)
11 15,6
*0.041
ortalama ekstübasyon süresi
(saat)
7,2
11,7
*0.038
ortalama operasyon süresi
(saat)
3,6
3,8
0.470
( ٭ p<0.05)
Tablo-4 Grupların Ortalama Entübasyon, Ekstübasyon Ve Operasyon Süreleri
Hastaların postoperatif verilerine baktığımızda;
hipotansiyon,
bradikardi, aritmi, lökositoz, ateş, hipoksi gelişimi ve postoperatif inotrop
kullanımı oranları açısından iki grup arasında anlamlı bir fark
saptanmadı. Her iki grubun ortalama postoperatif transfüzyon adedi (1.70 /
2.55) ve ortalama direnaj miktarı (758 mL / 814 mL) arasında fark yoktu.
Hastaların gruplarına göre postoperatif veriler Tablo- 5‘de gösterilmiştir. TEA
grubunda postoperatif hipertansiyon görülme oranı (% 20 / % 60) ve
operasyon sonrası ek doz analjezik ihtiyacı (%10 / %75) kontrol grubuna göre
belirgin olarak daha azdı (p<0.01). Hastaların gruplarına göre sistolik ve
diyastolik kan basınçları ve ek doz analjezik ihtiyacı Şekil-7, 8, ‘da
gösterilmiştir.
TEA Grubu
Kontrol grubu p değeri
postoperatif hipotansiyon (%) 6
4
0.452
postoperatif bradikardi
(%)
0
0
1.000
postoperatif aritmi (%) 4
18
0.156
postoperatif transfüzyon
(adet)
1,7
2,55
0.148
postoperatif inotrop kullanımı (%)
8
4
0.620
postoperatif hipertansiyon
(%)
20
60
**0.004
postoperatif lokositoz gelişimi (%)
19
14
0.719
postoperatif ateş (%)
5 20
0.159
postoperatif hipoksi
(%)
0
15
0.075
postop ek doz analjezik ihtiyacı
(%) 10
75 0.000٭
ortalama drenaj miktarı (%) 758
814 0.836
( ٭ p<0.01)
Tablo-5 Hastaların Gruplarına Göre Postoperatif Verileri
40
EK DOZ ANALJEZİK İHTİYACI (%)
10
75
0
10
20
30
40
50
60
70
80
TEA Grubu
Kontrol Grubu
TEA Grubu
Kontrol Grubu
Şekil-6 Hastaların Gruplarına Göre Ek Doz Analjezik İhtiyacı
41
0
20
40
60
80
100
120
140
160
T1
T2
T3
T4
T5
TEAgrubu
Kontrol grubu
Şekil 7: Postoperatif sistolik arter basınçları
0
10
20
30
40
50
60
70
80
90
T1
T2
T3
T4
T5
TEA grubu
Kontrol grubu
Şekil 8 : Postoperatif diyastolik arter basınçları
Hastaların ortalama yoğun bakımda kalış süreleri arasında fark
42
saptanmazken, TEA grubunun ortalama hastane yatış süresinin kontrol
grubuna göre daha düşük olduğu tespit edildi. (p<0.05) , Gruplara göre
ortalama yoğun bakım yatış ve hastane yatış süreleri Tablo-6‘da gösterilmiştir
TEA
GRUBU
Kontrol
grubu p
değeri
ortalama yoğun bakım yatış süresi(gün)
1,1 1,35 0.565
ortalama hastanede yatış süresi (gün)
6,05
7,4
*0,042
( ٭ p<0.05)
Tablo.6.Gruplara göre Yoğun bakım ve Hastanede yatış süreleri
Hastaların; indüksiyondan sonra (T1), postoperatuvar 4. saat (T2) ve
postoperatuvar 24. saat (T3) olarak belirlenen ölçüm zamanlarında bakılan
ortalama CK-MB değerleri açısından iki grup arasında fark yoktu.
Gruplara göre CK-MB değerleri Tablo-7 ve Şekil-9‘de gösterilmiştir.
Ölçüm Dönemi
TEA Grubu
Kontrol Grubu
CK-MB
CK-MB
T1 17,5
20,7
T2 36,4
40,8
T3 34,6
33,7
Tablo- 7 Gruplara Göre CK-MB Değerleri
43
Şekil-9-Gruplara Göre CK-MB Değerleri
Hastaların T1, T2 ve T3 ölçüm zamanlarında bakılan ortalama Troponin-I
değerleri açısından iki grup arasında anlamlı bir fark saptanmadı. Gruplara
göre Troponin-I değerleri Tablo-8 ve Şekil-10‘da gösterilmiştir.
44
Öçüm Dönemleri
TEA Grubu Troponin
Kontrol Grubu
Troponin
T1 0,03 0,02
T2 0,41 0,43
T3 0,43 0,38
Tablo-8 Gruplara Göre Troponin-I Değerleri
0
0,05
0,1
0,15
0,2
0,25
0,3
0,35
0,4
0,45
0,5
T1
T2
T3
TEA Grubu
Kontrol
G b
Şekil-10 Gruplara Göre Troponin-I Değerleri
45
Hastaların operasyon sonrası VAS değerlerine bakıldığında; TEA grubunun
postoperatif 30. dakika,1.,2. ve 4.saat ortalama VAS değerleri kontrol grubuna
göre belirgin olarak düşüktü (p<0.01). TEA grubunun postoperatif 8. saat
ortalama VAS değeri kontrol ,grubuna göre düşüktü (p<0.05) ancak, 12. saat ve
24. saat VASdeğerleriaçısından iki grup arasında anlamlı bir fark saptanmadı.
Gruplara göre ortalama VAS değerleri Tablo-9 ve Şekil-11‘da gösterilmiştir.
Ölçüm
Dönemleri
TEA Grubu Ortalama
VAS Değeri
Kontrol Grubu
Ortalama VAS Değeri
p Değeri
30.dakika
0,4
4,6
0.000٭٭
1.saat
0,2
3,5
0.000٭٭
2.saat
0,3
2,5
0.000٭٭
4.saat
0,3
1,6
0.001٭٭
8.saat
0,1 0,8
0.042
12.saat
0,2 0,8
0.156
24.saat
0,14 0,26
0.536
( ٭ p<0.05)
( ٭٭ p<0.01)
Tablo-9 Gruplara Göre Ortalama VAS Değerleri
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
3,5
4
4,5
5
30.dak
1.saat
2.saat
4.saat
8.saat
12.saat
TEA Grubu
Kontrol Grubu
Şekil-11 Gruplara Göre Ortalama VAS Değerleri
46
TARTIŞMA
Kalp cerrahisinde; kardiyak, solunum, böbrek ve infeksiyonla ilgili
komplikasyonlar morbidite ve mortalite açısından nonkardiyak cerrahiye göre
daha yüksektir (5). Araştırmacılar, bu komplikasyonların nedeni olan
metabolik ve cerrahi nöroendokrin stres yanıtı azaltarak hastanın iyileşmesini
hızlandırma yolları aramaktadır. Yeager ile Tuman ve arkadaşlarının yaptığı
çalışmalar, bu konuda dönüm noktası olmuştur (6,7). Anestezi ve analjezi
yöntemlerindeki gelişmelerin ve epidural anestezi ve analjezinin, nonkardiyak
cerrahide de peroperatif morbidite ve mortaliteyi azalttığını göstermişlerdir.
Bölgesel anestezi teknikleri; etkin analjezi, sempatoliz ve azalmış stres yanıta
özgü fizyolojik bir durum yaratmaktadır. Yararlarına rağmen TEA’nin kardiyak
cerrahide uygulanması halen sınırlıdır.
Çalışmamızda peroperatif hemodinamik veriler karşılaştırıldığında,
TEA grubu ve kontrol grubu arasında anlamlı farklılık bulunmamaktadır (Tablo
3, sayfa 38 ). Royse ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, peroperatif
dönemde sadece OAB yönünden farklılık görülmüş, kalp hızında kontrol
grubu ve TEA grubu arasında farklılık saptanmamıştır.(8) Kessler ve
arkadaşlarının yaptığı çalışmada ise, TEA+GA grubu ile GA grubu
karşılaştırılmasında sadece GA uygulanan grubunda OAB ve kalp hızında
anlamlı derecede düşme görülmüştür(9). Diğer bu konuda yapılan bir
çalışmada kontrol grubu ve TEA grubu arasında peroperatif hemodinamik
veriler açısından fark bulunmamıştır(10).
Çalışmamızda torakal epidural kateteri T
5
-T
6
veya T
6
-T
7
seviyesinden takıldığı için, kontrol grubu ve TEA grubu arasında farklılık
gelişmediği kanaatindeyiz.
Fillinger ve arkadaşları da torakal epidural kateteri
T
1
ve T
10
seviyeleri arasında takmıştır. Ancak Royse , Kessler ve Cemil Y ve
arkadaşları torakal epidural kateteri T
1
-T
2
veya T
2
-T
3
seviyesinden
takmışlardır. Bu da direkt kardiyak sempatik liflerin blokajına bağlı olarak kalp
hızında ve OAB’da azalma olduğu anlamına gelmektedir(8,9,20).
47
Çalışmamızda elde ettiğimiz ortalama entübasyon süreleri ve ortalama
ekstübasyon süreleri (Tablo-4, sayfa 39) TEA grubunda kontrol grubuna göre
değer olarak daha düşük ve istatistiksel olarak anlamlıdır. Priestly, Royse,
Barrington, Hansdottir, Liu, Loick ve Berendes’in yaptığı çalışmalarda da
ekstübasyon süreleri TEA grubunda, kontrol grubuna göre istatistiksel olarak
anlamlı derecede düşüktür(8,11-16). Fillinger ve arkadaşları ise TEA grubu
ve kontrol grubu arasında, ekstübasyon süreleri açısından istatistiksel olarak
anlamlı fark saptamamıştır(10). Hemmerling ve arkadaşları KABG yapılan TEA
grubu ve kontrol grubundaki hastaları, “fast track” anestezi uygulayarak
ameliyathanede ekstübe etmişler ve iki hasta grubu arasında ekstübasyon
süreleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulamamışlardır(17).
Burada erken ekstübasyon amaçlanarak genel anestezi grubuna, kısa etkili
opioid remifentanil infüzyonu ve sevofluran verilmiştir. Kessler ve
arkadaşlarının yaptığı KABG operasyonuna yönelik çalışmada da, GA ve
GA+TEA
grubundaki hastaların ekstübasyonu ameliyathanede
gerçekleştirilmiş ve iki gruparasında istatistiksel anlamlı fark belirtilmemiştir(9).
Burada da hastalara erken ekstübasyona yönelik kısa etkili anestezikler
(remifentanil propofol ve kas gevşetici olarak da sisatrakuryum) verilmiştir.
Bizim çalışmamızda ise ameliyathanede ekstübasyon değil postoperatif erken
dönem (4-6 saat) hedeflenmiştir; TEA ve kontrol grubuna eşit dozlarda
fentanil ve propofol infüzyonu, kas gevşetici olarak da pankuronyum
verilmiştir.
Çalışmamızda elde ettiğimiz VAS değerleri (Tablo-9,şekil-11, sayfa 45)
tüm değerlendirmelerde TEA grubunda, kontrol grubuna göre daha düşüktür.
Bu değerler ekstübasyon sonrası 30.dakika, 1., 2., 4. ve 8.saatlerde
istatistiksel olarak anlamlıydı. 12.saat ve 24.saat VAS değerlerinde ise, TEA
grubu ve kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. VAS
değerleri literatürler eşliğinde değerlendirildiğinde; Priestly ve arkadaşlarının
yaptığı çalışmada, postoperatif ilk 24 saatteki VAS değerleri TEA grubunda,
kontrol grubuna göre istatiksel olarak anlamlı derecede düşük tesbit
edilmiştir.(11)
48
Bu çalışmada torakal epidural yoluyla 4 mL %1 ropivakaine ve 100 µg
fentanil yüklemesinin ardından, %1 ropivacaine ve 5µg/ mL fentanil 3-5 mL /
saat dozunda infüzyon 48 saat süreyle verilmiştir. Kontrol grubuna ise
postoperatif dönemde İV morfin, HKA yöntemiyle 72 saat süreyle
verilmiştir(1-1.4 mg bolus, 5 dakika kilit süresi).
Gülhan G ve arkadaşlarının
yaptığı çalışmada postoperatif 0,4,8 saatlerdeki VAS değerleri TEA grubunda
düşük bulunmuştur. Bu çalışmada TEA grubuna %1 ropivakain ve fentanil
karışımından 4 ml/saat postoperatif 24.saate kadar bazal infüzyon
verilmiş.Kontrol grubuna ise postoperatif ilk 3 saat 2µg/kg/saat
verilmiştir.(21)Ancak bizim yaptığımız çalışmada12.ve24.saatlerdekiVAS
değerlerinde kontrol grubu ve TEA grubu arasında istatistiksel farklılık yoktu.
Hansdottir ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada da postoperatif 1., 2. ve
3.günlerdeki VAS değerlerinde TEA grubu ve HKA grubu arasında istatistiksel
farklılık saptanmamıştır(13). TEA grubuna postoperatif ağrı için; 20 dakika kilit
süresiyle 1 mg/mL bupivakain + 2 µg/mL fentanil + 2 µg/mL adrenalinden
oluşan karışımdan 2 mL bolus verilmiş ve 0.1 mL/kg/saat dozunda infüzyon
postoperatif 3.güne kadar verilmiştir. HKA grubuna analjezi için; 0.1mg/kg
morfin yükleme dozundan sonra HKA 6 dakika kilit süreli 0.01 mg/kg bolus
morfin postoperatif 3.güne kadar uygulanmıştır ,bazal infüzyon
uygulanmamıştır. Tüm hastalar ek olarak postoperatif 3 gün boyunca, günde 4
kez 1g oral asetaminofen almıştır. Hemmerling ve arkadaşlarının yaptığı
çalışmada cerrahi sonrası 6., 24. ve 48.saatlerdeki VAS değerleri TEA grubunda
kontrol grubuna göre istatiksel olarak anlamlı derecede düşüktür(17) Ancak tüm
hastalarda cerrahi sonunda torasik drenlere toplam 10-15 mL % 0.25
bupivakain infiltrasyonu yapılmış ve tüm hastalara indüksiyondan sonra
süpozotuvar 100 mg indometazin verilmiştir.TEA grubuna % 0.125
bupivakainin 6-14 mL/saat dozunda devamlı infüzyon verilerek sağlanmıştır.
49
Kessler ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada postoperatif 6., 12., 24. ve
72. saatteki VAS değerleri; GA+TEA ve TEA gruplarından, TEA grubunda
daha düşük ve istatiksel olarak da anlamlı bulunmuştur.(9) Bu çalışmada
TEA için; % 0.16 ropivakain ve 1 µg/mL sulfentanil 2-5 mL/saat dozunda
verilmiştir. GA grubuna ise analjezi için, koroner anastomozların
tamamlanmasından sonra 0.1 mg/kg piritramid verilmiştir. Postoperatif
dönemde de hastanın ağrısına göre 3.75 -7.5 mg piritramid verilmiştir.
Liu ve arkadaşlarının yaptığı meta-analizde VAS değerleri, TEA
grubunda kontrol grubuna göre istatiksel olarak anlamlı derecede düşük
bulunmuştur(14).
Loick ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, postoperatif 24. ve
48.saatlerdeki VAS değerleri incelenmiş; TEA ve kontrol grubu arasında
bizim çalışmamıza benzer istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır(15)
Loick ve arkadaşları, postoperatif ağrı kontrolünde; 1g parasetamol günde 4
kez İV olarak tüm hastalara verilmiştir. Kontrol grubuna ek olarak, HKA
cihazıyla 20 dakika kilit süreli İV 2mg bolus piritramid almıştır. TEA
grubundaki hastalara epidural kateterden 2-3 mL/saat dozunda % 0.75
bupivakain verilmiştir.
Launa C ve arkadaşlarının aortik cerrahi olgularında yaptığı çalışmada,
TEA için levobupivakain + fentanil kullanmışlardır. Bu kombinasyonun
ropivacaine+fentanil kombinasyonuna göre daha etkin analjezinin daha
düşük dozla sağladığını tespit etmişlerdir.(18) Bu çalışmada 60 dakika
boyunca
12.5mg % 0.125 levobupivakain+0,05mg fentanil kullanımını, 20 mg %
0.2 ropivacaine+0.05mg fentanil ile karşılaştırılmıştır. Bizim çalışmamızda
levobupivakain+fentanil sürekli infüzyon olarak postoperatuar 24 saat
süresince verilmiş, etkin bir analjezi % 0.75 1mg/ml levobupivakain+0.01mg
fentanil dozlarında elde edilmiştir. Kontrol grubu ise yoğun bakıma
geldikten sonra ilk 3 saat analjezik dozda fentanil infüzyonu almıştır. Ek doz
analjezi ihtiyacı olduğunda diklofenak sodyum İM olarak hastalara verilmiştir.
Hastaların dren yerlerine lokal anestezik infiltrasyonu, rutin İV veya
rektal analjezik verilmemiştir.
50
Çalışmamızda ek doz analjezik ihtiyacı değerlendirildiğinde (şekil-7,
sayfa 41); TEA grubunda kontrol grubuna göre daha az sayıda hastada
analjezik ihtiyacı olduğu ve istatistiksel olarak da anlamlı olduğu
görülmüştür(p<0.01). Fillinger ve arkadaşları ek doz analjezik (morfin,
oksikodon ve meperidin) gereksinimi olarak TEA ve kontrol grubu arasında
anlamlı fark bulamamıştır(10). Ancak peroperatif dönemde kontrol grubunda
daha fazla fentanil gereksinimi olmuştur. Verilen total fentanil dozu TEA
grubundan daha fazla saptanmış ve istatistiksel olarak anlamlı bulunmuş
(p<0.001).
Çalışmamızda yoğun bakımda yatış süreleri değerlendirildiğinde, TEA
ve kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (Tablo
6, sayfa 42). Literatürde; Royse, Kessler ve arkadaşları TEA ile kontrol grubu
arasında istatistiksel olarak fark bulunmadığını bildirmiştir (8,9).
Berendes’in çalışmasında, yoğun bakımda yatış süresinin TEA grubunda
daha az olduğu ve kontrol grubuyla TEA grubu arasında istatistiksel anlamlı bir
fark bulunduğu yönündedir (16). Ancak bu çalışmada 24 saatin üzerinde yoğun
bakımda kalış süresi olarak karşılaştırma yapılmıştır. Bizim çalışmamızda ise
yoğun bakımda ortalama kalış süreleri gün olarak (TEA grubunda: 1.10 gün,
kontrol grubunda:1.30 gün) karşılaştırma yapılmıştır. Çalışma grubumuzda
postoperatif komplikasyon gelişmediği için, yoğun bakımda kalış sürelerinde
farklılık olmadığı kanaatindeyiz.
Çalışmamızda ortalama hastanede yatış süreleri değerlendirildiğinde
(Tablo-6, sayfa 42) TEA grubunda, kontrol grubuna göre daha düşüktür ve
istatistiksel olarak anlamlıdır. Hansdottir, Fillinger, Priestly, Royse’ın
çalışmalarında TEA grubu ile kontrol grubu arasında istatistiksel olarak fark
bulunmadığı bildirilmiştir.(8,10,11,13)
51
Kessler ve arkadaşları da GA grubu, TEA + GA grubu ve sadece TEA verilen
grup arasında hastanede yatış süreleri açısından istatistiksel anlamlı fark
bulunmadığını bildirmiştir(9). Ancak hastanede yatış süresini, anestezi veya
analjezi dışında hastanın mobilizasyon durumu, akciğer fonksiyonları,
ritim sorunları, hemodinamik stabilite, yardımsız yürüme ve yemek
yemenin sağlanabilmesi, normal defekasyon ve idrar çıkışının olması ve
bilişsel fonksiyonlar gibi faktörler de etkilemektedir.(13) Bununla beraber
hastaneden taburcu kararını da cerrahi ekip vermekte ve bu konuda çıkış
zamanları ekibe göre farklılık göstermektedir.
Çalışmamızda, indüksiyondan ve postoperatuar 4. ve 24.saatlerdeki
CK-MB ve Troponin I değerlerinde (Tablo-7, sayfa 42 ve Tablo-8, sayfa
44) TEA grubu ve kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark
saptanmamıştır. Loick ve arkadaşları, hastaların yoğun bakıma gelişinin
24.saatinde baktıkları troponin T değerlerini incelemişler ve TEA
grubunda değerler kontrol grubundan daha düşük olarak bulunmuş ve iki
grup arasında istatistiksel anlamlı farklılık saptanmıştır. Ancak Loick ve
arkadaşları çalışma grubu olarak, KABG cerrahisi yapılan hastaları
incelemiş ve 24.saatte ortalama troponin T değerleri, TEA grubunda 0.41
iken kontrol grubunda 1.30 olarak fark bulmuştur.(15)
Priestly ve arkadaşları da KPB’ın kullanıldığı KABG operasyonlarda,
postoperatif dönemde TEA ve GA grupları arasında CK-MB ve Troponin I
düzeylerinde istatistiksel anlamlı fark bulamamıştır.(11) Barrington ve
arkadaşları da aorttan kros-klemp alındıktan sonra 13. ve 24.saatlerde CK-MB
ve Troponin I düzeylerini değerlendirmişler(12), kontrol grubunda değerlerde artış
görülmüş ancak TEA ve kontrol grubu arasında istatistiksel anlamlı fark
bulunamamıştır.
52
Çalışmamızda TEA ve kontrol grubu arasında postoperatif yoğun
bakımda hipertansiyon görülme oranı değerlendirilmiş (Tablo 5, sayfa 39);
Dostları ilə paylaş: |