenoid kemiklerin oluşturduğu orbita iç duvarı. Roof of the / orbita tavanı: Orbitanın sfenoid kemiğin küçük kanadı ve frontal kemik tarafından oluşturulan üst kısmı.
Orbital/ orbital: Orbita ile ilgili; orbitaya ait.
Orbitotomy/ orbitotomi: Göz çukuruna kesi yapılması. Anterior / anterior orbitotomi: Nispeten ön yerleşimli orbita lezyonlarının çıkarılması için deri ya da konjunktiva yoluyla yapılan orbitotomi. Lateral / lateral orbitotomi: Geride ve özellikle kas konisi içinde ya da dışında yer alan lezyonların çıkarılması için göz lateral kısmından yapılan orbitotomi.
Orthophoria/ ortofori: Göz kaslarının dengeli çalışması sonucu her iki gözün görüş eksenlerinin paralel oluşu.
Orthophoric/ ortoforik: Görüş eksenleri paralel olan; latent veya manifest şaşılık bulunmayan.
Orthoptic/ ortoptik: İki gözün belli bir cisim üzerinde odaklaşmasını sağlayan.
Orthoptics/ ortoptik: Dengesiz çalışan göz kaslarını normal çalışma düzenine getirme, dolayısıyla kusurlu görme alışkanlıklarını kaldırarak iki gözün belli bir cisim üzerinde normal şekilde odaklaşmasını temine yönelen tedavi ve egzersizleri konu alan bilim dalı.
OS (oculus sinister)/ sol göz.
Oscillations, nistagmoidlike/ nistagmus şeklinde osilasyonlar: Nistagmuslar içinde sınıflandırılamayan oküler miyoklonus ve bobbing gibi durumlara verilen ad.
Oscillopsia/ osilopsi: Çevrenin hareket ettiği illüzyonu.