F.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi 18:1 (2013) 159
____________________________________________________________________________
Hakk’ın kendisine nispet ettiği, insanı insan yapan ruhtur. İlâhî Zât’ın mazharı
olmasından dolayı onu hiçbir dâire çevreleyemez ve hiçbir hedef ona ulaşamaz.
Bu ruhu Allah’tan başka kimse bilemez. Ayrıca bu ruha, ruh-i a’zam da
denilmektedir.
7
Trabzonî hayvâni ruhu ise şöyle açıklar: Hayvânî ruh, beden
içerisinde bütün âzâlara yayılan ve kaynağı tabiat olan ruhtur. Bu ruh rahimde iki
suyun birleşmesiyle meydana gelir.
8
Hayvânî ruh, kaynağı cismani kalbin boşluğu
olan latîf bir cisimdir. Atardamar vasıtasıyla bedenin diğer organlarına yayılır.
9
Beşeri olan hayvânî ruh halk âlemindendir ve his ve hareket gücünü taşır. Duyu
organları gücünü bu ruhtan alır. Bu ruh, ulvî olan insânî ruhun yeri ve
mekânıdır.
10
Trabzonî, hayvânî ruhun, izâfî ruhu almaya uygun olduğunu ifade
eder. Çünkü Allah Teâlâ, ruhu, anâsırdan mürekkep olan kesif cisme üflemek
istediğinde, kesîf-i mutlak, latîf-i mutlakı almaya uygun olmayınca, izâfî ruhu
kabul etsin diye mutedil mizaçtan hayvâni ruhu yarattı.
11
İnsânî ruh ise, emir âleminden inmiştir ve insana ait ruha denir. Hayvânî
ruha yüklenmiş olarak insanda mevcut olan idrak edici bir latifedir. Akılların bu
ruhun mahiyetini kavraması mümkün değildir.
12
Trabzonî’ye göre, insânî ruh,
izâfî ruhun hakîkati üzere latîf bir ruhtur. Fakat cismânî kuvvetlerin istilâsı
nedeniyle hayvânî ruhun tabiatı üzere zulmânî olmuştur. Allah bu ruhu, izâfî ve
hayvânî ruhtan yaratmıştır. İşte insan, bu ruhla diğer varlıklardan ayırt edildi ve
nefis sahibi oldu. Bu yüzden bu ruha nefs-i nâtıka adı verilmiştir. Bu ruh, insan
bedeninin sultanı olup hem fayda ve hem de zarar bakımından bedende
tasarrufta bulunma kabiliyetine sahiptir. Güzel ahlâk ile muttasıf olup rûhânî
sıfatlar galip geldiği zaman ondan iyilik zuhur eder. Fakat kötü ahlâk ile muttasıf
olur ve hayvânî sıfatlar galip gelirse o zaman da ondan kötülükler zuhur eder.
13
Kısaca ifade etmek gerekirse ruh tektir ve emir âlemindendir. Ruh üflenince izâfî,
beden ile birleşince de hayvanî olur. İşte Trabzonî, ruhun bedenle birleşinceye
kadar geçirmiş olduğu bu aşamaları dikkate alarak onu isimlendirmiş ve üç
kısımda izah etmiştir. 7
Cürcânî, Ta’rifât, s.118.
8
Trabzonî, Âdâbu’l-Ubûdiyye, vr. 208b-209a.
9
Cürcânî, Ta’rifât, s.118.
10
Ebû Hafs Şihâbüddin Ömer es-Sühreverdî, Avârifü’l-Meârif (Tasavvufun Esasları), çev. H. Kamil
Yılmaz-İrfan Gündüz, Vefa Yay., İstanbul, 1990, ss. 561-2.
11
Trabzonî, Âdâbu’l-Ubûdiyye, vr. 208b-209a.
12
Cürcânî, Ta’rifât, s.117.
13
Trabzonî, Âdâbu’l-Ubûdiyye, vr. 208b-209a.