DAMLALIKLI YAĞDANLIK, —> Yağlama sistemleri.
DAR ALIN, 1) Kazı (üretim) yapılan nisbeten dar yüzey parçası. 2) Damar istikametinde, damar meyli boyunca (başyukarı veya başaşağı), damara dik veya diyagonal olarak yürütülen pano şeridindeki kazı yeri.
DAR ALIN TARZINDA İŞLETME METO-DU, Maden yatağı panosunun dar şeritler halinde; yan yana, üst üste veya alt alta kesilmesi ve arka arkaya istihsal edilmesi tarzında uygulanan işletme metodu.
DARALAN OLUK, Küçük boyutlu olan ve tabaka halinde akan mineral tanelerinin, yataya yakın sabit bir yüzey üzerinde ve akışkan ortam içinde özgül ağırlık farklarına göre ayrılmalarını sağlayan; beslenme tarafında geniş ve boşalma kısmına doğru darlaşan oluk şeklindeki ayırıcı. Beslenen pülp , oluğun daralması nedeniyle gittikçe kalınlaşan bir tabaka halinde akarak, boşalma tarafına doğru engelli çöküş sınıflandırması ve küçük tanelerin ara boşluklardan sızması koşullarını meydana getirir. Bu durumda akan tabakanın alt tarafında yer alan ve daha yavaş hareket eden ağır mineraller yakına, üst taraftaki hafif mineraller uzağa boşalır. Ürünleri ayırmak için ayırıcı levhalar kullanılır. —> Şekil.
DARBELİ SONDAJ, Halat ucuna bağlı özel matkaplarla (balta) formasyonun dövülerek veya çarpılarak ufalanması sistemi ile yapılan sondaj.
DARBELİ-ROTARİ SONDAJ, Çok sert formasyonlarda hızlı ilerleme sağlamak için özel takımlarla çalışan matkaba aynı anda dönme ve darbe hareketi iletebilen sondaj sistemi.
DAR LAĞIM ATEŞLEMESİ, Çapı 50 mm’ye kadar olan birçok lağımın seri ateşlenmesi için yapılan işlem.
DAYAK, —> Payanda.
DAYANAK NOKTASI, Arazide detay ölçümler sonrası veya fotoğraf çiftinden yapılan ölçmelerle belirlenen ve araziyi tanımlayan (xyz) değerleri belli nokta.
DAYK, 1) Komşu ve kendisinden yaşlı formasyonların strüktürlerini kesen nisbeten ince ve uzun magmatik kayaç. 2) Aşınma ile filonların yeryüzünde meydana getirdiği duvara benzeyen düzensiz setler. 3) Kayaç çatlaklarına yerleşmiş genellikle tabla şeklindeki dolgu. 4) Gang. 5) Dike.
DDP (GÜMRÜK RESMİ ÖDENMİŞ OLARAK TESLİM), Malların ithalatçı ülkede belirlenen yerde hazır bulundurulmasıyla, satıcının teslim yükümlüğünün yerine getirilmiş olacağını anlatan uluslararası ticaret terimi. Burada satıcı, malların gümrük giriş işlemleri tamamlanmış olarak tesliminde gümrük resmi dahil olmak üzere, vergiler ve diğer ödemelerle birlikte bütün risk ve masrafları üstlenir,—> EXW terimi satıcı açısından asgari yükümlülük ifade ederken, DDP terimi, tersine, azami yükümlülüğü içerir. Eğer satıcı doğrudan ya da dolaylı biçimde ithal lisansı alamıyorsa, bu terim kullanılmamalıdır. (Incoterms 1990).
DDU (GÜMRÜK RESMİ ÖDENMEKSİZİN TESLİM), Malların ithalatçı ülkede belirtilen yerde hazır bulundurulmasıyla satıcının teslim yükümlülüğünün yerine getirilmiş olması anlamına gelen uluslararası ticaret terimi. Satıcı, malların belirlenen noktaya getirilmesiyle ilgili olan (ithalattan alınan resim, vergi ve diğer paylar hariç) bütün risk ve masraflarla birlikte, gümrük giriş formalitelerinden doğan masrafları da karşılamak zorundadır. Malların gümrük girişini zamanında yapmamaktan doğan ek masraf ve riskler alıcıya aittir. (Incoterms 1990).
DEBİ, Gaz veya sıvıların, aktığı yerin muayyen bir kesitinden, birim zamanda geçen miktarı.
DEDEKTÖR , 1) Bulucu aygıt 2) Sismometre.
DEFLAGRASYON, 1) Ateşleme işleminde patlayıcı maddenin kimyevi reaksiyonla alev alması ve ses hızının altında bir hızla yayılması. 2) Yavaş yanma. Deflagrasyon oluşturan patlayıcı maddenin (kara barut gibi) zayıf tarafa doğru itici bir etkisi vardır. Bu tip patlayaıcı maddelerin parçalama (kırıcı) gücü azdır.
DEGAJ, —> Ani gaz boşalması.
DEĞİRMENTAŞI, 1) Bileşiminde CaCO3 ile silis bulunan bir kayaç. 2) Silisli kalker. 3) Büyük kütleler halinde oluşan, özgül ağırlığı 2,6-2,7 gr/cm3 olan sert kalsedon.
DEKANTÖR, Su içerisindeki çok ince taneleri ayırma veya sınıflandırma işlerinde kullanılabilen merkezkaç kuvvet etkisi ile çalışan makine.
DEKONVERTİSAJ, —> QSL yöntemi.
DEKAPAJ, 1) Açık işletme projesine göre maden yatağının üzerindeki veya kontağındaki örtü tabakasının gevşetilmesi, kazılması, yüklenmesi, taşınması, toprak harmanınıa dökülmesi, serilmesi, harman sahasının düzeltilmesi, toprak harmanı ve kademe yollarının yapımı ve bakımı gibi muhtelif ameliyeleri kapsayan işlemlerin tümü. 2) Örtükazı. —> Ön-, Ana-, Aradekapaj, Örtükazı, Delik boyunun tesbiti, Örtü kazıda hacim, Paralel ve düşey kazı.
DEKAPAJ MEVSİMİ, İklim ve arazi şartlarına bağlı olarak dekapaj işlerinin sürekli yapılabildiği dönem.
DEKAPAJ ORANI, 1) Dekapaj yapılarak kaldırılması gereken örtü tabakası miktarı ile, bunun altında çıkarıılacak olan maden miktarı arasındaki oran (D: K), Dekapaj oranı m3/ton, m3/m3 olarak ifade edilir. 2) Örtükazı oranı.
DEKLİNASYON, Pusulanın gösterdiği manyetik meridiyen istikameti ile astronomik meridiyen arasındaki açı. Mağnetik deklinasyon veya yanlış gösterme.
DEKOMPOZE, —> Alumina istihsali sırasında ortaya çıkan sodyum aluminata aşılama hidratı ilave edilip bu şekilde aşılanmış sodyum aluminatın soğutulup karıştırılması işlemi.
DEKONTAMİNASYON, Radyoaktif maddelerin çökelmesiyle meydana gelmiş çevre kirliliğinin yıkama, filtre etme veya buharlaştırma suretiyle temizlenmesi.
DEKOVİL , Dar hatlı, kazısı ve inşası fazla harcama gerektirmeyen, araziye daha kolaylıkla uyabilen bir demiryolu. Bu sistemin yol açıklığı 0,6 veya 1,00 m’dir ve cer vasıtaları da normal demiryolununkine göre daha hafiftir.
DEKREPİDASYON, —> Isıtmayla kırma.
DELİCİ UÇ, —> Lagım burgusu. Matkap. Uç.
DELİK ÇAPI, Delme ve patlatma işlerinde, en az malzeme, emek ve zaman kullanarak, istenilen maden veya kayacı en uygun boyutta ve en çok miktarda serbestleştirmeye yarayan etkenlerden biri. Başarılı bir atımı sağlayan diğer etkenler ise ; patlayıcı madde cinsi ve miktarı, ateşleme sistemi ve delik geometrisidir. Delik çapı öncelikle patlayıcı miktarının kayaç yapısı içinde dağılma durumunu sağlar. Küçük çaplarda, delik geometrisi de buna uygun boyutlarda dar olmakta, böylece patlayıcı kayaç içinde daha iyi dağıtılmış olmaktadır. Geniş çaplı deliklerde ise tersi söz konusudur. Ancak dar çaplı lağımlarda, kazı birim hacmi için daha fazla delik metrajı zorunludur. Bunun sonucu olarak da daha fazla işçilik gerekir ve ateşleme sistemini oluşturan malzeme tüketimi artar. Çapın genişlemesi ile belirtilen tüketim kalemlerinde ucuzluk elde edilir. Delik çapı tercihindeki bir diğer etken de patlayıcı madde cinsidir. ANFO ve emulsiyon patlayıcı maddelerin detonasyon hızı, delik çapı küçüldükçe düşer. Bu sebeple ANFO kullanıcılarının en küçük 76 mm, emulsiyon kullanıcılarının en küçük 89 mm delik çapını göz önüne almaları tavsiye edilir. Kartuş tipi patlayıcı kullananların da kartuş boyutuna bağlı olarak çap seçmeleri gerekir. Diğer yandan ; delik çapı ayna yüksekliği ve atım yükü aralığı ile orantılandırılmalıdır. Delik çapı seçiminde, her deliğin alacağı patlayıcı miktarı ve bunun da çevreye verebileceği sarsıntı da değerlendirmeye dahil edilmelidir.
DELİK DELME, Lağım deliği delme işlemi
DELİK DELME VAGONU, —> Jumbo.
DELİK TOZU, Fazla delinen lağım deliğinin istenen seviyeye kadar doldurulması amacıyla kullanılan toz.
DELME HIZI, Delme esnasında matkabın kitle içerisindeki ilerlemesinin cm/dk birimiyle ifadesi.
DELİKLİ SAC ELEK, Sac veya plastik plakalar üzerine çeşitli biçimde; genellikle kare, daire ve çokgen şeklinde delikler açılmak suretiyle hazırlanarak eleme işlemi yapacak ünitelerin imalinde kullanılan eleman. —> Elek. Elek yapımında kullanılacak sac plâkaların aşınmaya ve paslanmaya karşı, dayanıklı olması gerekir. Seçilecek sac kalınlıkları delik çaplarına göre değişir. Eşit delik aralığında sac kalınlığı arttıkça, eleme randımanı düşer. Bu nedenle, elek açıklığı ve eleme randımanı dikkate alınarak ekonomik ömür bakımından uygun sac kalınlığı seçilir.—> Tel örgülü elek. Elek altı, Elek üstü, Elek açık alanı, Elek anma alanı.
DELTA, 1) Yunan alfabesinin dördüncü harfi (D, d) . 2) Akarsuyun göl ya da denize ulaştığı yerde yani ağzında oluşturduğu kabaca üçgen biçiminde alüvyon birikimi bölgesi. 3) Çatalağız.
DEMARAJ, 1) Bir vagonun belirli bir sürate ulaşıncaya kadarki ilk hareketi. 2) Kömür madenciliğinde yeni grup işçi tertibinde üretimin istenen düzeye ulaşması için geçen süre. 3) Maden ticaretinde, malın geç sevk edilmesi veya zamanında ulaştırılmaması.
DEMARAJ PRİMİ, Yeni grup işçi tertibinde ocağın üretim kapasitesine kısa sürede ulaştırılmasını sağlamaya yarayan teşvik ücreti.
DEMİR ALAŞIMLARI, Demirin diğer metallerle yaptığı alaşımlar.
Ferroaluminyum, % 10 Al
Ferrocerium % 50-94 Ce
Ferrokrom % 56-70 Cr
Ferrokobalt % 50 Co
Ferromanganez % 7-45 veya daha fazla
Mn. % 7-45 Mn ihtiva eden demire ayna demiri denir. Standart ferromanganez % 80’den fazla Mn ihtiva eder.
Ferromolibden % 45-80 Mo
Ferronikel % 24-75 Ni
Ferrofosfor % 10-25 P
Ferrotungsten % 70-92 W + % 0.3 C
Ferrotitan “Ferrokarbon titanyum” % 10 -15 Ti
Ferrosilikon % 7-92 Si
Ferrovanadyum
% 20-50 V
Ferrouranyum
% 20-40 U
Ferrostronsiyum % 20-50 Sr
Demirin ferroboron, ferroboron-silikon, ferrokobalt-krom, ferromagnezyum, ferrosodyum ve ferrotantalyum alaşımları da vardır. Düşük derecede ergiyen demir alaşımları yüksek fırınlarda ve elektrik fırınlarında, karbonsuz demir alaşımları da aluminotermik prosesle elde edilir. —> Ferro alaşımlar.
DEMİR DİREK, İç içe geçmiş iki borudan ve kilit tertibatından oluşan krikoya benzer madeni tahkimat ünitesi. Bunlar sürtünmeli ve hidrolik sistemde imal edilir. Tek direk halinde kullanıldığı gibi ikili veya dörtlü imal edilip yürüyen tahkimat olarak da kullanılır. —> Hidrolik direk. Sürtünmeli madeni direk.
DEMİRLİ KİL, Bileşiminde demir oksidi bulunan bir kil. Kırmızı olanı topraksal olijist, sarı olanı topraksal limonit.
DEMİRLİ KUARS,—> Kristalin kuars.
DEMİR ŞAPKA, 1) Sülfürlü maden yataklarının, üst kesiminde oksidasyon zonunda oluşan limonit örtü —> Oksidasyon zonu. Sementasyon zonu. 2) Gossan.
DEMİRYOLU, Lokomotif, vagon vb. demir tekerlekli taşıtların üzerinde yürüdüğü, demir, ağaç veya öngerilmeli beton traversler üzerine birbirine paralel olarak döşenerek yapılan bir tür yol. Demiryolu, çekilen taşıtlara belirli bir yön vermek ve tekerleklerin sürtünme direncini azaltmak için XVIII inci yüzyılın ikinci yarısında kullanılmaya başlandı
DEMİRYOLU AÇIKLIĞI, Demir yolunda döşenmiş paralel iki ray demiri arasında içten içe ölçülen en kısa açıklık (mesafe)—> Şekil. Buna “ Ray açıklığı “ veya “ Demiryolu genişliği “ de denir.—> Ray, Ray çivisi.
DEMİRYOLU GENİŞLİĞİ,—> Demiryolu açıklığı.
DEMİRYOLU NAKLİYATI, Yeraltı ve yerüstünde zemine ray döşenerek bu raylar üzerinde demir tekerlekli (bandajlı) vagonları katar halinde (—> Lokomotif, Sonsuz halat, vb.) itme veya çekme suretiyle taşınarak cevher, kömür, malzeme ve insanların istenilen yerlere ulaştırılması. Ocaklarda döşenecek demiryolu rayları; üzerinde çalıştırılacak lokomotif ve vagonların ağırlıkları göz önünde bulundurularak; serilmek suretiyle döşenir . Genel olarak yeraltı işletmelerinde küçük araba ve el ile nakliyat yapılan yerlerde 7 kg/m, küçük araba el veya katır nakliyatında 10 kg/m, küçük araba, küçük motor, vinç ve zincir nakliyatında 14-18 kg/m, küçük orta lokomotif ile büyük vagon nakliyatı (anayol nakliyatı) 24 kg/m, açık işletmelerde (linyit) 33-41 kg/m, genel demiryolu taşımacılığında ise 49kg/m ve daha fazla ağırlıktaki raylar kullanılır. Rayların ağırlığı arttıkça taşıma gücü de ona göre artar. 7-14 kg/m ağırlıktaki raylar uygun ray bükme makineleri ile gerektiğinde bükülerek veya düz olarak gerekli malzeme ile kolayca döşenebilir. Diğerlerine ise özel bağlantı donanımı gerekir. Raylar döşenirken ağaç, demir veya beton traversler kullanılır. Demiryolu döşenen yerin taşıma mukavemetine göre traverslerin arasındaki mesafe iyi tesbit edilir.
Normal tonluk araba ile nakliyat yapılan yerlerde döşenen raylarda yol genişliği (ray arası mesafe) 60 cm, 5 tonluk araba nakliyatı yapılan yerlerde yol genişliği Türkiyede 105 cm olarak standartlaşmıştır. 5 tonluk araba nakliyatının yapıldığı troley hatlarında ağırılığı39,5 kg/ m olan raylar kullanılmaktadır.
Kullanılacakları yerlere göre kullanılan ray boyları ise 4-5-7-9-12-15-30m olarak imal edilmektedir. Ağırlıklarına ve kullanış yerlerine göre raylar 2-4 veya 6 cıvatalı pabuçlarla bağlanır. Pabuç-cıvata bağlantısı yerine bugün için birçok yerlerde kaynakla bağlantı da yapılmakta ve bilhassa ray başlarında meydana gelen vuruntu azaltılmaktadır.
Demir yollarının döşenmesinde raylar arasındaki mesafe mastarla kontrol edilip, traversler uygun evsafta seçilip nizami aralıklarla döşenmeli, rayların pabuçla bağlandığı yerlerin altına travers döşenmemeli, pabuç cıvataları iyice sıkıştırılmalı, çift yol döşenen yerlerde her iki yolun altına ayrı ayrı traversler makasların altına ise boy traversi döşenmeli, traverse rayı tutturan yol çivisi veya tirbüşonlar şeşbeş çakılmalı, traverslerin altı ve araları kırmataşla doldurulup travers altları bu kırma taşlarla iyice sıkıştırılmalı, kullanılan nakliyat vasıtalarının ağırlığına uygun mukavemette ray seçilmeli, yol döşenirken belirli meyli tutturmak için —> Yol terazisi kullanılmalı, mekanik manevra ve özel taşıma dışında demiryollarına verilen meyil % 0,5’in altında, demiryolu döşenen galeriler, kullanılan taşıt araçlarına uygun kesitte seçilmeli, arabaların kancalandığı veya kancaların çözüldüğü yerlerde durdurma ve boşaltma merkezlerinde, araçlarla galeri yan duvarları arasında (çok yol varsa araçlar arasında galeri tabanından 180 cm yükseklige kadar en az 60 cm) aralık bırakılmalı, taşıma elle, hayvanla veya mekanik araçlarla yapıldığı takdirde araçla galerinin yan duvarlarının biri arasında da galeri tabanından180 cm yüksekliğe kadar 60 cm genişlikte yaya yolu bırakılmalı, yaya yolu bırakılmasına imkan yoksa ve taşıma sırasında işçilerin geliş ve gidişine veya çalışmasına izin verilmişse yolların yan duvarlarında 50m aralarla en az iki kişinin sığabileceği cepler yapılmalı ve bu cepler kolayca görülebilecek halde boyanmalı (badana) veya işaretlenmeli, kurblarda (virajlarda) yani dönemeçlerde dıştaki rayın iç raya nazaran yüksek atılması (döşenmesi), makaslar veya kurblarda —> Öksüz (özengi) demirlerinin kullanılması, motor veya arabaların, yol genişliğine göre, çalışabilecekleri asgari yarı çaptan daha küçük yarıçaplı kurbların tonluk ocak arabaları 60 cm genişliğindeki yolun asgari kurb yarıçapı 6m,105cm genişliğindeki yol için yarıçapı 12m’den az yapılmaması, ayak dipleri, varagel, vinç dip ve başlarında, kuyu diplerinde, akrosajlarda, tumba yollarında (devrelerinde), ana yollarda lüzumu kadar geçit makasları çift yol sağ ve sol veya Y makasları atılması gerekir.
Yeraltı madenciliğinde kullanılan demiryollarında 60 cm genişliğinde ray şebekesinde travers uzunluğu 120 cm, 105cm genişliktekinde 2-2,5 m cıvarında, travers kalınlık ve genişlikleri ise 15x20cm boyutlarında yapılmalıdır.
DEMONTAJ, 1) Sökme. 2) Sondajı tamamlayan makine ve takımların yeni bir lokasyona taşınabilir hale gelecek şekilde sökülmesi işlemi.
DENGE AÇISI, Yığılmış malzemenin kaymadan durabildiği en büyük açı değeri. —> Kayma açısı.
DENGE DİYAGRAMI, Bir veya birden fazla elemanın (alaşımların) fiziko kimyasal fazlarının denge durumlarını gösteren grafik. —> Ötektik karışım.
DENGE HALATI, —> Kuyruk halatı.
DENGELİ İHRAÇ SİSTEMİ, Çift tanburlu, çift halatlı ve kuyruk halatlı, veya tek tanbur, tek halat sürtünmeli (köpe) ve kuyruk halatlı ihraç sistemi. —> Dengesiz-, Yarı dengeli ihraç sistemi.
DENGESİZ İHRAÇ SİSTEMİ, Tek halatlı ve tek tanburlu ihraç sistemi. —> Yarı dengeli. Dengeli ihraç sistemi.
DENGELENMİŞ ORTALAMA DAMAR KALINLIĞI, —> İşletilen ortalama damar kalınlığı.
DENİZ FASİYESİ, Denizlerde teşekkül etmiş eşyaşlı tortul tabakalar. Bunlardan kıyılarda teşekkül eden kayaçlara kıyı fasiyesi, 200 m’ye kadar derinliklerde teşekkül eden çökellere sığ deniz fasiyesi, 200-1000 m. arasında derinliklerde teşekkül eden çökellere batiyal fasiyesi, daha derin denizlerde teşekkül eden çökellere de derin deniz fasiyesi denir.
DENİZALTI KÖMÜR İŞLETMECİLİĞİ, Jeolojik, jeofizik ve sondajlı arama çalışmaları ile ekonomik çalışabilir derinliklerde rezervi tesbit edilmiş deniz altında bulunan kömür yataklarının işletilmesi. Kömür ihtiva eden tabakaların deniz dibinden derinliğine göre denizaltı kömür işletmeciliğinde sınırlı olarak oda-topuk, ayak-topuk, rambleli uzun ayak işletme metodları, belirli derinliklerden sonra ise; kömür işletmeciliğinde tatbik edilen tüm işletme metotları uygulanabilmektedir.
DENVER JİG, Sabit elekleri olan, suyun hareketi, piston veya diyafram vasıtası ile verilen bir —> Jig türü. Buna harz jigi de denir.
DEQ (RIHTIMDA TESLİM), Satıcının teslim yükümlüğünün, malları belirlenen varış limanındaki rıhtımda alıcıya sunmasıyla sona ermesi anlamına gelen uluslararası ticaret terimi. Genellikle bu terime “ GÜMRÜK RESMİ ÖDENEREK” açıklaması yapılır ve bu durumda, satıcının gümrük giriş işlemlerini tamamlaması gerekir. Eğer satıcı doğrudan veya dolaylı olarak ithal lisansı alamayacaksa bu terim kullanılmamalıdır. Diğer yandan terimine “ GÜMRÜK RESMİ ÖDENMEKSİZİN” eki yapılmışsa; gümrük işlemlerini alıcı üstlenmiş demektir. Eğer taraflar, ithal işlemlerinde yapılan bazı ödemeleri (VAT yani KDV gibi) satıcının yükümlülük alanından çıkartmak isterlerse bu istek, konuya açıklık getirecek sözlerle karşılanmalıdır, “ Rıhtımda teslim, VAT (KDV) ödenmeksizin (varış limanı... olarak) gibi. (Incoterms 1990).
DEPLASMAN, —> Tasman.
DEPO, 1) Su toplama yeri. 2) Ambar, Silo.
DEPREM, 1) Başlangıç noktası yerkabuğunun (~ 50-700 km) içinde bulunan doğal nedenli yerkabuğu hareketi. 2) Yerkabuğunun derin katmanlarının çeşitli nedenlerle kırılıp yerdeğiştirmesi ya da yanardağların püskürme durumuna geçmesi yüzünden oluşan sarsıntının yeryüzünden hissedilmesi. 3) Yersarsıntısı. 4) Zelzele.
Depremler genellikle yerin altında az veya çok derinde (ama, 700 km’den derinde değil) bulunan, bir dereceye kadar belirlenmiş bir yerde (deprem odağı), apansızın ortaya çıkan ve en azından geçici olarak bütün çevrede yavaş yavaş birikmiş gerilim toplanmasını sona erdiren bir denge bozulmasından ileri gelir. Belli bir “ dengeye geri dönüş “ , çoğunlukla, birbirini izleyen aşamalardan geçerek gerçekleşir (çok sayıda sarsıntılar) . Yayılan deprem dalgalarının çeşitli gözlem evlerine varma anları, deprem merkezinin (deprem odağına düşey olan yeryüzü bölgesi) saptanmasını sağlar. Deprem dalgalarının zamanda ve uzamda dağılışının incelenmesi, deprem bölgeleri haritalarının hazırlanmasına imkan verir. En sık deprem olan bölgeler, manto ile kabuk arasındaki mekanik gerilimlerin en şiddetli olduğu kırılma kuşaklarında bulunur.
DEPREMBİLİM, Depremleri ve sismik dalgaları yerkürenin iç kesimlerinde inceleyen bilim dalı. Sismik araştırmalar bölgesel veya yerküre ölçeğindeki amaçlara yönelik olabilir. Bu araştırmalarla; bölgesel olarak yeraltı kırıklarının ve petrol, doğal gaz ve maden yataklarının yeri belirlenmeye çalışılır. Yer’in iç kesimlerindeki faz süreksizlikleri, ada yaylarının jeofiziksel özellikleri, okyanus çukurları, okyanus ortası sırtlar ve yer malzemelerinin esneklik özellikleri; incelenir.
Depremlerin incelenmesine yönelik olarak da sismik dalgaların çeşitli yer istasyonlarına ulaşma süreleri ve şiddetleri belirlenir. Sismik dalgalar, yeraltı patlatmaları yoluyla yapay olarak da üretilebilir. Sismoloji kavramı. “deprembilim “ ile eş anlamlıdır.
DEPREM KUŞAĞI, —> Deprem.
DEPREM ODAĞI, Deprem enerjisinin meydana çıktığı yer. —> Deprem odak derinliği.
DEPREM ODAK (OCAK) DERİNLİĞİ, Yeryüzü ile deprem enerjisinin meydana çıktığı yer yani deprem odağı (hiposantr) arasındaki düşey yönde ölçülen aralık. Diğer bir deyişle —> Episantr ile —>Hiposantr arasındaki mesafe. Yüzeyden itibaren 60 km’ye kadar odak derinliği olan depremler “ Sığ depremler “, 60-300 km arasında odak derinliği olan depremler “ Orta derin depremler” olarak tanımlanır. Derin depremlerin odakları ise 700 km derinliğe kadar olabilir. —> Deprem.
DEPREM ŞİDDETİ, Herhangi bir derinlikte olan bir depremin, yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki gücünün ölçüsü. Depremin şiddet değerinin belirlenmesinde, episantra olan uzaklık ya da yakınlığın, yerel zemin koşullarının ve farklı tipteki yapı özelliklerinin etkisi olur. Gözlemsel inceleme alanı içerisinde aynı şiddet değerine sahip noktalar birleştirilerek elde edilen eğriye “Eş Şiddet” (İzoseist) eğrisi, üzerinde izoseist eğrileri bulunan haritaya da “İzoseist Haritası” denir.
DEPRESYON, 1) Maden ocağı, galeri, kuyu ve borularda havanın bir yerden başka bir yere akışını sağlayan kuvvet. Ocak havalandırma-sında ocağa verilen havanın basıncı düşük olduğundan ve genel olarak 1/10 atmosfere kadar olan hava basıncı mm su sütunu (tazyiğin metrik birimi) olarak ifade edildiğinden, depresyon m2 alana gelen mm/su sütunu veya kg/m2 birimleri ile (1at = 1 kg/cm2= 10.000 mm su sütunu = 736,5 mm civa sütunu) ölçülür. —>Total depresyon. Dinamik depresyon. 2) Ekonomideki iş çevrimleri (business cycles) aşamalarından biri. Bu aşamalar; depresyon (çöküntü), canlanma (toparlanma), boom (aşırı canlanma) ve resesyon (gerileme)den oluşur.Depresyon evresinde ekonomide istihdam en düşük noktadadır, talep tam istihdam ve üretim düzeyinin altındadır; kullanılmayan üretim kapasitesi yüksek düzeydedir; fiyatların genellikle düştüğü görülür, kâr oranları düşüktür ; bu yüzden yatırımlar hemen hemen durur.
DEPRESYON KONİSİ, Kuyudan su pompalanması sırasında kuyu çevresinde oluşan, sudan arınmış koni biçimindeki kısım.
DEPRESYON ZAYİATI, İçinden hava geçen galeri, kuyu, hava borusu veya basınçlı hava boruları vb’nin uzun eksenleri boyunca tesbit edilen iki noktada ölçülen basınç değerleri arasındaki fark. Diğer bir ifade ile bu iki nokta arasındaki “statik basınç azalması.”
DERAYMAN, 1) Demiryolu araçlarının raydan çıkması. 2) Ocak arabası, lokomotif vb. araçların düşmesi.
DERE TELAKİSİ, Arazide iki derenin kesiştiği (birbirine karıştığı) nokta.
DERİN AÇIK İŞLETME, Derinlere inebilmek için huni şeklinde açılmış ve derinliği 80 m’den fazla açık işletme. Derin açık işletmelerde basamaklar taşıma araçlarının (demiryolu, kamyon, vb.) işletmenin en derin noktasına inebilmelerini sağlamak üzere spiral şeklinde düzenlenir. Bugün için 250-300 m. derinliği olan açık işletmeler vardır. Ancak derin açık işletmelerde arazi basınçları ile meydana gelecekDERİN DENİZ İŞLETMESİ, Deniz üzerindeki gemi veya dubadan deniz dibine indirilen emici pompalar vasıtasıyla, deniz dibinde oluşmuş maden yumrularını veya maden ihtiva eden şlamı emerek deniz yüzeyine çıkarmak suretiyle uygulanan işletme metodu.
Dostları ilə paylaş: |