İslam Devletinin İlk Kuruluş ve Kurumsallaşma Süreci Mehmet ŞİMŞİR ÖZ


§§§§§ “ َنَّوَد / devvene” kelimesinden (tespit etmek)



Yüklə 410,26 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/15
tarix11.12.2022
ölçüsü410,26 Kb.
#73890
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   15
slam Devletinin lk Kurulu ve Kurumsalla ma S reci[#924934]-1725020


§§§§§
“ َنَّوَد / devvene” kelimesinden (tespit etmek) 
türetilmiş olduğunu (İbn Manzûr, 1299-1308: XIII/166) da delil olarak göstermektedirler.
******
†††††
Burada zikredilen görev ve görevlilerle ilgili geniş bilgi; Kettânî’nin, et-Terâtibü’l-İdâriyye’sinde ve editörlüğünü Vecdi 
Akyüz’ün yaptığı, alanında uzman kişilerce hazırlanmış kolektif bir çalışma olan Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadette İslam (I-V) isimli 
çalışmada bulunmaktadır. 
‡‡‡‡‡
Konu ile ilgili geniş bilgi için bkz.; Sırma, 1994: II/21-42; Algül, 1994: II/145-163. 
§§§§§
Rivayet şu şekildedir: “Allah katında üç dîvân vardır. Bir dîvân’a Allah önem vermez. Bir dîvân’ı Allah baştan sona 
değerlendirir. Bir dîvân’da vardır ki; Allah onda kayıtlı olan suçları asla bağışlamaz. Bu, Alla’a şirk koşma suçunun olduğu dîvân’dır. 
Allah’ın önem vermediği dîvân; kulun kendisiyle Rabbi arasında kalacak şekilde kendi nefsine yaptığı haksızlıkların
kayıtlı 
olduğu 


Mehmet Şimşir 
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 

38 / 2017 
278 
“Dîvân” kelimsinin kullanım açısından Araplar tarafından çok eski zamanlardan beri bilinmesi, İslam’dan 
önce ve hemen sonraki zamanlarda yaygın bir şekilde kullanılması, Kur’an
††††††
ve hadislerde
‡‡‡‡‡‡
bir yönü 
ile zikredilmesi kelimenin köken itibariyle Arapça olduğunu bize göstermektedir. Farsça kökeniyle ilgili 
yaklaşım ise daha çok devletin işleyen bir kurumu, görevlileri ve bunların çalıştıkları mekânları anlamıyla 
daha çok “İslam Devleti”nin hayatiyet bulduğu andan itibaren ithal bir mefhum olarak zihinlerde yer 
etmeye başlamıştır.
b.İlk Kurulan Dîvânlar 
Hz. Peygamber, Medine’de Müslümanlarla birlikte yerli halkın bütün guruplarının reis ve temsilcilerini 
müşterek bir devlet teşkilatını hayata geçirmenin faydasına, hatta lüzumuna ikna etmesinin akabinde kendi 
liderliğindeki birleşik hükümet tipiyle bir şehir devletinin temelini atmış (Hamidullah, 1992: 39-40), genelde 
bu devlet “Medine Site Devleti” olarak isimlendirilmiştir (Güzel, 2011: 28-29). İçerisinde Müslüman, 
Yahudi, Müşrik ve sayıları az da olsa Hıristiyanların bulunduğu bu şehir devleti Necran, Hadramevt, 
Bahreyn, Umman ve Yemen gibi eyaletlerin kendisine bağlanmasıyla Konfederal bir yapıya (Yeniçeri, 1994: 
III/248) dönüşmüş ve O’nun döneminden itibaren bir “İslam Devleti”nin varlığı, önceki başlıklarda ifade 
ettiğimiz üzere herkes tarafından kabul edilmiştir. Bu devletin çeşitli alanlardaki faaliyet ve işleyişinden 
hareketle “Dîvân Teşkilatı”nın kurumsal yapılanmasının da bu dönemden itibaren başladığını söylememiz 
gerekecektir. Elbette bu varsayımsal bir yaklaşımla ifade edilen bir hüküm olmamalı, delillendirilmelidir. 
Yukarıda zikrettiğimiz “Dîvân”ın “Devlet idaresine ait mallara, bunların üzerindeki malî işlemlere, askerî 
faaliyetlerin düzen ve kayıtlarına, bunların tutulduğu defterlere ve mecaz olarak ta bu defter ve ilgili 
memurların bulunduğu yerlere verilen isimdir” şeklindeki tanımından hareket ederek Hz. Peygamber 
döneminde bu alan ile ilgili ne gibi faaliyetlerin yapılmış olduğunu, hangi tür işleyişlerin hayata geçildiğini 
tespit edersek delillendirme işini yapmış ve bu konudaki savımızı daha net bir şekilde ortaya koymuş 
oluruz. 
Yeni kurulan devletin ilkelerini ve idarî sistemlerinin temellerini teşekkül ettirmeye çalışan Hz. 
Peygamber, civar devlet ve kabilelerle yazışmalar yaparak, savaş ve askerî düzene ait bilgi ve belgeleri tertip 
ederek, nüfus sayımı, zekât toplama ve dağıtma sistemi ile bu işlemlerde ve özellikle yargı ve eyalet 
yöneticileri noktasında resmi görevlileri tayin ederek çeşitli tasarruflarda bulunmuştur. Bütün bunların tam 
teşekküllü bir şekilde ortaya konulması gerektiği, aksi takdirde devlet düzeneği içerisinde teşkilatlardan 
bahsetmenin yanlış olduğu gibi bir iddia doğru kabul edilemez. O’nun ortaya koyduğu bu model şeklindeki 
devlet ve idarî sistemleri (Algül, 1994: II/162) cahiliye dönemi ile Hulefâ-i Râşidîn dönemi arasında bir 
köprü ve kendisinden sonraki İslam Kültür ve Medeniyet tarihi açısından bir kilometre taşıdır. Bu açıdan 
konumuza yaklaştığımızda Hz. Peygamber döneminde devlet idarî yapısı içerisinde dîvân sisteminin 
mevcut olduğunu, hiç değilse buna zemin hazırlandığını söyleyebiliriz. Bu konuda şu bilgileri diğer deliller 
olarak sıralamak da mümkündür; 

Yüklə 410,26 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin