SEVİLME YANILGISI
Sevilmek istediğiniz için mantıksız davranırsınız...
Kevin iki kasa kaliteli Margaux şarabı almış. Şarap, hele
Bordeaux şarabı nadiren içer. Ama satıcı kadın ona çok
sempatik gelmiş, bayağı ya da baştan çıkarıcı değil, sadece
sempatik. Şarabı o yüzden satın almış.
Joe Girard dünyanın en başarılı araba satıcısı sayılır.
Başarısının sırrı şudur: “Hiçbir şey müşteriyi onu gerçekten
sevdiğinize inandırmanız kadar işe yaramaz.” Öldürücü silahı
ise bütün yeni ve eski müşterilerine her ay yolladığı minik
kartlar. Üzerinde tek bir cümle yazıyor: “Sizi seviyorum.”
Sevilme yanılgısını anlamamak için ahmak olmak gerekir,
fakat yine de tekrar tekrar aynı tuzağa düşeriz. Bu yanılgı şu
anlama gelir: Biri bizim için ne kadar sempatikse, bu
insandan bir şey satın almaya ya da ona yardım etmeye o
derece eğilimli oluruz. Geriye tek bir soru kalıyor: Sempatik
ne demek? Bilim buna cevaben bir dizi etken sunuyor. Bir
insan bizim için sempatiktir, eğer: A) Dış görünümü
çekiciyse; B) Köken, kişilik ve ilgi alanları açısından bize
benziyorsa; C) Bizi sempatik buluyorsa. Sıralama bu şekilde.
Reklamlar cazibeli insanlarla dolu. Çirkin insanlar sevimsiz
görünür. Bu yüzden reklam aracı olarak işe yaramazlar (bkz
A). Süper cazibeli insanların yanı sıra reklamlar “senin benim
gibi insanları” da kullanır (bkz B) –benzer dış görünüş, lehçe,
köken. Uzun lafın kısası, ne kadar benzerse o kadar iyi. Ve
reklamların iltifatlar yağdırdığı da az rastlanır bir şey değildir
–“çünkü siz buna değersiniz”. Burada da C etkeni devreye
girer: Kim bizi sempatik bulduğunun sinyallerini verirse, biz
de onu sempatik bulmaya meylederiz. İltifatlar mucizeler
yaratır, külliyen yalan olsalar bile…
Aynalama standart satış tekniklerinden biridir. Bu sırada
satıcı karşısındakinin el hareketlerini, konuşmasını ve yüz
hareketlerini kopyalamaya çalışır. Alıcı yavaş ve alçak sesle
konuşuyor, arada alnını kaşıyorsa, satıcının aynı şekilde yavaş
ve alçak sesle konuşması, zaman zaman alnını kaşıması
faydalı olur. Bu onu alıcının gözünde sempatik gösterir ve
böylece satışın gerçekleşme olasılığı artar.
Çokdüzeyli pazarlama adı verilen, tanıdıklar üzerinden
zincirleme yapılan satışın işlemesinin sebebi sevilme
yanılgısıdır. Süpermarkette mükemmel kalitede plastik
kapların fiyatı dörtte biriyken Tupperware marka kapların
yıllık cirosu iki milyar dolar. Neden? Tupperware partilerini
düzenleyen kız arkadaşlar sempati şartlarını eksiksiz yerine
getirir de ondan.
Yardım kuruluşları da sevilme yanılgısını kullanır.
Kampanyalarında neredeyse istisnasız sempatik çocuklar ve
kadınlar gösterirler. Afişlerde karanlık bakışlı, yaralı bir
gerilla savaşçısı asla görmezsiniz –oysa belki o da sizin
yardımınızı hak ediyordur. Hatta doğayı koruma örgütleri de
sevilme yanılgısına bel bağlar. Dünya Doğayı Koruma Vakfı
WWF’nin örümceklerle, solucanlarla, yosunlarla ya da
bakterilerle tanıtım yaptığı bir broşür gördünüz mü hiç? Belki
onlar da pandalar, goriller, koalalar ve foklar kadar tehlike
altındadır –ve ekosistem için daha önemlidirler. Ama onlar
için bir şey hissetmeyiz. Bir hayvan, ne kadar insansı
bakıyorsa bizim için o kadar sempatiktir. Ölümden gelen
sinek adıyla bilinen, Orta Avrupa thyreophora cynophila
sineğinin nesli tükenmiş. E, yazık.
Siyasetçiler sevilme yanılgısını bir keman virtüözünün
becerisiyle uygular. Karşılarındaki topluluğa göre farklı ortak
paydaların altını çizerler. Bazen yerleşim yeri vurgulanır,
bazen sosyal köken, bazen de ekonomik ilgi alanı. Ve gönül
hep okşanır. Her bir kişi vazgeçilmez olduğu hissine
kapılmalıdır: “Oyunuz önemli!” Elbette, ama çok az önemli.
Yağ pompası satış temsilcisi olan bir arkadaşım Rusya’daki
bir boru hattı için onlarca milyonluk bir satışı nasıl
gerçekleştirdiğini anlattı. “Rüşvet mi? diye sordum. Hayır
anlamında başını salladı. “Sohbet ediyorduk, birden konu
yelkenciliğe geldi. Bir baktık ki ikimiz de –alıcı da ben de–
470 sınıfı yelkenli hayranıymışız. O andan itibaren ona
sempatik geldim, beni arkadaşı olarak kabul etti. Böylece
anlaşma tamamdı. Sempati rüşvetten daha iyi işliyor.” Sonuç:
Bir anlaşmayı her zaman satıcıdan bağımsız olarak
değerlendirmelisiniz. Onu yok sayın; hatta daha iyisi, onu
sevimsiz hayal edin.
|