33
İ S T A N B U L
YA B A N C I L A R
İ Ç İ N
T Ü R K Ç E
Ö Ğ R E T İ M
S E T İ C 1
2A
Bu üç kimyasalın karışımı ile aşk ve aşkın ilk fazı oluşur. Bu üç kimyasalın 6 ayla 3 yıl arası zaman diliminde salınımı azalır.
Gerçek bir aşk var ise ikinci faza geçilir. İkinci fazda endorfinler rol oynar. Endorfinler, ilişkide sükûnet, içtenlik, sıcaklık,
güven ve
bağlılık verir. İkinci faz birinci faz gibi heyecan verici ve etkileyici değildir fakat ilişkideki bağlılığın temellerinin atıldığı dönemdir.
İlişkide bağlılığı artıran ve aşkın üçüncü fazında etkili olan hormon oksitosindir.
Aşkın kimyasıyla ilgili ilk bulunan hormonlardan biri de feromonlardır yani kişiye ait kokular. Âşık olan kişilerin birbirlerinin ko-
kularını beğendikleri eskiden beri biliniyordu fakat bu durumun gerçekten feromonlarla ilgili olduğu henüz kanıtlanmış durumda
değilse de kokunun öneminin işte bir deneyle ispatı: Araştırmacılar bir odada erkek hormonu bulunan bir karışımı buharlaştır-
mışlar. Bu buharı onlarca sandalye arasından birine püskürtmüşler. Odaya alınan 840 kadından 810’u oturmak için bilin bakalım
hangi sandalyeyi tercih etmiş!
Aşkı herkes aynı mı yaşar?
Âşıkların aşkı yaşama şekli birbirinden farklıdır. Bazıları aşkı çoşkulu, neşeli ve hayatın vazgeçilmez bir rengi olarak yaşarken
bazıları da aşkı, yaşama şekli tedavi gerektirecek kadar yoğun ve takıntılı yaşar. Kimi âşıklar oyuncudur, kimi âşıklar aşka bağım-
lıdır, kimi âşıklar kuralcıdır, kimi âşıklar da çekingen. Sonuç olarak hayatı nasıl yaşıyorsak aşkı yaşama şeklimiz de o şekilde yol
alıyor.
Neden aşkımız biter?
Aşk sırasında kişilerin beyninde salgılanan huzur veren ve iyi duygular yaşatan hormonlardan bahsetmiştik. Bu hormonların
salgılanması ne yazık ki sürekli değildir. Yaklaşık 6 ay ile 3 yıl arasında hormon düzeyleri düşer, âşık çift ayrılmasa da birbirlerine
karşı duygularının yoğunluğu azalmaya başlar. Artık her ikisinde de aşk belirtileri yoktur. Bu dönem evli çiftler için ayrıca önem
kazanır, dünyada çeşitli ülkelerde yapılan istatistik çalışmalarında evliliğin dördüncü yılı boşanmaların en sık görüldüğü dönem
olarak bulunmuştur.
Aslında yazar Kenan Kalecikli’nin de dediği gibi “Aşkın ömrü yüreğimiz kadardır.”
Dostları ilə paylaş: